Tarihte karşılaşılmış bazı
dramatik olaylar ve bu olaylardaki esrarı çözebilmek için
çeşitli deneyler yürütmüş olan sosyal psikologlar, tek bir
şahit olmasının onlarca şahit olmasından daha avantajlı bir
durum olduğunu söylüyor.
İlk olarak 1964 yılında gerçekleşen “Kitty Genovese”
cinayetinden yola çıkılarak ortaya konan ve “Seyirci Etkisi”
olarak anılan bu durumun tam olarak tahlilini yapmak zor,
ancak bir fenomen olarak hayatımızda yer aldığı da bir gerçek…
The New York Times: “Biz nasıl insanlarız?”
“Komşuların bizi gördüğünü fark ettim ve çekip gidecektim,
ama hepsi korku içinde pencerelerini kapattılar ve uyumaya
gittiler, ben de rahatça işimi gördüm.”
Yukarıdaki sözler Winston Moseley isimli bir seri katile ait.
Yakalandıktan sonra polis tarafından alınan itirafnamede
geçiyor.
|
Catherine
Genovese 1964'te katledildikten sonra ABD kamuoyunda
infial yarattı.
ABD'liler Catherine'e besledikleri sempati sonucunda ona
"Kitty" lakabını taktılar. |
Catherine “Kitty” Genovese 1964
yılının 13 mart sabahı saat yaklaşık 3:20 cıvarında çalıştığı
kafeden çıkıp arabasına bindi. Evinin 100 adım mesafesindeki
otoparka arabasını park etti. Sokak lambasının altına
geldiğinde bir adam Genovese’yi yakaladı. Kadın bağırmaya
başladı. Hemen yakındaki on katlı apatmanda ışıklar yandı.
Kadın “Beni bıçakladı Tanrım yardım edin”diye bağırdı.
Apartmandaki pencerelerden biri açıldı. Bir adamın ‘kızı rahat
bırak ‘diye bağırdığı duyuldu. Saldırgan apartmana doğru baktı,
omuzlarını silkti geri sokağın başına kadar yürüdü. Kadın
güçlükle doğruldu. Apartmandaki ışıklar tekrar söndü.
Saldırgan geri gelip kadını yeniden bıçakladı. Bayan Genovese
“Ölüyorum, Ölüyorum” diye bağırdı tekrar. Etraftaki
apartmanlarda ışıklar tekrar yandı. Saldırgan arabasına
yönelerek uzaklaştı. Bayan Genovese yavaş yavaş doğrulmaya
çalıştı. Şimdi saat 3:35 ‘ti. Saldırgan son kez geri döndü.
Onu evinin merdivenlerinde yakaladı. Üç kez daha bıçakladı.
Öldürücü darbeyi vurmuştu artık. Saat 3:50’de polis olay
hakkında ilk telefonu almıştı. Hızlı bir şekilde olay yerine
geldiklerinde Bayan Genovese çoktan ölmüştü. Arayan bir
erkekti ve polise bir arkadaşı ile yaptığı telefon
görüşmesinden sonra haber vermişti. Daha sonraki ifadesinde
olayın içinde yer almak istemediğini beyan etmişti.
The New York Times gazetesi, cinayeti 27 Mart 1964 tarihli
nüshasında yukarıdaki şekilde aktarmıştı.
“Başımıza iş almayalım…”
Böylesine trajik bir olayla karşılaşsanız ne yaparsınız
sorusunun cevabının polisi aramak olduğunu düşünebilirsiniz.
Fakat o gece işler tam olarak düşünüldüğü gibi ilerlememişti.
Polise zamanında ihbarda bulunulmamış, meskun mahalde
gerçekleşen ve yaklaşık yarım saat süren acımasız bir saldırı
hiçbir müdehale ile karşılaşmadan sonlanmıştı. En az cinayet
kadar tüyler ürpertici olan bu ayrıntının sebepleri nelerdi
peki? Sözkonusu bir insanın hayatı iken nasıl bu kadar
duyarsız olunabilmişti?
