Son günlerde
yaşanan olaylar basında çıkan taciz haberleri hepimizi çok
üzüyor. Ben artık aynı haberleri görmek ve duymak
istemediğimden sürekli kanal değiştirip bakmamaya çalışıyorum.
Hele de utanç
duymak nedir bilmeyen 76 yaşındaki o şahsiyeti pişkince
konuşurken görmek beni fazlasıyla sinirlendiriyor. 14
yaşındaki bir kız çocuğu, torunu yaşındaki bir çocukla bu
nasıl aşağılık ve iğrenç bir durumdur insanın aklı almıyor.
Değil destek vermek böylesi olayları lanetlemek kınamak lazım,
toplumun her kesiminden seslerin yükselmesi gerekir. Kısa
sürede suçluların peşini bırakıp bu bir toplumsal olaydır
diyip geçmeden, üstünü örtbas etmek yerine daha da irdeleyerek
adamın yaptığına pişman etmek gerekir.
Duyduğumuz bunlar duymadığımız daha neler var deyip duyarsızca
olayı kapatmamak gerekir. Bu düşüncedeki diğer kişilere de
caydırıcı bir cezası olmalı. 3-5 ay ceza evinde kalıp
kurtulmakla ileride olabilecek olaylara kötü örnek olmamalı.
Yaptıklarının bedelini ağır ödenmesi gerektiğine inanıyorum.
Böylesine pişkince tekrar sokağa salıverilmemeli. Olay kadar
adamın pişkin pişkin konuşmaları insanları daha da
yaralamaktadır.
76 yaşındaki o şahsiyet kadar o çocuğun annesinin de en az
onun kadar suçlu buluyor onunda cezalandırılması gerektiğine
inanıyorum. Bir anne olarak nasıl böyle bir şeylere ortam
bırakırsın. İnsan hiç tanımadığı parkta, yolda giderken
gördüğümüz kız çocuklarına uygunsuz davranılmasına sözlü
sataşmaları görünce ahlak zabıtası değiliz ama sahiplenmek
geçiyor içimizden. Tanımadığımız halde gördüklerimize bir anne
olarak tahammülümüz olmazken onun annelik duygularına şüphe
getirmemek elde değil.
Bu çirkin olaya adı karışan kocayı cezaevinden alırken
gazetecilere sırıtarak bakan eşini de çok gurursuz ve duyarsız
buldum. Sanki kahraman oldu cezasını çekti ceza evinden çıktı
da onu karşılıyor gibiydi.
Ayrıca psikolojik olarak zarar görmemiştir diyen kuruma ne
demek lazım! yani olayın neresinden tutarsanız tutunuz
elinizde kalıyor.
Bunların her biri bir psikolojik travma olarak topluma,
çevreye yansıyor dolayısıyla güvensizlik ivme kazanıyor. Bir
güven bunalımıdır gidiyoruz. Kimse kimseye güvenmez oldu.
Toplumsal ve aile değerlerimiz, komşuluk, akrabalık ilişkileri
bir garip oldu. Millet olarak ahlak değerlerimiz her gün biraz
daha dejenere oluyor. Nedir böyle? Nereye doğru gidiyoruz?
Hepimizin çocukları var hiç mi onları yalnız bırakmayacağız
buna imkan var mı? Okula gidecek, dershaneye gidecek, spora
gidecek hangi birinde yanında olabiliriz ki. Çocuklarımıza
güveniyoruz eminiz onlar bizi utandıracak bir şeye meydan
vermeyecekler ama böylesi toplumun içindeki paranoyak
insanları da duydukça endişelenmemek elde değil.
Durum böyle olunca çocuklarımıza hemen her gün nasihat
vermekten, uyarmaktan onları da bıktırıyoruz. En kötüsü de çok
güvensiz nesiller yetiştiriyoruz. Servis şoförüne güvenme,
binadaki görevliye güvenme, asansöre tanımadığınla binme v.s.
v.s. çocuklar da zaten kime güvenip güvenmeyeceklerini
şaşırmış durumdalar.
Benim jenerasyonumdakilerin hepsi çok iyi hatırlarlar
Çerkesler olarak rahat güvenli aile ve çevre ortamlarında
yetiştirildik. Onun için ben öyle çok insanlara şüpheyle
bakmıyorum. Gelebilecek kötülüklere çok ihtimal vermiyorum.
Yine de iyi niyetimi korumakla beraber her an temkinli
olunması ve herkesin bizler gibi düşünmediğini aklımızın bir
ucunda tutmak gerektiğine de inanlardanım.
Temiz toplum temiz aileden oluşur. Umarım bu tür olaylarla
toplumlar meşgul edilmez. Birilerinin bu tür olaylardan
çıkaracağı dersler olmuştur. Umarım çocuklarımızı daha
aydınlık, daha güvenli bir ortam içinde yarınlara emanet
ederiz. |