.

..............................
..



.................
............
............
............
ÇOCUKLARI KENDİNİZE KARŞI KİNLİ YAPMANIN YOLLARI
Hazırlayan: BELCETUQUE Hülya Yalçınkaya (Dulkadiroğlu)
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

............

............

“Ona karşı daima aksi ve asık suratlı olun. Niyetinin ne olduğuna
bakmaksızın, en küçük kabahatini ceza ile karşılayın. Böyle davrandığınız
takdirde size nasıl kin beslediğini görecek, bana hak vereceksiniz...”


HİKÂYE

“Güzel Leman’ a babası oyuncak bir mutfak takımı almıştı. Pırıl
pırıl parlayan bu küçük madeni kapları çok sevmişti. Ona bundan daha güzel
bir hediye verilemezdi.

Mutfak takımına kavuştuğu gün, sevincine diyecek yoktu. Onları
yıkamış, kurulamış, kutusuna yerleştirmişti. Arkadaşları kendini ziyarete
geldikçe mutfak takımlarını çıkarır, onlara yemek pişirir, ziyafet
verirdi. Kardeşi kemal, sık sık oyunlarını bozuyorsa da Leman fazla ses
çıkarmıyordu.

Bir gün, ablası okulda iken, kardeşi onun mutfak takımlarıyla oynamak
istediğini söyledi. Babası da verdi. Kemal kıskanç bir çocuktu. Niyeti
oynamak değil, ablasının oyuncaklarına zarar vermekti. Nitekim oynuyormuş
gibi yaparak bardaklardan birini ayağı ile ezdi
Leman, eve gelip mutfak takımının dağılmış olduğunu görünce
heyecanlandı. Onları düzeltmek isterken ezilmiş bardağı fark etti.
Üzüntüden gözlerine iri yaş taneleri doldu. Annesi oyuncakları Kemal’e
babasının verdiğini söyleyince sesini çıkarmadı. Acısını kalbine gömdü.
Ertesi gün iki tabak daha aynı akıbete uğrayınca Leman dayanamadı.
Ezilmiş bardağı ve tabakları alıp babasına koştu: “Babacığın, görüyor
musun; Kemal oyuncaklarımı ne hale getirmiş!” dedi ve ağlamaya başladı:
babasının cevabı ne oldu biliyor musunuz: “ne olmuş yani! Onların ben
vermedim mi? Çekil git şimdi başımdan, seninle uğraşacak zamanım yok!”
Leman, kendisi için çok değerli oyuncakların ezilmiş olmasına aldırış
etmeyen bu babaya içinden kin besledi. Aradan bir hafta bile geçmemişti
ki, küçük kızın pembe yanakları soldu. Eski neşesini kaybetti. O olaydan
sonra, babasına sevgi ile baktığını gören olmadı.”











 

............

............

............

.................