|
|
................... |
|
................... |
”YENİ KAFKASYA”
MECMUASI |
Adem Can
Erzurum Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü |
|
|
................... |
|
................... |
Ceditçi kuşağın hazırladığı
şartlar sayesinde 1920’ye kadar verimli bir matbuat hayatı
yaşayan Azerbaycan, Bolşevik istilâsıyla bu imkândan büsbütün
mahrum kalır. İstilâ ile ülkedeki dergi ve gazetelerin
neşriyatına derhal son verilir. Azerbaycan’da artık Bakinskiy
Raboçi, Zaraya Vostoka ve Yeni Fikir gibi Bolşevik gazetelerin
devri başlamıştır. Gizli neşredilen milliyetçi dergi ve
gazeteler, yayımını; ancak birkaç yıl devam
ettirebilmişlerdir. Bu şartlarda fikrî mücadele
veremeyeceklerini anlayan Azerî aydınlar, faaliyetlerini başka
memleketlere kaydırırlar. Böyle bir mücadele için en uygun
ülke olarak Türkiye seçilir ve Azerbaycan’ın muhaceret
matbuatı, İstanbul’da neşredilen Yeni Kafkasya mecmuası ile
başlar.
1. Mecmuanın Yayın Hayatı ve Şekil Özellikleri
26 Eylül 1923’te İstanbul’da yayın hayatına başlayan Yeni
Kafkasya’nın
kurucusu, Azerbaycan’ın yetiştirdiği büyük fikir ve devlet
adamı Resulzâde
Mehmet Emin Beydir. Resulzâde’nin başkanlığındaki “Millî
Azerbaycan Hareketi’nin yayın organı olarak” (Şimşir 2002: 39)
on beş günde bir neşredilen dergi, dört yıla yakın bir süre
yayın yapmayı başarır. Fakat Bolşeviklerin çok faal olduğu bir
dönemde, Komünizmin aleyhinde yayın yapmak kolay değildir.
Bu süre zarfında – farklı görüşlere rağmen – (Akpınar vd.
1990: xx) 95
sayı çıkan mecmua (Can 2005: 6), 1927’nin sonunda Dâhiliye
Vekâlet-i
Celîlesinin teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyetince muzır
neşriyatta bulunduğu gerekçesiyle kapatılmıştır (Şimşir 2002:
39). Yeni Kafkasya, dört yıllık yayın hayatı boyunca yalnız
bir defa tatil edilmiştir. Üçüncü yılın yedinci sayısındaki
bir duyurudan öğrenildiğine göre 15 Aralık 1925’te tatil
edilen dergi, 6 Şubat 1926’da tekrar yayına başlamıştır.
Tirajı hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan dergi, Mirza
Bala’nın (1953: 19) bildirdiğine göre Azerbaycan’da alenen
okunmaktadır.
Yeni Kafkasya, “on beş günde bir neşrolunur edebî, içtimâî ve
siyasî mecmua” künyesiyle yayın yapar. Yayın tarihi olarak
ayın biri ve on beşi esas alınmakla birlikte bu tarihlerde
bazı sapmalar olduğu görülmektedir. Özellikle Azerbaycan’ın 28
Mayıs istiklâl ve 27 Nisan işgal günleri adına hazırlanan özel
sayılar, bu tarihlerin yıl dönümünde neşredilir. Dördüncü yıla
ait 5–6, 8–9 ve 11–12. sayılar ise çift sayı olarak
yayımlanmıştır.
Çoğunlukla yeşil ve pembe, bazen de sarı ve mavi renkli zayıf
bir karton
kapak taşıyan Yeni Kafkasya, özel sayılarda beyaz bir fon
üzerine Azerbaycan bayrağının konulduğu farklı bir kapakla
çıkarılmaktadır. Kapakla birlikte 18 sayfalık bir hacme sahip
derginin ebadı 20,5 X 28 cm’dir.
2. Yazar Kadrosu
Yeni Kafkasya’nın yazar kadrosu tam olarak tespit
edilememiştir. Dergide
139 imza mevcuttur. Bu imzalar şunlardır: A (yın) B, A (yın)-L,
A. (elif)
Cevâd, A. (elif) Çelik, A. (elif) Hamdi, A. (yın), A. (yın)
Battal, A. (yın) H.
(a), A. (yın) K. (af), A. (yın) Kûrbân, A. (yın) Kurbankulu,
Abdullah Battal,
Abdullah Cevdet, Abdülkadir (F.S.), Abdülkadir, Acaralı, Ahmed
Naim,
Ahmed Zeki Velidî, Akşehirli, Ali Mansur, Ali Merdan, Ali
Usta, Avrupa’da
Mukim Bir Azerbaycanlı, Ayaz İshâkî, Ayın Kaf, Azerbaycanlı
Ali Esfer, Azerbaycanlı Ali Kemal, Azerbaycanlı Fuad,
Azerbaycanlı Gültekin, Azerbaycanlı Kemal, Azerî, Azerî-zâde,
B. R., B..., Bakûlü, Başkırdistanlı Abdülkadir, Başkırdistanlı
Fethülkadir Süleyman, Bay Kara, C., Cafer Sâdık, Cafer Seyyid
Ahmed, D. Ş., Demir Taş, Demirci Oğlu, Doktor Abdullah Cevdet,
Dûr-endîş, E. (lif), E. (lif) A. (yın), E. (lif)
Şeyhülislâm-zâde, Elmas Yıldırım, Erdoğan, Falih Rıfkı,
Genceli, Genç Azerî, Gülseren, Gültekin, Gürcü, H. (hı), Halil
Has Mehmet, Hüseyin Cavid, Hüseyin-zâde Kara, Islahçı, İdil
Oğlu, İsmail Zührî, K. (af) K. (af), K. (ef), K. (kef) T. (te),
Kafkasyalı, Karabağlı Sinân, Kazanlı, Kazanlı A. (yın) Battal,
Kâzım, Kemâl, Kurban Kulu, M., M. B., M. Garîb, M. M. B. , M.
