Bir adam düşünün.
Öyle bir adam ki, II. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirecek
bir buluşa imza atmış olsun, binlerce insanın yaşamını
kurtarsın, Avrupa’yı sürekli Nazi işgalinden korumuş olsun.
Hatta aynı adam bugün hepimizi elinin altındaki
bilgisayarların ve yapay zekanın temellerini atmış olsun.
Kavramsal olarak ortaya attığı fikirler ölümünden yıllar sonra
bile yapay zekadan nano-teknolojiye, moleküler biyolojiden
matematiğe kadar her alanda hala geçerli, hala kullanılır
olsun… Ama insanlığı derinden etkileyen bu katkıları olmasına
rağmen, bu adam ne okullarda fen derslerinde anlatılsın, ne de
adı filmlerde geçsin….
İşte bu unutulmuş dahinin adı Alan Turing.
20. yüzyılın en büyük matematikçilerinden biri olan ve
bilgisayar bilimlerinin, yapay zekanın babası sayılan Alan
Turing çoğumuzun çok geç duyduğu ya da belki de hiç duymadığı
bir isim. Tüm dünyada, bilim çevreleri doğumunun 100. yılında
Alan Turing’i anarken biz de Açık Bilim ekibi olarak üzerimize
düşeni yapalım ve kişisel tercihleri nedeniyle hırpalanmış ve
tarihin tozlu sayfalarına gömülmeye çalışılmış bu dahiyi
anımsayalım.
|
Alan Turing, 16 yaşındayken. |
23 Haziran 1912 tarihinde, Londra’da bir erkek çocuğu doğar.
Bu çocuk sayesinde yıllar sonra bilgisayarlar hayatımızın
vazgeçilmez birer parçası haline gelecek, gene bu çocuk
sayesinde İngiltere II. Dünya Savaşı’nda Nazileri alt edecek
ve deniz kuvvetlerinde savaşan pekçok askerin hayatı
kurtulacaktır. Dünya tarihini değiştirecek bu çocuğun adı Alan
Mathison Turing‘dir.
Daha küçük yaşlardayken öğretmenleri Turing’in oldukça zeki,
öğrenme isteğiyle dolu ve özellikle de matematik konusunda çok
yetenekli olduğunu fark ederler. On dört yaşına geldiğinde,
Dorset’te bulunan Sherborne Okulu’na başlar. Okula başlama
tarihi İngiltere’deki 1926 büyük grevine denk gelir. Ama
Turing okulun ilk gününe yetişmeye azimlidir, tek başına
bisikletle 100 km pedal çevirir, yolda bir handa geceler ama
okulun ilk gününe vaktinde yetişir.
Sherborne, Turing’in yaşamının dönüm noktalarından biri
olacaktır. Burada önce hayatının ilk aşkı Christopher Marcom
ile karşılaşır Turing ve delicesine aşık olduğu bu hemcinsi
sayesinde eşcinsel olduğunu fark eder. Daha sonra, Marcom’un
okulun bitimine birkaç hafta tüberkülozdan ölmesi üzerine
Tanrı’ya olan inancını kaybeder ve insan doğasındaki tüm
olayların tamamen organik bir nedeni olduğu sonucuna varır.
Sherborne’dan sonra Cambridge’de Kings College’a kaydolan
Turing, burayı Matematik Onur Öğrencisi olarak bitirir. 1936
yılında, daha sonraki yıllarda bilgisayar biliminin temel yapı
taşı olarak kabul görecek olan Hesaplanabilir Sayılar: Karar
Verme Probleminin bir Uygulaması (“On Computable Numbers, with
an Application to the Entscheidungsproblem“) makalesini yazar.
Bu makalede ünlü matematikçi Kurt Gödel’in 1931′de yaptığı
hesaplamaları yeniden ve daha basit olarak formüle eder. Bu
formülasyon sırasında, herhangi bir bilgisayar algoritmasını
simüle etmeye yarayan ve kendi icadı soyut bir düzenek olan
Turing makinesi kavramını da ortaya atar. “Makine” terimi
yanıltıcıdır, kavram Turing tarafından ilk defa ortaya
konduğunda görünürde somut bir mekanizma yoktur. Makina iki
yonde sonsuz uzunlukta olduğu varsayılan ve üzerine karakter
basılabilen bir kağıt şerit, bu şeridi okuyabilen ve üzerine
yazabilen bir kafa ve belirli sayıda komutlar içeren bir komut
tablosundan oluşur. Bu kavram, bilgisayar bilimlerinin
doğmasına ön ayak olmuş bir soyutlamadır. Her ne kadar bu
düzenek basit ve ilkel gibi görünse de, bugün modern
işlemcilerin yaptığı her tür hesaplama bu makine ile yavaş da
olsa yapılabilmektedir.
