Sovyetler Birliği tarafından 1989'da Don Kazaklarının yaşadığı
Krasnodar bölgesine göç ettirilen Kürtler, tüm zorluklara
rağmen gelenek ve göreneklerini sürdürüyor. Rusya Kürtleri
Bölge'deki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Eski
Sovyet coğrafyasında yaşayan azınlıkların çoğu taşra
bölgelerindeydi. Sovyet sisteminin değişmesiyle birlikte
herkes bir mecra buldu kendine, ama o dönemde taşranın en
diplerinde yaşayan, sürekli dağ bölgelerine doğru çekilen
Kürtler hâlâ taşrada yaşamaya devam ediyorlar. Yaşadıkları
coğrafyaya kendi kültürlerini de taşıyan Kürtlerle diğer
halklar arasındaki kültürel diyalog ise kimi zaman sancılı,
kimi zaman şenlikli...
Devlet kayıtlarına göre halen Krasnodar bölgesinde 6 bin Kürt
yaşıyor, gayri resmi yerleşimlerle birlikte 8 bini buluyor bu
sayı... Adigey bölgesinde bulunan 6 köydeki sayıları ise 4 bin
kadar... Adigey'de yerleşik halk Çerkes olsa da burası tam bir
halklar mozaiği... Ermeniler, Ruslar, Yunanlılar, Tatarlar,
Asurilerle birlikte Kürtler de bu mozaiğin renklerinden birini
oluşturuyor.
Kürtler ve göç
Krasnodar bölgesi, Rus edebiyatçı Şolov'un 'Durgun Don'
romanında geçen Don Kazaklarının yaşadığı bir bölge. 1989'da
Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalarda göçe tabi
tutulan Kürtler, Pimakov'un talimatıyla bu bölgeye
yerleştirildiler. Bu göçe şahitlik edenler bu dönem trenlerle
buralara göçertilen Kürtlerin sayısının 60-65 bin olduğunu
belirtiyor. Bunların 50 bin kadarı Krasnodar çevresine, 15 bin
kadarı Adigey bölgesine yerleştirilmişti. Ancak devletin
desteğini çekmesiyle giderek yoksullaşan Kürtler, çareyi
Rusya'nın diğer bölgelerine göç etmekte bulmuşlar. Ve sonunda
Krasnodar'da 8 bin civarında Kürt kalmış. Çerkes yöneticiler
Kürtlerden oy aldığı için memnun olsa da, bölge yönetimi hâlâ
Kürtleri politik olarak ulusal güvenlik sorunu olarak görüyor.
1989'da Kürtler bu bölgeye yerleştirildiği sırada başlayan
otonomi tartışması, bu paranoyanın temelini oluşturuyor. Bu
nedenle Çerkesler ve aşırı milliyetçi Slav örgütleri,
Kürtlerin buradaki yoğunlaşmalarını bir özerklik talebi
korkusuyla izliyor. Bazı basın organları ve internet
sitelerinde bu yüzden sürekli Kürt karşıtı bir söylem
kullanılıyor.
Tek gelir kaynağı kabak üreticiliği
Bu bölgede hayatını sürdüren Kürtler, hâlâ geleneklerini
sürdürüyorlar. Bir evde aynı sülaleden 7-8 çocuklu iki-üç aile
birlikte yaşıyor. Diğer halklar tarafından garip karşılanan bu
durum, yeni nesille yavaş yavaş değişiyor. Kalabalık aile ve
toprak işçiliği Kürtleri serf konumunda tutuyor. Adigey'in
köylerinde yaşayan Kürtler çoğu zaman Ruslardan kiraladıkları
topraklarda tarım yapıyorlar. Kendileri için aldıkları küçük
bahçeler henüz istihdama yetmiyor. Bu yüzden de çoğu aile
kiraladığı topraklarda çalışıyor ve mahsulden elde ettikleri
gelirleri toprak sahibiyle paylaşıyor. Kürtler daha çok
kiraladıkları topraklarda kabak yetiştiriyorlar. Çünkü bu
topraklar, en cok kabak ürünü için verimli. Diğer yandan,
üreticiler kapılarının önünde ürünlerini satabiliyorlar.
Kabağa ihtiyacı olan fabrika sahipleri, özel arabalarıyla bu
köylerdeki satıcıların kapılarına kadar gelip ürünleri satın
alıyorlar.
En büyük sorun işsizlik
İşsizlik konusunda bilgi veren Feyzo Hüseyin, Kürtlerin
genelde kabak yetiştirmelerine rağmen yer yer az olan
topraklarından maksimum gelir elde etmek için seracılık
yaptıklarını da kaydediyor. Her evin tarımın yanında birkaç
baş hayvan da yetiştirdiğini belirten Hüseyin, bölgedeki
Kürtlerin en büyük sorununun işsizlik olduğunu dile getiriyor.
