1)
Yıllara yayılan bir periyot içerisinde özel bir toplumsal
grubun kitlesel olarak, sistematik bir şekilde, fiziksel
olarak yok edilmesi (Örnek: Alman Nazilerin Yahudi ve
Çingenelere yönelik 'nihai çözümü' ve Ustaşi'nin 1941-1944
dönemi 'Bağımsız Hırvatistan Devleti' zamanında
Hırvatistan'daki Sırplara yönelik tutumu) veya farklı bir
şekilde söylenirse, Kartaca çözümü, yani bir halkın, onun
kültürünün ve üretimlerinin bütün izlerinin kökten imha
edilmesi. [Ustaşi:
Nazi yanlısı, aşırı milliyetçi Hırvat örgütü; Kartaca Çözümü:
Roma İmparatorluğu'nun Kartaca'yı tümden yok etmesine atfen.
Çev.]
2)
Kıtlık, kitlesel nüfus transferi ve tekrarlanan askeri
saldırıların bir birleşimiyle yok etme (örn. Yirminci yüzyılın
başlarında Ermeni sorununa ilişkin Osmanlı çözümü).
3)
Daha uzun, daha üstü örtülü ve geçici olarak ara verilen bir
yok etme süreciyle ortadan kaldırma (örn. Kuzey Amerika ve
Avustralya'nın yerli halkları).
4)
Sivillere yönelik, gaddarlık derecesinde kitlesel askeri sıkı
tedbir (örn. 1971 baharında Pakistan'ın Batı Pakistanlı
Bengallilere karşı sıkı askeri tedbiri, 1913-1914'te Sırpların
Kosovalı Arnavutlara karşı şiddetli saldırısı ya da bugün
Burundi'de tekrarlanan durum).
5)
Etnik kıyım, bir halkın kültürünün kökten imhası (örn. Latin
Amerika'nın bazı kısımlarında görüldüğü gibi).
6)
Tekrarlanan nitelikte ve özellikle Yahudilere yönelik planlı
katliamlar (örn. Çarlık rejiminde Rusya'daki Yahudilerin
çeşitli kereler kaderi).
7) Ülkeden kitlesel olarak kovma, yani dışsal 'etnik
temizlik' (örn. Silesi Almanlarının İkinci Dünya Savaşı'nın
hemen öncesinde Polonya'dan çıkarılması ya da 1995'te
Sırpların Hırvatistan'dan çıkarılması).
8) Ülke içinde zorla kitlesel nüfus transferi, içsel
'etnik temizlik' (örn. Stalin'in Kırım Tatarlarına, Volga
Almanlarına, Rus Kazaklarına, Çeçenlere, Karadeniz Rumlarına
ve diğerlerine yönelik politikası).
9) Karsı grubun bölgelerine yerleşmeleri için
yerleşimcileri (örtmecesi 'öncüler') cesaretlendirerek
toprağın kontrolünü kazanma (örn. Filipinoların Müslümanların
yaşadığı güney Filipinlere yerleşme hareketi, Batı
Şeridi'ndeki İsrailli Yerleşimciler ve savaş arası [I. ve II.
Dünya Savaşları] arası dönemde Sırp yerleşimcilerin Kosova'ya
yerleşmesi).
10)
Düşman azınlığı ülkeyi terk etmesi için 'cesaretlendirme'
amaçlı çeşitli ayrımcılık yöntemleri (örn. Sırp
hakimiyetindeki Yugoslavya'nın Kosovalı Arnavutlara savaş
arası dönemdeki tutumu ve 1950 ve 1960'larda İstanbul'lu Rum
azınlığa yönelik Türk politikası).
11)
İki veya daha çok devletin anlaşmasıyla zorunlu nüfus
mübadeleleri (örn. 1920-22 Yunan-Türk savaşını takiben
Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan mübadeleler).
12)
İki ya da daha çok devlet arasında yapılan anlaşmayı takiben
yapılan gönüllü yeniden yerleşme (örn. 1960'larda
Bulgaristanlı Türklere dair Bulgaristan ve Türkiye arasında
yapılan anlaşma).
