|
|
................... |
|
................... |
ÇERKES HALKININ
SORUNLARI |
KUŞHA Faruk
Özden |
|
|
................... |
|
................... |
Çerkes halkının öncelikli sorunu
asimilasyondur. Bir tarafta kendini yok oluşun girdabına
kaptıran ve hızla eriyen çoğunluklar, öte yanda yok oluşa ayak
diremeye çalışanlar.
Anavatanın tabii güzellikleri, cennet ormanlar, güzel
insanlarımız, Çerkes olarak kalabilmenin tek seçeneği:
Anavatan’a dönüş. Dönüş yok oluşun tek çözümüdür ama
nasıl bir dönüş? Bütün mesele burada düğümleniyor.
Anavatandaki kardeşlerimiz için kıt kanaat kazandığı ekmeğin
yarısına göz diken birileri miyiz?
Diasporadakiler için, anavatan ekonomik bakımdan kurtuluş mu?
Bütün bu soruları daha da uzatabiliriz. Yakın zamana kadar
meseleye sadece kültürel, birazda sosyolojik yaklaşılıyordu.
Gerek anavatan insanımız, gerekse diasporayı ilgilendiren şey:
Kültürel ve sosyolojik sorunların yanında ekonomik boyuttur.
Köylülükten yani toprağa bağımlılıktan kurtulmaya çalışan
Türkiye diasporası Çerkesleri, önceleri büyük şehirlerin
varoşlarını doldurdu.
Mesleksiz ve sermayesiz yığınlar önceliği devlete kapılanmakta
aradılar.
Bir tarafta hızla boşalan köyler ve şehir varoşlarında
gettolaşarak asimilasyona kendince karşı koyma gayretleri. Öte
yanda büyük kentlerin çarkları arasında hızla yok olmalar.
Köylü yığınlarının topraktan kurtulurken garanti yolu, devlete
kapılanmaktı.
Zaten ''Büyük Felaket''ten önce başlayan Saray ve çevresine
yanaşmak ve devlete kapılanmak eskiden beri bilinen bir yoldu.
Hızlı asimilasyon ilk Osmanlı dönemi İstanbul’unda başladı.
Burjuvalaşamayan Çerkesler için gerekçe hazırdı: Paraya değer
vermemek!
Mal alıp satmak ayıp, Saray veya yakın çevresinden geçinmek
onur sayılırdı.
Geçmişe kısa değerlendirme yolculuğundan günümüze dönelim.
Anavatan insanları için diasporadan döneceklerin, az olan
ekmeklerini kendileriyle bölüşecek birileri olarak
görülmemeliler. Onlar için diasporadan gelecekler ekmekleriyle
gelmeliler hatta kendi ekmeklerini büyütecek imkanları da
beraberlerinde getirmelidirler.
İşte burada diasporanın sermaye transferi gündeme gelmektedir.
Sermaye transferi derken meseleye hemen nakdi sermaye
transferi olarak bakmamamız gerekir. Nakdin yanında, iş
tecrübesi, marka, hatta bürokrasiden kurtulma gibi yöntemlerde
gündeme gelmelidir. Bütün bunlarda günümüzde nakit kadar
değerli şeylerdir.
Bunlara en güzel örnek Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
gösterilmelidir. Bir tarafa 10 yıllardır gelen petro-Dolarları
har vurup harman savuranlar, başta Suudiler olmak üzere
tüketime harcayanlar, öte yanda petro-Dolarlarıı ticari
hayatta aktifleştirip paradan para kazanmanın yollarını
öğrenen BAE yani Körfez Sermayesi.
Anavatan Cumhuriyetleri Yöneticileri, ülkelerinin yatırım
yapılabilecek konularının fizibilite çalışmalarına
yönlendirilmeleri gerekir. Yapılan fizibilite çalışmaları
varsa başta Türkçe olmak üzere İngilizce ve Almanca'ya
çevrilmeleri gerekir.
Dünyada yatırım için yer arayan çeşitli sermayelerin
Çerkesya'ya yönelmelerini sağlamak, öncelik verilmesi gereken
bir çalışma olmalıdır. |
|
|
|
|
|
|
|