|
|
................... |
|
................... |
KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU
OLAĞAN GENEL KURULU YAKLAŞIRKEN |
JETGER Musa Cangir
HAKAŞE Erkan Batır
Kayseri, 20 Kasım 2005 |
|
|
................... |
|
................... |
"Kafkas Dernekleri
Federasyonu Olağan Genel Kurulu Yaklaşırken..."
22 Kasım 2005/KAYSERİ
Kayseri Kafkas Derneği’nin de üyesi bulunduğu Kafkas
Dernekleri Federasyonu'nun 26-27 Kasım 2005 tarihlerinde
yapılacak Olağan Genel Kurulu öncesinde; Kayseri Kafkas
Derneği'nin de tarafı olduğu, Türkiye Adige-Abhaz toplumu ile
Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Kurulu'na katılacak her
bir delege ve Kayseri Kafkas Derneği üyelerinin tamamımın
demokratik hakları ve ortak menfaatlerini ilgilendirdiğini
düşündüğümüz gelişmeler ile ilgili olarak kamuoyunu
bilgilendirme gereği duyduk.
Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu organizasyonuyla
yaklaşan genel kuruldan aylar evvel; Kafkas Dernekleri
Federasyonu'nun örgüt politikası, yetkili kurullarının
etkinliği ve performansı, diaspora Adige-Abhaz toplumunu tarif
ediş biçimi, anayurda bakışı ve ilişki biçimi, anayurt ile
ilgili gelişmelerde yetkili ağızlardan deklare edilen resmi
politikası ve daha pek çok konuda değerlendirme toplantıları
yapılmıştır.
Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, öncelikle çözmemiz
gereken ilk ve temel sorunun iletişim ve karşılıklı
enformasyon akışındaki tıkanıklıkları aşmak olduğu sonucuna
varılmıştır. İletişim sorununun tahlili de şu şekilde
yapılmıştır:
-
Kafkas Dernekleri Federasyonu ile Kayseri Kafkas Derneği
arasında rutin iletişim köprüsü işlevini yerine getirerek
karşılıklı enformasyon akışı sağlayacak mekanizma ve kurumsal
rollere ihtiyaç vardır.
-
Kayseri Kafkas Derneği de dahil olmak üzere pek çok derneğin,
öncelikle Kaf-Der müteakiben de federasyonlaşma sürecinde,
federasyon ya da Kaf-Der genel kuruluna taşınan delege ya da
yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi/seçilmesi konularında
bilgisi ve/veya dahli yoktur.
Hatır ilişkileri çerçevesinde yürüyen bu mekanizma genel
kurullarda belirli bir şahsi ilişkiler ağı lehinde pozisyon
alacak delege yapısı yaratmakla kalmamakta, kitle örgütü
olamayışımızın ve demokratik ilke ve teamülleri
içselleştiremememizin altyapısını yaratarak, federasyona bağlı
derneklerin genel kurullarında da aynı kadroların anti
demokratik girişimleriyle derneklerden uzaklaşan
yetkin/dinamik/demokrat kadroların eksilmesiyle yaşanan insan
kaynakları zaafı, özellikle taşrada politik duruşu ve
entelektüel donanımı güçlü yönetimlerin seçilmesini
engellemektedir.
Bahse konu demokrasi zaafı; dernek ve federasyon
yönetimlerinde görev yapan üyeler ile dernek üyelerinin meslek
grupları/kadın-erkek sayıları ile yaş grupları bağlamında
dağılımı incelendiği zaman kolaylıkla görülebilecek
olumsuzluklara da yol açarak, kitle örgütü olmak yönündeki
imkanlarımızı kısıtlamaktadır.
-
Kayseri Kafkas Derneği ile Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun
ortak çalışma alanları ve kurullarda birlikte üretim geleneği
yoktur. Kayseri Kafkas Derneği’nin federasyon yetkili
kurullarına katkısı sınırlıdır. Federasyonun da kendisine
bağlı tüm derneklere olduğu gibi Kayseri Kafkas Derneği’ne de,
çatı örgüt sıfatıyla etkin destek sağlayamadığı ortadadır.
-
Kafkas Dernekleri Federasyonu, Kayseri Kafkas Derneği'ni
ilgilendiren konularda Kayseri Kafkas Derneği yetkili
kurulları yerine hukuken hiçbir yetkisi olmayan 3. kişiler
üzerinden Kayseri Kafkas Derneği ile muhatap olmaktadır.
