Karadeniz
ile Hazar denizi arasında Doğu-Batı paralelinde uzanan ve
yüksekliği orta kısımlarında beş bin metreyi aşan
sıradağlar günümüzde Kafkaslar adıyla
tanınmaktadır. Ortaçağ İslam gezginlerinin
seyahatnamelerinde ve çeşitli eski Türk kaynaklarında
Kafkasya yada Kafkaslar adına rastlanmaz. Kafkasya adının
bir bölge adı olarak kullanılması 19. yüzyıl başlarına
rastlar. Rus Çarı I. Petro döneminde Petersburg’da kurulan
İmparatorluk Bilimler Akademisinin bilim adamları Kafkasya
adını ilk defa kullanmışlardır. Kafkasya adına ancak 1856
yılından itibaren Türk kaynaklarında rastlanır (Kırzıoğlu
1993: xvıı).
Bugün siyasî, coğrafî, etnik yada kültürel sınırlar
açısından ele alındığında, karşımıza birbirinden farklı
sınırlara sahip bir kaç Kafkasya tanımı çıkmaktadır.
Coğrafyacılar Kafkasya’yı Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye
bölmüşler, bölgenin tarihî, etnik, sosyolojik yapısını
derinlemesine bilmeyen siyaset bilimcileri de bu bölünmeyi
kabul ederek Kuzey Kafkasya-Güney Kafkasya isimlerini
literatüre sokmuşlardır. Bu tarife göre Kuzey Kafkasya
denildiğinde, bugün Rusya Federasyonu sınırları içinde
kalan sözde özerk Adige, Karaçay-Çerkesya,
Kabardey-Balkarya,
Kuzey Osetya, Çeçenistan, İnguşetya ve Dağıstan
Cumhuriyetleri akla gelmektedir. Yine bu tarife göre,
Güney Kafkasya ise Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan
Cumhuriyetleri ile Abhazya, Acara, Dağlık Karabağ,
Nahçivan Özerk Cumhuriyetleri ve Güney Osetya bölgesinden
oluşmaktadır.
Ancak masa başında uydurulmuş olan Kuzey Kafkasya-Güney
Kafkasya isimleri o bölgenin tarihî, etnik, sosyolojik ve
kültürel gerçeklerine uymamaktadır. Bilimsel açıdan
gerçekte tek bir Kafkasya vardır, o da bugün pek çok çevre
tarafından Kuzey Kafkasya olarak adlandırılan bölgedir.
Fakat bu sınırlandırma da eksik kalmaktadır, çünkü bugün
siyasî açıdan Gürcistana bağlı olan Abhazya ve Güney
Osetya da etnik ve kültürel açıdan Kafkasya'nın bir
parçasıdır ve tarih itibariyle de Kafkasya’ya dahildir.
Güney Kafkasya tabiri ise tamamen uydurmadır. Bu bölgenin
literatürdeki asıl adı “Kafkas Ötesidir”. Rusların bu
bölgeye verdikleri “Zakavkaz”, İngilizlerin verdikleri “Transcaucasus”,
Osmanlı ve Arapların verdikleri “Mavera-i Kafkasya” adları
Güney Kafkasya değil, Kafkas Ötesi anlamındadır (Tavkul
1997: 11).
Dolayısıyla Kafkasya “Kafkas Halkları” adı verilen
Adige, Abhaz-Abazin, Kabardey,
Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş ve
Dağıstan halklarının yaşadığı etnik ve kültürel
coğrafyanın adıdır. Kafkas halkları yüzyıllar boyunca aynı
coğrafyada benzer tarihî, etnik ve sosyo-kültürel şartlar
altında birbirlerinden etkilenmişler ve birbirleriyle
karışarak akraba topluluklar haline gelirken ortak bir
Kafkas kültürü etrafında birleşmişlerdir. Bu bakımdan,
Kafkasya halkları toplumsal yapı ve kültür açısından
Kafkas Ötesi milletlerinden oldukça farklı özellikler
taşımaktadırlar. Tarihî, etnik ve sosyo-kültürel sınırlar
açısından ele aldığımızda bu bölgeyi Kuzey Kafkasya-Güney
Kafkasya biçiminde değil, Kafkasya - Kafkas Ötesi
biçiminde tanımlamak ve değerlendirmek doğru olacaktır.
Jeopolitik yönden Kafkasya’nın coğrafî konumu Avrupa, Asya
ve Afrika kıtalarının arasına girmiş olan ve beş bin
kilometre uzunluğunda bulunan Akdeniz-Ege denizi-Marmara
ve Boğazlar-Karadeniz ve Azak denizi gibi birbirine bağlı
iç denizlerin meydana getirdiği bir su koridorunun ucunda,
aynı zamanda Hazar denizi vasıtasıyla da Orta Asya’ya
bağlanmış bir konumdadır (Berkok 1958: 11).
