Anadolu’nun Avrupa devletleri tarafından işgal edildiği ve
Anadolu halkının topyekun işgalci düşman ordularına karşı
ölüm kalım savaşı verdiği günlerde Anadolu’da bazı etnik
ve bölücü hareketler de su yüzüne çıkmıştı.
Bunlardan Batı Anadolu’da Çerkesler
arasında baş gösteren etnik ve bölücü faaliyetler, sonu 1923
yılında Manyas ve Gönen’deki Çerkes köylerinin Doğu Anadolu’ya
sürülmelerine kadar varan acı sürecin de başlangıcı olmuştu.
Aşağıda orijinal metnini verdiğimiz belge, kendilerini “Yakın Doğu
Çerkesleri Te’min-i Hukuk Cemiyeti” delegeleri olarak tanıtan
çeşitli Çerkes ileri gelenlerinin 11 Ekim 1921 yılında Yunan İşgal
Ordusu ve Yunan Hükümetine verdikleri Osmanlıca ve Yunanca olarak
yazılmış ve Çerkeslerin Yunan hükümetine iltica ettiklerini
bildiren bir beyannamedir. Metnin daha kolay anlaşılabilmesi için
Osmanlıca bazı kelimelerin günümüz Türkçe'siyle anlamları parantez
içinde verilmiştir. Kurtuluş savaşı yıllarında, genelde Çerkesler
adı verilen Kafkasya göçmenleri arasında baş gösteren bazı
ihtilalcı hareketlerin yanı sıra, Kuvva-yı Milliye’yi oluşturan
güçlerin büyük kısmının Çerkeslerden meydana geldiği ve Atatürk’ün
yakın silah arkadaşlarının bir çoğunun da Çerkes (Kafkasyalı)
olduğu unutulmamalıdır.
Çerkes
Milletinin Düvel-İ Muazzama (Büyük Devletler) Ve Alem-İ İnsaniyet
Ve Medeniyete Umumi Beyannamesi
Elyevm (halen) Yunan işgal-i askeriyesi (askeri
işgali) altında bulunan Garbi (Batı) Anadolu, yani Balıkesir,
Bandırma, Erdek, Gönen, Biga, Mihalıç, Bursa, İnegöl, Yenişehir,
Aydın, Manisa, İzmir, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar ile
İzmit, Adapazarı, Hendek, Düzce, Bolu ve havalisi Çerkes
ahalisinin biz zirde (aşağıda) vaz’ul imza (imza koyan)
selahiyetdar murahhasları (yetkili delegeleri) ve Yunan
hükümetince musaddak (tasdik olunmuş) “Şark-ı Karib Çerkesleri
Te’min-i Hukuk Cemiyeti” müesseseleri, harb-i umumi neticesinde
düvel-i muazzamaca kabul ve ilan edilen millet prensibiyle teayyün
eden (meydana çıkan) hukuk-u milliyesine istinaden İzmir’de kongre
halinde bilictima ekalliyet (azınlık) halindeki milletlerin
hukukunu derahide ve düvel-i mağlubeye (mağlup devletlere) kabul
ettirmeyi taahhüd eden düvel-i muazzama-i i’tilafiye ve
müşarikleriyle (ortaklarıyla) bilhassa Yunan hükümet-i fehimesine
Çerkeslerin iltica eylediğini beyanla metalib-i milliyesinin
(milli isteklerinin) is’afını (kabul edilmesini) rica eyler.
Anadolu’da elyevm (halen) mukim bulunan (yaşayan) Çerkesler
sıhhate karib hesapla (yaklaşık olarak) iki milyon raddesindedir.
