Her
ulusun tarihinde dönüm noktası olan, ulusal sorunların
çözümünde başlangıç sayılan tarihi olaylar vardır. Rusya
Merkez Yürütme Komitesi’nin 22 Temmuz 1922 tarihli kararı
da Adigeler için bu önemdedir. Kararda şöyle denmektedir:
I)
Şu anda Çerkeslerin (Adigelerin) yaşamakta oldukları
bölgede, Rus yerleşimlerini de kapsayacak şekilde, Kuban-Karadeniz
Cumhuriyeti’nin Krasnodar ve Maykop illeri dışta kalmak
üzere Çerkes (Adige) Otonom Ülkesi oluşturulması
gereklidir. Bu bölge üç ilçeden (okrug) oluşur:
1)
Psekups
ilçesi:
Krasnodar iline bağlı Pseytuku, Hastuku, Penehes, Afipsip,
Eski ve yeni Bjihekuay, Kozet, Tohtomikuay, Sinciy,
Laksikuay, Levustenhabl, Sihanceriyehabl, Halekuay,
Pcihalikuay, Vocepsiy köyleri merkez Tohtomikuay olmak
üzere.
2)
Sirvan ilçesi:
Krasnodar iline bağlı Sabanhabl, Büyük ve küçük
Yedepsikuay, Kazanekuay, Cecehabl, Necereziy, Tevohabl,
Kuncukohabl, Penejukuay, Nesukuay, Askalay, Gobokuay,
Ademiy, Hatukuay, Cambeciy, Psikuyhabl, Kurgo-Ternovska,
Ivanovsk, Nikolayevsk, Yelenovsk, Preabrajensk, Nevo-Sevastopolsk,
Bele köyleri ile Maykop iline bağlı Bjeduguhabl,
Cernogorkin, Nijne-Nazarov, Verhne-Nazarov, Bagamalov,
Papavka, Kusev köyleri Ademiy merkez olmak üzere.
3) Fedz
ilçesi:
Maykop iline bağlı Ulap, Psijhabl, Hatugujukuay,
Hakurnehabl, Mamhig, Yecerkuay, Cirakiy, Hacemziy, Koshabl,
Lesepsin, Fedz ve Rus yerleşimleri Sturbino, Natirbiy,
Dukmasov, Bezladne, Pyasternakov, Ignatev, Zvezdilin,
Ruslanovska, Volna köyleri Hakurinehable merkez olmak
üzere.
II)
Kararda üzerinde önemle durulan ikinci konu ise Çerkes
(Adige) otonom Ülkesi Sovyet'i oluşuncaya kadar yönetim
yetkisinin Dağlı (Çerkes) Bölgesi Yönetim Kurulu’nca
kullanılacağı ve Sovyet toplantısının bir an önce
yapılması yolundaydı.
Çerkes (Adige)
Otonom Ülkesi sınırları belirlenirken karşılaşılacak
sorunları çözmek üzere İçişleri Bakanlığı ile Ulusal İşler
Bakanlığı personelinden bir komisyon oluşturulması yine
kararda belirtiliyordu.
Çerkes (Adige)
Otonom Bölgesi’ne dahil olan yerlerdeki yönetim
yetkilerinin 15 Ağustos 1922 tarihine kadar yeni yönetime
devredilmesi ve yönetim merkezinin Krasnodar olması da
kararda üzerinde durulan hususlardandı.
Adigelerin devlet düzeni oluşturmalarına olanak sağlayan
karar bundan ibaretti ve el yazısı ile bir sayfayı biraz
aşan bir dokumandı ama bunun Adigeler için anlamı oldukça
büyüktü. Nüfusunun büyük bölümü başka ülkelere dağılmış
durumda, anavatanlarında da orada burada bölük pörçük
olarak yaşamakta olan Adigeler bu kısacık kararla devlet
düzenine sahip olacaklardı. Bu sayede, “işte bu bizim
tarihi vatanımız, bu bizim gökyüzümüz, bunlar bize
atalarımızdan miras kalan dağlarımız” diyebilecekleri bir
toprak parçasına sahip oluyorlardı. Bu karar darmadağın
edilen Adigeleri yok olmaktan kurtaracak ve tekrar gelişme
umudunun doğmasına temel oluşturacaktı.