Tanıklardan bazıları olaya şahit olduğunu doğrulamış fakat
basit bir taciz olayı veya sarhoş birkaç serseriden
kaynaklanan sesler olabileceğini düşünerek üstünde
durmadıklarını beyan etmişlerdi. Gazetelerde haber
duyurulurken polisi arayanların olduğu fakat arayanların
hiçbir bilgi vermeden telefonu kapattığı yazıyordu. O günlerde
Amerika’daki acil telefon numarası olan 911 aranıldığında bazı
belli başlı kişisel bilgiler soruluyor bu bilgileri yanıtlamak
istemeyen görgü tanıkları, gördüklerinden emin olmadıkları
gerekçesiyle telefonu kapatıyordu.
Aslında ilk saldırı anı Kitty Genovese’nin iki komşusu
tarafından görülmüştü. Bu tanıklardan biri olan Andree Picq,
yerde yatan bir kadın gördüğünü doğrularken ifadesinde kadının
bir erkek tarafından dövüldüğünü gördüğü beyan etmişti. Ikinci
saldırı ise bir görgü tanığı tarafından kadının yere düştükten
sonra ayağa kalkarak çantasını aradığı şeklinde tarif
edilmişti. Kadının canına kastedildiğine dair herhangi bir
emare görgü tanıklarının ifadesinde yer almamıştı. History
Channel, konu ile ilgili belgeselinde olay anınında maktülün
ayağa kalktıktan sonra sendeleyerek yürümeye başlamasını görgü
tanıklarının tarif ettiği şekilde anlatmıştır. Tanıklar
Genovese’nin yürüyerek bir ara sokağa (kendi oturduğu
apartmanın girişinin olduğu sokak) saptığını ve kesintisiz bir
şekilde olayı izleyemediklerini ifade etmişlerdir. 6 tanık
yeminli ifadelerinde bayan Genovese’nin çığlıklarını
duymadıklarını belirtmişlerdi. Yardım çığlığını duyan Robert
Mozer adlı tanık çığlıkların ne anlama geldiğini tam
çıkaramadığını, camı açarak “kadını rahat bırak” diye
bağırdıktan sonra adamın arabasına koştuğunu ve bunun üzerine
çığlıkların kesildiğini beyan etmiştir.
Saldırgan yakalandıktan sonra soruşturmayı yürüten polis
dedektifi Albert Seedman konu ile ilgili seslerin kesilmesi
üzerine sokakta her zaman olabilecek bir tatsızlığın
yaşandığını ve sonlandığını düşünen tanıkların yataklarına
geri dönmüş olabileceği ihtimalinin gözden kaçırlmaması
gerektiğini belirtmiştir. Gece bilinçlerinin tam açık olmadığı
bir saatte duymayı beklemedikleri bir çığlığın kaynağının
ölümcül bıçak darbeleri olduğunu kavrayamamaları akla yatkın
görünmektedir. Madalyonun öteki yüzünde ise çığlığa yol açan
sebebin nedenine dair kesin bir sonuç alınmadığı, belki de
yeterince çaba gösterilmediği görülmektedir.
|
Kitty'in katili
Winston Moseley 77 yaşında ve halen cezasını çekiyor.
Kasım 2013'te şartlı tahliye komisyonu jurisi önüne
çıkacak. |
Sadece 1964 yılında Amerika
Birleşik Devletleri’nde on bin civarında cinayet olayı
yaşanmıştı. 13 Mart 1964’teki bu elim saldırı da bu
cinayetlerden biriydi ve 28 yaşındaki Catherine Genovese adlı
kadının hayatına mal olmuştu. Onu öldüren katil Winston
Moseley, 29 yaşında, evli ve iki çocuğu olan ve daha once
hiçbir suç kaydı olmayan bir seri katildi ve bu olayı 17 bıçak
darbesiyle gerçekleştirmişti. (Moseley’in bir seri katil
olduğu bu olaydan çok sonra, 1968′de hırsızlıktan
yakalandığında açığa çıkmıştır. Moseley, Kitty’den başka iki
kişinin daha katilidir.)
Olayın gerçekleşme biçimi ise kısa sürede haberlerde yer
bulmuş kamuoyunun dikkati çekti. New York Times haberi “biz
nasıl insanlarız” manşetiyle duyurmuş ve A.M. Rosenthal isimli
yazarı da “Hastalığın Adı Duyarsızlık” başlığı taşıyan bir
yazı kaleme almıştı.