King’s College’den mezun olduktan sonra ABD’ye giden Turing
1936-1938 yılları arasında Princeton Üniversitesi’nde doktora
yapar. Burada matemetik ve kriptoloji (şifrebilim) üzerine
çalışır, 1938 yılında II. Dünya Savaşının göbeğindeki
İngiltere’ye geri döner, döner dönmez de İngiliz ordusu
tarafından kriptoloji ekibine dahil edilir.
Yapay zeka konusundaki ilk fikirler ve Enigma
Alman hükümeti, savaş sırasındaki haberleşmesinde değişen
şifreli mesajlar kullanmaktadır ve bu şifreleri Enigma adı
verilen bir makina ile oluşturmaktadır. İngiliz hükümetinin
savaş iletişim üssü olan Bletchley Park’ta kriptoloji ekibiyle
çalışan Turing, bir süreliğine Alman deniz kuvvetlerine ait
şifrelerin kırılımı için çalışan kriptoanaliz ekibinin başına
getirilir. Bu görevdeyken, Alman şifrelerini kırmak için
farklı yöntemler geliştirir ve Enigma cihazı tarafından
üretilen şifreleri kırmaya yarayan Bombe isimli bir
elektromekanik makinanın tasarımına katkıda bulunur. Dijital
bilgisayarlara giden ilk adım olarak görülen Bombe cihazları,
Nazileri şifreli mesajlarını deşifre ederek müttefik
devletlere Nazi Almanyası karşısında çok büyük bir avantaj
sağlar. Turing sayesinde pekçok kişinin hayatı kurtulur ve
savaşın seyri Nazilerin aleyhine döner.
|
Enigma makinesi (Kaynak: Wikipedia) |
Turing, savaşın ardından kafasındaki matematiksel mantıktan
kökenli fikirleri, kriptoloji üzerine çalışırken edindiği
deneyimi ve daha önceden edindiği pratik elektronik bilgisini
birleştirir ve hayali olan ilk modern bilgisayar tasarımı
üzerinde çalışmaya başlar. İlk planları Londra Ulusal Fizik
Laboratuarı tarafından onaylansa da, tasarımı aynı dönemde
bilgisayar bilimi üzerine çalışan Amerikan proje ekiplerinin
fikirlerinin gölgesinde kalır. Zira Turing’in savaş yılları
sırasındaki başarıları ve geliştirdiği fikirler hala “çok
gizli” statüsünde yer almaktadır ve bilimsel yayınlara konu
olmaları mümkün değildir.
Egzantrik Dahi
Karşısına çıkan kısıtlamalardan bunalan Turing, endüstriyel ya
da ticari projelerı bırakarak tekrar teorik yapay zeka üzerine
çalışmaya koyulur. Bir yandan da kafasını boşaltmak için uzun
mesafe koşmaya başlar. Her işe kendini sonuna dek adayarak
yapan bu tuhaf adam stres atmak için başladığı koşma işini
öylesine ilerletir ki, 1947 yılında Walton Atletik Kulübü’nde
katıldığı maratonu 2 saat 46 dakika 3 saniyede tamamlar. 1948
Olimpiyatında maraton dalındaki altın madalyayı, aynı mesafeyi
Turing’den sadece 11 dakika daha kısa sürede bitiren bir
sporcu kazanacaktır.
|
Turing Testi: Denek, yazılı sorularına verilen yazılı
cevaplarla karşısındaki A ve B oyuncularından hangisinin
insan, hangisinin bilgisayar olduğunu tahmin etmeye çalışıyor.
(Kaynak: Wikipedia) |
1948 yılında Manchester Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan
Turing, burada egzantrik davranışları ile dikkat çeker.