Hüseyin, genç bir nüfusa sahip olan Kürtlerin sadece bir
kısmının yılın bazı mevsimlerde tarım yapabildiğini söylüyor.
Çünkü arazi az... Tarımda iş bulamayan Kürtlerin önemli bir
bölümü ise sürekli işsiz...
Kültürel çatışma yaşanıyor
Tam bir mozaik olan 700 hanelik Belo köyünde 200 hane Kürtlere
ait. Buradaki Kürtlerin kurduğu Kürt Kültür Derneği, çevre
köylerde ve Adigey Özerk Cumhuriyeti'nde belli bir saygınlık
kazanmış durumda. Kürt Kültür Evi ve Yerel Kürt Meclisi
Başkanı Xudeda Ahmet, Kürtler ve Ermeniler gibi bazı halkların
sonradan göçle buraya geldiklerini anlatıyor. Ve ekliyor:
'Halklar arasında toplumsal uzlaşma da var, kültürel
farklardan doğan sorunlar da...' Aynı köyde yaşayan halkların
birbirlerini kabullendiklerini, acı ve tatlı günlerini
paylaştıklarını vurgulayan Ahmet, 'Ancak gençler kültürel bir
çatışma yaşıyor. Bunun toplumlararası uzlaşmayı zora
sokacağından korkuyorum' diye konuşuyor.
Evlilik ilişkileri geliştiriyor
Yaşanan kültürel çatışmaya rağmen Kürtlerle diğer toplumlar
arasında evlilik ilişkileri oldukça yaygın. Örneğin Sadove
köyünde yaşayan Yunus adlı yurttaşın ailesi oldukça ilginç.
Yunus önce bir Kürt kızıyla evleniyor, ancak çocukları
olmayınca eşi Yunus'un yeniden evlenmesine izin veriyor. Yunus
komşu köyden, bir kız çocuğu annesi dul bir kadın olan Nataşa
Stubovokova ile evleniyor. Şimdi Yunus'un iki eşi ve biri üvey
olmak üzere 3 çocuğu var. Çocukların hepsi Rus anneden
olmasına rağmen evde Kürtçe konuşuyorlar ve Kürtçe'yi
Rusça'dan daha iyi biliyorlar. Şüphesiz Ruslarla evlilik yapan
bir tek Yunus değil. Kürtler ve Ruslar arasında evlilik
oldukça yaygın.
İslam'a inanıyorlar
Burada yaşayan Kürtler Müslüman ancak, ibadetleri yerine
getirme konusunda oldukça esnekler. Sayıları parmakla
gösterilecek kadar az olan melelerden biri olan Abdulbari
Hısso, Kırgızistan'dan gelmiş. Mele Hısso burada yaşayan
Müslüman Kürtlerin Müslümanlığı bilmediklerinden yakınıyor.
Mele Hısso, buradaki Kürtlerin dini inancıyla ilgili şunları
aktarıyor: 'Ermenistan, Azerbaycan hatta Kazakistan'dan buraya
gelen Kürtler, Müslüman inancını benimsemiş ancak ne
Müslümanlık hakkında bilgileri var, ne de ibadet ediyorlar.
Çoğu İslam'ın beş şartını bile bilmiyor. Asla namaz kılmaz ve
oruç tutmazlar. İslam'ı çoğu zaman Hıristiyanlık gibi ele
alıyorlar ve yaşamlarıyla inançlarını birbirinden ayrı
tutuyorlar. Örneğin yaşadıkları köylerde cami veya mescit yok
ve toplu ibadet talep etmiyorlar. Ama ölülerinin İslam'a göre
yıkanmasını istiyorlar, kurban ve Ramazan bayramlarını
kutluyorlar.'