Çerkesler, lisan, adet, hissiyat ve medeniyet itibariyle an’anat-ı
milliyesini (milli geleneklerini) muhafaza ve idame (devam) ede
gelmişlerdir. Çünkü tarih-kadimin (eski tarihin) şarkta ve
Yunanistan’da kaydedildiği medeniyetlerin cümlesinde (hepsinde)
“ras Kafkas’ın validi (babası)” olan Çerkesler bir unsur-u amil
(esas sebep) olduğu gibi asr-ı hazırın (çağımızın) medeniyet-i aliyesini (yüksek medeniyetini) tesis eden ırk-ı beyazın (beyaz
ırkın) ve “arilerin” mümtaz (seçkin) ailesinden oldukları İngiliz,
Fransız, Alman, Rus ve Yunan müverrihlerinin (tarihçilerinin)
tarihi eserleriyle sabittir. Çerkeslerin hükümat-ı Arabiyyenin
inkırazı (bitmesi) üzerine makarrı (merkezi) Mısır-ül Kahire olmak
üzere umum-ı Arabistan ve Şimali Afrika ve Suriye’ye şamil olarar
tesis eyledikleri hükümetin üç asır kadar payidar olduğu ve milli
yurtları olan Kafkasya’da cumhuriyet şeklinde haiz oldukları idari
ve siyasi istiklali, Rus istilasına karşı tehlikede görünce merhum
Şeyh Şamil’in idare ve kumandasında her guna (her türlü) vesait-i
harbiye (savaş aracı) ile mücehhez (donatılmış) Rus
imparatorluğuna karşı yirmi sene mütemadiyen mücahedat-ı
seci’anesi (kahramanca savaşması) ma’aruf ve müsellem ameddir
(bilinmekte ve doğruluğu kabul edilmektedir). Merhum
muşarunileyhin (Şeyh Şamil’in) işbu mücahedatı Rusların tefevvuk-u
azimi (üstün gayreti) karşısında bilzarure ma’teessüf’akim
(neticesiz) kalınca Rus çarlığının amal-ı mahsuse-i
temsiliyesinden (misilleme yapma arzusundan) behak (haklı olarak)
şüphe eden üç milyondan ibaret olan Şimali ve Garbi Kafkas Çerkeslerinden iki milyon miktarındaki nüfusu [O zamanki bab-ı
alinin izhar eylediği (gösterdiği) siyanetkar (koruyucu) davete
tabiyetle] peyderpey Türkiye’ye hicret eylediği ve Şimali
Kafkasya’da kalan bir milyon nüfusun taksirle (çoğalarak) bu güne
kadar üç milyona baliğ olduğu Rus istatistikleriyle sabittir.
Bu
hesapça Türkiye’ye hicret eden iki milyon Çerkes nüfusunun şimdiye
kadar üç misli tezaufla (artarak) altı milyona baliğ olması lazım
gelirken ma’teessüf bu gün iki milyona karib (yakın)
bulunmaktadır. ‘Alel ve esbabına (sebeplerine) gelince: Pek aşikar
bir hakikat olduğu vechile Osmanlı hükümetinin gayr-ı kabil i
inkar (inkar edilmesi mümkün olmayan) olan su-i idaresi (kötü
yönetimi) neticesinden mütevelli gayail ve musaibe (felaketlere)
kurban edilmek yüzünden Çerkesler dört milyon nüfustan mahrum
kalmışlardır.
Kaldı
ki, on üç sene evvel meşrutiyet idaresinin ilanı üzerine rüşd-ü
siyasiden (siyasi olgunluktan) mahrum ve ancak Türkçülük ve
Turancılık hissiyatıyla meşbu (doymuş) olan ve tarihte misli
görülmemiş bir surette anasır-ı saire-i Osmaniye’yi (Osmanlı’nın
diğer unsurlarını) tedhiş (şiddet) politikasıyla Türkleştirmek
siyaset-i sakimesini (yanlış politikasını) takib eden Türk
zimamdaranının (idarecilerinin) siyaseti Türk olmayan bilcümle
anasırın emniyet-i hayatiye ve milliyelerini selb etmekle (zorla
almakla) Çerkesler’de de “sarf-ı amel-i tahaffuz” (korunma
tatbiki) ile bir hiss-i şikayet ve iftirak (ayrılık) uyandırmış ve
bilnetice Çerkesler bu mezalim-i mütevaliyeden (sürekli
eziyetlerden) istihlas maksad-ı aliyesiyle (bir şey edinmek
gayesiyle) bir gaye-i milli (milli amaç) takibine ve millicilerin
alenen Çerkes milletini mahva kıyam etmesinden (kalkmasından) naşi
onlar da silahla müdafaa ve mübarezeye (savaşa) mecbur
kalmışlardır.
