Adigelerin, dünyanın en eski halklarından birisi olduğunu
bütün arkeolojik bulgular kanıtlamaktadır. Beş bin yıllık
tarihsel bir geçmişimizin olduğu tarihi belgelerde de
yazılıdır. Adigelerin, bugünkü Kuzeybatı Kafkasya’nın, yani
tarihi Çerkesya’nın yerli halkı olduğuna ilişkin bir kuşkuda
yoktur.
1557’lerde başlayan Çarlık ordularının saldırılarıyla başlayan
savaşın son yüzyılı en sıcak dönemini yaşamış; sonunda
insansız Çerkesya’yı isteyen Çar’ın orduları galip gelerek,
tarihte bir türlü kayıt altına aldıramadığımız sürgünü
yaşadık.
Adigeler ortalama 150 yıldır anavatanından uzakta ve dağınık
olarak yaşamaktadırlar. Bu süre zarfında;
1) Uğradıkları soykırımı, sürgünü kendilerinden başka
kimseye anlatamadılar. Hatta ne acıdır ki kendilerinden bile
sakladılar. Sözlü kültür geleneğiyle bile bu trajediyi
kuşaktan kuşağa gereği gibi aktarmadılar.
Neden?
2) Yaşadıkları trajediyi anlatan ağıtlar,
şiirler, hikayeler, romanlar yazmadılar, filmler çekemediler,
diziler yapamadılar.
Neden?
3) Adigelerin yaşadığı bu trajedi başka
halkların yazarları, çizerleri, araştırmacıları, sinemacıları
içinde çok ilgi çekmedi, işlenmedi. Bir renk olsun yada
reyting kaygısıyla bile son yıllardaki dizi furyasında bile
konu olmadı.
Neden?
4)
Adigeler diaspora yaşamın hiçbir döneminde, ulusal varlığını
sürdürmek için toplu anavatanına geriye dönüş çalışması ya da
yaşamak zorunda oldukları ülkelerden, Adige kalabilme adına
bir talepleri olmamış.
Neden?
5)
İnsan haklarının, bireysel özgürlüklerin dile getirilebildiği
günümüz dünyasında, biz Adigeler hala hiçbir talep ve istekte
bulunmuyoruz.
Neden?
6)
Örgütlerimiz hala çok cılız yada çok az
Neden?
Daha çok sıralanabilecek ‘’neden’’ soruları
bulunabilir. Kafaları karıştırmaktan çok samimi ve işten olan
dostların görüş, öneri ve bilgilerini başkalarıyla
paylaşırlarsa belki bir adım daha atabiliriz diye düşünüyorum.
OKUYUCU EKİ:
Yemuk Zimisha
12 Eylül 2009
1)
Uğradıkları soykırımı, sürgünü kendilerinden başka kimseye
anlatamadılar. Hatta ne acıdır ki kendilerinden bile
sakladılar. Sözlü kültür geleneğiyle bile bu trajediyi
kuşaktan kuşağa gereği gibi aktarmadılar.
Çünkü; yeni
nesil hiç ilgi göstermedi
2) Yaşadıkları trajediyi anlatan ağıtlar,
şiirler, hikayeler, romanlar yazmadılar, filmler çekemediler,
diziler yapamadılar.
Çünkü;
1996'ya kadar azınlıklar hakkında film, şiir, hikayeler yazmak
Türkiye'de yasaktı.
3) Adigelerin yaşadığı bu trajedi başka
halkların yazarları, çizerleri, araştırmacıları, sinemacıları
içinde çok ilgi çekmedi, işlenmedi. Bir renk olsun yada
reyting kaygısıyla bile son yıllardaki dizi furyasında bile
konu olmadı.
Çünkü;
Adigelik hakkında her şeyi unutmuştuk. İlgisizlik yüzünden.
4)
Adigeler diaspora yaşamın hiçbir döneminde, ulusal varlığını
sürdürmek için toplu anavatanına geriye dönüş çalışması ya da
yaşamak zorunda oldukları ülkelerden, Adige kalabilme adına
bir talepleri olmamış.
Çünkü;
Adigelerde ulusal varlık diye çok bir şey kalmadı. Geri dönüş
olsun ya da talepleri olsun.
5)
İnsan haklarının, bireysel özgürlüklerin dile getirilebildiği
günümüz dünyasında, biz Adigeler hala hiçbir talep ve istekte
bulunmuyoruz.
Çünkü;
böyle şeylere para ve zahmet gerekecek. Bu yüzden bizden bu
işleri yapacak insan zor bulunur.
6)
Örgütlerimiz hala çok cılız yada çok az
Çünkü;
kimse örgütlerin yürüttüğü politikayı beğenmez ondan. Sırf
kendi bildiklerimizi doğru zannederiz. Ondan örgütlenemiyoruz. |