Mirza Bala, M. Mirza, M. S. (sat) Sinân, M., Mahmud Fuad
Toktar, Mahmud Fuad, Manastırlı Bahaddin, Mehmet Ali Salih,
Mehmet Emin Resulzâde , Mehmet Fuad Toktar, Mehmet-zâde Mirza
Bala, Mehmet-zâde Mirzâ, Millî, Mim Elif, Mim Garîb, Mim., Mir
Yakub Mihriyef, Mirza Bala, Mirza, Muhammed Ali Salih, Muhbir,
Musâvâtçı, Mustafa Çokayoğlu, Mustafa, Muzaffer Şerif, N.,
Nâfi’a Şükrü, Necâtî, Ozan, P., Resulzâde Mehmet Emin, Rusyalı
Bir Müslümân Muhacir, S. (at) Sinân, S. (at) Sinân, S. (at)
Sinân, S. (in) B., S. (sat) Sinân, Sadrî Maksûdî, Sinân, Can,
“Yeni Kafkasya Mecmuası” Suud Safvet, Ş. E. (lif), Ş. M., Ş.
M., Ş., Şafî, Şahin, Ş., Şük..., T. (e) E. (lif), Taş Demir,
Tîn, Turan, Türkistanlı Ahmed Naim, Türkistanlı Özbek,
Türkistanlı, Türkmen, Urân, Yakup Kadri. Bu imzaların kimlere
ait olduğunu tespit etmek zordur. Yukarıdaki imzalardan da
anlaşılacağı üzere bazı yazarlar birden çok müstear ad
kullanmışlardır. Bu müstear adlarla birlikte rumuz kullanan
yazarlar da vardır. Bu rumuzların kime ait oldukları konusunda
kesin bir hükme varmak güç olmakla birlikte bazıları tespit
edilebilmiştir.
Bunlardan başka Yeni Kafkasya’da 374 imzasız yazı yer
almaktadır. Bu imzasız yazıların da değişik müstear adlar ve
rumuzlar kullanan yazarlara ait olması kuvvetle muhtemeldir.
Bu durumda Yeni Kafkasya’nın yazar kadrosu, yukarıda
belirtilen 139 imzadan çok daha azdır; ancak bu konuda kesin
bir rakam telâffuz etmek mümkün değildir.
Yukarıdaki tespitlerden, Yeni Kafkasya yazarlarının,
isimlerini gizleme temayülünde oldukları anlaşılmaktadır. Bu
temayül, şüphesiz Komünist Rusya’ya karşı yayın yapmak gibi
haklı bir nedene dayanmaktadır. Zaten dergi neşriyatı,
Bolşevikler tarafından yakından takip edilir. Kaldı ki
yazarların bir kısmı yazılarını Türkiye dışından
göndermektedirler. İsmini gizlemeyen, açık imza ile yazan
yazarlar da vardır. Bu yazarların bir kısmı bütün Türk
dünyasında tanınmış kişilerdir. Resulzâde Mehmet Emin, A. Zeki
Velidî (Togan), Ayaz İshâkî (İdilli), Mehmet Fuat Toktar,
Sadri Maksûdî (Arsal), Yusuf Akçura, Cafer Seydahmet (Kırımer),
Abdullah Battal (Taymas), Ahmed Cevad vb. gibi yazar ve
şairler Türk dünyasının tanıdığı fikir ve sanat adamlarıdır.
Derginin asıl yükünü Resulzâde ile birlikte Azerbaycanlı
milliyetçiler yüklenmiştir.
Resulzâde Mehmet Emin, Yeni Kafkasya’nın sahibi ve
başyazarıdır. İlk sayılarda adını gizleyen Resulzâde, daha
sonra açık imza ile yazılar yazar. Ancak, Resulzâde’nin
dergiye ne kadar yazı yazdığı bilinememektedir. Bu konuda
Sebahattin Şimşir (2002: 45) “Yeni Kafkasya’da Mehmet Emin
Rezulzâdeye ait olduğunu düşündüğümüz imzalı veya imzasız 215
civarında makale bulunmaktadır.” demekte ve yazarın kullandığı
imzaları belirtmektedir. Bizim tespitlerimize göre yazar,
Resulzâde Mehmet Emin, Mehmet Emin Resulzâde, Resulzâde, M.
E. ve Mim Elif imzalarıyla toplam 42 yazı yazmıştır. İmzasız
yazılar için kesin bir rakam verilemeyeceği kanaatindeyiz.
Yine de mecmuanın imzasız başmakalelerinin hemen tamamını
Resulzâde’nin yazdığını tahmin ediyoruz.
Resulzâde, bu yazılarında genellikle siyasî konuları ele almış
ve Komünizmi tenkit etmiştir. Yazarın ana teması;
milliyetçiliktir. Komünizmin ilmî bir tenkidi olan “İhtilâlci
Sosyalizmin İflâsı” gibi seri makaleleri, ayrıca kitap hâlinde
neşredilmiştir (Resulzâde M. Emin 1928). Yazarın bir diğer
seri makalesi ise “Milliyet Mebde’inin Avrupa’da Galebesi”dir.
