...................
...................
YOLCULAR

GHUNEKHO K. Özbay

                         
...................
 
...................

1980 yılında Ankara derneğine gitmek için Kocaeli'nden bilet aldım. Gece arabaya bineceğimden bir hayli zamanım vardı ve derneğe arkadaşlarımın yanına gittim. Doğal olarak o dönemlerde bir araya geldiğimizde siyaset konuşur, tartışırdık. Derneklerimizde bir çok görüşler olmasına karşın en belirgin olanları şunlardı.

- Sol görüşlü dönüşçüler
- Sağ görüşlü dönüşçüler
- Sol görüşlü kalışçılar
- Sağ görüşlü kalışçılar
- Dini görüşçüler.

Derneklerdeki bu görüşler etrafında tartışır dururduk. Anavatanla ilişkiler kısıtlı olduğundan, Çerkesce okuyup yazmayı bilenlerin azlığı ve bireysel ilişkilerin kısıtlığı büyük bir etkendi. Uğradığım dernekte görevli arkadaşlarımız sol kalışçı, Dev-Genç gurubunun görüşlerini savunurlardı.
Kendileri Sovyetler önderliğinde dünya proletaryasını kuracaklar ve dünya halklarıyla birlikte Çerkeslerde özgür olacaklardı. Onlara göre bende solcuydum ama dönüşçüydüm. Bizlerde vatan topraklarında olmadığımızdan her türlü kazanımlarda istediğimiz alamayacağımızı, mücadele yerinin anavatanda olmasını savunurduk.

Temelde hepimiz savlarımızda samimiydik. Hiçte kavgamız olmazdı. Yalnız, Turancılık akımıyla aramızda olanlarla çokta anlaştığımızda söylenemez. Çünkü, kendi kimliklerini başka kimliklere karıştırırlardı. Aradan yıllar geçti bazılarımızı kaybettik. Büyük bölümümüz halen mücadelenin içinde. Yıllardır bu mücadeleyi sürdürenler dönüşçülerdir. Bunlardan sonra bulundukları yerlerde Çerkesliği yaşamak isteyenler gelmekte.

Bunların büyük bir bölümü Çerkeslik konusunda samimiler ve dürüstler. Ancak, geçmişte olduğu gibi kıvraklarımız yine bunların yanında yer almışlar. Bunlar kendi çıkarlarını toplumsallık adı altında ön planda tutarlar ve hızlı açılımcı oldular.

Şimdilerde baktığımızda Rusçular, Türkçüler ve 3.cü yolcular tanımlamalarından bahsedilmektedir.

Rusçular diye tanımlananlar dönüşçüler, Türkçü diye tanımlananlarda dinsel ve ırksal anlamdaki Turanilcilerdir. 3.cü yolcularda yukarıda bahsettiğim sol görüşlü kalışçılar ve toplumsalcıyız diyenlerdir.

3.cü yolcular Türkiye'deki açılım sürecine destek vermekle meşguller. İnanın bende onlar kadar değişimleri savunmaktayım. Yalnız bizim istediğimiz tüm açılımlardan önce Çerkes kimliğinin anayasal anlamda tanınmasıdır. Aksi taktirde tüm açılımlar aldatmacadır. Bundan başka yıllarca Çerkes kimliklerini saklayan, Çerkeslik için hiçbir şey yapmayanlarda hızlı açılımcı oluverdiler. Belki de bizler farklı bir şekilde kullanmak istemektedirler.

Şimdi, adına ne derseniz deyin, kendi toprağında, kendi insanıyla olmayan bir toplum ne kadar varlığını sürdürebilir. Hangi açılım, hangi sistem olursa olsun yok olmaya mahkumdur. Sürgün toprakları her zaman acıdır, göz yaşıdır. Başkalarının topraklarında bey olmaktansa kendi topraklarımızda Çerkes olmak daha güzel değil midir?