Demokratik teamüllere ve nezaket kurallarına aykırı olan bu
durum federasyon ve dernek tüzüğüne de aykırıdır. Şahsi bağlar
üzerinden yürütülen bahse konu ilişki biçimi, kurumsallaşma
sürecine zarar verdiği gibi gerek federasyon gerekse 3.kişiler
ve kurumlar ile ilgili olarak Kayseri Kafkas Derneği ve
Kayseri kamuoyunun çoğu zaman eksik/yanlış bilgilendirilmesine
neden olmaktadır.
İletişim sorunu yukarıda izah edilen çerçevede tespit ve tarif
edildikten sonra, Türkiye genelindeki pek çok dernek ve
federasyon ile iletişim ve bilgi alışverişi yoğunlaştırılmış
ve sorunun Kayseri Kafkas Derneği’ne özgü olmadığı açıkça
ortaya çıkmıştır.
Bu bağlamda federasyon yetkili kurullarında görev alacak
isimler belirlenirken, hatır ilişkileri yerine
çalışkanlık/üretime yatkınlık/entelektüel donanım benzeri
kentli değerlerin esas alınması gerektiği gerçeğinden hareket
edilerek, Kayseri Kafkas Derneği'ni temsilen Kayseri Kafkas
Derneği ile Kafkas Dernekleri Federasyonu arasında samimiyetle
köprü olabilecek bir ismi federasyon yönetim kuruluna taşımak
yolunda her türlü çabayı göstermek ve federasyon genel
kurulunda federasyon yönetim kurulu üyeliğine kendisi aday
göstermek konusunda yönetim kurulu kararı alınmıştır.
Bahse konu yönetim kurulu kararının deklare edilmesini
müteakip, federasyon çevrelerinde etkili bazı grupların da
desteği ile, Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu'nun
meşruiyeti de dahil olmak üzere hiçbir hukuki ve makul
gerekçesi olmayan konuların tartışmaya açılmasıyla, toplumuza
hiçbir faydası olmayacak konularla federasyon genel kurulu
öncesi gündem ipotek altına alınmıştır.
Bu noktada samimiyetle durumu tespit bağlamında şu noktalara
işaret ediyoruz:
1) Hiç kimse ile hiçbir şahsi ihtilafımız olmadığı
gibi, geçmişte Kayseri Kafkas Derneği ve Kafkas Dernekleri
Federasyonu'na emek ve zaman harcayan herkese müteşekkiriz.
Ancak geçmişte bahse konu derneklere emek ve zaman ayırmış
olmanın, aynı derneklerin geleceğine ipotek koyma hakkı
vermediğini düşünüyoruz.
Bu konuyla bağlantılı olarak Kafkas Dernekleri Federasyonu
Genel Kurulu öncesinde, genel kurulu müteakip göreve
başlayacak federasyon yönetimini belirlemek gündemiyle Kafkas
Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu'nun toplantıya
çağırılmasını, genel kurulun iradesine peşinen ipotek koyan,
anti demokratik, kendi delegelerinin değerlendirme ve karar
alma yetisini hiçe sayan bir girişim olarak değerlendiriyoruz.
Buna rağmen devam eden sürecin genel üslup ve nezaket zaafları
dışında, örgüt içi demokrasinin içselleştirilmesine katkı
yapan, olağan ve yararlı bir deneyim olduğu kanısındayız. Bu
noktada daha sonradan telafisi mümkün olmayacak, geri dönüşü
bütün taraflar için zor/katı pozisyonlar dikte edilmesi
sebebiyle, bizi bir arada tutan kültürel değerlerin zarar
görmesinden endişe ediyoruz ve tüm ilgilileri sağduyuya davet
ediyoruz.
2) Kaf-Der‘in federasyonlaşma sürecinin, tabela
değişikliği ya da Dernekler Yasası’nda yapılan değişikliğe
uyum sağlamanın ötesinde; federasyon denilen hukuki yapıya
geçişin, Kaf-Der sürecinde yaşanan demokrasi zaafının
aşılmasına ve federasyona üye derneklerin bağımsız birer
hukuki varlık olarak demokrasinin içselleştirilmesi yoluyla
kitle örgütü olabilme imkanının değerlendirilmesi yönünde bir
saikle de ilişkili olduğuna inanmak istiyoruz.
