|
|
................... |
|
................... |
''DEMOKRASİ İÇİN
ÇERKES GİRİŞİMİ''NDEN
NE ANLIYORUM |
HAPİ Cevdet Yıldız |
|
|
................... |
|
................... |
Artık ellili yaşlara gelmiş ve
bunun 35-40 senesini gözlemlemiş bir Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olarak ilk defa beni ‘gerçekten’ heyecanlandıran ve
umutlandıran bir “açılım”ı yaşamak ve gelecek
nesillerin daha huzurlu ve mutlu bir ülkede yaşaması
noktasında katkıda bulunmak istiyorum. 70’li yıllarda sağ-sol adına; 80
sonrasında Türk-Kürt çatışması adına huzursuz olduğumuz ve her
gün ceplerimizden savaş sektörüne paraların akıtıldığı bir
ülkede yaşamak istemiyorum.
Bu devletin kuruluşunda omuz omuza mücadele etmiş tüm
vatandaşların birinci sınıf insan olduğunun ilan edildiği bir
ülkede yaşamak istiyorum.
Birilerinin kendilerini ülkenin asıl sahibi ilan edip, ülkeyi
sevme tekelinin kendilerinde olduğu fikrini artık duymak
istemiyorum.
Yer ve şahıs isimlerinin konması gibi; anadil eğitimi gibi
bazı basit düzenlemelerle aşılmış bir ülkede yaşamak
istiyorum.
Birilerinin canı sıkıldıkça durumdan vazife çıkarıp vatandaşı
yok saydığı bir ülkede yaşamak istemiyorum.
Kısaca mutlu ve umutlu olmak istiyorum.
Bunun için de hemşerilerimizin başlattığı “girişim” çabalarına
olabildiğince katkı vermek ve katkı verebileceklere çağrıda
bulunmak istiyorum.
Sevgili hemşerilerimiz!
İster Kafkas Dernekleri Federasyonu penceresinden bakın olaya,
isterseniz Bağımsız Birleşik Kafkasya diye haykırın…
Türkiye’deki siyasi yelpazenin ister sağında olun ister
solunda…
İster Adige olun, ister Abhaz, Çeçen, Asetin…
İster Uzunyaylalı olun ister Samsunlu, Düzceli…
İster dünün dönüşçüsü, olun ister bugünün ülkücüsü…
İster dernek yönetimlerinin amansız rakipleri, ister yeni
yönetimlerin canciğer kuzu sarmaları…
İster bugünkü iktidarın yanında yer alın, ister muhalefetin
sıralarında oturun…
Kısaca…
Kimse karnından konuşmasın…
Kimse de doğmamış çocuğa don biçmesin…
Kimse de elinde terazi bizim vatan sevgimizi tartmasın…
Eğer bizler evet bizler gerçekten daha da mutlu ve umutlu
olmak istiyorsak şimdi tam zamanıdır diye düşünüyorum.
85 yıldır bitmeyen “hassas dönem” masalının artık sona
ermesini diliyorum.
Çocuklarımızın yani Oğuz, Muhammed, Rojin, Sinemis, Hırant,
Eleni ve Agop’un huzur içerisinde kardeşçe yaşadıkları bir
coğrafya için herkes eteğindeki taşı döksün.
Biz bu ülkenin kurulmasında kan döktük can verdik.
Biz bu ülkede askerlik yaptık.
Biz bu ülkede vergi verdik.
Biz bu ülkede Hakan Şükür’ün milli takımda attığı goller ile
sevindik.
Artık şehit tabutları gelmesin kasaba ve köylere…
Gencecik bir genç kız yanmasın molotof kokteylle…
Dağa çıkmasın, kalaşnikov tutmasın gencecik eller…
Kendi dağını bombalayıp, sonra da öğünmesin diğer gencecik
diller…
Beyler bu vatan bizim.
85 yıllık masal bitti, mızrak çuvala sığmıyor artık…
İhtilal liderleri anayasa yapıp dayatmasınlar artık…
%10 barajlarla insanları oyalamasınlar artık…
Paşalar paşa gönülleri istedikçe paşa paşa ihtilal yapıp
insanları ağlatmasınlar artık…
Birileri de bu ülkede sadece kendileri ezilip üzülüyorlarmış
gibi silaha sarılmasınlar artık…
Oooof... Ben sıkıldım bu kirli savaştan!
Kısacası sevgili hemşerilerim: Taşların altına değil elleri,
başları koymanın zamanıdır artık…
Her Çerkes’in dünyanın kendi etrafında dönmediğinin farkında
olmasının zamanıdır artık…
Avuç içi kadar komşu ülkenin hemşerilerimizi nasıl boğduğuna
kızmanın değil, bizim buna karşı nasıl bir duruş
sergilediğimizin sorgulandığı zamandır artık…
Dün ata vatanımızdan bizi sürenlere karşı en büyük gücün yek
vücut olmuş Türkiye’deki Çerkeslerin olduğunu bilmenin
zamanıdır artık…
Yoksa! Evet yoksa?
Bu gidişle ne burada yaşayacağımız bir vatanımız ne de dönmek
istediğimizde bizi kabul edecek bir ata vatanımız kalacak!
Kurtuluş Savaşı'nın sembolü olan Kuvay-ı Milliye’nin başındaki
Çerkes kalpağını giymeye hazır mısınız? |
|
|
|
|
|
|
|
|