Yazar, bu makalelerinde, Komünizmin Avrupa’da yaşam şansı
bulamadığı, milletleri ayakta tutan asıl değerin milliyetçilik
olduğu fikrini savunmuştur.
Dergiye en çok yazı yazan yazarlardan biri de Mirza Bala’dır.
Yazar, Mehmetzâde Mirza Bala, M. Mirza Bala, Mirza Bala, Taş
Demir, M. M. B. ve M. B. imzalarıyla 70 yazı yazmıştır. Ayrıca
dergideki M. Mirza, Mirza ve Demir Taş imzalarının da Mirza
Bala’ya ait olması gerekir. Yazarın; Vatan Kaldı, On Defa
Öldürülen ve Yıldırım adlarında üç de hikâyesi vardır. Çoğu
siyasî karakterde seri yazılar yanında Mirza Bala, Azerbaycan
Edebiyatı ile ilgili makaleler de yazmıştır. Mirza Bala’dan
sonra yazısı fazla olan diğer bir imza, Azerî’dir. Azerî, Yeni
Kafkasya’ya, çoğu siyasî 52 makale yazmıştır. Bu makalelerin
konusu genellikle Azerbaycan’dır ve Bolşeviklere en şiddetli
hücum, bu yazılarda ifadesini bulur. Bu imzanın kime ait
olduğu tespit edilememiştir.
Dergiye başından sonuna kadar yazı yazması ve Azerbaycan
üzerindeki Bolşevik politikalarını iyi bilmesi, Azerî’nin,
Resulzâde Mehmet Emin’e yakın bir kişi olduğunu
düşündürmektedir. Yazar, Yeni Kafkasya’nın halefleri olan
Azerî Türk, Odlu Yurt, Kurtuluş gibi dergi ve gazetelere de
yazı yazmıştır. Azerbaycanlı yazarlar dışında Yeni Kafkasya
mecmuasına en fazla yazan fikir adamı, Kazanlı Abdullah Battal
(Taymas)’tır. Yazar, mecmuada Abdullah Battal, A. Battal,
Kazanlı ve Kazanlı Abdullah Battal imzalarıyla tenkitten
biyografiye, edebiyattan kültür meselelerine kadar değişen
konularda toplam 16 makale neşretmiştir. Genellikle uzun olan
bu makaleler, bilimsel bir yaklaşımla ele alınmıştır.
Dergiye en fazla katkıda bulunan bu dört imza dışında, fazlaca
makalesi olan diğer yazarlar şunlardır: Cafer Sâdık, Türkmen,
Sinân, A. Zeki Velidî (Togan), Türkistanlı (Ahmet Naim),
Gürcü, Kemal, Mustafa (Çokayoğlu), Sadrî Maksûdî (Arsal), E.
Şeyhülislâmzâde (Ekber Ağa), A. Kurban, Demirci Oğlu. Dergide
yayımlanan 49 şiirden 6’sı imzasız, 43 tanesi ise Gültekin,
Ahmed Cevad, Ali Usta, Azerî-zâde, B..., Elmas Yıldırım,
Gülseren, Hüseyin Cavid, Nafia Şükrü, Sinân ve Suut Saffet
adlı şairlere aittir. Bunlardan Ahmed Cevad ve Hüseyin Cavid,
Azerbaycan’ın tanınmış şairleridir. Dergide Ahmed Cevad’ın
altı şiiri mevcuttur ve Gültekin’den sonra dergiye en çok şiir
veren kişidir. Derginin asıl şairi Gültekin’dir. Gültekin’in
yirmi bir şiiri yayımlanmıştır.
Bu şiirlerde vatan ve millet sevgisi, kahramanlık ve cesaret
gibi temalar
işlenmiştir. Bazılarında Bolşevik Rus işgali ağır bir dille
tenkit edilmektedir.
Hemen tamamında vatanını kaybetmiş bir şairin ıstırabı vardır.
Mirza Bala’nın (1953) Yeni Kafkasya dergisinde parladığını
söylediği “istiklâlin ateşîn şairi” Gültekin’in asıl adı Emin
Âbid’dir. Emin Âbid (? – 1937) 1920 yılında İstanbul’a gelerek
Edebiyat Fakültesi’nde okumuştur. Talebeliği sırasında
Gültekin mahlasıyla vatan ve istiklâl konularını işleyen
şiirler yazan şair, İstanbul’da Buzlu Cehennem adlı bir de
şiir kitabı neşretmiştir. Şairin aynı zamanda İstanbul
Türkiyat Enstitüsü’nde Azerî Edebiyatı Tarihi üzerine
hazırladığı mezuniyet tezi bulunmaktadır. 1927 yılında Bakû’ye
dönen Emin Âbid, Mirza Fethali Ahundzâde’nin eserlerini neşre
hazırlamış ve Bakû’de Azerî Edebiyatı hakkında pek çok makale
yayımlamıştır. Yeni Kafkasya’da bir de makalesi bulunan Emin
Âbid, şiirlerini Türkiye Türkçe'siyle yazmıştır.