Bu
yüzden Çerkesler binlerce değerli evladını ebediyen kaybetti.
Emval ü hayvanatı (malları ve hayvanları) ve köyleri ihrak edildi
(yakıldı). Velhasıl Çerkeslik telafisi gayr-ı kabil (mümkün
olmayan) maddi ve manevi hasarat (hasarlar) ve zayiat-ı müdhişeye
(korkunç kayıplara) giriftar olmakla beraber bu mücahedesinde
(savaşında) nakabil tezelzül (sarsılmaz) bir azim ile sebat etmiş
ve elyevm (halen) etmekte bulunmuşlardır.
Gerçi
Çerkesler gerek kumandan ve gerek nefer saffetiyle harb-i umumiye
iştirak etmediler değil, fakat bu iştirak milel saire misillü
(diğer milletler gibi) fiili, ameli hissi olmaktan ziyade kerhi
(zorla) ve kanuni idi. Mamafih mütarekeyi müteakib Çerkeslerin bir
kısm-i kalili (az bir kısmı) Anadolu ihtilalcilerine [pür galat-ı
his ile] (yanlış hislerle dolu olarak) iltihak etmiş (katılmış) ve
Mustafa Kemal’in taht-ı saltanatını tesise medar (yardımcı) olacak
harekat-ı fiiliyede bulunmuş iseler de Kemalistlerin gayrı insani
harekatını ve sakim (yanlış) siyasetlerini onlar dahi yakinen
görüp anlayınca rücu’mucib mahzur-u azim olmayacak (geri dönme
gerekliliği büyük bir özür olmayacak) bir müdet-i kalile (az bir
zaman) zarfında Çerkeslik amalı (gayeleri) dairesine nademan
(pişman olarak) avdet etmişlerdi (dönmüşlerdi).
Bilhassa
Çerkesler, makam-ı hilafete merbutiyet-i maneviyeleri (hilafet
makamına manevi bağlılıkları) baki olduğu halde bab-ı ali’nin
Kemalistlerle birleştiğini ve bunca fedakarlığa rağmen Çerkesliği
tamamen ihmal ettiğini saklamaya lüzum görmedikten sonra Çerkeslik
muhakkak ve tabii bir kararla kendisine halas (kurtuluş) ve necat
(selamet) vaadeden ve bunu menatık-ı işgaliyesinde (işgal
bölgesinde) fiilen ispat eden Yunan ordusuna iltihak etmeyi
(katılmayı) menafi-i hayatiye ve milliyesi iktizasından
addetmiştir (hayati ve milli menfaatlerinin gereği olarak kabul
etmiştir). [Nitekim daha evvel Arnavut ve Arap akvam-ı necibesinin
de Türklerden iftirak (ayrılma) ve infikakle (çözülmekle) ecnebi
halaskarlara (yabancı kurtarıcılara) aynı saik ve endişe ile
iltihak ve temayül ettiklerine şüphe yoktur.] Bundan sonra bir çok
sene devam eden mücadele esnasında Çerkesler, Müslim ve
gayrı-Müslim binlerce nüfus-u masumeyi Millicilerin katliamından
kurtarması itibariyle sayan-ı tezkar (hatırlanacak) hidmat-ı
menduhede (öğünülecek hizmetlerde) bulunmuşlardır.
Yunan
hükümet-i fehimesi beynelmilel haiz olduğu evsaf-ı medeniyye ve
insaniyyesi icabı olarak dini farkı nazar-ı itibara almaksızın
Ermeni ve bilhassa Rum muhacirleriyle mütesaviyen (eşit olarak) ve
belki fazlasıyla Çerkes muhacir ve mültecileri hakkında alaka
göstererek emr-i iaşe ve iskanlarını müreffehen temin etmiştir.
