DAHA GEÇ OLMADAN
Gezegenimizde oyun içinde oyunlar oynanmakta.
Oyunun tasarımcı-hokkabazları birbirinden üstün, birbirinden
marifetli. Tüm dünyada petrole, nete,
televizyona, hazır yiyeceğe, ilaca, kısaca; kültürünün ve
gelişkinliğinin elverdiği oranda çeşitli fiziksel, zihinsel ve
duygusal objeler, kalıplara ve durumlara alıştırılmış insan
kitleleri şaşkın çaresiz ve korkmuş bir şekilde; küresel
ısınma, savaş, itiş kakış haberleri arasında savrulup
durmaktadır.
İnsanlar kime ve neye inanacağını bilmiyor. Her kafadan ayrı
bir ses, her yerden ayrı bir isyan yükseliyor.
Herkes ve her şey kendi içinde, kendi hesaplaşmasını yaşıyor.
Ancak herkes kendisine hesap verebiliyor.
Ve herkes ancak kendisini anlayabiliyor.
Hiç kimsenin birbirini duymadığı, etrafında dönen kaosundan
kimsenin kimseyi gözünün görmediği anlardayız.
Sonuçta biz insanlar zeki bir türün üyesiyiz. Etrafımızda
dönen dolaplar içinde neler olup bittiğini anlayabilecek ve bu
kargaşanın içinden açıklığa ve feraha yol alabilecek
inisiyatife sahip varlıklarız. Yeter ki görelim, anlayalım ve
''yol’'a çıkalım.
Gezegende en büyük hesap-kitap işleri; küresel ısınma adı
altında işleyen çarklarda kargaşalar ve beklentiler olarak
yaşanmakta.
Hükümetler, bilim insanları, IPCC, medya, çevre örgütleri;
kısaca gezegende yaşayan insanlar; küresel ısınma olup
olmadığının ve eğer oluyorsa da sonrasında ne olacağı ve
dolayısıyla ne tür önlemler alınacağı ve uygulanacağı
konusunda bir karara varamamış durumdadır ya da tüm bu
kurumların bir kararı var ve bizlerin; insanlar olarak
bunlardan haberimiz yok.
Küresel ısınma ve felaket haberleri gündemlerimizi
karabulutlar gibi kaplarken, Amerika’dan doğan ekonomik kriz
haberleri ve etkileri dalga dalga dünyayı sarmaya ve
-uyandırmak için- acı bir şekilde sarsmaya devam ediyor.
Sonuçta İnsanlık; Havva’nın ve Adem’in binlerce yıllık
macerasından ve Elma Düşünden uyanmak üzeredir. Çünkü
Elma-Dünya tahımı elden yitip gitmek üzeredir. Küresel ısınma
insan kaynaklı veya değil; insanlık nüfusunun son 100 sene
içinde hızlı bir şekilde artmasından, körüklenen tüketim
çılgınlığından ve daha burada sayfalarca yazabileceğimiz
nedenlerden dolayı; gezegenimizin; ekolojik dengesine,
üzerinde yaşayan canlılarına, denizlerine ve bitki örtüsüne
aşırı derecede zarar verilmiş ve gezegen tüketilmiştir. Üstüne
üstlük; insanın bizzat kendisinin de gezegenin ekolojik
sistemine bağımlı olmasına, gezegen üzerindeki canlılardan
beslenmesine rağmen gezgene tüm bu saydıklarımızı
yapabilmiştir.
İnsanoğlunun huyudur; ben yapmadım demesini adet edinmiştir.
Fakat gezegende olan tahribata sesimizi çıkarmadığımız her
seferinde, yok olan türleri geri getiremediğiniz her kayıpta,
gezegende insanın vahşeti yüzünden ölen her canlıda,
kullandığımız ve tabiata zarar veren her üründen ve bunların
üretim modellerinden v.s. sorumluyuz. (Tüketim alışkanlığınızı
değiştirmediğiniz sürece.)
Aslında sorumluluğumuz basitçe kendimiziz. Çünkü olan her
birimizin yaşamlarına ve üzerinde yaşadığımız gezegenimize
olmakta.
Durum bu ise henüz daha geç olmadan gezegeni ve yaşamlarımızı
dengeleyebilmek için; dünyamız ile ilgili daha net bir
anlayışa kavuşmak durumundayız.