13)
Bir halk grubunun etnik, ırksal ya da başka temellere
dayanarak köleleştirilmesi (örn. On dokuzuncu yüzyılda
Birleşik Devletlerde, Güney Amerika'nın bazı kısımlarında ve
koloni Afrika'sında).
14)
Silahlı şiddet kullanarak silah zoruyla boyun eğdirme (örn.
Amhara'ların hakimiyetindeki Etiyopya'nın Eritrelilere ve
Tıgraylara yönelik çözümü, Irak ve İran'ın özellikle
1960'larda Kürtlere yönelik politikası ve Myanmar'ın Karenlere
ve diğerlerine yönelik politikası).
15)
Bir topluluk grubuna karşı işkence, grubun seçkinlerinin
seçilerek öldürülmesi türünden devlet terörü (ya da devlet
terörizmi). (örn. Stalin döneminde çeşitli etnik seçkinlerin
durumu).
16)
Polis baskısı yoluyla bir 'kuşatma durumu' (örn. Romanya'da
Çavuşesku'nun Macarlara, Jivkov Bulgaristan'ının Türklere
karşı politikası ya da günümüzde Kosova konusuna dair Sırp
yaklaşımı).
17) Gönüllü asimilasyon hariç tutularak kültürel
çeşitliliğin oldukça sert, kurumsallaşmış ayrımcılık yoluyla
hakim grup tarafından hegemonik kontrolü (örtmecesi 'paralel
gelişme') (örn. Güney Afrika'daki ırkçılık, Birleşik
Devletler'deki ayrımcılık ve Hindistan'daki kast sistemi).
18) Kurumsallaşmış paralel fakat eşitsiz gelişme
eşliğinde görece yumuşak tavırlı hegemonik kontrol sistemleri
(örn. Habsburg Avusturya'sında ve İslam'a geçme yoluyla
gönüllü asimilasyona izin veren Osmanlı İmparatorluğu'nun
millet sisteminde bulunan sistemler).
19) Bir ulusun, dolaylı yoldan veya kurnazca bir
şekilde politik, kültürel ya da her iki biçimde de hegemonik
kontrol sahibi olması (örn. Savaş arası dönemde Sırpların
Yugoslavya'daki ve Rusların Sovyetler Birliği'ndeki
hakimiyetleri).
20) Doğrudan yönetimden (örn. Belçika Kongo'su,
Britanya yönetimindeki Güney Sudan) dolaylı yönetime değişen
sömürge yönetimi (Britanya Nijerya'sı, Fransız Batı
Afrika'sı).
21) İç sömürgeciliğe benzer şekilde, hakim olmayan
gruplara yönelik kurumsallaşmamış devlet ayrımcılığı ve farklı
muamelenin diğer şekilleri (örn. 1960'larda Güney Sudanlılara
yönelik Sudan ve Doğu Pakistanlılara yönelik Pakistan
politikası).
22) Hakim gruba dahil etmek için zorunlu asimilasyon ve
bir grubun varlığının kabul edilmemesi (örn. Kemalist
Türkiye'de Kürtler, Franco İspanyasında Basklar ve Katalanlar,
Amhara hakimiyetindeki Etyopya'nın Oromolara ve Arap
hakimiyetindeki Sudan'ın Güney Sudanlılara karşı özellikle
1959-64 General Abboud zamanındaki politikası).
23) Büyük oranda eğitim ve diğer araçlar yoluyla hakim
gruba asimile etmek için asimilasyonu tevsik edici ulusal
devlet (kelimenin dar anlamıyla ulus-devlet) yaklaşımı (örn.
Modern Fransa, İtalya ve Yunanistan ve ayrıca Birleşik
Devletlerin göçmenlere yönelik on dokuzuncu yüzyıldaki
politikası yanı hakim 'Amerikan' kültür ve dili anlamına gelen
Anglo-Sakson kültürü ve diline asimile etme).
24)
Kültürel farklılıkların yumuşak tarzda ihmali (sözlü ifade
edilmeyen hoşgörü) (örn. Avrupa devletlerinin Romalara yönelik
ortak tutumu ya da güney doğu Asya'da önceki on yıllarda dağ
halklarına karşı takılınan tavır).