Kafkasya’nın coğrafî konumu etnolojik oluşumlara ve
gelişmelere, tarihin akışına çok etkili olmuştur. Tarih
boyunca önemini her devirde koruyan Kafkasya jeostratejik
önemini günümüzde de devam ettirmektedir.
Kafkasya halklarının sosyo-kültürel yapıları Kafkasya’yı
tarih boyunca dışarıdan etkileyen çeşitli kavim ve
medeniyetlerle yakından ilişkilidir. Kafkasya’ya kuzeyden
gelen Kimmer ve İskit gibi proto-Türk kavimleri ile, Hun,
Bulgar, Alan, Hazar, Kıpçak gibi Türk kavimleri, Karadeniz
yoluyla batıdan gelen eski Yunan, Roma, Bizans, Ceneviz
ticaret kolonileri, Anadolu ve Ön Asya’dan gelen çeşitli
medeniyetler Kafkas halklarının kültürleri ile birleşerek
günümüzdeki Kafkas etnik ve toplumsal yapısını
şekillendirmişler, Kafkas Kültürünün meydana gelmesinde
önemli rol oynamışlardır (Tavkul 1997a: 140).
Coğrafî faktörler Kafkasya’daki toplumsal oluşumları bir
dereceye kadar etkilemiş ve sarp dağlar, derin vadiler ve
geniş düzlüklerle bölünmüş geniş bir coğrafî sahada
birbirlerinden farklı pek çok etnik grup ortaya çıkmıştır.
Farklı diller konuşan bu etnik gruplar arasındaki ayrılık
coğrafî şartların da etkisiyle gittikçe daha belirgin bir
hal almış ve Kafkasya’da çeşitli dil ve lehçe grupları
etrafında birleşmiş bir çok etnik grup yada halk meydana
gelmiştir. Sosyal, siyasî, ekonomik sebeplere dayalı
toplumsal hareketlilik Kafkasya halkları arasında etnik
yönden bir karışıma yol açarken kültürlerin de birbirine
karışmasına ve zamanla birbirine benzer sosyo-kültürel
yapıların oluşmasına sebep olmuştur.
Neticede Karadeniz'den Hazar denizine kadar Kafkasya’daki
farklı ırklar ve etnik gruplar birbirleriyle kaynaşırken,
ortak hayat felsefesi, benzer adet ve gelenekler, ortak
tarih ve bağımsızlık şuuru, ortak giyim-kuşam ve
folklordan oluşan “Kafkas Kültürü” etrafında
birleşmişlerdir (Tavkul 1997 a: 167).
Abhaz, Adige, Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş ve
Dağıstan halklarının etnik ve toplumsal yapılarının
analizini yapmadan, Kafkasya’nın sosyolojik gerçeklerini
idrak etmeden, Kafkas Halklarını tanımak, aralarındaki
etnik çatışmaların sebebini anlamak ve Kafkasya konusunda
politikalar üretmek imkansızdır.
Rusya Federasyonunun güney kısmında yer alan Kafkasya
coğrafî açıdan bir Avrupa ülkesidir. Kafkas sıradağları
Kafkasya’yı Kafkas Ötesi’nden ayırırken, Avrupa sınırının
da güneydoğu bölümünü oluşturmaktadır.
Karadenizden Hazar denizine doğru Kafkasya’da yer alan
cumhuriyetlerin etnik ve demografik yapılarını şöyle
sıralayabiliriz:
Adige Cumhuriyeti
7600 km2lik bir sahayı işgal eden Adige
Cumhuriyeti’nin başkenti Maykop şehridir. Cumhuriyet
nüfusunun % 70’ini Ruslar, % 23’ünü Adigeler meydana
getirir.
Adigelerin 1989 yılındaki nüfusları 124 bin kişidir.
Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti
14100 km2lik bir bölgeyi kaplayan
Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti’nin başkenti Çerkessk şehridir.
Cumhuriyet sınırları içinde Karaçaylılar, Kabardeyler,
Besleneyler, Abazalar, Nogaylar, Ruslar, Osetler ve
Ukrayna Kazakları yaşamaktadırlar.
Bölge nüfusunun % 40’ını Ruslar ve Kazaklar, % 35’ini
Karaçaylılar, %10’unu Kabardey ve Besleneyler, % 6’sını
Abazalar, % 3’ünü Nogaylar oluşturmaktadır.
1989 nüfus
sayımına göre Karaçaylılar 156 bin, Kabardey ve
Besleneyler 50 bin, Abazalar 33 bin kişidir.
Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti
12470 km2 bir sahada yer alan Cumhuriyetin
başkenti Nalçik şehridir. Cumhuriyet nüfusunun % 45’ini
Kabardeyler, % 37’sini Ruslar, %10’unu Malkarlılar
oluşturmaktadır.