Doğrusu
bu karar eski ulusal yaraları da yeniden depreştirmişti.
Genç otonomiye bırakılan bölgeler tarihi toprakların çok
küçük bir bölümüydü. Çerkes (Adige) Otonom Ülkesi’ne
bırakılan topraklar sadece 45 köyün kapsadığı alandan
ibaretti. Anapa yakınlarındaki Suvorova Çerkesk köyündeki
Natuhoylar, kıyıboyundaki 12 Shapsugh köyü, Armavir
çevresindeki Adige köyleri ve o zaman Battalpasinsk
Adigeleri olarak adlandırılan Besleneyler Çerkes Otonom
Ülkesi’nin sınırları dışında kalmışlardı. Bundan dolayı da
hem tüm Adigeler hem de otonom ülke yöneticileri sıkıntı
içinde kalmışlardı.
Bu
kararın Rusya Merkez Yürütme Komitesi’nce bir günde
alınmadığı, bir geçmişinin olduğu biliniyordu. Olayın
üzücü yani, otonom ülke sınırları belirlenirken neyin esas
alındığına dair bir belgenin gerek merkez ve gerekse bölge
arşivlerinde bulunamamasıdır.
Vatanında kalabilen bir avuç Adige’nin tamamını yeni
kurulan otonom ülke neden sınırları içerisine alamamış ve
onları koruyup gözetecek yasal imkanlardan yoksun
bırakılmıştı?
Bu sorunun bugüne kadar bilinen tek bir cevabı var.
Adigelerin bir bölgede toplu olarak oturmadıkları ve
aralarında çok miktarda Rus yerleşiminin mevcut oluşu.
Ancak bu temelsiz bir bahane miydi yoksa karşı konulması
imkansız sebepleri olan gerçek bir engel miydi?
Bu kararla Adigeler vatanlarının sahibi yapılsaydı, yeni
kurulan otonomi Adigelerin tamamını kapsasaydı, dış
ülkelere canlarını atmış olanlara da dönüş imkanı
sağlansaydı ne kadar adil bir karar alınmış olurdu? Bugün
artık “eyvah” demenin bir yararı olmadığını biliyoruz ama
ulusumuzun çektiği acıları ve onun geleceğini
düşündüğümüzde sorunların çözümünün daha kolay olduğu o
yıllarda keşke bunları da başarabilseydik demeden
geçemiyoruz.
Peki kararda bu sorunların çözümsüz bırakılmasının ve
gözardı edilmesinin sebepleri neler olabilirdi?
Bölgesel ve ulusal sorunların çözümünden sorumlu liderler
bunları düşünememişler miydi? Yoksa amaçlarını
gerçekleştirecek imkanlardan yoksun muydular veya bu
kararları alırken yararlandıkları danışmanların Adige
olmaması nedeniyle mi böyle bir sonuç alınmıştı? Bu
soruları cevaplayacak belge ve kişilerden yoksun
durumdayız. Bilinen bir şey varsa kıyı boyu Shapsughların o
dönemde Adigelerin birlikteliği için çalışmış
olduklarıdır. Bunu belgeler kanıtlamaktadır. Ancak onlarda
bu çalışmalara kendilerini otonom ülke sınırları dışında
bırakan karar alındıktan sonra başlamışlardır.
Bu belgelerdeki bilgiler ve onların yorumlanması
Shapsughların ulus ve ülke birliği çalışmalarını daha
öncelerden başlatmış olduklarına dair ipuçları da
vermektedir. Bununla ilgili kanıt göstermek gerekirse:
Shapsughlar, tüm Adigelerin tek bir yönetim içerisinde
toplanma isteklerini ilk olarak 4 Eylül 1922 tarihinde
yaptıkları III. Shapsugh Kurultayı’nda dile getirmişlerdir.