Yunan
hükümet-i fehimesi Anadolu’ya ayak bastığı tarihten itibaren
daire-i işgal askeriyesine dahil olan menatıkada (bölgelerde)
meskun Çerkes ahalisine Kemalistlerin mezalim ve tazyiki (zulüm ve
baskısı) üzerine arz-ı dehalet (sığınma talebi) edenlere, harben
esir aldığı milletdaşlarımıza istisnai ve teveccühkarane hüsn-ü
kabul ve muamele ve ibraz-ı itimad (itimat gösterme) ve sahabet
eylemesi (sahip çıkması) hasseten bir lisan-ı minnet ve şükranla
yad ve tezkare sezadır (hatırlanmaya layıktır).
Binaenaleyh bu muamelat-ı cemile ve samimiye (güzel ve samimi
davranış) Çerkeslerin Anadolu’da kabiliyet-i medeniyeyi haiz
(medeni kabiliyete sahip) ve istihlası(kurtarılmaya) layık bir
millet olduğu ve Anadolu’daki Rum unsuruyla Çerkeslerin tekabül
eden menafi-i hayatiyye ve hukuk-u siyasiyelerinin mütesaviyen
(eşit olarak) himaye ve siyanet edilmesi (korunması) lazım geldiği
kanaatinden naşi olduğunu Çerkesler kuvveyen (kuvvetle) ümit ve
temenni etmek ister. Tafsilat-ı maruzadan maksad:
a)
Milli
çehremizi göstermek.
b) Anadolu’da akvam-ı mütemaddinenin (medeni milletlerin) inzar-ı
dikkatini celbe (çekmeye) layık bir Çerkes milletinin yaşadığını
bildirmek.
c) [Üç yüz seneden beri mütemadi bir surette hükümran olan su-i
idare (kötü yönetim) yüzünden vadi-i inkıraza yuvarlanan ve asri
ve medeni bir idare tesis kabiliyetinden mahrum, dahilen ve
haricen Şark-ı Karibde (Yakın Doğuda) ve dolayısıyla Avrupa’da bir
unsur-u harb bulunan Osmanlı hükümeti ve ilan-ı meşrutiyetle onun
yerine kaim olarak Osmanlılığın inhilaline (dağılmasına) badi
(sebep) olan Türkçülerin siyaset-i meş’umesi (kötü siyaseti)
Anadolu sahasında Türkten gayrı bir milletin hakk-ı hayatını
tanımamakta ısrar eylediği alem-i medeniyetçe gayrı kabil-i inkar
bir hakikat olmakla] bundan böyle Çerkeslerin Şark-ı Karibde Türk
idare-i meş’umesinden (kötü yönetiminden) tahliyesiyle
(kurtarılmasıyla) Yunan himayesi altında bir unsur-u sulh ve
müsalemet olarak yaşamaları esbabının temin-i arzusunun izhar
(göstermek) ve temenniden ibarettir.
Binaenaleyh, düvel-i muazzama-i i’tilafiye ve müşariklerince milli
olan metalib-i atiyemizin (gelecekteki isteklerimizin) kabul ve
tervicini (geçerli kılınmasını) kongremiz rica ve asar-ı fiiliyesine sabırsızlıkla intizar eylediğini zat-ı asilanelerine
arz ile kesb-i şeref eyler.
1) Beyneldüvel
(devletler arası) kabul ve ilan edilip muahedat-ı sabık-ı
sulhiyeye (eski barış anlaşmasına) idhal (dahil) edildiği gibi
Şark-ı Karab musalaha-i atisine (gelecekteki anlaşmasına) de idhali me’mül olan (umulan) ekalliyet (azınlık) halindeki
milletlerin hukuk ve menafi-i siyasiyelerini temin ve tatmin
edecek olan madde ahkamının (hükümlerinin) bilumum Çerkeslere de
teşmili (kapsaması).
2) Çerkes
milleti, Anadolu’da her vechile kendisiyle hem hal ve menafi-i
mütekabile (karşılıklı menfaatler) ile haiz bulunduğu Rum
unsuruyla hukuk-u mütesaviye (eşit haklar) dairesinde tevhid-i
mukadderata (kader birliğine) ragıb bulunduğuna binaen terakki
(ilerleme) ve inkişafat-ı milliyesini (milli gelişmesini)
kendisine kuvvetle ümid ettiği Yunan hükümet-i medeniyesinin
himaye-i fiiliyesine idhali.