Binlerce Adige-Abhaz’ın yaşadığı kentlerde kurulu derneklerin,
100‘ün altında sayıdaki üyeyle ‘lütfen’ toplanarak genel kurul
toplantıları yapması canımızı acıtıyor ve bu durumun bir
şekilde kitle örgütü olamamamız ve demokrasi zaafından
kaynaklandığını düşünüyoruz. Kitle örgütü olamadığımız sürece;
finansman sıkıntıları devam eden örgütler olarak kalmaya
mahkum olduğumuz gibi, mevcut finansman biçimi ile karar alma
mekanizmalarımızın demokratikleşmesinin fiilen olanaksız
olduğuna inanıyoruz.
3) Kimi dernek yetkililerinin federasyon yönetiminin
bileşimiyle ilgili olarak, "o varsa biz yokuz" ve/veya "şu
yoksa biz yokuz" şeklinde tercüme edilebilecek tavırları
federasyona üye dernekleri federasyon çatısı altında bir araya
getiren değerin Adige-Abhaz kültürü olduğuna inancımızı
zedeliyor.
Federasyon yönetimlerinde görev alan kişilerin kimliklerinden
bağımsız olarak, ortak doğrularımızı da farklı düşüncelerimizi
de nezaket kuralları çerçevesinde konuşup tartışabileceğimiz
demokratik kurul ve mekanizmaları işlevselleştirerek ve aynı
gemide olduğumuzu hiç unutmadan ve gemiyi terk etmeden doğru
limana giden yolu ve ortak aklı bulabileceğimizi düşünüyoruz.
4) Yaşadığımız süreçte Kayseri Kafkas Derneği'nin
mevcut federasyon delegelerinin belirlendiği son olağan genel
kurul sürecinde, kimi düşüncelerimiz doğal olarak farklı da
olsa, dernek başkanlığı yapmış sayın Seyfettin DİYNER,
sayın Mehmet ŞIKLAROĞLU ve sayın Mecit TAV’ı
ahte vefa, kurumsal süreklilik ve örgüt hafızasına olan
güvenimiz gereği federasyon delegesi olarak listesine alan ve
genel kurula önerenin bizler ve çalışma arkadaşlarımız
olduğunu; federasyon yönetimleri ve yetkili kurullarının
belirlenmesi sürecinde de bütün delegelerin gelenek ile
yeniliğin, örgütsel hafıza ile dinamizmin, taşra ile
metropolün, merkez ile çevrenin uzlaşarak demokratik bir
zeminde xhabze ile taçlandırıldığı bir genel kurul yaşanması
yönünde çaba harcayacağını ümit ediyoruz.
5) Kendi toplumunu, içinde kimlerin yer aldığı ya da
yer almadığı oldukça tartışmalı ve dilimize / kalbimize /
beynimize yabancı ‘Çerkes’ kavramıyla tanımlayan, hiçbir
gerçeklik payı olmadığı halde İmam Şamil’i ulusal önderimiz
kabul eden, Abhazya’nın haritası gibi hayati bir konuda hayati
yanlışlıklar yapabilen, Adige-Abhaz Dernekleri Federasyonu
olarak ismini değiştirmeyi gündemine alarak kendisine bağlı
derneklere bu konuda öncülük yapmayı şimdilik düşünmeyen bir
federasyon zaman zaman bizleri karamsarlığa itse de,
konuşularak / tartışılarak çözülemeyecek problem olmadığını
düşünüyoruz.
6) Çekirdek aileye hapsolmuş ve akrabalık bağlarının
çözülmeye başladığı kent koşullarında gerçekçi kamusal alanlar
yaratmak, internet olanakları da dahil olmak üzere her türlü
iletişim aracından en etkin şekilde yararlanarak kent
koşullarına uygun yatay ilişkiler ağı kurmak zorunda
olduğumuzu düşünüyoruz.
7) Adige-Abhaz toplumu olarak, kendi dilimiz /
tarihimiz / edebiyatımız / mitolojimiz konusunda ağlanacak
durumda olduğumuz gerçeğiyle yüzleşerek, bu konuda kısa vadeli
çözümler bulmaz isek kültürel kimliğimiz ve federasyonun
varlık sebebi ile ilgili konuşacağımız her şeyin anlamsız
olduğuna inanıyor, dil eğitimi konusunda hazırladıkları
projeyle federasyonumuza AB komisyonu kaynaklı fon
sağlanmasında tüm emeği geçenleri takdir ve gıpta ile
alkışlıyoruz. AB sürecini federasyonun kurumsallaşması yönünde
oldukça başarılı bir biçimde değerlendiren federasyon
çalışanları ve yönetimini her türlü övgünün üzerinde
görüyoruz.
