.

..............................
..



.................
............
............
............
GHAKUKO MEHMET ÇAVUŞ AYTEKİN İLE  RÖPORTAJ
GHAKUKO Emre Aytekin
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

............

............

11.04.2008 günü, sitemiz adına GHAKUKO Emre Aytekin tarafından,
GHAKUKO Mehmet Çavuş Aytekin ile yapılan röportaj.

Çocukluk yaşamınız hakkında bilgi verir misiniz?

Kırşehir ilinin Akçakent ilçesinde, (yani dönemin Akçakent köyü) fakir bir
ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Anne, baba ve altı kardeşim le
birlikte, yokluk ve yoksulluk içerisinde büyüdüm. Küçük yaşlarımda köyün
keçilerini, kuzularını ve sığırlarını otlatarak, bir nebze de olsa
ailemin gelirine yardımcı olmaya çalıştım, çocukluk yıllarımı böyle
geçirdim.

O yıllarda, “ gün gelip köyümden ayrılarak, büyük bir kente giderek
çalışmak, böylelikle, anne ve babama daha iyi bir yaşantı sağlayıp, onları
yaşadığımız bu yoksulluktan kurtarmanın hayallerini “ kuruyordum.
 

GHAKUGO Mehmet Çavuş - Yücel AYTEKİN

Ailenizden ve köyünüzden ayrılma süreciniz ile ilgili bilgi verir misiniz?

Sefalet ve yoksulluk içinde, çok zor şartlarda köyümde ortaokul 3. sınıfa
kadar devam ettim. Köyde düzenli bir gelir kaynağımız olmadığı için,
yaşamımızı sürdürebilmemiz iyice zorlaşmıştı, ortaokul 3. sınıfta iken
yaşadığım bir olay, yukarıda belirttiğim gibi kurduğum hayallerimi gerçekleştirmek konusunda, köyden ayrılmama vesile oldu, o olayı anlatmak isterim;
“ 1980 yıllarıydı, o dönem tabiri ile sağ-sol meselelerinin en yoğun
olduğu zamanlar, okulumuzda dışarıdan gelen bir öğretmen vardı, sol
görüşlüydü, böyle olunca ülkeyi bölecek komünist misali! Bizlerin beyni
yıkanmış ve öğretmeni taşlamıştım, öyle ya vatan kurtaracaktım, öğretmen
beni taş atarken gördü, ertesi gün okula gitsem, bunun hesabını nasıl
vereceğim diye uzun bir zaman düşündüm, sanki birisini öldürmüşüm gibi
öylesine korktum ve ertesi gün ailemden habersiz olarak Kırşehir iline
giderek inşaatlarda çalışmaya başladım. “ kurduğum hayallere böyle zorunlu
bir süreç ile adım atmış oldum.

Köyünüzden ayrıldıktan sonra uğraşlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Köyden ayrıldıktan sonra, Kırşehir ilinden başlayarak, ülkenin çeşitli
illerinde, karın tokluğuna inşaatlarda çalışarak soğuk demircilik yaptım.
İnşaatlar da, aç kaldığım ve soğukta yattığım çok zamanlar oldu,
ustalarımca ezildim, işimi öğrenirken yağmur, çamur,kar,kış demeden,
güneşin altında sıcaktan vücudumdan boşalan tere aldırış etmeden
çalıştım,çalıştım,çalıştım. Çalışmalıydım, çünkü benim ve ailem için
kurduğum hayaller, dönüşü olmayan bir yolculuk kılmıştı gurbeti, bu azim
içerisinde çalıştım, önce demirciliği öğrendim, bir süre sonra da Soğuk
Demirci Ustası oldum. Usta olduktan sonra, büyük inşaatların demir bağlama
işlerini taşeron olarak üstlenmeye başladım, genç yaşımda, işimde öyle
usta olmuştum ki, benden çok önce bu işe başlayan insanlar, yanımda işci
olarak çalışmaya başladılar. Artık Türkiye’nin çeşitli illerinde, büyük
inşaatlarda demirci ustası olarak iş almaya başlamıştım ve bir süre sonra
Almanya ülkesine giderek bu ülkenin çeşitli şehirlerinde, tam 7 yıl
boyunca ülkeme gelmeden inşaatlarda usta olarak çalıştım. Burada
kazandığım belli bir birikimle Türkiye’ye, daha önce çalıştığım yer olan,
Antalya’nın Finike ilçesine yerleşerek, kurduğum inşaat firması ile, artık
bir işveren olarak iş hayatıma devam etmeye başladım.