3) Çerkes
milletinin evvela halife ve bab-ı alinin ve bilahare menafi-i
milliye ve hayatiye sevkiyle giriştiği bu mübareze (savaş)
yüzünden duçar olduğu bilcümle zarar ve ziyanlarının akd-i sulh
(barış anlaşması) olacak Türk hükümetinden tazmini esbabının
temini.
4)
Sulh
konferansında baladaki (yukarıdaki) metalib-i milliyemize (milli
taleplerimize) maarız zuhurunda delail ve izahat-ı mukanneyi
dermeyan etmek ve müdafa’at-ı mukatteziyede bulunmak üzere
konferans meclis-i alisince selahiyetdar murahhaslarımızın davet
buyrulması.
Binaenaleyh metalib-i mesrudenin tervic ve kabulü hususunda
müzaheret (korumak) ve muavenet-i medeniyeyi (medeni yardımı)
evvela düvel-i muazzama-i i’tilafiyeden, saniyen (ikinci olarak)
devlet-i fehimesinden, salisen (üçüncü olarak) alem-i insaniyet ve
medeniyetten rica ve intizar eylediğini ve bundan böyle amal-ı milliyesinin husulüne hadim teşkilat-ı siyasiye ve ictimaiyeyi
yapmak, Çerkeslerin an’anat (gelenekler) ve ihtiyacat-ı milliye,
diniye ve medeniyeleri dairesinde temin ve terakki ve inkişafları esasatını taammül ve ihzar eylemek ve hükümat ve mecalis-i aliye
ile tesis-i irtibat ile indelhacc (ihtiyaca göre) selahiyetdar
murahhaslar göndermek teşebbüsat-ı siyasiyeyi ifa ve evrak-ı
lazımeyi tanzim ve imzaya ve hukuk-u milliyesinin mütevakkıf
olduğu ve hususatın takib ve intacına kongremiz kendi azası
meyanından tefrik ve intihab eylediği heyet-i daime-i fa’aleyi
teşkil eden ve mukaddema (önceden) Yunan hükümetince resmen
tanınmış olan “Şark-ı Karib Çerkesleri Te’min-i Hukuk Cemiyeti”
tevkil ile ictimaına nihayet verdiğini arz vesilesiyle ta’zimat-ı
mahsusesini takdim eyler ve minallahültevfik
24
Teşrin-i evvel sene 337
11 Teşrin-i evvel sene 1921
Adapazarı murahhası Bağ Talustan Bey (Abhaz)
İzmit murahhası Çule İbrahim Bey (Ubıh)
İzmit murahhası Çuv Kazım Bey (Ubıh)
Hendek murahhası Bağ Osman Bey (Abhaz)
Düzce murahhası Maan Ali Bey (Abhaz)
Düzce murahhası Hamta Ahmet Bey
Kandıra ve Karasu murahhası Maan Şirin Bey (Abhaz)
Yalova-Karamürsel murahhası Ançok Yakup Bey (Adige)
Bilecik murahhası Bağ Rafet Bey (Abhaz)
Eskişehir murahhası Bağ Kamil Bey (Abhaz)
Geyve murahhası Çule Arslan Bey (Ubıh)
Bursa murahhası Harun El-Reşid Efendi
Biga murahhası Ançok İsa Nuri Bey (Adige)
Gönen murahhası Lampaz Yakup Efendi
Gönen murahhası Sıhakomit Hafız Seyid Efendi
Erdek murahhası Şhablı Hüseyin Bey (Ubıh)
Bandırma murahhası Neçoku Hüseyin Bey
Bandırma murahhası Berzeg Tahir Bey (Ubıh)
Balıkesir murahhası Bjeduğ Sait Bey
Manisa murahhası Pşevu Reşit Bey (Adige)
Aydın murahhası Kuace Hüseyin Bey
Kütahya murahhası Açıfıt Sami Bey
Not: Yukarıda isimleri yazılı
olan delegeler Lozan Anlaşması’ndan sonra 150’likler adı verilen
listeye dahil edilerek Türkiye’den çıkarıldılar.
Delegelerin mensup oldukları Çerkes
kabilelerinin adları tarafımızdan tespit edilerek eklenmiştir. (Dr.Ufuk
Tavkul) |