25)
Hukuki bir çerçeve altında, etnik, kültürel, dilsel ya da
diğer farklılıklara dayalı ayrımcılık yapmamaya özel vurgu
yaparak demokratik çoğunluk yönetimi, insan haklarına saygı ve
hukukun üstünlüğü yoluyla problemin bireyselleştirilmesi (örn.
Birleşik Devletler, Fransa, Birleşik Krallık, Almanya,
Yunanistan).
26)
Sınıf dayanışması yaklaşımı gibi tamamen kapsayıcı bir üst
kimliğin kültürel çeşitliliği ve etnisiteyi kabul etmesine ve
korumasına rağmen, sosyalist bir toplumda sınıf dayanışmasının
ve 'kardeşliğin' bu farklılıkların üzerini örtmesi sebebiyle,
bunların siyasi açıdan ikincil önemde olması (örn. 1940 ve
1950'lerdeki Tito Yugoslavya'sının vizyonu ve homo Sovieticus
modeli).
27) Pozitif ayrımcılık (örn. Birleşik Devletler'deki
siyahlar).
28) Kültürel haklara ve ayrımcılık yapılmamasına,
pozitif ayrımcılık öğeleri taşıyarak ya da taşımadan, vurgu
yapan azınlık hakları ve özel azınlık koruması (çoğunluk
yönetir ve azınlık korunur) (örn. Danimarka'daki ve komünizm
sonrası Polonya'daki Almanlar).
29) Ulusal entegrasyon, yanı çeşitli etnik gruplardan
yepyeni bir ulusun yaratılması ('ulus-inşası' ya da 'eritme
potası') (örn. Fransız ya da İngiliz uluslarının yaratılması,
1920'lerde Çekoslovakya'daki girişimler, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında Yugoslavya'nın yaratılmasına dayanan ve daha
kararlı bir şekilde 1950'lerde Tito Yugoslavya'sında
Sırplardan, Hırvatlardan ve Slovenlerden yeni ortaya çıkan bir
Güney Slav (Yugoslav) ulusu yaratma denemeleri ya da
sömürgecilik sonrası Afrika'da çoğunlukla boşa gitmiş
'ulus-inşası' denemeleri).
30) Nüfus oranı temelinde güç paylaşımı (örn. Irak'ta
1960-61'de Kürtlere yönelik politika ve Lübnan'da).
31) Zor yoluyla oydaşmacılık [consociationalism] (örn.
Malezya ya da Titocu Yugoslavya'da görüldüğü gibi).
32) Küçük nüfuslu grupların nüfuslarına oranla normalde
sahip olabileceklerinden daha fazla nüfuz ve güce sahip
olmaları (örn. İsviçre, İsveçliler örneğinde Finlandiya,
Franco sonrası İspanya, Zanzibar'a ilişkin Tanzanya,
günümüzdeki Güney Afrika, 1960-63'te Kıbrıs ve Titocu
Yugoslavya).
33)
Bölgesel ve/veya kültürel temellerde ademi merkeziyetçilik
(örn. İtalya).
34) Bölgesel olmayan (işlevsel) özerklik (Yunanistan
Trakya'sındaki Müslüman azınlık).
35) Bir isim altında, içeride kendi kendini yönetme
(özerklik ya da federal birim) (örn. Kosova'nın
Yugoslavya'daki durumu, 1945-66).
36)
Kısmı bölgesel özerklik (örn. Kuzey İtalya'daki Almanca
konuşanlar ya da 1920'lerde Türkiye'nin Gökçeada ve Bozcaada
adalarındaki Rumlar).
37)
Bir ya da daha fazla bölgesel gruba bölgesel özerkliğin ya da
kendi kendini idarenin genişletilmiş biçimlerini verme (örn.
1972-82'de Güney Sudan ve Finlandiya'daki Aaland adaları).
38)
Çoklu özerklikler (örn. İspanya'daki Bask, Katalan ve Galiçya
bölgeleri).