1989 nüfus sayımına göre Kabardeyler 394 bin, Malkarlılar
88 bin kişidir.
Kuzey Osetya Cumhuriyeti
Alanya adını alan cumhuriyetin yüzölçümü 8000 km2’dir.
Başkenti Vladikavkaz şehri olan cumhuriyetin
nüfusunun % 48’si Oset, % 39’u Rus, % 13’ü Kumuk, İnguş ve
Gürcülerden oluşmaktadır. Osetlerin 1989 nüfusu 600 bin
kişidir.
Çeçen Cumhuriyeti
İçkerya adını alan Cumhuriyetin başkenti Grozni (Coharkala)
şehridir. Yaklaşık 13 bin km2’lik yüzölçümü
olan cumhuriyetin nüfus yapısı Çeçen-Rus savaşı sebebiyle
tam olarak tespit edilememiştir. Çeçenlerin 1992 yılı
nüfusları 1 milyon kişidir.
İnguş Cumhuriyeti
Başkenti Nasran şehri olan Cumhuriyet 6 bin km2’lik
bir bölgeyi kaplamaktadır. 1989 yılı nüfus sayımına göre
İnguşlar 237 bin kişidir.
Dağıstan Cumhuriyeti
Başkenti Mahaçkala olan Dağıstan’da pek çok etnik grup bir
arada yaşamaktadır.
1989 yılı nüfus sayımına göre Dağıstan halklarından
Avarlar 604 bin, Lezgiler 466 bin, Dargılar 365 bin,
Kumuklar 282 bin, Laklar 118 bin, Tabasaranlar 98 bin,
Rutullar 20 bin, Tsahurlar 20 bin, Agullar 19 bin kişidir.
Kafkasya halklarının nüfusları ile ilgili bilgilerimiz
1989 yılında Sovyet döneminde yapılan resmi nüfus sayımı
sonuçlarına dayanmaktadır. Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra Rusya Federasyonu sınırları içinde
kalan Kafkasya halklarının son nüfusları ile ilgili kesin
bilgiler mevcut değildir. 1979 ve1989 yıllarına ait nüfus
sayımı bilgilerinden yola çıkarak Kafkasya halklarının on
yıllık süre içindeki nüfus artış oranlarını hesaplamak
mümkündür. Buradan elde edilecek veriler Kafkasya
halklarının 1999 yılı tahmini nüfuslarını elde etmemize
yardımcı olacaktır. Aşağıdaki tablo Kafkasya halklarının
1979-1989 nüfuslarını ve on yıllık nüfus artış
oranlarından yola çıkılarak hesaplanan 1999 yılı tahmini
nüfuslarını vermektedir.
KAFKASYA HALKLARININ NÜFUSLARI
1979-89
1999
1979
1989
Artış
Oranı
Tahmini
Nüfus
Abaza
29.497
33.800
14.6 38.736
Abhaz
90.915
102.938
13.2
116.526
Adige 108.711
124.941
14.9 143.557
Çerkes
46.470
52.356
12.7 59.005
Kabardey 321.719
39.4651
22.7 484.237
Karaçay 131.074
156.140
19.1 185.963
Malkar 66.334
88.771
33.8 118.438
Oset 541.893
597.802
10.3
659.376
Çeçen 755.782
958.309
26.8 12151.36
(1)
İnguş 186.198
237.577
27.6 303.148
Avar
482.844
604.202
25.1 755.857
Lezgi 382.611
466.833
22.0
569.536
Dargı 287.282
365.797
27.3 465.660
Kumuk 228.418
282.178 23.5 348.490
Lak 100.148
118.386 18.2 139.932
Tabasaran 75.239
9.844 30.8 128.770
Rutul
15.032 20.672 37.5 28.424
Tsahur
13.478 20.055 48.8 29.842
Agul
12.078 19.936 65.1 32.914
Bugün
Rusya Federasyonunda yer alan Kafkasyalı milletlerin
toplam nüfusu altı milyonu, sahip oldukları toprakların
yüzölçümü 300 bin km2’yi bulmaktadır.
Kafkasya’nın Jeopolitik Ve Stratejik Önemi
Kafkasya
Rusya için Avrupa ile Orta Asya arasında bir geçiş köprüsü
olmasının yanı sıra, Karadeniz ve Hazar denizine kıyısının
olması sebebiyle Rusya’nın Karadeniz – Boğazlar - Akdeniz
yolu ile Süveyş Kanalına inebilmesine imkân sağlaması
yönünden de, Rusya’nın stratejik menfaatleri açısından son
derece önemli bir jeopolitik bölgedir.