Alerjileri nedeniyle bisiklete binerken gaz maskesi takan,
kahve fincanı çalınmasın diye onu kalorifere zincirle
bağlayan, sıkıldıkça 40 km koşup gelen bu adam, bütün
tuhaflıklarına rağmen zamanının çok ötesinde fikirler
üretmektedir. 1949 yılında, “Bilgisayar Mekanizması ve Zeka”
isimli ünlü makalesini yazar. Bu makalede özellikle yapay zeka
konularına değinen Turing, bir makinanın “akıllı”
sayılabilmesi için gereken standartları belirleyen bir deney
tasarlar. Turing testi adı verilen bu test, makinenin
karşısındaki deneğin, görmeden iletişime geçtiği şeyin makine
mi yoksa insan mı olduğunu tahmin etmesi esasına
dayanmaktadır. Eğer denek, karşısındakinin makine olduğunu
anlayamazsa, makinenin bir nevi “düşünme” yetisine sahip
olduğu söylenebilir. Bugün, esası Turing testine dayanan ve
CAPTCHA adı verilen bir uygulama, internetteki kullanıcıların
insan mı yoksa makine mı olduğunu anlamakta kullanılıyor.
Son yıllarında matematiksel biyoloji üzerine çalışır.
Özellikle bitkisel yapılarda görülen Fibonacci rakamlarını
inceler ve 1952 yılında yazdığı “Morfogenez’in Kimyasal
Kökenleri” isimli makalesinde doğada gözlemlenen çizgi, benek
ve spiral gibi düzensiz yapıların homojen ve düzenli bir
durumdan nasıl köken aldıklarını açıklar.
Gökten üç elma düşmüş….
1952 yılında, evine hırsız giren Turing, polise verdiği
ifadede eşcinsel olduğunu açıkça söyler. O yıllarda
İngiltere’de eşcinsellik suçtur. 1952’de eşcinsel olduğu için
“ahlaksızlık” yasasından hüküm giyer ve uzun bir hapis cezası
ile kimyasal hadım edilme arasında bir seçim yapması istenir.
Hadım edilmeyi seçen Turing’e mahkeme kararı ile yüksek dozda
kadınlık hormonları enjekte edilir. Bu tedavi sonucunda cinsel
istekleri ortadan kalkar, göğüsleri büyür ama belki de kendisi
için en önemli olarak düşünme yetisi sekteye uğrar. Yenilikçi
ve sıradışı Turing gün be gün ortadan kaybolmaya başlamıştır.
O yıllarda eşcinsel olmanın, ve bunu açık açık ifade etmenin
cezası acımasızcadır. Vücudundaki ve zihnindeki bu
değişiklikler yetmezmiş gibi bir de İngiliz gizli servisi
Turing’i göz altına alır. Eşcinselliği nedeniyle daha
güvenilmez, şantaja daha açık olduğunu düşünürler. Her
hareketi izlenir, rapor edilir hale gelir. Bireysel tercihini
açıklamasıyla herkes II. Dünya Savaşı’nda binlerce insanın
yaşamını kurtaran Turing’i unutur. Arkadaşları birer birer
azalır, evine kimse gelip gitmez olur.
1954 yılında, 42. yaşgününden birkaç hafta önce evinde ölü
bulurlar Alan Turing’i. Başucunda yarısı yenmiş bir elma
vardır. Yapılan otopside ölüm nedeni ortaya çıkar: Siyanür
zehirlenmesi sonucu intihar. Resmi raporlara göre başucundaki
elmayı önce siyanüre batırmış, sonra kurumasını beklemiş ve
ardından yemiştir Turing. Çocukluğunda en sevdiği masal Pamuk
Prenses olan bu yalnız adam, masaldaki kötü kalpli cadının
elmasını kendisi imal ederek, kendisini dışlayan, farklı
olduğu için yargılayan dünyadan ilelebet kaçmıştır.
Bireysel tercihleri yüzünden yargılanan, uğradığı ayrımcılık
ve baskı nedeniyle intihar eden Alan Turing öldüğünde sadece
41 yaşındaydı. O güne dek ortaya sürdüğü fikirler bilgisayar
ve yapay zeka konularında çığır açmıştı, belki yaşasaydı o
egzantrik fikirler üretebilen beyniyle bilim ve insanlığa çok
daha fazla katkıda bulunacaktı. Ama toplumsal tahammülsüzlük
bu dahinin aramızdan çok erken yaşta ayrılmasına neden oldu.