Şu an, iş yaşamınızda geldiğiniz nokta nedir?

Benim yetiştirdiğim ve benim gibi iyi bir demirci ustası olan kardeşim
Yücel ile birlikte halen Çavuş İnşaat Limited Şirketi olarak,Finike’de
faaliyet yürütüyoruz. Sizlerinde gelip gördüğü gibi, sayısını
hatırlayamadığım kadar binalar yapıp, insanların hizmetini sunduk ve
sunmaya devam ediyoruz. Finike ve mülhakatında sizinde gördüğünüz üzere,
inşaat firması olarak rakipsiz bir firmayız. Narenciye başta olmak üzere,
burada bulunan bunca büyük firma arasında, 2007 yılı vergi ödemelerinde 9’uncu
olduk, bu benim için gurur verici bir olay. Bunca insana iş vermek,
insanlara kaliteli ve ekonomik konut üretmek, devlete böyle bir sıralama
da vergi ödemek, gerçekten güzel bir duygu.

Başarınızın altında yatan nedenler sizce nelerdir?

Başarımın altında yatan bir çok neden var, bunları sayacak olursak;

* Çocukluk yıllarımda yaşadığım yoksulluk, açlık ve sefaleti, bir kız ve
bir erkek babası olarak çocuklarıma yaşatmamak için, yılmadan yorulmadan
azimle çalışma isteğim,

* Dürüst ve güvenilir olmayı kendime ilke edinmem,

* İşimle ilgili olarak, ustalardan, nasıl usta olunacağını en güzel bir
şekilde öğrenme isteğim,

* Param olsa bile, hep yarın aç kalabilirim korkusuyla, aza kanaat ederek
azimle çalışmaya devam etmem,

* Sorumluluklarımın idrağında olup, özverili ve disiplinli bir şekilde
çalışmam,

* “ Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır ” sözünde olduğu gibi,
benimde şu an Finike’ de, halen Halk Eğitimi Merkezi Müdürü olan eşimin
destekleri olarak sıralamam uygun olur sanırım.

Bir şirketiniz var ve iyi kazanıyorsunuz, Akçakent’ten Finike’ye uzanan
yaşamınızda başarılı bir sonuç, bunun avantaj ve dezavantajlarını sıralar
mısınız?

Avantajlarım; Akçakent yaşamımdaki açlık, yoksulluk ve sefalet, bana,
azim, hırs ve peşinden başarı kazandırdı. Çocuklarımın geleceklerini
ekonomik açıdan garanti altına aldım. Finike’de dürüst, güvenilir,
çalışkan, itibarlı ve saygın bir iş adamı olarak tanınmam avantajlarım
olarak görülebilir.

Dezavantajlarıma gelince; Gecemi gündüzüme katarak hırsla, azimle yılmadan
hep başarılı olabilmek, kazanmak, çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlamak,
böylelikle, benim yaşadıklarımı yaşamamaları için, yurtiçi ve yurtdışında,
onlardan bir dönem ayrı kalarak yaşamak zorunda kaldım, haliyle, onlarla
yeteri kadar ilgilenemedim, içimdeki sevgiyi ifade etmekte, bu ayrı
kalmanın etkisi büyüktür ama bir gerçek var ki, her baba evlatları için
çırpınır, benim bunca gayretli çalışmam, hep evlatlarım için oldu.