1968 yılında John Darlet ve Bibb Lateen adlı sosyal
psikologlar olayı derinlemesine araştırmaya yönelik bir
çalışma başlattılar. Acil durumlarda seyircilerin davranışını
analize yönelik on iki yıl süren yaklaşık elli adet deney
tasarlanmıştı. Bu deneyler ile seyircilerin acil durum
karşısında ne kadar çabuk müdehale ettikleri, hangi şartlar
altında müdehale etme kararı aldıkları gibi soruların
yanıtları aranmıştı. Araştırmaların sonunda seyircilerin
müdahale olasılığı ile seyircilerin sayıları arasında ters
orantılı bir ilişki olduğu ortaya konmuştu.
2008 yılında ise Mark Levin adlı sosyal psikolog bir başka
şiddet senaryosu ile yaptığı çalışmalarda farklı parametreler
kullandı. Deneylerinde seyircilerin birbirlerini tanıyor
olmaları ve saldırıya uğrayan kişiye sosyal statü açısından
hissedilen yakınlık durumu gibi parametrelerin müdahale etme
ihtimalini artırdığı sonucuna ulaştı.
Bir başka çalışma erkeklik güdüsü ile korelasyon üzerine
yapıldı, daha maskülen baskın karaktere sahip olan
seyircilerin müdahale etme olasılığının potansiyel utanma
duygusunda dolayı daha yüksek olduğu saptandı.
Seyircilerin müdahalesiz kalmasının birçok nedeni olduğu
söylenebilir. Fakat araştırmacılar sosyal etki ve sorumluğun
yayılması olarak kategorize edilebilecek iki başlığın üzerinde
durmuşlardır.
Sosyal etki başkalarının acil durumu izlediği bilgisine sahip
olması durumunda ortaya çıkar. Seyircinin bireysel olarak
müdahale etmemesi ve gruptaki herkesin aynı şekilde düşünmesi
müdahalenin gecikmesi, belki de hiç yapılmaması sonucunu
doğurmaktadır.
Bir diğer başat neden olan sorumluluğun yayılması da
seyircilerin gruptaki diğer kişilerce müdahale edilmemesi
durumunda sorumluluk hissini bireysel olarak daha aza
indirmesi neticesinde oluşur.
Bir başka neden de seyircinin müdahale etmeyeye yetkin olup
olmadığını sorgulamasıdır. Örnek olarak seyirci duruma göre
müdahalenin bir polis memuru veya doktor gibi nosyonlara sahip
yetkin kişilerce yapılması gerektiğini düşünebilmektedir.
2007 yılında Robert Thoronberg tarafından yapılmış bir başka
çalışmada çocuklarda da seyirci etkisi gözlenmiştir.
Çocukların sıkıntı içine düşen sınıf arkadaşlarına yardım
etmemeleri, sıradanlık hissi, çekingenlik, çoğunluğu takip
etmek, sorumluluğun yayılması etkisi nedenleri ile
açıklanmıştır.
Seyirci etkisinin görüldüğü başka örnekler
16 Haziran 2008‘de Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya
eyaletinde Sergio Aquiar adlı bir şahıs, bir yol kenarında
aralarında arkadaşları, ailesi ve içinde bir itfaye şefinin
bulunduğu bir grubun önünde iki yaşındaki oğlu Axel Casian’ı
döverek öldürmüştü. İzleyicilerin donmuş bakışları arsında
kendi oğlunu tekmeleyen adam en sonunda bir polis tarafından
başından vurularak öldürülmüştü.
10 Nisan 2010 ‘da New york Queens’te Hugo Alfredo isimli şahıs
sokak ortasında bir hırsız tarafından bıçaklanarak yaralandı.
Yaklaşık bir saat yerde yatan adama yanından yaklaşık 25
kişinin geçmesine rağmen hiçbir yardım ya da destek görmedi.
Hatta yanından geçen bir kişi adamın fotoğrafını çektikten
sonra yoluna devam etti.
