.

..............................
..



.................
............
............
............
BİR ADİGE HİKAYESİ
Sevinç-Ercan Buzlu
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

............

............

—Vaktiyle güzel bir Adige kızı varmış. Adı Akanda imiş. Güzel, Akıllı, hünerli bir kızmış. İş yapmasını, yerli yerince konuşmasını bilirmiş. Bu görgülü, adet bilen kıza herkes hayranmış.
Akanda, güzel akıllı olduğu kadar da, gururlu bir kızmış. Öyle hemen önüne ilk çıkana gülüp gönül verecek biri değilmiş.                                  

 

Bir gün, Akandalar’ın köyünde bir düğün olmuş. Bu düğüne uzak bir yerden, Haus isminde bir delikanlı gelmiş. Haus, zengin ama sonradan görme bir ailenin çocuğuymuş. Çok gururluymuş. Kimseyi beğenmezmiş. Güzel giyinir, herkese tepeden bakarmış. Geleneklere uymaz, dilediği gibi hareket edermiş.


Haus, Akandalar’ın köyüne geldiğinde de öyle yapmış. Eğer takımı gümüş tokalarla süslü güzel atından inmeden köye girmiş. Kamçısını şaklatarak düğün yerine gelmiş. Gözü hemen Akanda’ya takılmış. Yanındaki birine; ”şu sıranın başındaki kız kim?” diye sormuş. Bir yolunu bulup Akanda ile konuşmuş.”seninle evlenmek istiyorum!” demiş. Akanda;”Ben geleneklere uymayan biriyle evlenmem” diyerek, Haus’un teklifini reddetmiş.Gururlu Haus çok kızmış “Seni kaçıracağım!” demiş. Akanda da sert cevap vermiş: “Karşımda beni kaçırabilecek bir yiğit göremiyorum” demiş. Yürüyüp gitmiş. Haus, daha düğün bitmeden Akandalar’ın köyünü terk etmiş.


Haus bir süre sonra, kendisi gibi adet bilmez iki arkadaşıyla silahlanıp yola çıkmış. Niyeti Akandayı kaçırmakmış.Akandalar’ın köyüne yaklaştıkları sırada, yolda yaşlı bir adama rastlamışlar. Adamcağızın atı, kendisi gibi yaşlıymış. Bir kulağı kesik, bir ayağı topalmış, aksayarak yürüyormuş.Haus, ihtiyara takılmış:”Dede, bu atla öbür dünyaya mı gidiyorsun?” demiş. İhtiyar ;”Öyle evlat! Bundan sonra bizim gideceğimiz yer orası” diyerek karşılık vermiş.Haus, ihtiyarı rahat bırakmamış. “Dede! Biz kız kaçırmaya gidiyoruz. Sen
ahiretlik atınla yavaş yavaş gel. Dönüşte bizi karşılarsın.”
demiş. Atını kamçılamış.
İhtiyar üç delikanlının arkasından bağırmış, “Kimin kızını kaçıracaksınız?” demiş. Haus ;”Babasını tanımıyoruz. Ama kızın adı Akanda” diyerek karşılık vermiş.


Üç genç, yaşlı adamı toz duman içinde bırakarak atlarını dörtnala sürmüşler. Ancak, aradan yarım saat bile geçmeden geri dönmüşler. İhtiyara yaklaşınca durmuşlar. Haus; “Dede! Sen hala yolda mısın?” diyerek, yaşlı adama yeniden takılmış.İhtiyar; “Ne yapayım evlat! Atım bu kadar gidiyor” demiş. Sonra o sormuş: “Hani kaçırdığınız kız?”demiş.Haus,Akandalar’ın köyünde gençlerin silahla talim yaptıklarını. Şu anda Akanda’yı kaçırmanın mümkün olmadığını anlatmış. Başka bir gün geleceklerini söylemiş.
İhtiyar gülmüş:
Bak oğlum! Demiş. Sen belki Akanda’yı kaçırabilirsin. Ancak o seninle yaşamaz.
Haus merakla sormuş:
— Neden?
— Ben Akanda’nın babasıyım. Benim kızım adet, gelenek bilmeyen bir adamı koca olarak kabul etmez de onun için.
Haus aptallaşan bir suratla bakarken, ihtiyar kalpağını düzeltmiş. Atının dizginini çekerek, kamçısını şaklatmış. Topal hayvan tek kulağını dikmiş. Arka ayakları üzerine kalkarak şahlanmış. Ok gibi ileriye fırlamış. Haus ve iki arkadaşı arkasından bakıp kalmış.Haus, o günden sonra, değil Akanda’yı kaçırmak, bir daha insan içine çıkamamış.
 

Dadu, hikâyesini bitirince derin bir nefes aldı. Soğuyan sütten bir yudum aldı. Başını kaldırmadan “Bastı kızları!” dedi.
—Kaldırın şunu
Sesi soğuk ve kuruydu.Dört Bastı Kızı hemen ayağa fırladı. Divana en yakın olan Suret, Dadu’nun önündeki küçük ayaklı siniyi aldı.Lasmar, Genar’ a doğru eğildi. Alçak sesle fısıldadı.
—Dinledin mi hikâyeyi? Haus’un bir eşi de sensin.
Genar, kızgın Lasmar’a baktı. Hiç sesini çıkarmadı. Ağzına yeni attığı çörek parçasını bir türlü yutamadı. Oturduğu sürece, çiğneyip durdu.Genar, işte o geceden sonra iyice durgunlaştı. Değişti. Yeni bir insan oldu. Sırıtarak değil, düşünerek konuşan bir adam oldu.

Kaynak: GENAR          
Yazar: Osman ÇELİK

............

............


............

.................