Adigeler,
Abhazlar, Abazalar tarihsel süreç
içerisinde zorlamayla oluşturulmuş bir farklılaştırma ve bölme
politikasının sonucu olup gerçekte hepsi tek bir halktır.
Aralarında
zaman içerisinde oluşturulmuş bölgesel farklılıklara ve Sovyet
döneminde özellikle gayret edilen ayrıştırma politikasına
karşın gerek dil gerekse etnik ve tarihsel köken olarak
birbirlerinden hiç bir farklılıkları yoktur.
Bu tür bir
sınıflandırmaya gidilmesinin nedeni tarihsel süreç içerisinde
oluşan coğrafi ayrılıkları kullanarak halkımızı parçalamak,
bunların her biri ayrı birer halkmış gibi göstererek
birbirinden kopartıp uzaklaştırmak ve nihai hedefte asimile
etmek çabasından başka bir şey değildir.
Tarihsel kökeni, dili, kültürü aynı olan Adigelerden bizim de
bu şekilde sınıflandırılarak sözetmemizin nedeni kültürel ve
etnik farklılıkları değil, yalnız yaşadıkları coğrafi
bölgelerin faklılığı ve bu gün için farklı cumhuriyetler
olarak devam etmeleri nedeniyledir.
Adigeler,
Abhazlar, Abazalar aynı tarihi,
kültürü ve dili kullanan ve temeli aynı kökenden gelen bir tek
ulusun unsurlarıdır.
Tarih
Kendi
dillerinde Abaza, Rusça’da Abazini. Abazaların çoğu
Karaçay-Çerkes özerk bölgesinde büyük ve küçük Zelençuk, Kuban
ve Kuma nehirlerinin yukarısında yaşarlar. Adige
Cumhuriyeti’nin doğu bölümlerinde de biraz Abaza vardır.
Abazalar
kuzeybatı Kafkasya’nın yerli halkıdır. Bunlar ilk olarak
Tuapse bölgesinde, bu günkü Abhazya'nın biraz kuzeyinde
Karadeniz kıyısı boyunca yerleşmişlerdi. 14. ve 16.yüzyıllar
arasında bu günkü yaşadıkları bölgeye göç ettiler. Ancak çok
az bir bölümü 1864'e değin eski yaşadıkları bölgede kaldılar.
Karadeniz’in doğu kıyısında yaşayan diğer insanlar gibi
Abazalar da ilk yıllarda Hıristiyanlığı kabul ettiler İslam’ı
kabulleri ise batıya göç ederek Nogaylar ve diğer
Müslümanların nüfuzu altına girdiklerinde gerçekleşti.
Abazaların
bir kısmı 17.yüzyılda İslam'ı kabul etmelerine karşın
Hıristiyanlık bir süre daha taraftar bulmuş ve sonunda
19.yüzyıl ortalarında Abazaların tamamı Müslüman olmuşlardır.
Abazalar arasında iki büyük kabile vardır Tapanta (ovada
oturanlar) ve Şkaraua (dağlık bölgede oturanlar).
Şeyh
Şamil'in liderliğinde 1834-1859 yılları arasında devam eden
mürit direnişleri sırasında Tapanta kabilesi genellikle Rus
tarafını tutarken Şkaraua, Şamil'i desteklemiştir. Müritler
yenilince binlerce Şkaraua üyesi Türkiye'ye göç etmiştir. En
kalabalık göç ise 1862-64 sürgünü sırasında olmuştur.
1926 nüfus sayımında Abaza kavramı hiç kullanılmamıştır.
Bölgesel
Dağılım
Nüfusun %
82.2’si Karaçay-Çerkesk'de, % 2.2’si eski SSCB'nin diğer
bölgelerinde yaşamaktadır. Ancak Abhaz Cumhuriyeti’nin
ilanından sonra bir bölümü buraya yerleşmiş ise de kesin sayı
bilinmemektedir.
Kent
-Kırsal Dağılımı
Nüfusun %
87.9’u kırsal kesimde , % 12.1'i kentlerde yaşar.
Okuma Yazma Oranı
Abaza
Cumhuriyeti’nde okuma-yazma oranı % 99'un üzerindedir. Ancak
bunların eğitim durumlarına ilişkin detay bilgiler yoktur.
Dil
Abazaca,
Kafkas dillerinin kuzey-batı gurubuna içindedir. Abhaz-Adige
alt gurubundandır.
Abazaca ve
Abhazca o kadar iç içe girmişlerdir ki nerede ise aynı dilin
lehçeleri olarak değerlendirilebilir. Ancak Sovyet döneminde
ayrı edebiyat dilleri olarak geliştirilmişlerdir. Abaza
dilinin Abazaların yaşadığı iki ana coğrafi bölgeden
kaynaklanan iki lehçesi vardır (Tapanta ve Şkaraua). Ancak bu
gün Kafkasya’da yaşayanların çoğunluğu Tapanta Abazalarıdır ve
edebiyat dili bunların lehçesi üzerine inşa edilmiştir. İki
ünlü ve yetmişin üzerinde ünsüz harfi ile Abaza dili oldukça
zor bir fonolojik yapıya sahiptir. Eski Sovyetlerde konuşulan
yüzden fazla dilin, fonetiği en zor olanı olarak kabul
edilmektedir.
İlk olarak
18.yüzyılda akademik çalışma konusu olmasına karşın Abaza dili
üzerine ciddi ve detaylı çalışmalar ancak yakın zamanda
yapılabilmiştir.
Eğitim
Abazalar
yaşadıkları bölgelerde Abazaca seçmeli ders olarak
okutulmakta, temel eğitim Rusça yapılmaktadır. Yine Abaza
dilinde sınırlı sayıda yayın vardır. Ancak bunların hiç biri
bilimsel ya da teknik ders kitabı niteliğinde değildir.
1922-23 yıllarında Abaza alfabesi oluşturuluncaya kadar
Abazaca yazı dili değildi. Bu tarihten öncesi yalnız
transkripsiyon şeklinde yazılıyordu. 1933-1938 yılları
arasında Latin harfleri , 1938 yılından sonra ise Kiril
harfleri kullanılmaktadır. |