...................
...................
ADİGELER VE MÜCADELE

YEDIC Memet
Mıyekuape, 12 Eylül 2009

                         
...................
 
...................

Adigelerin, dünyanın en eski halklarından birisi olduğunu bütün arkeolojik bulgular kanıtlamaktadır. Beş bin yıllık tarihsel bir geçmişimizin olduğu tarihi belgelerde de yazılıdır. Adigelerin, bugünkü Kuzeybatı Kafkasya’nın, yani tarihi Çerkesya’nın yerli halkı olduğuna ilişkin bir kuşkuda yoktur. 1557’lerde başlayan Çarlık ordularının saldırılarıyla başlayan savaşın son yüzyılı en sıcak dönemini yaşamış; sonunda insansız Çerkesya’yı isteyen Çar’ın orduları galip gelerek, tarihte bir türlü kayıt altına aldıramadığımız sürgünü yaşadık.

Adigeler ortalama 150 yıldır anavatanından uzakta ve dağınık olarak yaşamaktadırlar. Bu süre zarfında;

1) Uğradıkları soykırımı, sürgünü kendilerinden başka kimseye anlatamadılar. Hatta ne acıdır ki kendilerinden bile sakladılar. Sözlü kültür geleneğiyle bile bu trajediyi kuşaktan kuşağa gereği gibi aktarmadılar.

 
Neden?

2) Yaşadıkları trajediyi anlatan ağıtlar, şiirler, hikayeler, romanlar yazmadılar, filmler çekemediler, diziler yapamadılar.


Neden?

3) Adigelerin yaşadığı bu trajedi başka halkların yazarları, çizerleri, araştırmacıları, sinemacıları içinde çok ilgi çekmedi, işlenmedi. Bir renk olsun yada reyting kaygısıyla bile son yıllardaki dizi furyasında bile konu olmadı.

Neden?
 

4) Adigeler diaspora yaşamın hiçbir döneminde, ulusal varlığını sürdürmek için toplu anavatanına geriye dönüş çalışması ya da yaşamak zorunda oldukları ülkelerden, Adige kalabilme adına bir talepleri olmamış.

Neden?

 

5) İnsan haklarının, bireysel özgürlüklerin dile getirilebildiği günümüz dünyasında, biz Adigeler hala hiçbir talep ve istekte bulunmuyoruz.

Neden?

 

6) Örgütlerimiz hala çok cılız yada çok az

 

Neden?

  
Daha çok sıralanabilecek ‘’neden’’ soruları bulunabilir. Kafaları karıştırmaktan çok samimi ve işten olan dostların görüş, öneri ve bilgilerini başkalarıyla paylaşırlarsa belki bir adım daha atabiliriz diye düşünüyorum.




OKUYUCU EKİ:

Yemuk Zimisha

12 Eylül 2009
 

1) Uğradıkları soykırımı, sürgünü kendilerinden başka kimseye anlatamadılar. Hatta ne acıdır ki kendilerinden bile sakladılar. Sözlü kültür geleneğiyle bile bu trajediyi kuşaktan kuşağa gereği gibi aktarmadılar.

 
Çünkü; yeni nesil hiç ilgi göstermedi

2) Yaşadıkları trajediyi anlatan ağıtlar, şiirler, hikayeler, romanlar yazmadılar, filmler çekemediler, diziler yapamadılar.


Çünkü; 1996'ya kadar azınlıklar hakkında film, şiir, hikayeler yazmak Türkiye'de yasaktı.

3) Adigelerin yaşadığı bu trajedi başka halkların yazarları, çizerleri, araştırmacıları, sinemacıları içinde çok ilgi çekmedi, işlenmedi. Bir renk olsun yada reyting kaygısıyla bile son yıllardaki dizi furyasında bile konu olmadı.

Çünkü; Adigelik hakkında her şeyi unutmuştuk. İlgisizlik yüzünden.
 

4) Adigeler diaspora yaşamın hiçbir döneminde, ulusal varlığını sürdürmek için toplu anavatanına geriye dönüş çalışması ya da yaşamak zorunda oldukları ülkelerden, Adige kalabilme adına bir talepleri olmamış.

Çünkü; Adigelerde ulusal varlık diye çok bir şey kalmadı. Geri dönüş olsun ya da talepleri olsun.

 

5) İnsan haklarının, bireysel özgürlüklerin dile getirilebildiği günümüz dünyasında, biz Adigeler hala hiçbir talep ve istekte bulunmuyoruz.

Çünkü; böyle şeylere para ve zahmet gerekecek. Bu yüzden bizden bu işleri yapacak insan zor bulunur.

 

6) Örgütlerimiz hala çok cılız yada çok az

 

Çünkü; kimse örgütlerin yürüttüğü politikayı beğenmez ondan. Sırf kendi bildiklerimizi doğru zannederiz. Ondan örgütlenemiyoruz.