3. Yayın Politikası
Yeni Kafkasya’nın yayın politikası, siyasî bir mücadelenin
icabına göre tanzim edilmiştir. Bu mücadele, önce
Azerbaycan’ın sonra Komünist Rus hâkimiyetinde yaşamaya
zorlanan bütün Türklüğün, hatta bütün mahkûm milletlerin
istiklâlini temin etme mücadelesidir. Derginin asıl hedefi,
Azerbaycan’a yeniden bağımsızlığını kazandıracak genç
nesilleri yetiştirmektir. Bu nesillere Azerbaycan’ın artık bir
devlet olduğu ve bu devletin geçici bir işgale uğradığı
duyurulmaya çalışılır. Bütün yayın hayatı boyunca
Azerbaycan’ın tarihî ve kültürel kimliğini aydınlatmayı
sürdüren dergi, onun sahip olduğu her türlü potansiyeli haber
vermeyi de ihmal etmez. Böylece Azerbaycan’ın bağımsız
yaşamaya hak kazanmış köklü bir devlet olduğu ve gençliğin
kendisine sahip çıkmasını beklediği duygusu telkin edilir.
Vatansever gençlerin çektiği sıkıntılar, haberden şiire kadar
hemen her tür
yazının konusudur. Sürgün edilen ve kurşuna dizilen
vatanseverlerin isimleri duyurulur. Tanınmış olanlarının
biyografileri yazılır. Bolşevik hapishanelerinde yaşanan
sefalet anlatılır. Hemen her yazıda okuyucu, Komünist
Rusya’nın uyguladığı vahşetle karşı karşıyadır. Ama özellikle
bu vahşeti duyurmak için, Yeni Kafkasya’nın önemli bir kısmı
habere ayrılmıştır. Derginin on üç ile beş sayfalık kısmında,
canlı tanıkların anlattıklarıyla, değişik yerlerden gönderilen
muhabir mektuplarıyla ya da yabancı basına dayanılarak verilen
haberlerle Bolşevik ve Çeka (Bolşevik istihbarat örgütü)
vahşeti bütün dünyaya duyurulmaya çalışılır. Hatta bu vahşet
duyurulmakla kalmaz, Yeni Kafkasya sayfalarında zaman zaman
çok ağır bir dille tenkit edilir.
Yeni Kafkasya’nın ilgi alanı Azerbaycan’la sınırlı değildir.
Rus esaretindeki Türk dünyasında meydana gelen her türlü
gelişme, dergi sayfalarına taşınır. Bu manada dergi, Türk
dünyasının bayraktarlığı görevini üstlenmiştir. Rusya’nın
Türklerle ilgili faaliyet ve emellerini yakından takip eden
dergi, Türk dünyasındaki siyasî, sosyal ve kültürel meseleleri
de ele alır. Bu zamanda cereyan eden Türk dünyasının dil ve
kültür birliği hakkındaki tartışmalara geniş yer verir. Bu
yayın politikasıyla, Türk millî ruhunu canlı tutmayı
amaçladığı söylenebilir. Rus istilâsına maruz kalmış başka
milletler de Yeni Kafkasya’nın yayın konusudur. Bolşeviklerin
bu milletlere müstahak gördüğü siyaset kınanırken, bu
milletlerin Ruslara karşı gösterdiği millî direniş takdirle
karşılanır. Bunlar arasında
Gürcistan’a özel bir ilgi gösterildiğini söylemek yanlış
olmaz. Bolşevik
ihtilâlinden sonra kurulan Maverâ-yı Kafkasya İttihâdı (Resulzâde
1993: 41)
içerisinde Azerbaycan’ın yanında yer alan; ancak onu arkadan
vuran Ermenistan’a karşı duyulan kinin aksine, Gürcistan,
kardeş millet olarak kabul edilir ve hakkında önemli neşriyat
yapılır (Avrupa’daki Promete Hareketi içerisinde de Gürcü
aydınlarla Türk aydınların ortak hareket ettikleri
hatırlanmalıdır.) Rusya’ya komşu İran’daki siyasî gelişmeleri
yakından takip eden dergi, diğer büyük devletlerin dünya
siyasetlerini izlemeyi de ihmal etmez. Bu devletlerin, Rusya
ve özellikle de Türk dünyasıyla ilgili siyasetleri hakkında
pek çok makale, mecmuada yer almıştır.
İstanbul’da neşredilen Yeni Kafkasya, yeni kurulan Türkiye
Cumhuriyeti Devleti hakkında yayın yapmaktan bilinçli olarak
uzak durur. Ancak Türkiye’nin dünya siyasetini ilgilendiren
meseleleri hakkında az sayıda yazı yazılmıştır. Ruslarla olan
ilişkiler ve Şeyh Sait İsyanı, Türkiye ile ilgili yayının iki
önemli konusudur. Rusya’dan kaçarak gelen Resulzâde’nin ciddî
bir Bolşevik propagandasına maruz kalan Türkiye’deki bu
davranışını anlamak güç değildir. Yeni Kafkasya, Azerî
Türkleri tarafından İstanbul’da kurulan ve günümüze kadar
devam eden milliyetçi yayın zincirinin ilk halkasıdır. Bu
yüzden Türklüğü ilgilendiren her türlü konu, onun neşriyatında
ifadesini bulmuştur. Bu yayın politikası, kendinden sonra aynı
amaçla kurulan dergi ve gazetelere de rehber olmuştur.
4. Siyasî Faaliyeti
Yeni Kafkasya dergisi, edebî, içtimâî ve siyasî bir mecmua
olarak tavsif edilmiştir. Fakat siyasî yönü ağır basar.