Doğumunun 100. yılında, bu dışlanmış, unutturulmaya çalışılmış
dahiyi bir kez daha anımsayalım. Sizler de bir bilgisayar
başında her oturduğunuz ya da cep telefonunuza her el
attığınızda bunu Alan Turing’e borçlu olduğunuzu hatırlayın.
Unutmayın ki, şu an bu yazıyı da onun geliştirdiği fikirlerin
bilgi işlem uygulamalarında vücut bulmuş halleri sayesinde
okuyabiliyorsunuz.
Meraklısına notlar
Apple firmasının yarısı ısırılmış elma logosunun Turing’in
dehasına ve ölüm şekline bir atıf olduğu yönünde bir şehir
efsanesi var. Apple logosu olan ısırılmış elmanın eşcinsel
hareket sembolü olan gökkuşağı renginde tasarlanmış olması bu
söylentiyi güçlendirmiş. Logonun tasarımcısı ve Apple firması
yetkilileri bunun doğru olmadığını açıklamışlar. Ancak, Steve
Jobs’un bu söylentiyi duyunca “Doğru değil, ama keşke doğru
olsaydı.” dediğini de belirtelim.
2001 yılında çevrilen İngiliz yapımı olan ve başrollerinde
Douglas Scorr ve Kate Winslett’in yer aldığı Enigma isimli
filmde, II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz gizli servisinin
Enigma şifresini kırış öyküsü anlatılmaktadır. Film boyunca
Alan Turing’den hiç bahsedilmez, filmin hiçbir sahnesine adı
geçmez.
Turing’in yazdığı makalelere ekteki bağlantılardan
ulaşabilirsiniz.
Chemical Basis of Morphogenesis
On Computable Numbers, with an Application to the
Entscheidungsproblem
Systems of Logic Based on Ordinals
Yapay Zeka konusunda çalışırken, satranç ile de ilgilenen
Turing, satranç oyunu için bir algoritma programlar. Ancak bu
algoritmayı çalıştıracak bir cihaz henüz ortada yoktur. Bunun
üzerine 1952 yılında eline bir kağıt ve kalem alarak kendisi
bilgisayarın yerine geçer ve adım adım yazdığı algoritmayı
işleterek Allick Genie ile satranç oynar. Oyun sırasında
beynini tamamen bir işlemci gibi kullanan Turing her bir
hamleyi yarım saatte yapar ve sonunda Genie’ye yenilir. Bu
oyun tarihe ilk Bilgisayarlı Satranç Oyunu olacak geçecektir.
Oyun hamlelerini ekteki bağlantıdan izleyebilirsiniz.
http://www.chessgames.com/perl/chessgame?gid=1356927
Enigma cihazının Java üzerinden çalışan bir simülatörü şu
bağlantıda mevcut: http://russells.freeshell.org/enigma/
Kağıttan bir Engima makinesi yapmak, ya da Android
telefonunuza çalışan bir Enigma simülatörü yüklemek isterseniz
şu bağlantı hoşunuza gidebilir: http://mckoss.com/Crypto/Enigma.htm
Turing’in tasarladığı Enigma şifrelerini kıran Bombe makinası
ile ilgili detaylar için: http://www.ellsbury.com/bombe1.htm
Turing Makinesi ve Java üzerinde çalışan bir Turing makine
simulator için ekteki bağlantılara gidebilirsiniz:
http://www.mertoztekin.com/bilgisayar_genel/2009/11/15/turing-makinesi/
http://ironphoenix.org/tril/tm/
KAYNAKÇA:
Stanford Encyclopedia of Philosophy: Alan Turing.
http://plato.stanford.edu/entries/turing/
Alan Turing Website http://www.turing.org.uk
A Short History of Computer Chess. http://www.chessbase.com/columns/column.asp?pid=102
Mert Öztekin, Turing Makinesi. http://www.mertoztekin.com/bilgisayar_genel/2009/11/15/turing-makinesi/
Wikipedia: Alan Turing. http://en.wikipedia.org/wiki/Turing_machine
|