39)
Halihazırda mevcut olan çoketnili bir federasyonda federal bir
birim (örn. Hindistan'daki Nagaland'a tanınan gibi) ya da
federal statüye benzer özerklik statüsü (örn. 1974'te Tito
Yugoslavya'sının Kosova ve Voyvodina'ya yönelik politikası)
sunma.
40)
Kültürel çeşitliliği dengelemeye çalışırken ayni anda daha
büyük etnik grup ya da grupların güçünü azaltmayı deneyen
çokuluslu bir federasyon (örn. 1967'den günümüze Nijerya).
41)
İki uluslu (sıkı ya da gevşek) bir federasyon (örn.
Avusturya-Macaristan, Belçika ya da Çekoslovakya).
42)
Çokuluslu (sıkı ya da gevşek) bir federasyon (örn. Hindistan,
ve daha temkinli bir şekilde Sovyetler Birliği ve Titocu
Yugoslavya).
43)
Küçük birimlerin (sayısal ya da başka açıdan) geri kalanlara
(federasyonun diğer es birimleri) (örn. Kanton İsviçresi'ndeki
küçük dilsel grupların ya da Kanada Quebec örneğinde olduğu
gibi) göre daha fazla korunduğu ve daha fazla hak ve güce
sahip olduğu asimetrik bir federal sistem ya da iki, üç ya da
daha fazla düzeyde yetki aktarımı içeren derecelere ayrılmış
tipte bir federal sistem (örn. Sovyetler Birliği).
44)
Kantonlara ayrılmış bir federasyon (örn. İsviçre).
45)
Sınırlı, kısmı ya da ismen varolan bağımsızlık (örn. Sovyetler
Birliği altında Beyaz Rusya ve Ukrayna'nın Birleşmiş Milletler
üyesi olmaları durumu ya da Quebec için egemenlik-ortaklığı
fikri ya da Filipinli Moroslar için iç egemenlik fikri).
46)
19.yy'ın
ortalarına kadar İsviçre Konfederasyonu, bugün ortaya çıktığı
haliyle Avrupa Birliği ya da Bağımsız Devletler Topluluğu'nda
olduğu gibi çeşitli şekillerde (ekonomik, kültürel, savunma vd.)
birbirine bağlanmış bir konfederasyon, bağımsız devletlerden
oluşan bir sistem.
47)
Uluslararası bir yönetim, ortak bir yönetim (örn. Sudan'ın
İngiliz-Mısır ortak yönetimi) ya da uluslararası gözetim
altında yerel idare edilen 'özgür şehir' statüsü (örn. 1. ve
2. Dünya Savaşı arası dönemde Danzig) ya da Irak'taki Kürt
'güvenli sığınağı'.
48)
İki ya da daha çok devlet arasında barışçıl bir şekilde ya da
savaşı takiben sınırların yeniden çizilmesi (örn. 1912-13
Balkan Savaşları) ya da ayrılıkçı bölgenin parçalanan eski
devlet ve yeni kurulan devlet arasında paylaşılması.
49)
Kademeli ayrılıkçılık (örn. Kanada, Avustralya ve Yeni
Zellanda'nın bağımsızlığı).
50)
Birdenbire ayrılma, iki ya da daha fazla devletin karşılıklı
(ya da zımni) rizayla (örn. Çekoslovakya, Sovyetler Birliği ya
da yirminci yüzyılın basındaki ortamda İskandinavya);
bağımsızlık için tek taraflı girişimin kabulüyle (1991'de
Baltık devletlerinin Sovyetlerden ayrılması; 1905'te Norveç'in
İsveç'ten ayrılması ve 1961'de Suriye'nin Birleşik Arap
Cumhuriyeti'nden ayrılması) ya da bir bölge ya da federal
birimin dışarı çıkartılmasıyla (bu en azından bir olayda
gerçekleşti, 1965'te Singapur'un Malezya tarafından dışarı
çıkarılması) ortaya çıkması.
* Bu liste
fikir verme amaçlıdır ve bütün mevcut örnekleri içermemektedir
(A. Heraclides). |