Derginin bu özelliğini anlamak için, neşriyatını yazı türleri
bakımından mukayese etmek kâfidir. Dergide yayımlanan siyasî
yazıların toplamı, haberler dışında, diğer bütün türlerin
birkaç katıdır. Zaten haberler de genellikle siyasî
içeriklidir. Haberler dışındaki yazıların konularına göre
yüzdelik dağılımı şöyledir: Tarih: % 4, edebiyat: % 12,
değişik toplumsal meseleler: % 14, siyaset: % 70. Yeni
Kafkasya için, ‘işgal altındaki Azerbaycan’ın istiklâlini
temin etmek maksadıyla kurulan siyasî bir dergidir’, demek
yanlış olmasa gerek. O, bütün dünyayı tehdit eden Komünizm’e
karşı Türk dünyasında çıkarılan ilk siyasî dergidir. Asıl
amacı Azerbaycan’ı istiklâline kavuşturmak olsa da, Bolşevik
esareti altındaki bütün milletlerin masumiyetini savunmaktan
çekinmemiştir.
Yeni Kafkasya’nın neşriyatı, her şeyden önce bir cesaretin
ifadesidir. O, bu yönüyle İstanbul’da neşredilen devrin diğer
dergilerinden çok farklıdır. Dört yıllık yayın hayatı boyunca,
bütün kalemleriyle Komünist Bolşeviklere karşı siyasî bir
mücadele vermiştir. Bu neşriyattan canı sıkılan Bolşeviklerin
itham ve tehditlerine aldırmamış ve zaman zaman bu gibi
hücumlara sert cevaplar vermiştir.*
Yeni Kafkasya’ya göre diğer milletlere özgürlük ve eşitlik
vaat ederek iktidara gelen Bolşevik Komünizmi, Çarlık
Rusya’sından farklı değildir. Çarlık Rusya’sı devrinde
yürütülen Ruslaştırma siyaseti, Bolşevik Komünistleri
tarafından olduğu gibi devam ettirilmekte ve mazlum
milletlerin bütün kaynakları Rus ırkı yararına
sömürülmektedir. Bu ise sözde karşı çıkılan emperyalizmden
başka bir şey değildir. Ruslar, emellerine engel olacak diğer
büyük devletleri etkisiz bırakmak için bütün dünyada Komünist
bir ihtilâl gerçekleştirme peşindedir. Bu amaçla dünya
üzerinde geniş bir propaganda ağı kurmuşlardır.
Fakat bu ihtilâlin gerçekleşme şansı yoktur. Zaten büyük
devletler bu
tehlikeyi sezdiklerinden gereken önlemi almışlar ve Avrupa’da
Komünizmin
ilerlemesini durdurmuşlardır. Doğuda ise köylü de işçi de
Komünizm tarafından ezilmektedir (Resulzâde 1928).
Yeni Kafkasya mecmuasında Komünizmi bir sistem olarak ele alan
çok sayıda ciddî tenkit yazısı mevcuttur. Bizzat Resulzâde
Mehmet Emin’in İhtilalci Sosyalizmin İflâsı başlıklı seri
makaleleri, bu tenkit yazılarına iyi bir örnektir. Bütün bu
yazılarda Komünizm’in insanlık için uygun bir idarî sistem
olmadığı tezi işlenir. Teori ve uygulamaları birbiriyle
çelişen Komünizm, çürütülmeye çalışılır.
5. Edebî Faaliyeti
Yeni Kafkasya’da edebiyatla ilgili makale, şiir ve hikâye gibi
edebî türlere de yer verilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği
gibi edebî yazılar diğerlerine göre çok azdır. Ayrıca edebî
yazılarda dolaylı yönden siyasî bir amaç güdülmüştür. Bu
sebeple edebî makaleleri diğerlerinden kesin çizgilerle
ayırmak mümkün değildir. Buna rağmen muhtevalarından hareketle
otuz altı tane edebî makale tespit edilmiştir.
Edebî makalelerde, Türk dünyası edebiyatlarını ilgilendiren
meseleler üzerinde durulur. Altay’dan Azerbaycan’a bir yandan
Türk dünyasının işgalden sonra içine düştüğü durum ve bu
durumun millî mefkûre ile millî edebiyata tesiri ele
alınırken, diğer yandan kültür ve edebiyatla ilgili
gelişmelerden bahsedilir. Rusların Türk kültürü hakkındaki
menfî emelleri yakından takip edilerek Türk dünyası
aydınlarının dikkati bu gibi meselelere çekilir. Bu bağlamda
Bakû’de düzenlenen Türkoloji Kongresine büyük ilgi gösterilmiş
ve bu kongrede gündeme getirilen Latin alfabesi ile ilgili
tartışmalara geniş yer verilmiştir (Yeni Kafkasya 1925).
Edebî makalelerin önemli bir kısmı, Azerbaycan edebiyatına
ayrılmıştır. Azerî (1924), Rusların Azerbaycan’da kurdukları
Amele Harsı adlı mekteplerle oluşturmaya çalıştıkları Bolşevik
edebiyattan bahseder. Mirza Bala (1925), Azerbaycan edebiyatı
tarihi hakkında önemli seri makaleler kaleme almıştır. Yazar,
Bolşeviklerin Azerbaycan edebiyatı hakkındaki hücumlarına da
ciddî makalelerle cevap vermiştir (Mira Bala 1926). Azerbaycan
edebiyatıyla ilgili yazı yazan bir başka isim, Sinân’dır.