Kafkasların dağlık coğrafî yapısı bölgede çok az
alternatif yolun ve ulaşım ağının bulunmasına imkân
sağlamaktadır. Kafkas sıradağları Kafkasya ile Kafkas
Ötesini, dolayısıyla Rusya Federasyonu ile Gürcistan ve
Azerbaycan’ı birbirinden ayırırken, birbiriyle ilişkili
bölgeler arasında direkt ulaşıma imkân vermemektedir.
Örneğin birbirine komşu olan Gürcistan’a bağlı Abhazya
Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu’na bağlı
Karaçay-Çerkesya
Cumhuriyeti arasında doğrudan ulaşımı sağlayacak bir
karayolu bulunmamaktadır. Kafkasya’dan Kafkas Ötesine
sıradağların üzerinden aşarak geçebilen iki karayolundan
biri Kuzey Osetya’dan Güney Osetya’ya ulaşımı sağlayan Daryal geçididir. Bu yol Rusya Federasyonu’ndan
Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e ulaşımı sağlamaktadır.
Dağıstan’dan Azerbaycan’a ulaşımı sağlayan Derbend geçidi
ile de Rusya ve Kafkasya’dan Azerbaycan’ın başkenti
Bakü’ye ulaşmak mümkündür.
Bu durumda
Rusya açısından Kafkasya’da deniz taşımacılığının
stratejik önemi artmakta ve Karadeniz sahilindeki Abhazya
ile Hazar denizi kıyısındaki Dağıstan önem kazanmaktadır.
Rusya’nın
hâlihazırda Karadeniz kıyısında küçük bir çıkış noktasının
bulunması sebebiyle, Kafkasya’da etnik Rus nüfusunun
çoğunlukta olduğu Krasnodar, Rostov ve Stavropol
bölgelerinde istikrarlı yapının korunması Rusya’nın
menfaatleri açısından önem taşımaktadır. Kafkaslarda
meydana gelebilecek büyük bir etnik çatışma ve savaş
hâlinde Rusya’nın Karadeniz’e çıkış noktasını kaybetmesi
durumunda, Karadeniz – Boğazlar – Akdeniz - Süveyş kanalı
yolu ile sıcak denizlere çıkma imkânı ortadan kalkacak ve
Rusya dünya pazarlarına ürün ihracında büyük zararlara ve
kayıplara uğrayacaktır. Karadeniz ve Kafkasların özel
jeostratejik konumu sebebiyle Rusya’nın Kafkasya’yı ve
dolayısıyla Karadeniz’e çıkış noktasını elinde
bulundurması ona büyük kolaylık ve imkân yaratmaktadır.
Karadeniz’den Hint okyanusuna ulaşmak, Rusya’nın
kuzeybatısındaki St. Petersburg limanlarından ulaşmaktan 6
bin kilometre, Uzakdoğu’daki Nahodka limanından ise 8 bin
kilometre daha yakındır. Rusya’nın Karadeniz’de, Kafkasya
kıyılarında Novorossisk ve Tuapse olmak üzere iki limanı
mevcuttur. Her iki limanda da petrol tesisleri yer
almaktadır. Eski Sovyetler Birliği döneminin en önemli üç
limanından biri olan Novorossisk limanı Tsemesskaya
Körfezinde yer almaktadır ve 21-27 metre arasındaki
derinliği ile Ukrayna’nın Odessa limanından ya da sığ
Baltık limanlarından daha derindir. Daha da önemlisi
Novorossisk Bakü’den ve Kazakistan’dan gelen petrol boru
hatlarının Karadeniz’e açılma noktasında yer almaktadır
(Ruban 1997).
Rusya’nın
Kafkasya’daki petrol rezervlerinin % 34’ü Stavropol
bölgesinde, % 33’ü Çeçenistan ve İnguş Cumhuriyeti’nde, %
27’si Krasnodar bölgesinde, % 5’i Dağıstan’da ve % 1’i
Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti’nde yer almaktadır.
Petrol ve
doğalgaz rezervleri açısından Kafkasya Rusya için çok
fazla önem taşımasa da, Hazar petrollerinin batıya
ulaştırılmasında düşünülen muhtemel boru hatlarının
üzerinde yer alması sebebiyle Kafkasya Rusya için paha
biçilmez değerdedir. Bölgede aynı zamanda petrol
rafinerilerinin ve petrokimya tesislerinin yer alması
Rusya için stratejik ve ekonomik önem taşımaktadır.
1) 1994-1996 ve 1999-2000 yılları arasında devam eden
Çeçen-Rus savaşı sırasında Çeçenlerin önemli ölçüde nüfus
kaybına uğradıkları bilinmektedir. Dolayısıyla Çeçenlerin
doğal nüfus artış oranlarına göre tahmin edilen 1999 yılı
nüfus tahminlerinin gerçeği yansıtmayacağı, Çeçen
nüfusunun bugün bir milyon kişi civarında olacağı
düşünülmelidir.
|