|
|
................... |
|
................... |
KAFKASYA İŞ
BİRLİĞİ PLATFORMU
ABHAZ- OSET BAĞIMSIZLIĞINI TEHDİT EDİYOR |
YEUTYKH Adnan Cankılıç
25 Ağustos 2008 |
|
|
................... |
|
................... |
Gürcistan krizi çıkar çıkmaz
bölgeyi ilk ziyaret eden devlet adamı Fransız Cumhurbaşkanı
Sarkozy oldu.
Ardından, Tayyip Erdoğan…
Tayyip Erdoğan’ın önemli endişesi;
bölgeden Batı'ya petrol transfer eden enerji koridorlarına bir
zararın gelmemesi olmuştur. Bu endişe ne yazık ki, orada ölen masum insanlar için duyulan
kaygıların önüne de geçmiştir. Bu nedenle önce “enerji
koridorunun güvenliği”ni teminat altına almak birincil hedef
oldu. İnsani duygular hep ekonomik çıkarların gölgesinde
kaldı. Savaşın durdurulması isteği de bu kaygılarla talep
edildi. Bu kaygılarla Türkiye tarafından “Kafkasya İş Birliği
Platformu” adı altında bir sönümleme mekanizması ortaya
atıldı.
Gürcistan açısından “platformun” anlamı: Bağımsız Devletler
Topluluğu’ndan, dolayısıyla da Rusya’dan kopardığı zincirleri
biraz daha incelterek yeniden bağlamaktır. Böyle bakıldığında
Gürcistan açısından değişen bir şey olmayacaktır. Öyle ya; ha
biraz kalın, ha biraz ince. Ne fark eder ki? Zincir olduktan
sonra…
Türkiye ve Batı açısından platformun anlamı: Halen Rusya
çıkarlarına hizmet etmeyen bölgesel enerji koridorlarından
olmasa bile oluşturulacak yeni koridorlarda Rusya’nın ağzına
bir parmak bal çalarak müktesebatı korumaktır.
Peki, bir parmak bal Rusya’yı keser mi?
Eğer keserse Abhazya ve Güney Osetya’nın önüne çıkmış olan
tarihi bağımsızlık fırsatı ortadan kalkmış olur. Ancak herkes
bilir ki; Rusya’yı bir parmak bal kesmez. O daha fazla şeyler
ister.
Ne mi ister?
Örneğin Ortadoğu derbisinde forvet oynamak ister.
Rakibe gol atmak ister.
Maçı almak ister.
Suriye ve İran, Ortadoğu derbisinde orta sahada oynamaya
gönüllü olduklarını hemen dile getirmediler mi?
Rusya Ortadoğu’da bu isteklerine ulaşırsa; Abhazya-Güney
Osetya bağımsızlığı hiç de umurunda olmaz.
Eskiden Abhazya-Güney Osetya’nın bağımsızlığı mı vardı?
Küresel boyutta tavizler alırsa gerisi onun için teferruattır.
Krizin tarafları her zaman olduğu gibi minareyi çalarken
kılıfını da hazırladılar: Rusya açısından müdahalenin kılıfı “
soykırımı önleme”, Amerika açısından “insani yardım”.
Her ikisi de; ne kadar da masum!
Çeçenistan’da ve Irak’ta yaşananların sorumlusu sanki
Gürcistan ve Abhazya.
Rusya bu hesaplar peşindeyken, Amerika ve Türkiye kafa kafaya
vererek “insani yardım” amaçlı Amerikan askeri gemilerini
boğazlardan geçirerek Karadeniz’e saldılar. Amerika bir önceki
gün de nükleer başlıklı füzelerin Polonya’ya konuşlandırma
antlaşmasını imzaladı. Amaç Rusya’ya küresel boyutta tavizler
vermemektir.
Bir yandan “iş birliği”, “ barış” gibi sözcükler dillerden
düşürülmezken, bir yandan da “insani yardım” adı altında krizi
derinleştirecek adımlar atmak, bir bakıma aba altından sopa
göstermek değil midir? Bu çelişki, samimiyetsizliğin,
ikiyüzlülüğün bariz göstergesi değil de nedir? Barış
istenmediğinin açık kanıtı değil midir?
Gürcistan da zaten önce onaylayıp daha sonra Amerika’dan
desteği görünce; “Son Rus askeri Güney Osetya ve Abhazya dahil
Gürcü topraklarını terk edene kadar Ruslarla herhangi bir
işbirliğine girmemiz söz konusu olamaz” diyerek Kafkasya
İşbirliği Platformu’nu şimdilik askıya aldığını Türkiye’deki
elçilik kanalıyla bütün dünyaya duyurmadı mı?
Bu açıklamanın zamanlamasına dikkat ediniz.
Tam da Amerikan savaş gemilerinin boğazları geçerek
Karadeniz’e girmesini takip eden saatlerde.
Polonya’yla füze anlaşması yapılmasından bir gün sonra…
Açıkça görülmektedir ki, Saakaşvili Rus’un gazabından
kurtulmak için fare deliği bulsa girecek duruma geldikten
sonra bile, Amerika’nın ve Türkiye’nin son çabalarıyla “Kendim
ettim kendim buldum” ve “ben ne yaptım kader sana” şarkılarını
hatırlatan edalarıyla parmaklarına kıyamadığı için kravatını
kemirirken yeniden aslanlaştı.
Miyav diyen aslan kükremeye başladı.
Bir günde dağılan kağıttan kaplan yeniden canlandı.
Ona verilen bu cesaret; krizin aşılmasına değil,
derinleşmesine hizmet eder.
Yüzyıllardır Ruslara karşı mücadele eden Kuzey Kafkasya’nın
askeri liderleriyle karşılaştırdığımız zaman, Saakaşvili son
davranışlarıyla, Ruslarla mücadelede Kafkasya’ya ne kadar
yakışmayan bir “lider” profili çizdiğini bir kara mizah örneği
olarak açıkça görmüyor muyuz?
Amerika zaten bu işin Saakaşvili ile bir yere varamayacağını
anlar anlamaz savaş gemilerini Karadeniz’e gönderdi.
Dua edelim de bu işin sonu Amerika’yla Rusya arasında bölgesel
bir savaşa kadar varmaz.
Yoksa bu savaşın sonunda ortada ne Abhazya, ne Gürcistan, ne
de Osetya kalır. |
|
|
|
|
|
|
|