Herkesin malumu olduğu üzere cumhuriyetimizde yaşayan
insanlar sebzecilik ile ciddi bir biçimde
ilgileniyorlar. Günümüzde bahçelerden hasat edilen
sebzeler, sabit aylık geliri olmayanlar ve öğrencisi
olan aileler için önemli geçim kaynaklarından biridir.
Ancak insanlar ürettiklerini pazarlayabiliyorlar mı ve
onun getirisinden memnunlar mı? Geçmişten beri
söylenegelen “çalışırsan et yersin” Adige atasözü
bugünkü yaşamımızda karşılığını buluyor mu?
Sovyetler Birliği zamanında insanlar\ ürünlerini
ülkenin değişik yerlerinde pazarlama imkanına
sahiptiler.Kanunlar da bu duruma yardımcıydı.
Bugünlerde acaba neler oluyor? Bir yıl boyunca
bahçesinde çalışıp, üreten kişinin ürünlerini
pazarlama imkanı çok kısıtlıdır. Köylerde kurulan
küçük pazarlarda yapılan toptan satışlar domatesin,
karpuzun, salatalığın ve diğer ürünlerin fiyatları
kimseyi memnun edici seviyede değil. Buna karşın ne
yapılabilir? Sebzeler çok ucuza satılıyor. İnsanlar
bugün Moskova, St. Petersburg ve diğer büyük şehirlere
ürünlerini ulaştırmaya hazırlar. Ancak üreticilerin
çoğunluğu uzak mesafeden dolayı tedirgin oluyorlar.
Ürünlerin arzu edilen yerlere ulaştırılmasında pek çok
sorunla karşılaşıldığı aşikardır. Fakat ürününüzü
büyük şehirlere ulaştırsanız da orada istediğiniz
satış yapma şansına sahip değilsiniz. R.F. Başkanı
Putin’in ve merkezi hükümetin bu konuyu da dikkatle
izledikleri malumdur.
Pazar yerlerindeki
illegal örgütlenmelerin yok edilmesine yönelik bir
genelge de yayınlandı. Ancak bu sorunun çözümlenmesini
ümit etmek içinde henüz çok erken. Buna rağmen
üreticiler bu illegal örgütlenmeleri pek önemsemiyor.
Öncelikle alın terinin karşılığını maddi olarak almak
istiyorlar. Bu anlamda da devletin,üreticinin yanında
olup ona yardımcı olması lazımdır. Söyleşi yaptığımız
köylü üreticiler bunu ifade ediyorlar.