8) Abhazya’daki ve RF üyesi kardeş özerk
cumhuriyetlerdeki üniversitelere diasporadan çok daha fazla
öğrenci gönderebilmenin formülünü bir şekilde bulmamız
gerektiğini, federasyonun Türkiye Cumhuriyeti resmi kurumları
nezdinde yapacağı girişimlerle ‘denklik’ sorununu çözmesi
halinde anayurda eğitim amaçlı gidecek öğrenci sayısının
artacağını düşünüyoruz. Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun
Abhazya’ya ve RF üyesi kardeş özerk cumhuriyetlere diasporadan
yoğun olarak turistik amaçlı seyahatler yapılması konusunda
etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu konularda sağlanacak başarının gerek diaspora ve anayurt
arasındaki ilişkilerin derinlik kazanmasında ve güçlenmesinde,
gerekse Abhazya ve kardeş özerk cumhuriyetler için hatırı
sayılır bir finansman kaynağı sağlama konusunda
tahminlerimizin ötesinde fayda sağlayacağına inanıyoruz.
9) Çeçenistan coğrafyasında devam eden askeri/politik
gelişmeler bağlamında Rusya Federasyonu politikalarının
değerlendirildiği, federasyonun yayın organı Nart Dergisi'nde
yayınlanan ve kardeş özerk cumhuriyetlerimizin Rusya
Federasyonu'nun gönüllü üyesi olduğu unutularak / önemsenmeden
Rusya Federasyonu’nu ‘karşımızda bir siyasi otorite’ şeklinde
konumlandıran kimi yazıların, Abhazya bağlamında hayati
olduğunu düşündüğümüz çıkarlarımız ile kardeş özerk
cumhuriyetlerimizin ve Abhazya’nın Rusya Federasyonu ile
ilişkilerinin sağlığı bağlamında Kafkas Dernekleri
Federasyonu’nu kendi içinde çelişkili bir mecraya taşıdığının
farkında olunmaması ve/veya önemsenmemesi canımızı acıtıyor.
10) Kimi değerlendirmeleri ya da refleksleri ile (Hacı
Bayram Bolat ismi üzerinden yaşanan polemik ya da Duneypso
Adige-Abaze Xase’nin örgütsel yapısı ile ilgili federasyonun
taraf olduğu tartışmalar, Abhazya’da yaşanan son seçim süreci
ile ilgili kimi değerlendirmeler, Nalçik’de yaşanan terörist
saldırılarla ilgili federasyonun resmi değerlendirmesi örnek
olarak gösterilebilir.)
Rusya Federasyonu üyesi kardeş özerk cumhuriyetler ile Abhazya
yönetimlerine ve/veya yöneticilerine muhalif bir sivil toplum
kuruluşu pozisyonuna angaje olan federasyonun tutumunu
paylaşmıyoruz. 1990 öncesi dünya dengelerinin ürettiği jargon
ile 2005 yılı dünya gerçeklerinin kavranamayacağı
inancındayız.
Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun Rusya Federasyonu ve Türkiye
Cumhuriyeti resmi kurumları ile ilişkilerini her düzeyde
geliştirmesi ve işbirliği/ortak çalışma alanlarının
arttırılması konusunda konjonktür ile uyumlu bir politika
tayin etmesi gerektiğine inanıyoruz. Abhazya ve RF üyesi
kardeş özerk cumhuriyetler de her kim yönetimde olursa olsun
federasyon olarak yanında olmamız ve federasyonumuzun ‘dernek’
muhataplarımızın ‘devlet’ olduğunu unutmadan değerlendirme
yapmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Diasporadan Kafkasya’ya politika ihraç etmeye soyunmanın
sadece tebessüm ile karşılanabilecek bir tutum olduğunu ve
anayurt ile ilişkilerimize zarar verdiğine inanıyoruz.
Bizler yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen konuların
tartışılacağı bir federasyon genel kurulu için çalışmalarımızı
yürütürken, Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu'nun
federasyon yönetim kurulunda görev alması arzusuyla genel
kurula bir isim önermeye karar vermesi akabinde yaşanan
olumsuzluklar üzerine, üzülerek belirtmeliyiz ki gündemimiz
‘çap’ kaybetmiştir.
Federasyon genel kurul sürecinde bizim birliktelik ve
desteğimizin şahıslara ve hatır ilişkilerine değil; emeğe,
projeye ve vizyona olduğunu tüm kamuoyuna hatırlatıyor ve tüm
cemiyetimize emeği geçenlere karşı yürütülen iftira
kampanyasına son verilerek, somut projeler ile dünya
gerçeklerine uygun vizyon sahibi/entelektüel/çalışkan/ön
yargısız bir kadro önerdikleri takdirde hiçbir isimle şahsi
problemimiz olmadığının delili olarak kendilerini
destekleyeceğimizi taahhüt ediyoruz.
