.

..............................
..



.................
............
............
............
SİYUGH Orhan İlhan
BELCETUQUE Gürbüz Yalçınkaya
........................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

............

............

Thamade SİYUGH Orhan İlhan hayatını kazanmak adına genç yaşında köyünden
ayrılarak memuriyet hayatına atıldı, yaşamı boyunca parayı sadece temel
ihtiyacın bir aracı olarak gördü.

Yüzünün asık olduğu görülmedi, insanlar ile ilişkilerinde öylesine samimiydi ki, o dönem Bolu gibi bir ilde dahi, çoğunluk insanın tanıdığı bir şahsiyetti. Uzun yıllar yerleşik kaldığı Eskişehir ilinde vefat ettiğinde, yüzlerce araçtan oluşan konvoy eşliğinde son yolculuğuna uğurlanması, onun insanlar ile ne denli güzel ilişkiler kurduğunun en büyük kanıtıydı.

Şakalaşmayı ve insanları rencide etmeden kandırmayı çok severdi, bu yönü ile ilgili bir anı;

Koçhisar’da bir 23 Nisan bayramında halk statta toplanmış gösterileri izliyordu. Thamade Orhan İlhan kürsüye giderek mikrofonu alır ve çok sevdiği ağabeyi thamade Elbeg'e seslenir: ‘’Sayın Elbeg, Hayriye yenge çok sinirlendi, hemen eve gelsin, yemekleri hazırlasın dedi, sizi evde bekliyor’’ diye anons yapar, tabi stat gülmekten töreni izleyemiyor.

Bir diğer anı;

Thamade Bekir, thamade Orhan İlhan ile birlikte aynı dairede görev yapıyordu. Kendisi, üniversite mezunu, dairenin müdürü, ekonomik durumu iyi, çok titiz bir insandı, hatta oturacağı iskemleyi dahi tertemiz mendiliyle silmeden oturmazdı. Thamade Orhan bir kış günü dairenin ortasına kurulmuş olan odun sobasından bir odunu alır ve thamade Bekir’in paltosunun cebine koyar. Akşam mesai bitiminde herkes yerinden kalkar paltolarını giyer. Thamade Orhan herkesi durdurur ve çalışanlara hitaben, “buradan odun çalınmış, herkesi arayacağım“ der. İlk olarak Bekir thamadeye yönelir, daha paltosunu giyemeden cebinden odunu çıkarır ve orada bulunanların duyacağı ses tonuyla kendisine ‘’Hiç oluyor mu Bekir bey… Odun çalmak yakışıyor mu sana’’ der. Bu şaka sonucu, thamade Bekir tam 1 ay boyunca küsmüş ve bin bir yalvarma ile zor barıştırmışlar.

Thamademiz ile ilgili olarak Koçhisar’da dilden dile dolaşan bir diğer anı vardır.

Görevi, köylere gidip sorunlu arazilerin ölçümünü yapmak ve paftalarını onaylamaktı. O dönemlerde baya forsu olan bir işti. Köylüler thamade Orhan’ı ve yardımcılarını bir gün misafir odasına almışlar. Hepsi açlıktan ölüyor.

Muhtar sürekli olarak thamade Orhan’ı onure edecek konuları açıyor ama bir türlü sofrayı kurmuyorlarmış. Muhtar, “ Orhan bey siz kültürlü bir beyimizsiniz, iyi dua okursunuz bir dua okuyun da yemeğe başlayalım “ demiş. O da başlamış Adigece, ‘’çok acıktık. Sabahtan beri tarla tarla dolaşmaktan ayağımıza kara sular indi. Sen ha bire konuşuyorsun yemekleri getirsen ya…’’ diye, makamlı olarak sözde dua okumaya. Odadakiler huşu içinde ‘’amin’’lerle ‘’dua’’yı dinlemişler. Muhtar göz yaşları içinde ‘’ben
bu kadar güzel duayı derin hocalarda bile dinlemedim. Hemen kuzuyu getirin’’ demiş.

Bu olay kulaktan kulağa yayılmış ve artık thamade Orhan’ı mevlitlere çağırmaya kadar gidince, ‘’Yahu ben ne anlarım duadan, şaka yapmıştım Adigece bir şeyler atmıştım kafamdan’’ diyerek itirafta bulunmuş.

O dönemlerin yakışıklı jönü Ayhan IŞIK’a benzerliği ve yakışıklılığı esprilere konu olmuş, “Ayhan IŞIK kim ki, Orhan varken“ gibi .

Sevenlerini geride bırakıp giderken, ardından çok gözyaşları döküldü.

Allah rahmet etsin, mekanın Cennet olsun thamade Orhan.


(NOT: Bu yazının hazırlanmasında yardımcı olan thamademize saygılar sunuyorum. -BGY)
 

.....
SİYUGH Orhan İlhan

.........

.....
SYNDUKH Emel İlhan - SİYUGH Orhan İlhan

.........

............


............

.................