Yazar, Azerbaycan halk edebiyatı üzerine geniş bir makale
neşretmiştir (Sinân 1925). Azerbaycan edebiyatını değişik
yönleriyle ele alan birkaç imzasız makale daha vardır. Bunlar
arasında Azerbaycan matbuatıyla ilgili olanları kaydetmek
gerekir. Bu makalelerde o güne kadar Azerbaycan’da neşredilen
dergi ve gazeteler kronolojik olarak ele alınmış ve pek çok
isim tanıtılmıştır (Yeni Kafkasya 1926). Yeni Kafkasya’daki
edebî makaleler bunlarla sınırlı değildir. Özellikle, Türk
dünyası kültür birliği konusunda önemli fikirlerin
tartışıldığı seviyeli makaleler neşredilmiştir. Türk
dünyasının değişik memleketlerine mensup yazarlar, kültür ve
edebiyat hakkında farklı fikirler ortaya atmış ve bu fikirleri
tartışma konusu yaparak dergi sayfalarında seri makaleler
hâlinde neşretmişlerdir. Bu
makaleler, o zamanki Türk aydınının Türk dünyası kültür
birliği meselesine
nasıl baktığını göstermeleri açısından önemlidir. Kazanlı
Abdullah Battal
(Taymas), Başkırdistanlı Fethülkadir Süleyman ve Mehmet Fuad
Toktar gibi Türk aydınları, Hariç Türklüğünde Millî Hars
Meselesi başlığı altında Türk dünyası dil ve edebiyat
meselesini ele alan uzun münakaşalar yapmışlardır.
Abdullah Battal (Taymas), Kazanlı imzasıyla Yeni Kafkasya’ya
gönderdiği
Kazan İli’nde başlıklı yazısında İdil-Ural Türkleri içerisinde
meydana gelen
müşterek bir edebiyat dilinden söz ederek “Şu dil ile yazılan
edebiyatın
okunduğu coğrafî misâhanın genişliği dahi, Kazan Türklerinin
dağılmış olduğu coğrafî misâhanın genişliği ile mütenâsip
idi.” der. Böyle bir edebî dilin meydana gelmesini yirmi otuz
yıllık medenî bir hareketin semeresi olarak değerlendiren
yazar, “…şu edebî dil umûm Orta Türklerin (yani Kazanlıların,
Kazak-Kırgızların ve Türkistanlıların) müşterek bir edebî
lisânı için de esas olabilirdi. İşbu Türkler, âli millî
emeller nâmına mahallî şive taassubundan vazgeçip de öz
aralarında iyi anlaşsalar ve şimdiki İdil Boyu edebî lisânını
‘Kazanlığa’ temâyülü doğrultulur ise, takriben yirmi
milyonluk, Orta Türkler için, yani İdil Havzası’ndan tâ
Zerefşân Vadisi’ne kadar olan vâsî bir Türk ili için umumî
edebî bir dil vücuda gelmesinin imkânında ben zerre kadar
şüphe etmiyorum.” der ve bu oluşuma Başkırtların engel
olduğunu söyler (Kazanlı 1926). Buna cevap veren
Başkırdistanlı Fethülkadir Süleyman, Kazanlı’yı “müstakil
Tatar edebî lisanı yaratmakla” suçlayarak, bahsedilen
coğrafyanın, Rusların yoğun tesiri altında olduğunu ve bu
yüzden İdil Boyu’nun millî bir kültür oluşturmaya muktedir
olmadığını iddia eder. “Tatar lisanı ve edebiyatının 20
senelik hayatı var ise hepimizin müşterek millî servetimiz
olan Türkistan Edebiyatı’nın birkaç yüz senelik ömrü vardır.
Kazanlılara, Başkırtlara, Kırgız ve Kazaklara millî
medeniyeti, millî edebiyatı koca Türkistan
vermiştir.” diyen Fethülkadir Süleyman ise Başkırt lehçesinde
meydana
getirilecek bütün Orta Türklere ait edebî bir lisan teklif
eder. “Tatar lisanı
umumî edebî lisan değil, şu bizim Başkırt ve Kırgız şiveleri
ile beraber alelâde bir kabile şivesidir.” diyen yazar,
Başkırtlar için Başkırt edebiyatını Tatar edebiyatından daha
uygun bulur. Fethülkadir Süleyman (1925), Tük dünyası
edebiyatı hakkındaki fikirlerini şöyle hulasa eder: “Millî
Türk an’anelerini Rus an’anelerinden himaye ve müdafaa için
Başkırt Edebiyatının Başkırtlar için Tatar Edebiyatı’ndan daha
faydalı olacağına inananlardanız. Bizim akidemizce umum Türk
kavimleri için ancak iki edebî lisan olur. Şarkî Türkler için
Çağatay-Özbek; Garbî Türkler için Anadolu Türkçe'si. Bütün
Orta Türklere mahsus umumî edebî lisan takdim etmek
Çağatayların halefi olan Türkistanlıların hakkıdır.”
Bu tartışmaya uzunca bir makale ile katılan Mehmet Fuad Toktar,
Kazanlı ve Başkırdistanlı Fethülkadir Süleyman’a cevap vererek
Türkçe'nin Cenubî
Türkçe', Orta Türkçe' vb. adlarla tasnif edilmesine şiddetle
itiraz eder. Siyasî, medenî ve edebî bakımdan her devirde
müstakil olabilen memlekete ait şivenin ortak dil olmasını
teklif eden yazar, bu konudaki kanaatini şöyle ifade eder:
“Zannıma kalırsa, bu üç âmil şimdiki günde Anadolulu
arkadaşlarımızın elindedir. Onlar bu âmilleri iyi
kullanabilirlerse, kendileri istemezlerse bile, Anadolu şivesi
umum Türklüğün edebî ve yazı lisanı olarak istimâl
edilecektir. Anadolu Türkçe'sini ortak yazı dili olarak teklif
eden Toktar, İstanbul Türkçe'sini kabul etmez. Bunun yerine
zenginleştirilmiş Anadolu ağzını uygun görür ve “…bunun için
en evvel Anadolu şivesinin kendisini yazı lisanı olarak
kullanmalı bilâ-tedriç zenginleştirmelidir. Yoksa şimdi
kullandığımız İstanbul yazı lisanı yüzde seksen Arabî ve
Farisî kelimelerle muhtelit ne Türkçe, ne Arapça ne de Farsça
bir lisandır ki, bunu başka Türk kabileleri şöyle dursun,
Anadolu Türk’ü kendisi bile, şimdiye kadar hazmedememiş ve
bundan
sonra da edemeyecektir.” der. Yazar, “Millî medeniyet ve
edebiyata gelince bu sonraki yarım asırda bu meselelerde
Türklüğün üç kabilesi – Anadolulular, Azerbaycanlılar ve
Tatarlar – rehberlik edebilir.” diyerek bütün Türk dünyasında
mukayeseli ortak bir edebiyat kurulmasını ister (Toktar 1925).