Kurumsal bakışın yerleşik olmadığı bir zeminde, bilimsel ve
entelektüel düşünceden yoksun kasaba politikacısı
yaklaşımıyla, -konunun doğası gereği kullanmak zorunda
kaldığımız tabirler için şimdiden özür dileyerek- ‘dar alanda
kısa paslaşmaların’ yapıldığı, tek ortak altyapıları sokak
tabiriyle ‘sen-ben -bizim oğlan’ mantığı olan gruplaşmalara ve
hizipleşmelere gebe, bireysel tercihlerin ve keyfiyetin
tamamen hakim olduğu, dar grup ilişkilerinin kaçınılmaz sonucu
olan dedikodu/şahsi ihtiras/entrika ve tanımsız kaygılarla
adam tutmacılığın / kayırmacılığın hakim iklim haline geldiği,
‘güçlünün kılıcını sallamayı’ ve her denge değişikliğinde yeni
güçlünün yanında yer almayı refleks haline getirmiş, her yeni
dengede güçlünün yanında güvenlik arayan omurgasız
silahşorların en önemli figürler haline geldiği, örgütlere
sağladıkları ekonomik katkıyı örgütün başında ‘demoklesin
kılıcı’ gibi sallamayı içselleştirmiş bireylerin yedeği haline
getirilmiş, gerektiğinde mikro milliyetçiliğin hortlatıldığı,
toplumuna topyekün bakma anlayışından yoksun inanç temelli
siyasal tercihlerle ve/veya varsıllık/yoksulluk temeline
oturtulmuş ‘avam ve monşer anlayışı’ ile altyapıdan
yoksun/seçkinci farklı yapılanmaların arandığı/denendiği ve
tüm bu yapının idamesi için samimi emeğin ve düşüncenin
acımasızca tüketilebilir bir meta haline getirildiği yapıya
ilişkin ezberin bozulduğu ve sürdürülebilir olmadığı
kanaatindeyiz.
Samimi emeğin ve düşüncenin sahibi olan, katkılarını inkar
etmenin nankörlük olduğunu düşündüğümüz değerli büyüklerimize
ve kardeşlerimize sonsuz teşekkürler ediyoruz. Ancak tarif
edilen geçmiş işleyişin, tüm bu emek ve düşünceleri zayi
ettiğini, mevcut işleyişin/yapının devamı halinde bu durumun
değiştirilemeyeceğini ve dejenerasyonun derinleşeceğini
üzülerek ve içimiz burkularak tespit ve kendi adımıza da
itiraf ediyoruz.
Yaşadığımız dünyada ve coğrafyada bilimsel gelişmelerin
ulaşılamaz hızı toplumsal ilişkileri ve değerleri de aynı
hızla değiştiriyor ve yeniden yapılandırıyor. Ortaya çıkan
yeni durum, bozulan eski ezber’in yerine yeni ezber’leri ikame
ediyor ve edecek.
Adige-Abhaz toplumu olarak bu yeni sürecin gereklerini
kotaramadığımız sürece, evrensel değerlerin paylaşımı
bağlamında globalleşme denilen sürecin dışına savrularak,
hazin bir yok oluşun seyircileri konumuna düşeceğimiz
inancındayız. Bilimin dayattığı yöntemleri yöntemimiz yapmanın
olmazsa olmaz dayatması ile karşı karşıyayız.
Tüm iyi niyetimize rağmen, yukarıda izah edilen yapının doğal
refleksleri ile şahsi husumet noktasına kadar taşınan
polemiklere hedef olduk. Bahse konu polemiklerin bizleri
taşımayı arzu ve polemiğe davet ettiği zemin bizlerin sahip
olduğu düşünsel altyapı ve Adige-Abhaz kimliği bağlamında
yabancısı olduğu bir zemin olup, isimlerimiz hedef alınarak
esneklik alanı daraltılan ve bizleri savunmak gibi kısır bir
alana hapsedilmek istenen yönetim kurulundaki çalışma
arkadaşlarımız ve özellikle sayın Başkan Mehmet Mırza
ŞIKLAROĞLU’nun esneklik alanını genişletmek gerekçesiyle
ve/fakat aynı yoğunlukta yönetim kurulu üyelerinden daha fazla
çalışmak kaydıyla yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmemizi
ve çalışma arkadaşlarımızın ilkeli duruşunu müteakip
değişeceğini umduğumuz süreç derinleşerek ve yoğunlaşarak
bugüne değin devam etmiştir/etmektedir. (Müstafi Başkan
Yardımcıları Musa CANGİR-Erkan BATIR)
Tüm bu nedenlerle, şahıslarımız üzerinden devam eden ve
bağlamından koparak cemiyetimize zarar vermeye başlayan sürece
son vermek ve olumlu katkı yapmak gerekçesiyle bizler, Kafkas
Dernekleri Federasyonu yetkili kurullarının hiçbirinde yer
almayacağımızı tüm kamuoyuna deklare ediyoruz.