Ancak ve ancak net bir anlayış ve neler olduğunu kavrayış
bizleri; içinde bulunduğumuz ataletten ve kaoslardan güvenle
çıkaracaktır.
İşleyiş olarak insanın zihni; neler olduğunu anladığında
çözümler üzerine odaklanabilir. Anlamak aynı zamanda olanların
kabulünü ve teslimiyetini getirir. Çekişme ve kaos biter.
Çünkü olan olmuştur. Sorumlularda gezegende olduğuna ve aynı
akıbete üç aşağı beş yukarı zaman diliminde uğrayacağına göre,
gezegenimiz, yaşamlarımız geleceğimiz ve çocuklarımız için
elimizden bir şey geliyorsa yapma niyetinde oluruz.
Çözümlere odaklanıp, çözümleri ortaya çıkarabilir, uygulamaya
koyabilir, uygulanması konusunda sivil topum örgütleri ve yola
çıkan diğer insanlarla birlikte çalışabiliriz.
Sonuçta; küresel ısınma insan kaynaklı veya değil; gezegenin
ve insanlığın tükenişinde, küresel ısınmayı birileri kendi
çıkarlarına alet ediyor veya insanlığı bir yerlere sürüklüyor
gibi gizli kapaklı oyunları seyrederken ve faillerini bulmaya
çalışırken; aynı zamanda “daha geç olmadan” gezegen ve
yaşamlarımız için de harekete geçecek anlayışa ulaşabiliriz.
Belki de oyun içindeki oyun; doğru yöne bakmamızı engellemek
için oynanan şaşırtmaca oyunudur. Biz yine de biraz ilkel olup
gezegenimizin ve insanlığın verdiği alarm sinyallerine
güvenmeyi öğrenmeliyiz ve olanı sinyallerden anlamalıyız.
Sonuçta; küresel ısınmayı en iyi açıklayan; fosil yakıt
kaynaklı teori nedenlerini de içinde barındıran ve ısınmanın
nedeni olarak uzaydan gelen gama ışınımlarını ve güneş
patlamalarını ve neticesinde dünya çekirdeğinin
hareketliliğini ileri sürerek inceleyen araştıran ve tezini
ispata çalışan SEKAR John/Velikovsky-teorisidir.
Küresel ısınmadaki her şeyin teorisi gibi bütün nedenleri için
alan ve anlamlandırarak, insanlara bütünsel bir bakış açısı
sunan bir teoridir. (Bu teoriye göre tehlike yeryüzünde
insanoğlunun gezegene yaptığı tahribatla birlikte uzayda ki
gama ışınımından gelmektedir. İncelemenizi tavsiye ederiz.)
İnsanlar son yılarda televizyondan akan cehalet yayınları ile
o kadar etkisiz hale getirildi ki halen bir tepsi içinde ve
öküzün boynuzlarında yaşıyor olduğumuzun sanrısına
kapılabiliriz. Çeşitli şişirilmiş absürd haberler
gündemimizden düşmezken ve hayat bir kutunun içinde bize
yaşatılırken, uzayda; ışık hızıyla bilinmedik bir yöne hareket
halinde olan bir gezegende olduğumuzu unutabiliriz. Sonuçta
gezegenimiz Samanyolu Galaksisi’nde, Güneş Yıldız
Sistemi'ndeki 3. gezegendir.
Ne acıdır ki; bütünsel ve yüksek bakış açısını unuttuğumuzda;
gezegenimiz ve yaşamımız da biz fark etmeden yanı başımızdan
akıp geçecektir.
Dünya Gezegeni; barındığımız, karnımızı doyurduğumuz, güzel
günlerimizi yaşadığımız, muhteşem güzelliklerini seyre
daldığımız, ailemizle çocuklarımızla güzel günlerimizi
paylaştığımız, bizi besleyen ve bize yaşam sunan bir
yuvadır.
Dünya bizim yuvamızıdır.
...Ve bütün insanlar ayrımsız bizim ailemizdir. Çünkü aynı
gezegende yaşıyoruz.
Dünya üzerindeki bütün canlı türleri de varoluşumuzu
paylaştığımız, varlık türleridir.
Gidecek başka gezegenimiz yok.
Gezegeninize, yaşamınıza ve geleceğinize sahip çıkınız.
DAHA GEÇ OLMADAN... İzleyiniz, izlettiriniz…
http://video.google.com/videoplay?docid=-1212075545357100122
|