13 Ekim 2011’de Çin’in Foshan şehrinde Wang Yue adlı iki
yaşındaki küçük kız dar bir sokakta yürürken bi kamyonetin
çarpması sonucu yere düştü. Kamyonet sürücüsü durmak yerine
yoluna devam etti. 18 kişi kızın yerde yattığını gördüğü halde
hiçbir müdahalede bulunmadan yoluna devam etti. Bu sırada
yolda yatan kıza sokaktan geçen bir kamyonet tekrar çarptı.
Ilk müdehaleyi yapan kişi kızı kaldırıma çıkararak olay
yerinden uzaklaştı. Tam yedi dakika sonunda bir kadın küçük
çocuğu kucağına alarak hastaneye götürdü.
Abartı mı, yanılsama mı, gerçek mi?
American Psycologists adlı dergide 2007 yılında yayımlanan bir
yazıda Genovese Sendromu olarak literatüre geçen Genovese
cinayetinin medya tarafından oldukça dramatize edildiği
yorumunda bulunuldu. 1985 yılında Pensilvanya
Üniversitesi’nden Prof. Lance Shotland, Genovese olayındaki
izleyicilerin normal bir davranış gösterdiklerini, kafaları
karışmış, korkmuş ve ne olduğu konusunda emin olmayan insanlar
oldukları yorumunda bulundu.
Nihayetinde Genovese olayında bir seyirci etkisi olup olmadığı
konusunda net bir kanıya varılması güç görünüyor. Ne var ki
olayın seyirci etkisi, sosyal etki, sorumluluğun yayılması
kavramları ile tanışmamıza sebep olduğu açık.
Peki izleyici etkisinde izleyicilerin sadece acil bir durumla
karşılaşmış olmaları gerçekten sorumluluk yükler mi ?
Yüklemeli mi? Gerçekten de vergisini ödeyen bir vatandaş için
bu gibi konuları güvenlik güçlerinin yetki alanında
görmesindeki beis nedir?
Kral çıplak öyküsünü hepimiz biliriz. Üzerinde hiç giysi
olmadan halkını selamlayan kralın içine düştüğü komik durumu
dahası hiç kimsenin bunu krala söyleyememesi gülümsetici bir
öykü olarak anlatılagelinir. Fakat seyirci etkisi her zaman
böyle gülümsetici sonuçlar ortaya çıkartmıyor. İnsanlar
kralların çıplak değil despot, zalim olduğunu söyleyemediği
dönemler yaşamışlardır. Neredeyse bütün inanç sistemlerinin
ortak paydası olan haksızlığa zulüme karşı davranmak modern
zamanlarda gittikçe gözümüze daha çok batmakta.
Bir başkasına yönelen tehditin hemen yakınlarında bulunmanın
belli bir korku yaratacağı kabul edilebilir. Prof. Lance
Shotland ‘ın vurguladığı üzere böyle bir durumda müdehale
etmemek bir insanın anormal olduğu anlamı içermez. Fakat iki
yaşında daha yürümeye yeni başlamış bir çocuğun, bir insanın
yerde yatarken yanından geçmek tarif edildiği üzere “anonimleşmek”,
ya da daha gündelik bir deyimle duyarsızlaşmaktır.
Belki de insan hayatına verilen değer nüfusun artması ile ters
orantılı olarak düşüyor. Bireysellik gittikçe ön plana geçiyor.
Yukarıdaki geçen dramatik olayların hepsinde söz konusu bir
insanın hayatı. Ünlü fransız edebiyatçı Andre Malroux “Bir
hayat hiç birşey değildir, hiç birşey de bir hayat değildir”
demiş. Belki de insan hayatını temel alan bir sorumluluk
bilinci geliştirmek ve tüm bu olayları bu kapsamda
değerlendirmek, medeniyetimizin “insani” yönünü arttırmamız
için esas teşkil edecektir.
KAYNAKÇA:
http://en.wikipedia.org/wiki/Death_of_Wang_Yue
http://en.wikipedia.org/wiki/Bystander_effect
http://www.homicidesquad.com/kitty_genovese.htm
http://www.gazeteport.com.tr/yazar/24/tevfik_uyar/1511/teror_olaylarina_anonimlesiyoruz |