Eski Milli İstihbarat Teşkilatı
(MİT) Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, 'demokratik açılım'
projesiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Öneş, projenin AK Parti'nin değil 'devlet'in projesi olduğunu
belirtti. Değişen dünya şartlarına bağlı olarak
'açılım'ın kaçınılmaz olduğuna vurgu yaparken sürecin
temellerinin 1997 yılında atıldığını açıkladı. Bu noktada
projeyi devlet ile hükümet kanadının el ele gerçekleştirdiğini
anlattı.
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı, "Hükümetin yaptığı bu projenin
temeli iki gün içinde elbette atılmadı.
Bizler bu sürecin startını devlet olarak yıllar önce kapalı
kapılar ardında attık. Bu süreç, tuğlaların üst üste
konularak, gerçekleştirildiği bir süreçtir." diye konuştu.
Açılımı 'büyük bir toplumsal proje' olarak adlandıran Öneş, bu
tür projelerin temellerinin geniş zamana yayıldığına dikkat
çekti.
Cevat Öneş, MİT'in kuruluşunun 60. yılı olan 1997'de Kürt
sorununa yönelik demokratik çözüm arayışlarına girdiklerini
dile getirdi. "Kat edilen mesafeye bakılırsa süreç iyi
işliyor." ifadesini kullanan eski istihbaratçı, Türkiye
halklarının ve kimliklerinin bir bütün olarak aynı değerler
etrafında toplanmasının önemine vurgu yaptı.
Birçok çevre tarafından desteklenen açılım projelerinde daha
da ileri gidileceğini kaydetti. Zaman içinde daha somut
adımlar atılacağının da işaretini verdi. Mahmur ve Kandil
Dağı'ndan gelen 34 kişilik PKK'lı grubun gelişinin sembolik de
olsa kayda değer olduğunu yorumlayan Öneş, gelinen nokta
itibarıyla artık dağa çıkmanın da olmayacağı öngörüsünde
bulundu.
Önceki gün Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği'nin
düzenlediği "Türkiye'nin Büyük Çatısı: Mezkur Meçhul Mesele"
başlıklı panele Cevat Öneş'le birlikte eski DEP Milletvekili
Hatip Dicle ve 1999 yılında Irak'tan Türkiye'ye gelen 8
kişilik PKK'lı gruptan Seydi Fırat da katıldı.
Hatip Dicle ve Cevat Öneş, panelin ardından Zaman'a
açıklamalarda bulundu. 1993 yılında Meclis'ten alınarak
cezaevine konulduktan sonra gelişen olayları anlatan Hatip
Dicle, Seydi Fırat'ın o zaman örgüt üyesi olarak dağda
olduğunu hatırlattı.
Dicle, dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'in Fırat
için "Ya sağ olarak onu Dicle'nin yanına atacağız, ya da gider
kellesini alırız." dediğini aktardı. Daha sonra Seydi Fırat'ın
1999 yılında barış grubuna katılıp Türkiye'ye teslim olduğunu
hatırlatan Hatip Dicle şöyle devam etti: "Seydi Fırat'la
birlikte cezamızı çektikten sonra dışarıya çıktık.
Öneş de emekli oldu. Aradan geçen zamanda Türkiye
demokratikleşme adına önemli mesafe kat etti. Bir zamanlar
kanlı bıçaklı olan insanlar aynı masa etrafında Türkiye'nin
parlak geleceği için şimdi çaba sarf ediyor. Bu manzara
Türkiye'nin gelişmesi için artık önünde engel kalmadığının
somut göstergesidir." |