...................
...................
KUZEYBATI KAFKASYA’DA
AVRUPALI BİR ARAŞTIRMACI

ÇETAO Nadir Yağan
Maykop, 11 Temmuz 2009

                         
...................
 
...................
Salvatore Di Rosa, modern toplumlarda geleneksel toplumların izlerini, kültürlerini, kimliklerini oluşturan etmenleri araştıran Avrupalı bir etnolog, sosyal antropolog. Toplumların biyolojik olmayan davranışsal özelliklerini yani insan davranışının altında yatan sosyal,dinsel etkenleri inceleyen bir bilim dalının üyesi. Onunla Maykop`ta çalıştığım kafede öğle yemeğini yerken tanıştım. Geçmişte yaşamış ve halen yaşamakta olan Adige ve Abhaz kültürlerinin kaynağını, oluşumunu, günümüzdeki farklılaşmalarını, aralarındaki bağlantıları, birbirleri ile etkileşimlerini karşılaştırmalı inceleyerek Kuzeybatı Kafkasya`nın kültür tarihi üzerine çalıştığını anlayınca kendisiyle CC okurları için söyleştim.

Ülkemizde araştırma yapmak için internetten Adigey Kültür Bakanlığı'na zar zor ulaşabilmiş. Kafkasya'ya gelmeden önce Avrupa'da kendisini yönlendirecek doğru düzgün yardım alabileceği bir kurum bulamadığını söyledi. Adigey Kültür Bakanı kendisini Kosovalı Adigelere, Kosovalı Adigeler de Türkiyeli Adigelere yönlendirmişler. Mafehable'de Bereko Mehmet'in evinde misafir kaldığını ekledi.

Bir araştırmacı olarak oldukça güçlü bellek, sözel yetenek ve dikkate sahip. Adige ve Abhaz tarihini iyi biliyor. Biraz olsun Adigece ve Abhazca öğrenmek istiyor. Çok iyi Rusça konuşuyor. İletişim kurmakta hiç zorlanmıyor her başarılı etnolog gibi. Şimdiden sohbet ederken araya kattığı tek tük Abazaca ve Adigece sözcüklerle, Adige ve Abhazlarla ilgili anlattığı anekdotlarla araştırdığı konuya hakimiyeti ve ilgisi konusunda insanı şaşırtıyor Di Rosa.

Aşağıda onunla gerçekleştirdiğimiz kısa söyleşiyi okuyabilirsiniz.


Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Salvatore Di Rosa. Hollanda`da doğdum büyüdüm. Belçika’da yaşıyorum. Annem Sırp, babam İtalyan asıllıdır. Belçika’da Gent Üniversitesi Politik ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde doktoramı yapıyorum.


Kafkasya’da hangi nedenle bulunuyorsunuz?

Doktora çalışmam Kuzeybatı Kafkasya halkları üzerine. Özellikle Adige ve Abhaz halkları olmak üzere Kuzeybatı Kafkaslarda grup kimliğinin oluşumunu araştırma üzere geldim. (Formation of Group Identify in the North West Caucasus.)

Bu iki halkın etnik yapılarını daha iyi anlayabilmek için bölgede uzun sürelerle kalıyorum. Şehirlerden çok yaşadıkları köyleri tercih ediyorum genellikle.

Çalışmalarım için geçen yıl üç ay Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde bulundum. Bu yıl da önce Kabardey’e sonra da Adigey’e gelerek bir süre kaldım. Abhazya’ya gittim bir ay kaldım geldim. Yaklaşık iki buçuk aydır buralardayım.

Eylül ayında tekrar geleceğim.


Doktoranızı bu konuda yapmaya nasıl karar verdiniz?

Eskiden gazeteciydim. Oldukça çalkantılı ve etnik çeşitlilik gösteren Balkanlarda görev yapmıştım. Etnik dengelerin içinden çıkılamayacak derecede karmaşıklaştığı ve şiddete dönüştüğü bir yerdi Balkanlar.
Daha sonraki yıllarda turist olarak Kafkasya’ya geldiğimde Kosovalı Adigeleri burada görmek, Kuzeybatı Kafkasya’da Balkan atmosferiyle karşılaşmak çok ilgimi çekti. Burada da tıpkı Balkanlarda olduğu gibi sayıları azar azar birçok halk vardı ama barış ve dostluk içinde yaşıyorlardı. Balkanlar gibi kriz yaşanan bölgeleri vardı tabii ama genel olarak kriz bölgesi degildi Kuzey Kafkasya.

Kuzey Kafkasya halkalarından Çeçenler bütün dünya tarafından biliniyordu ama Adige ve Abhaz halklarını dünya pek fazla tanımıyordu. Kuzeybatı Kafkasya’daki bu barışçıl ortam ve Adige -Abhaz halklarının tarihi, kendi içlerindeki ilişkiler ve komşu halklarla ilişkileri üzerine çalışmaya karar verdim ve doktora çalışmamı Avrupa üniversiteleri için bakir sayılabilecek bu konuda yapmaya karar verdim.


Henüz araştırmalarınız devam ediyor ama şu ana kadarki genel izlenimlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Köylerde bulunarak Adige ve Abhaz yaşantısını, kimliklerini oluşturan faktörleri yakından tanımaya, gözlemlerde bulunmaya çalışıyorum. Şu ana kadar Abhazya’da Oçamçıra ve Gudauta bölgelerinde gözlemler yapabildim.

Adigey’de Gabukay başta olmak üzere başka köylere de gittim. Araştırmalarım daha iki yıl kadar sürecek. Araştırmalarımın tamamlanabilmesi için bölgeye tekrar gelip bir üç ay daha kalmam gerekiyor.

Yine de söyleyebilirim ki burada geçirdiğim süre oldukça yararlı oldu.

Abhazya, Adigey her ikisinde de repatriantlarla (yurdadönenler) karşılaştım. Bana yardımcı oldular. Yerli halkla birlikte repatriantları da gözlemleme imkanım oldu . Adige ve Abhaz halklarının kimliğinde son yirmi yılda rol oynuyorlar. Abhazya’da onlarla birlikte aynı ortamlarda bulundum. 21 Mayıs anma törenlerine katıldım.

Repatriantlar bana göre farklı farklılar. Hepsinin birbirinin aynı olduğunu söylemem zor. Bir kısmı var ki buraya geldiklerinde zaten Adige ve Abhaz dilini biliyorlardı. Onlar hemen toplum içindeki yerlerini buluyorlar. Kolay adapte oluyorlar.

Diğer kısım Türkiye’de nasıl azınlık bir halkın bireyi olarak yaşamışlarsa burada da öyleler. Anadillerini bilmedikleri için doğal olarak kendi aralarında Türkçe konuşuyorlar. Bu halleriyle orda da burada da gurbette yaşıyor gibiler. Onların adaptasyonu ancak ikinci kuşaklarda yani çocuklarında mümkün olur.

Kosovalı Adigelerde de Balkan kültürünün yoğun şekilde halen yaşatıldığını gördüm. Her ne kadar kendi aralarında Adigece konuşsalar da Arnavutça ve Sırpça konuşmaya da devam ediyorlar.

Her etnograf her sosyal antropolog gibi benim için de Kosovalı Adigelerle burada karşılaşmak şaşırtıcıydı.

Sayın Di Rosa sizi burada görmekten ve kültürümüze, halklarımıza gösterdiğiniz ilgiden memnun olduk. Araştırmalarınızı tamamladığınızda sizinle tekrar sohbet etmek ister, başarılar dileriz.