Her şeye rağmen “ah birde şunlar böyle olsaydı” dediğiniz şeyler var mı?

Olmaz mı…Ah! birde annem ve babam sağ olup ta, bu günlerimi görseydi,
onları yoksul ve meşekatli geçen yaşamlarının son yıllarında rahat
ettirseydim.

Ben annemi askerdeyken kaybettim. Vefat ettiğini askerden dönüşte
öğrendim, çok genç yaşta kaybetmiş olmama ve ona son görevimi bile
yapamadığıma hep ah! ettim, bu insanı yıkan ve dönüşü olmayan bir vuslatın
özlemini çektiren çok kötü bir duygu, Allah kimseye bu açıyı tattırmasın.
Askerden dönünce babamı köyde yalnız bırakarak adeta terk ederek köyden
ayrılırken keşke onu da beraberimde getirebilseydim ya da ilgimi ve
sevgimi, onu arayıp sorarak hissettirip, zaman zaman yanına giderek
gösterebilseydim. Sevmek ve saymak ayrı bir duygu, önemli olan
hissettirmek, anne ve babanın çok önemli bir değer olduğunu, insan ancak
baba olunca daha iyi anlıyor. Şimdi Ah…diyorum, keşke bu günlerimi
onlarda görselerdi, benimle gurur duysalardı, onları en iyi şartlarda
yaşatsaydım ahhh!

Çocuklarınız ve torunlar sizin için ne ifade ediyor?

Onlar benim her şeyim, en büyük sermayem. Yaşamım boyunca hep onlar için
çalıştım ve gelecekte de onların rahat etmesi için özveriyle çalışacağım.
Onların gelecekte başarılı, dürüst, onurlu, çalışkan, sevilen, sayılan
kişi olmaları benim için bu hayatın önceliğidir. Ben onlara örnek olmak
adına, bu saydığım değerlerden hiç taviz vermeden yaşadım. Onları,
zamanında benim açamadığım kapıları açacak olan geleceklerim olarak
görüyorum. Torunuma gelince; torun sevgisi tarif edilmez, yaşanır. Ayrı
bir duygu, fotoğraflarını gördünüz, bu afacan bana geldiğinde “ evimin
altın topu “ oluyor adeta. Torun yanımda olduğunda dünyayı unutuyorum,
varsa, yoksa o. Çocuklarımı ve torunlarımı, çok ama çok seviyorum.

Gençlere ne söylemek istersiniz?

Yaşamları boyunca, hangi insanlara güvenmeleri gerektiğini iyi bilsinler,
kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için sebat etmeyi öğrensinler.
Dürüst olmayı, hırsla ve azimle çalışarak zoru yenerek başarmayı
kendilerine ilke edinsinler.

Çavuş İnşaat’ın gelecekteki hedefleri nedir?

İtibarlı, saygın ve güvenilir bir şirket olarak, Türkiye genelinde büyük
projelere imza atan büyüklükte bir şirket olmayı hedefliyoruz.

Çavuş inşaat tarafından yapılan bir bina

Akçakent size ne ifade ediyor?

Baba ocağım, geçmişim, çocukluğum, anılarım, hayallerim, bu günlere gelmem
de en büyük faktör olan çilekeş yaşamımın merkezi, çocukluk arkadaşlarım,
dostlarım, kısaca özüm, sözüm, memleketim. Annemin, babamın, ablamın ve
bazı akrabalarımın ebedi mekanı ve yaşadığım sürece vazgeçilmezim,
Akçakent’im…

Son söz olarak; birlik ve beraberlik içerisin de yıllardan bu yana,
kendisine saygıyı şiar edinen, tüm Akçakentli hemşerilerime selamlarımı ve
saygılarımı iletmek istiyorum.


Bu güzel söyleşi için, thamademiz Mehmet Çavuş Aytekin’e, akcakent.org
olarak teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

............

............


............

.................