Bu politikanın oluştuğu I ve II. Shapsugh Kurultayları 27
Temmuz - 4 Eylül arasındaki bir aylık gibi kısa bir dönem
içerisinde olmadığına göre Tüm Adigelerin bir otonomi
içerisinde yer alması fikri kararın alındığı 27 Temmuz’dan
çok önceleri oluşmuştur.
Shapsughların bu konuyu daha önceleri de gündeme getirmiş
olduklarını şu belgedeki satırlar bize göstermektedir:
“Bizi Çerkes (Adige) Otonom Ülkesi’ne dahil etmezlerse
ayrı bir Shapsugh otonomisi isteriz”. Bu da göstermektedir
ki anavatanlarında bölük pörçük olarak kalmış olan bir
avuç Adige yeni kurulan Çerkes Otonom Ülkesi’ne
giremeyeceklerini anladıklarında kendi başlarının çaresine
bakma ve kendi yönetimlerini oluşturma yolunu
seçmişlerdir.
O
zamanlar Shapsugh ulusal sorunlarının çözümü için uğrasan
lider ise Neguc Cambolet’di. Cambolet III. Shapsugh
Kongresi’nin temsilcisi olarak Krasnodara gönderilmiş,
Çerkes Otonom Ülkesi Parti Orgburosu’na Shapsughların
isteklerini iletmiştir. Orgburo Shapsughların isteklerini
ancak 5 Şubat 1923’te görüşebilmiştir. Shapsughlar o
zamanlar Çerkes Otonom Ülkesi’ne dahil olmayı, bu olmadığı
takdirde ise kendi otonom bölgelerini kurmayı
istiyorlardı. Orgburo’nun verdiği karar ise ayrı bir
Shapsugh otonomisi oluşturmak olmayıp, Çerkes Otonom
Ülkesi’nin statü ve yapısında değişiklik yapılarak
Shapsughların, Armavir Adigelerinin, Besleneylerin ve
Natukuay köyünün kantonlar halinde katılacakları ve merkezi
Tuapse olan Çerkes Otonom Ülkesi kurulması yolundaydı.
Orgburo bu kararına Rusya Halk Komiserliği’ne ve Rusya
Merkez Yürütme Komitesi’ne de bildirmişti. Ancak bu görüşe
yeterli destek sağlanamadı ve Shapsughlara da ulusal ilçe
statüsü verilmek suretiyle sorun çözümlenmiş kabul edildi.
Çerkes
Otonom Ülkesi’nin sınırlarının belirlenmesi 1923
Mayıs’ında sona erdi. Shapsughlar da ulusal ilçeye razı
edildiler.
Otonom ülkenin merkezinin neresi olacağı da çözümlenmeden
bırakıldı. Daha sonraki yıllarda Adige Otonom Ülkesi’nin
sınırları genişletildi. 1936 yılında Cec ve Maykopski
ilçeleri de otonom bölge sınırları içerisine alındı ve
yönetim merkezi Krasnodar’dan Maykop’a getirildi. 1962
yılında ise bazı dağlık bölgeler daha otonomi sınırları
içerisine alındı.
80 yıl içerisinde otonom ülke ve daha sonra cumhuriyet tüm
Adigelerin yaşamında, kültürel gelişiminde büyük öneme
sahip övünülecek işler başardı. Bu arada uğradığımız
kayıplarda az değildi ve bunların en önemlisi de 1945
yılından itibaren Shapsugh Ulusal ilçesinin lav edilmiş
olmasıdır.
Bu zaman
içerisinde ulusumuzun özlemini duyduğu bir çok şey
gerçekleşmiştir. Cumhuriyetimiz vardır, Adige ulusal
bayrağı devlet binalarında dalgalanmaktadır. Elimizdeki
imkanları gereği gibi kullandığımız takdirde dış
ülkelerdeki Adigelerin tekrar vatanlarına kavuşturulması,
ulusal dilimizin, kültürümüzün ve bilimimizin
geliştirilmesi mümkün olacaktır. Tüm bu imkanların temeli
ve başlangıcı ise şüphesiz Adigelerin devlet düzenine
kavuştukları 27 Temmuz 1922 tarihidir. |