21 MAYIS'TA KARADENİZ'E NARTLARDAN
İKİ ÇELENK
Yaşar Güven
Komün, Nisan-Mayıs 1992, s: 18
                         
...................
 
...................

İnsanları vatanlarından söküp atabilirsiniz; ancak, vatanlarını kalplerinden çıkaramazsınız.

29 Aralık 1890, 350 Amerikan yerlisinin Vounded Knee (Yaralı Diz)'de katledildiği gündür. "Beyaz adam gelir; biz ölürüz" diyen Kızılderililer, beyazlarla uzun yıllar eşitsiz bir savaşa tutuştular ve bu katliamdan sonra yenilgiyi kabullenip "rezervasyon" adı verilen çorak bölgelere yerleştirildiler. Artık her 29 Aralık'ta Kızılderililer atalarının topraklarında yine at koşturuyor ve bugünü hüzünle anıyorlar.

Mayıs'ın 21’i çoğumuz için baharın herhangi bir günüdür. Hiçbir farklılığı yoktur. Çerkes halkı içinse büyük yıkımın hatıraları, Mayıs'ın bu güzel zamanlarının içinde sessiz ağıtlar yakar.

Farklı nüfus yoğunluklarında, dünyanın birçok ülkesinde yaşamaya zorlanmış Çerkesler için; 21 Mayıs (x) önemli bir gündür. Sıcak denizlere inme ve sonucunda "Dünya İmparatorluğu" kurma ideolojisindeki Çarlık Rusya'sı ile savaşan Kuzey Kafkasya'nın otokton halkı Çerkesler, 21 Mayıs 1864'ü bir dönüm noktası olarak anarlar. Bu tarihten itibaren Çerkeslerin (özellikle Abaza, Adige ve Wubıhların) çok büyük bir bölümü anavatan Kuzey Kafkasya'yı terk etmeye başladı. Yolculuk Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru ve büyük oranda Karadeniz üzerinden yapıldı.

Balkanlardan Arap çöllerine kadar dağıtılan bu insanlar, gerek yolculuk sırasında, gerekse yerleştirildikleri bölgelerde ağıtlar yakılacak ölçüde ölümler yaşadılar. Korkunç bir yıkıma uğradılar.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda da "politika bilmezliklerinin" bir kez daha kurbanı olup, bu sefer de Balkanlar’dan sürüldüler; kötü adam oldular. Kuzey Kafkasya'da kalanlar ise özerk cumhuriyet ve bölgelerde varlıklarını sürdürdüler.

Bugün, Türkiye'de yaşayan 6 milyon, Kuzey Kafkasya'daki 5 milyon Çerkes, 21 Mayıs'ta Karadeniz'e hüzünlü iki çelenk bırakıyor. Ve "Dünya Kütür Mozayiği" içinde diğer halklar kadar -ne eksik ne fazla- yerlerini almak istiyorlar.

Çerkes halkı kimseden şefaat beklemiyor. Demokrasi, daha fazla demokrasi istiyor bu insanlar. Hem anavatanlarında hem de sürgündeki kardeşleri tek çarenin "gerçek demokrasi" olduğunun bilincini taşıyorlar.

(x) 21 Mayıs 1864'den beri Çerkesler anavatanları Kuzey Kafkasya dışında başta Türkiye, Ürdün ve Suriye olmak üzere, İsrail, Irak, Mısır, Yugoslavya, Almanya, Hollanda, İngiltere ve ABD gibi pekçok ülkede varlıklarını sürdürmeye çabalamaktadırlar.

Yaşar Güven
İstanbul Kafkas Kültür Demeği
Yayın Komisyonu Adına