Yaşlı kadının Demirtaş sorusu
Rusya Kürtleri, Kürdistan'daki gelişmelere de oldukça
duyarlılar... Örneğin Sadove köyünden Kaze adlı yaşlı kadının
sorduğu ilk soru DTP Eşbaşkanı Nurettin Demirtaş'ın neden
tutuklandığı ve sonuçlarının ne olabileceğiydi... Ülkelerini
hiç görmemiş olsalar bile, ülkelerindeki sorunları yakından
takip etmeleri ve bölgede Kürtlerin uğradıkları baskılara
karşı bu kadar ayrıntılı bilgi sahibi olmaları şaşırtıcı
geliyor bize. Dünyanın başka yerlerindeki Kürtler gibi onlar
da
Roj TV
izliyorlar. Ancak bölgede konuştuğum birçok insan
PKK'nin
geliştirdiği silahlı direnişten sonra Kürtlerin de giderek
ülkeleri hakkında daha duyarlı olduğunu ve televizyon olmasa
bile çeşitli yayınlar yoluyla olup bitenleri öğrenmeye
çabaladıklarını belirtiyorlar. Rusya'da göçle, ekonomik
sefaletle, yoksulluk ve sürgünlerle iç içe yaşayan Kürtler,
hâlâ kültürlerini koruyor ve Kürdistan'daki gelişmeleri
dikkatle takip ediyorlar.
Sorunlar kadınların sırtında
Kürt toplumu içinde şaşırtıcı bir biçimde eğitim düzeyi
düşüyor. Sovyet döneminin nispi imkanlarından dolayı kısmen
eğitime yönelen ve giderek okuma düzeyi yükselen Kürtler,
Sovyet sonrasındaki yeni göç dalgasıyla birlikte tekrar eski
cehalet kıskacına giriyor. Rusya'nın kırsal bölgelerinde
yaşayan Kürt çocuklarının eğitim düzeyi düşüyor. Özellikle de
kız çocukları içinde bu oran belirgin biçimde göze çarpıyor.
Bu durum, önemli toplumsal sorunlara da yol açıyor. Kız
çocuklarının okuldan erken alınması ve küçük yaşta
evlendirilmesi bu sorunların başında geliyor. Adigey Kürt
Kültür Derneği çalışanlarından Newroz Serhat, sorunun kapalı
feodal yapıdan kaynaklandığını belirtiyor. Erken yaşta
evliliği geleneksel yapıya bağlayan Serhat, sosyal yapıdaki
farklı kültürler karşısında duyulan paniğin bunda rol
oynadığını anlatıyor. Serhat'a göre Kürtler, çocuklarının Rus
komşulara benzeyeceğinden korkuyor ve erken yaşta evlendirerek
kontrol altına almak istiyorlar. Son 15 yılda erken yaştaki
evliliklerde yaşanan artışı da bunun göstergesi olarak sunuyor
Serhat... Ancak Kürt kadınlarının tek sorunu bu değil.
Kadınlar, diğer Kürdistan parçalarında olduğu gibi tarlada
çalışıyor ve bütün gıda ihtiyacını onlar karşılıyor. Bu
nedenle kadınlar, sosyal ve ekonomik sorunlardan en çok
etkilenen kesim oluyor.
Kürtlerin bilinen 'kaderi' burada da değişmedi
Kürtlerin kendi coğrafyalarındaki sefalet ve geri kalmışlık,
bu bölgede de yakalarına yapışmış durumda. Rusya'nın diğer
bölgelerindekiler gibi Adigey Kürtleri de bürokratik
sorunlarla boğuşuyor. Halen bine yakın kişi, kimlik veya
oturum belgesi olmadığı için köylerinden dışarı çıkamıyor.
Kürt Kültür Merkezi ve Yerel Kürt Meclisi Başkanı Xudeda
Ahmet, bölge yönetiminin oturum ve yurttaşlık verdiğini ancak
bunda eli ağır davrandığını belirtiyor. Ahmet, bu durumu yeni
Kürt göçlerinden duyulan kaygıya bağlıyor. Bölge yönetiminin
bu tutumu hukuk ve insan hakları açısından büyük bir haksızlık
olarak değerlendirilse de, yeni göçler ve bekleme konusundaki
kaygılar hiç de yersiz değil. Çünkü Kırgızistan'daki Kürtlerin
bu bölgeye göçleri halen devam ediyor. Kırgızistan Kürtlerinin
sosyal ve ekonomik durumları kötüye doğru giderken, Kazakistan
Kürtleri arasında son dönemlerde uğradıkları baskılar
nedeniyle her an yeni bir göç dalgasının patlak vermesi
bekleniyor. Adigey Kürtleri ise göçlerin yeni sorunlara yol
açmasından kaygılı. Çünkü bölge yönetimi daha önce yeni
göçlerin olmaması için uyarılarda bulunmuş. Aslında göçler
konusunda yasal yollar da var. Örneğin Rus devleti eski Sovyet
coğrafyasında yaşayan insanların Rusça bilme koşuluyla
Rusya'nın belli bölgelerine göç etmesine izin veriyor, hatta
bunu teşvik ediyor. Ancak Kürtler tuhaf bir biçimde, devlet
yasaları ve planlarından bağımsız hareket etmeyi seçiyorlar. |