Bu tartışma bir müddet daha devam etmesine rağmen, Mehmet Fuad
Toktar’a cevap veren olmamıştır. Ancak, bu tartışmanın dışında
kalan Mirza Bala gibi Yeni Kafkasya’nın önde gelen
yazarlarından bazıları Türkiye Türkçe'sinin ortak dil olarak
kullanılması fikrine sıcak bakmışlardır.
Yeni Kafkasya’nın hacmi göz önüne alınırsa şiir bakımından
zengin olduğu
söylenemez. Dergi başına bir şiir bile düşmemektedir. Bu
şiirler de özellikle ikinci yılda yayımlanmışlardır. Üçüncü ve
dördüncü yıllarda çok az şiir yayımlanır. Dergide şiirden
başka beş de hikâye neşredilmiştir. Özgürlük ve vatan sevgisi
temalarını işleyen bu hikâyelerin üçü Mirza Bala’nındır. Öteki
hikâyelerin biri Azerbaycanlı Fuad’a, diğeri Mim. imzasına
aittir.
Sonuç
1918’de kurulan ilk Azerbaycan Cumhuriyeti devleti, iki yıl
sonra Ruslar
tarafından tekrar işgal edilince Azerbaycan’daki millî matbuat
hayatı sona
erer. Şiddetli bir Bolşevik propagandaya maruz kalan
Azerbaycan’da millî
şuuru canlı tutmak isteyen Azerî aydınlar, İstanbul’a gelerek
burada Yeni
Kafkasya mecmuasını çıkarırlar.
Zor şartlar altında neşredilen Yeni Kafkasya’nın yayın hayatı,
bir cesaretin
ifadesidir. Dergi, Komünizme karşı kurulmuş ilk yayın
organıdır ve şiddetli bir Komünist propagandanın hüküm sürdüğü
Azerbaycan’da alenen satılır (Mirza Bala 1953: 19). Dört
yıllık yayın hayatı boyunca bütün kalemleriyle Komünist
Bolşeviklere karşı siyasî bir mücadele vermiştir. Bu
neşriyattan canı sıkıla Bolşeviklerin itham ve tehditlerine
aldırmadan başta Azerbaycan olmak üzere bütün Türk dünyasında
millî şuuru canlı tutmaya gayret etmiştir. Bolşevik Rusların
gerçek yüzünü ve Türk dünyasındaki sinsi emellerini bütün
dünyaya göstermeye çalışmıştır.
Yeni Kafkasya, 1920’lerden günümüze kadar devam eden Türk
dünyası
muhaceret matbuatının öncüsüdür. Yeni Kafkasya’dan ilham alan
Türk aydınları, işgal altındaki vatanlarından Türkiye ve
Avrupa’ya göç ederek buralarda pek çok dergi ve gazete
çıkarmışlardır. Yeni Kafkasya’yı örnek alan Türkistanlı
aydınların İstanbul’da çıkardıkları Yeni Türkistan, Yeni
Kafkasya kapanınca onu aynı yayın politikasıyla devam ettiren
Azerî Türk, daha sonra Yeşil Yaprak, Odlu Yurt, aynı yıllarda
Kırımlı aydınların Romanya’da neşrettikleri Emel, Avrupa’da
Türk dünyası aydınlarının çıkardıkları Promete, İstanbul’da
Ahmet Caferoğlu idaresinde neşredilen kültür ve sanat dergisi
Azerbaycan Yurt Bilgisi bunlardan birkaçıdır. Yeni Kafkasya
yazarlarının da içinde bulunduğu Azerî aydınların 1952’de
Ankara’da çıkardıkları Azerbaycan dergisi ise günümüze kadar
neşredilmiştir. Daha sonraları Yeni Kafkasya mecmuasının adı
bile pek çok dergiye ilham kaynağı olmuştur: Kafkasya Dergisi,
Kafkasya Mecmuası, Yeni Kafkasya Dergisi, Kafkasya, Birleşik
Kafkasya
Dergisi, Kuzey Kafkasya Dergisi, Kafkasya Birlik Mecmuası,
Kafkasya
Gerçeği, Kafkasya Yazıları, Hür Kafkasya vb. Türk dünyasının
yeniden istiklâlini kazanmasında bu muhaceret matbuatının bir
katkısı var ise, bu katkıda en önemli pay muhaceret matbuatı
geleneğini başlatan Yeni Kafkasya mecmuasına ait olmalıdır.
Açıklamalar
* Bakinskiy Raboçi, Zaraya Vostoka ve Yeni Fikir gibi
Bolşevik gazetelerde zaman
zaman Yeni Kafkasya’yı hedef alan yazılar yayımlanır. Yeni
Kafkasya’da bu yazılara
sert cevaplar verilir. (Bkz. İmzasız, “Işığa Ürenler”, Yeni
Kafkasya, Yıl 1, S. 18,
s. 13; Azerî, “Herkese Köpek Havlar, Bize Çeka”, Yeni
Kafkasya, Yıl 1, S. 21, s.
