.. |
|
................. |
............ |
............ |
............ |
SİYUGH Bekir İlhan - SHHACUKHA
Zahide İlhan |
BELCETUQUE Gürbüz Yalçınkaya |
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................ |
............ |
............ |
|
Akçakent'in en sakin
yaradılışlı thamadelerinden biriydi. Çevre köylerde Hacı Bekir diye
anılırdı. Köyün en çalışkan insanıydı. Akraba ve yakın gördüğü
gençleri zoraki çalıştırmasıyla ünlenmişti. O denli sevilirdi ki,
kimse itiraz etmez, mümkünse ona hissettirmeden arazi olmanın yoluna
bakılırdı.
Gök mavisi gözleri ve sevgi dolu bakışları, insana huzur ve güven
verirdi. O gözlerden bir kez olsun kızgınlığa dair bir bakış
görülmedi.
Üç şeye çok önem verirdi. Tuz, gazyağı ve kibrit.
İlerleyen yaşına rağmen çalışmaktan hiç yorulmadı, bir ibadet gibi
gördüğü çalışmayı bu kadar seven ve şikayet etmeyen insanların
başında gelir. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin yılmaz bir
savaşçısı idi ve İsmet İNÖNÜ’ye laf söyletmezdi. Aynı zaman da hac
farizasını yerine getiren ilk hacılardandır.
Değerli eşi Zahide Guaşe tam bir Çerkes hanımefendisiydi. Sabahtan
akşama yemek, ev temizliği, avlu temizliği, küçük ve büyük baş
hayvanlarla uğraşırdı.
Akçakent'in o soğuk ve sert kışlarında omzuna aldığı tahta taşmak
ile iki bakraç suyu taşıması, günün iki günü Golage’de bulunan
bahçeye gidişi, ince heybetli görünüşü, yaptığı bazlamalar ve
baklavalar kendisiyle özdeşleşen hasletleriydi.
Her ikisi de ölümü sessiz ve evlerinde karşıladılar, tek fark,
farklı zamanlar olması.
Zahide Guaşe asilliğine yakışır bir şekilde, yatağında bulunan en
yakını eşi Bekir dedenin bile haberi olmadan ölüme gitti, kim bilir
belki de rahatsız etmek istemedi.
Allah her ikisine de rahmet etsin. İnşallah mekanları Cennet olur.
Rahmetlilerin torunu olan, bu güzel siteyi bizlerin kullanımına ve
paylaşımına kavuşturan Uğur İlhan ağabey ile ilgili olarak bir küçük
anı anlatmak isterim.
Uzun yıllar önce Uğur ağabey ziyaret amaçlı olarak köye gelmişti.
Bekir dede kendisine oldukça düşkündü.
Uğur ağabey şehir kültürünün getirdiği açlıkla olacak ki, sabahtan
akşama kadar Bekir dedenin eşeğini akranları ile yarışmak ve rasgele
koşturmak adına iyice yorar, hayvan iyice yorulur ve yere yığılarak
kalır. Eşeğin öldüğünü zanneden Uğur ağabey, her köylü için olduğu
üzere Bekir dede için önemli olan eşeğin ölümünden korkarak, kaçıp
SYNDUKH Ahmet UTKU thamadenin evine sığınır. Uğur ağabeyin gecenin
ilerleyen saatleri olduğu halde eve gelmemesi, Bekir dedeyi
endişelendirmiş. Ev ev dolaşıp torun sormuş ve sonunda bulmuş.
SYNDUKH Ahmet Utku thamade durumu anlatmış, ''Eşeği çatlatmış,
korkudan bize geldi.'' Bekir thamade gülümsemiş ve ''Ona bir eşek
değil bin eşek feda olsun'' demiş ve Uğur ağabeyi alarak eve
getirmiş.
Thamademiz, torunu Bülent'e de çok düşkündü. Köyde onun eli
ayağıydı. Bir gün thamademiz ekin biçiyor. Bülent'te bakıyor güneşin
altında ekin biçiyor. Bir ağacın arkasına gizleniyor, sonra da
oradan kaçıyor. Thamademiz görüyor ve ''vay köpoğlu ben de yardıma
geldi sandım'' diyor.
Sevgili thamademizin son yıllarında sevgili torunu Bülent Çelen,
sevgili thamademiz Sabri amcanın kızı Gönül Akgün (Dağ) ve sevgili
thamademiz Hacı Hasan amcamızın kızı Hatice Keleş'in (Apaydın) çok
emekleri geçti. Onları buradan saygıyla selamlıyorum.
|
...
SİYUGH Bekir
İlhan
SİYUGH
Ayhan - SİYUGH Fatma - SİYUGH Sevim - SYNDUKH Emel
|
|
|
....
SİYUGH
Orhan İlhan - SİYUGH Faik İlhan
SİYUGH Fatma İlhan - SİYUGH Kuban Uğur İlhan - SYNDUKH Emel
İlhan |
............ |
............ |
|
............ |
|
................. |