Yukarıda izah edilen tartışmaların ertelenmeden Kayseri Kafkas
Derneği ve Kafkas Dernekleri Federasyonu üyelerinin bilgi ve
değerlendirmesine sunulması gereken, demokrasinin
içselleştirilmesi ve kurumsallaşmaya hizmet edeceğini
umduğumuz konular olduğu inancı ile genel kurul sürecine
gireceğiz.
Dernek yönetimlerinde görev almanın toplumumuza hizmet amaçlı
bir görev değişikliği olmanın ötesinde hiçbir anlamı
olmadığına inanan bizler, tüm kamuoyunu ve özellikle genç ve
üretken kadroları, kendi kadro ve projeleriyle federasyon ve
müteakiben dernek yönetimlerine talip olmaya çağırıyoruz.
Bizlerin gerek federasyon gerek dernek yetkili kurullarının
dışında olacağı önümüzdeki süreçte, emeğimizin /
imkanlarımızın/düşüncemizin yettiği ölçüde samimiyetle
toplumuza ve örgütlerimize hizmet etmeye hazırız.
6 aylık çalışma dönemlerinde bizce zoru başararak, Kayseri
Kafkas Derneği’nin gerek mali konularda gerekse
demokratikleşme süreci bağlamında katlanılması güç zorluklar
yaşadığı bir dönemde, iş ve özel hayatlarının zarar görmesi
pahasına cemiyetimize hizmet için ellerinden gelen her şeyi
yapan Kayseri Kafkas Derneği Yönetim Kurulu'nu kutluyor,
kayıtsız/şartsız olarak mevcut yönetimin yanında olduğumuzu
kamuoyunun bilgisine sunuyor, bizlerin aldığımız prensip
kararı gereği yönetimin dışında fakat samimiyetle hizmetinde
olacağı önümüzdeki süreçte genç ve üretken kadroları tekrar
göreve çağırıyoruz.
Bizlere göre, Kayseri Kafkas Derneği ve Kafkas Dernekleri
Federasyonu’nun içinde bulunduğu ve Türkiye ölçeğinde
cemiyetimiz için tabu olan konuların bütün şeffaflığıyla
tartışmaya açıldığı genel kurul öncesi süreç, demokratikleşme
ve kurumsallaşma bağlamında çok önemli imkanlar sağlamıştır.
Önümüzde aşılması güç zorluklar olmakla birlikte, ‘ağabey’lerin
‘ağabey’ rolünü layıkıyla üstlenerek, dönülmesi güç pozisyonlar
dikte etmeksizin ve tartışmalarda taraf olmaksızın üretken
kadroların önünü açmaya angaje olarak; genç kadroların da
‘ağabey’lerinin ‘abi’liklerini unutmadan, kişiler yerine
projelerin konuşulmasına müsait bir ruh haliyle genel kurula
gelmelerini ümit etmekteyiz.
Tekrar belirtmekte fayda olduğunu düşünüyoruz ki:
‘Abilerimizin’ genel kurul sonrasında da ‘abimiz’ olarak
kalmayı tercih edeceklerini ümit ettiğimiz Kafkas Dernekleri
Federasyonu Olağan Genel Kurulu'nun; gelenek ile yeniliğin,
örgütsel hafıza ile dinamizmin, taşra ile metropolün, merkez
ile çevrenin uzlaşarak demokratik bir zeminde xhabze ile
taçlandırılacağı bir nezaketle tamamlanmasını diliyor,
kamuoyunu sağduyuya çağırıyoruz.
JETGER Musa Cangir
Kayseri Kafkas Derneği
Müstafi 1. Başkan Yrd.
HAKAŞE Erkan Batır
Kayseri Kafkas Derneği
Müstafi 2. Başkan Yrd. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|