13; Azerî, “Bolşevik Yalancıları”, Yeni Kafkasya, Yıl 3, S.
11, s. 9)
Kaynakça
AKPINAR, Yavuz (1994), Azerî Edebiyatı Araştırmaları,
İstanbul: Dergâh Yay.
AKPINAR, Yavuz – YILDIRIM, İrfan Murat – ÇAĞIN, Sebahattin
(1990), Mehmet Emin
Resulzâde, Azerbaycan Cumhuriyeti, İstanbul: Azerbaycan
Türkleri Kültür ve
Dayanışma Derneği Yay. Azerbaycan Dergisi (1952), “Yeni
Kafkasya”, Ankara,
S. 6, s.12. Azerî (1924), “Azerbaycan’da Amele Harsı”, Yeni
Kafkasya, İstanbul,
Yıl 1, S. 11, s. 11. Başkırdistanlı Fethülkadir Süleyman
(1925), “Hariç Türklerinde
Millî Hars Meselesi”, Yeni Kafkasya, İstanbul, Yıl 2, S. 13,
s. 12.
CAFEROĞLU, Ahmet (1954), “Baku – Tahran – İstanbul Üçgeninin
Büyük Mücahidi”,
Azerbaycan Dergisi, Ankara: Yıl 3, S. 10 -11, s. 17.
CAN, Adem (2005), Yeni Kafkasya Mecmuası – İnceleme ve
Edebiyatla İlgili Metinler,
(Danışman: Doç.Dr. Ali İhsan KOLCU), Erzurum: (Basılmamış
Yüksek Lisans
Tezi).
ÇAĞIN, Sabahattin (1994), “Mehmet Emin Resulzade’nin Stalin’e
Mektubu”, Türkçülük
Armağanı, İzmir: Akademi Yay.
HACIYEVA, Maarife (1994), XX. Asır Azerbaycan Edebiyatı,
Samsun: Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Yay.
Kazanlı (1926), “Kazan İli’nde”, Yeni Kafkasya, İstanbul, Yıl
2, S. 8, s. 9.
KOLCU, A. İhsan (2004), Çağdaş Türk Dünyası Edebiyatı, Ankara:
Salkımsöğüt Yay.
KÖPRÜLÜ, Fuat (1998), “Azerî”, Edebiyat Araştırmaları II,
İstanbul: Ötüken Yay.
MAKAS, Zeynelâbidin (1992), Çağdaş Azerbaycan Şiir Antolojisi,
Ankara: Kültür
Bakanlığı Yay.
Mirza Bala (1925), “Azerî Türk Edebiyatı’nın Dünü Bugünü”,
Yeni Kafkasya, İstanbul,
Yıl 2, S. 20, s. 4.
(1926), “Muâsır Azerî Şâirleri”, Yeni Kafkasya, İstanbul, Yıl
4, S. 2, s. 5.
(1953), “Azerbaycan Muhacirlik Matbuatının Otuz Yıllığı”,
Azerbaycan
Dergisi, Ankara, S. 19, s. 6.
Resulzâde, Mehmet Emin (1928), İhtilâlci Sosyalizmin İflâsı ve
Demokrasinin Geleceği,
İstanbul, Millî Azerbaycan Neşriyatı.
(1938), Das Problem Aserbeidschan, Berlin.
(1993), Kafkasya Türkleri, (hzl. Yavuz AKPINAR - irfan Murat
YLDIRIM –
Selahattin ÇAĞIN), İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
Yay.
SİNÂN (1925), “Azerbaycan Halk Edebiyatı Numûneleri”, Yeni
Kafkasya, İstanbul,
Yıl 2, S. 24, s. 5.
ŞİMŞİR, Sebahattin (2002), Azerbaycan’ın İstiklâl Mücadelesi,
İstanbul: IQ Kültür –
Sanat Yay.
, Sebahattin (1995), Mehmet Emin Resulzâde’nin Türkiye’deki
Hayatı,
Faaliyetleri Düşünceleri, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma
Enstitüsü Yay.
, Sebahattin (1995), “Türkiye’deki Azerbaycan Matbuatı (1923 –
1931)”,
Türk Dünyası Tarih Dergisi, İstanbul: S. 97, s. 61.
TOKTAR, Mehmet Fuad (1925), “Hariç Türklerinde Millî Hars
Meselesi”, Yeni Kafkasya,
İstanbul, Yıl 2, S. 14, s. 9.
Yeni Kafkasya (1925), “Türkoloji Kongresi”, İstanbul, Yıl 3,
S. 6, s. 1.
(1926), “Azerî Matbuatının Muhtasar Tarihçesi”, İstanbul, Yıl
3, S. 9, s. 5.
Abstract: This study is an introduction of the “Yeni Kafkasya”
Magazine,
published between 1923 and 1927 in İstanbul. “Yeni Kafkasya”
is a political, social and literary magazine, published by
Resulzâde
Mehmet Emin once a forthnight. But its social side is stronger
than
others. It is the first magazine all over the Turkish World,
published
against Communism, found in Russia in 1917. In the text, the
place of
“Yeni Kafkasya” in Turkish culture and its life, form, authors,
publication policy, activites are presented.
Key Words: Yeni Kafkasya magazine, Resulzade Mehmet Emin,
Azerbaijan’s Press, immigrating press |
|
|
|
|
|
|
|