|
|
................... |
|
................... |
GHOGU-YOL |
GHUNEKHO K. Özbay |
|
|
................... |
|
................... |
Biz insanlar yaşamımız boyunca bir
çok insan karakterlerini görürüz. Bunlar dost, arkadaş,
yoldaş, sırdaş, hain, yalaka gibi. Belki de bizlerde bilerek
veya bilmeyerek bu tiplere bürünür veya ortamlarda
bulunabiliriz. Şimdi sayfalara baktığımda Adige
ulusuna yönelik yeni fikirlerin, birlikteliklerin temelini
oluşturacak, oluşturmak isteyenlerin sayısının az olduğunu
görmekteyim. Hal böyle olunca bireysel çatışmalar ön plana
çıkmaktadır ve ulusal yolda yapılacak çalışmalar aksamakta.
Bizler ulusumuzun geleceğini düşünüyorsak kimsenin dini, dili
gibi söylemleri kesinlikle kaale almayız. Bu toplum dün
yaşadı, günümüzde yaşıyor ve yarında yaşayacaktır. Bundan
kimselerin kuşkusu olmasın. Yaşatacak olanlarda bizler ve
bizden sonrakilerdir.
O halde neyin tartışmasını yapıyoruz? Yok oluşun mu? Var
oluşun mu?
Kanımca var olmayı tartışmaktayız. Var olmanın yolu da
anavatandan geçmektedir. Vatanı olmayan hiç bir toplum bu güne
değin yaşamamıştır, yaşayamazda. İşte gittikleri yerleri vatan
sanıp, sahiplenemeyen, sahiplendirilmeyen Hititler, Kimmerler
gibi toplumlar yok oldular. Çünkü onların yapısında her zaman
anavatanları olmuştur. Çerkes Memluklarına bakın, kendileri
Çerkes, yaşayan halkın çoğunluğu Arap, düşünceleri İslam,
edebiyatları Osmanlı. Ait olmak istedikleri yer ise
Kafkasya’ydı.
Ancak az da olsa anavatanda kalan Adigey’in yerlileri bu güne
değin kendi orijinal isimleriyle bu günde yaşamaktadırlar.
Bunun içinde bu toplum yarında yaşayacaktır diyorum.
Biz sürgün Adigeleri yok oluşun eşiğindeyiz. Sürgün
topraklarını ne kadar sahiplenirsek yok oluşumuzda o kadar
çabuk olacaktır. Bunu içinde bulunduğumuz devletlerde biliyor
ve bizleri bu olguya itiyorlar.
Adige ulusunun yaşamı Adigey’dir. Bunun dışındaki düşünceler,
eylemler sürgünde yok oluştur. Şunu da hatırlatmak isterim.
Bir çok yazı yazan arkadaşlarımız Çerkes sürgününü, Çerkes
göçü diye yazmaktalar. Bizler göç etmedik, göçtürüldük,
sürüldük. Sürgünde yaşayana da kim sahip çıkar ki?
Yukarıda belirttiğim gibi, hangi yaklaşımda olursak olalım tek
çözüm Adigey topraklarıdır. Çözümde bireysellikten değil
toplumsallıktan, yani örgütsellikten gelir. Bir çoklarımız
beğensek de beğenmesek de sürgünden çıkışın adresi
Türkiye’deki Kaf-Fed ve Dünya Çerkes Birliği’yle olacaktır.
Lhıtenıgheche |
|
|
|
|
|
|
|
|