.. |
|
................. |
............ |
............ |
............ |
HAJEMİGO DÖNDÜ DEMİR ile
SOHBET |
BELCETUQUE Orhan Yalçınkaya |
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................ |
............ |
............ |
13.04.2008 Pazar günü
saat 20.00 sularında guaşe Döndü DEMİR’in evine
misafir oldum. Beni güler yüzüyle karşıladı, başladı eskilerden
anlatmaya,
bende anlattıklarından bir özeti kendi ağzından size aktarayım
dedim. |
|
|
|
Ben 1937 yılında Akçakent’te doğdum. Çocukluğum uzun yılları,
ailemin
hayvancılık yapması nedeniyle göç ettiği Kürt köyü olan Çökelik
köyünde
geçti. Ben küçükken çok yaramaz biriydim, köyümüzün kızları ve
erkekleri
benden korkarlardı, bir erkek gibi yetiştirdi ailem, çok fenaydım.
Akçakent’te 6 km uzaklıkta bulunan Çökelik köyünden at ile tek
başıma
gelir giderdim, hatta 12 km uzaklıkta Pekmezci köyünde bulunan
değirmene
un için tek başıma at ile giderdim, o kadar gözü açık ve cesur
birisiydim,
çok küçük yaşta, (15) yaşında ORAQ İsmet DEMİR ile evlendim.
Akçakent köy iken daha iyiydi, köyümüz birbirine çok tutkundu,
eskiden
yardımlaşma vardı, kimse kimseyi kırmazdı saygı vardı, oysa şimdiki
nesil
öyle değil, bizim zamanımız eğlenceleri de değişikti, kız-erkek avlu
içerisinde top oynardık ama ne top! eski kazak veya yeleklerden
yaptığımız toplar bizim için önemliydi, hiç unutmam bir gün Reşah
UZ’un
annesi Nöq’ün çamaşırları kapı önünde çamaşır ipine serdiğini
gördük,
bizde arkadaşlarla ipte asılı olan kazağı çaldık ve top yaparak
oynadık.
Şimdiki genç evlatlarımız bizim gibi birbirileri ile dayanışma
içinde
değiller ve yaşamdan zevk almıyorlar maalesef.
Thamade’nin mesleği olan mezar taşı işini 40 senedir yapmaktayız,
geçmişe
nazaran yani yaşlanmama rağmen geçmişin verdiği kuvvetle yılmadan
çalışıyorum, thamadenin vefatından sonra bana kalan Bağ-Kur maaşı ve
mezar
taşından elde ettiğim gelirle geçiniyorum, Allaha şükür maddi
durumum iyi,
benim 4 oğlum, 3 kızım ve 18 torunum var, ben tek başıma yaşamayı
tercih
ediyorum.
Biraz önce çok fena birisiyim demiştim, sana bir anımı anlatayım ;
Bir gün Yeniyapan köyünde cenaze vardı, taziye için kız arkadaşlar
toplandık gittik, tam 10 kişiydik. Köyden gelirken Eskiyurt
mevkiinde
arkadaşlarımın önünde gittiğimden dolayı biraz yavaş yürü diye bana
kızdılar, sonra beni önlerine kattılar ve yakaladılar aramızda güzel
bir
güreş başladı ama ben saçından tuttuğumu yıktım, tam 9 kişiyi yere
yatırdım ve üzerilerine de oturdum, hiçbiride altımdan kalkamadı,
eeee
nasıl kalksınlar ben hepsinden daha yiğittim. Bizim bu halimizi
gören ve o
sırada tarlada çalışan bir thamademiz, yere yıktığım arkadaşlarıma,
“
yediğiniz ekmek haram olsun, 9 kız Döndü’yü yıkamadınız, yazıklar
olsun
size “ dedi, işte bizim eskiden yaşadıklarımız böyle güzel günlerdi.
Bu güzel sohbet için sitemiz olarak guaşemiz Döndü DEMİR’e teşekkür
ediyor, uzun ömürler diliyoruz… |
............ |
............ |
|
............ |
|
................. |