.

..............................
..



.................
............
............
............
GÜLBAYAZ CAN İLE RÖPORTAJ
BELCETUQUE Orhan Yalçınkaya
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

............

............

12.04.2008 Cumartesi günü saat 12.00 sularında, guaşe BATÜ Gülbeyaz CAN’ın evine gittim, kapıda oturuyordu, selam verdim ve yanına oturdum, biraz hal hatır sordum, sonrada kendisiyle şurdan-burdan misali sohbet ettik.  

Kendisi çok sevindi, “ bizim gibi yaşlıları, gençlerin ziyaret etmesi bizi
onure eder “ dedi. O güzel şakacı mizacı ile güzel bir öğlen vakti
geçirdik.

Guaşe kendisi ile ilgili olarak ;

Ben 1938 yılında Polatlı köyünde doğdum ve 14 yaşına kadar Polatlı
köyünde büyüdüm. Çocukluğumu doya doya yaşayamadan, Akçakent’ten BATÜ Ali CAN ile evlendim, daha küçüktüm ve hiç bir şey bilmiyordum, “ eeee kolay
mı Çerkezlere gelin oldum, o zamanlarda çerkezlere gelin olmak çok zordu,
çünkü eskiden hep çerkezce konuşurlardı, yeni gelin olduğumda dillerini
hiç anlamıyordum, bu yüzden çok ağladım ama şimdi bir çerkezden farkım
yok, adet, töre ve dil konusunda belkide çoğu çerkezden daha iyiyim.

Ben artık Akçakentliyim, yaptıklarımı anlatmakla bitiremem, eskiden
yoksulluk vardı, zor günler geçirdik, ömrüm çalışmakla geçti, Ben
düğünlerde yemek yaparım, bayanların cenazelerini yıkarım, eskiden bende
ebelikte vardı, çok doğum yaptırdım, bu güne kadar 150’ye yakın doğum
yaptırdım, hiçbir bebek ve anne yaptırdığım doğumlardan dolayı zarar
görmedi, hepsi sağlıklı doğum oldu.

Benim 5 kızım ve 2 oğlum var, babam Hamo YILMAZ ölümünden sonra, babamın
gazi olmasından dolayı emekli sandığından maaş alıyorum, Allah’ın bu
günlerine de şükürler olsun.

Bir küçük anı anlatayım ; bir düğünde yemek yaparken, köyümüzden bir
gelinin doğum anı gelmiş, koşarak benim yanıma geldiler, “ aman Gülbeyaz
hala yetiş doğum başladı “ diye, hemen düğün yemeğini bıraktım, koşarak
doğum yaptıracağım eve gittim. doğumu başarıyla yaptırdım ve tekrar düğün
yemeğine yetiştim, bu günü halen unutamam.

Guaşemize uzun ömürler diliyoruz, kendisi bana “ böyle yaşlıların
hatırlarının sorulmasının çok güzel olduğunu” söyledi ve dualarla beni
uğurladı.
Çocukken şahit olduğum bir anımı anlatmak istiyorum ;
Köyümüzün ortasında duran kenarında büyük bir çeşme, bu çeşmeye ait iki
büyük oluk vardı, bu oluklar bizim için bir tür oyun alanı gibiydi, yine
oynamak için bir yaz günü bu olukların içerisindeydik.

Rahmetli thamadelerimizden olan, BORANBEY Ramazan Boran ile
GHOGOKHO Feyzullah Aytekin şiddetli bir tartışmaya tutuldular, neredeyse birbirlerine saldıracaklar, bu sırada oraya gelen diğer bir thamademiz, her ikisini de yaptıkları bu tartışmadan dolayı uyararak yanlarından ayrıldı. Tartışmayı
kesen her iki thamademiz bir süre normal bir düzeyde konuşarak,
birbirlerinin gönüllerini aldılar, bir süre sonra hiçbir şey yaşanmamış
gibi gülerek ve şakalaşarak oradan ayrılıp gittiler, sonraki günlerde de
bu olaydan dolayı aralarında bir soğukluk görmedim.

Bu olay, bugünün ufak konularından dolayı nasıl birbirimizi kırdığımızı
düşündükçe, bana ders almam gereken bir örnek olarak aklıma hep geliyor,
kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum.

............

............


............

.................