'Türkiye'de Çingene Olmak' adlı kitapta çingene
olduğu iddia edilen Türkan Şoray: Roman kardeşlerimizi çok
seviyorum...
Çok renkli ve sevimliler ama ben bir Çerkes'im; gerçek olan
bu!
Türkan Şoray, yıllar önce bir yangında yok olan aile şeceresini
yeniden yapıyor. Ailesinin Kuzey Kafkasya'dan yola çıkıp,
İstanbul'da sonlandırdığı yolculukları hakkında 'heyecan verici'
bilgiler edinen Şoray ile köklerini konuştuk... Bu arada laf
siyasete de geldi!
* Güzelliğinizin nedeni köklerinizde
saklıymış. Kafkas Dernekleri Federasyonu'nun Ocak 2005'te basılan
'Biz Çerkesler' adlı kitabında Çerkes film sanatçıları
kategorisinde varsınız; yani Türkan Şoray 'Çerkes Sultan'...
(Gülüyor...)
Teşekkür ederim. Evet, biz Çerkes'iz. Kuzey Kafkaslardaki Kabardey
Çerkeslerindeniz. (Kabardey Balkar Cumhuriyeti; Çeçenistan'a 50
kilometre mesafede) Sizin de dediğiniz gibi Çerkes kadınları
güzellikleriyle meşhurdur. Benim de Çerkes olduğum güzelliğimden
belli değil mi zaten?
ŞECEREMİZ YILLAR ÖNCE YANDI
* Kabardey Çerkes'iyim dediniz.
Kökeninizle ilgili başka neler biliyorsunuz?
Annemin babası Selanikli. Baba tarafım ise
Kafkasya'dan gelme. Kuzey Kafkasya'dan 1800'lü yılların sonlarında
gelmişiz. Göç sırasında bir kısmımız Anadolu'ya yerleşmiş.
Büyükbabam Murat Şoray, milli mücadele yıllarında subaydı;
Atatürk'ün askerlerindendi. Hatta ay-yıldızlı kılıcı bende
saklıdır.
* 'Biz Çerkesler' adlı kitapta yer
aldığınızdan haberiniz var
mıydı?
Evet. Zaten soy ağacı araştırmalarımız sırasında
biz de aile olarak Kafkas Dernekleri Federasyonu ile irtibata
geçmiştik. Kendileri çok ilginç bilgiler edinmemize yardımcı oldu.
* Ne zamandır soy ağacı yapmakla
ilgileniyorsunuz?
Aslında amcamın evinde şecere vardı. Eski Türkçe
yazılı, mumlu, zincirli bir şeydi, duvara asılıydı. Ancak amcamın
vefatından sonra maalesef ki bir yangında bunların hepsi yok oldu.
Eğer o şecere yanmasıydı; köklerimizi detaylı olarak bilecektik.
"İlk nereden geldik?" sorusu benim hep aklımdaydı. Bu yüzden
yeniden bir soy ağacı yapmak için uğraşıyorum. Uğraştıkça hoşuma
gidiyor. Büyükannemin yani babamın babasının annesinin adı
Goşehan'mış mesela. Tam bir Kafkas adı ve 'hanların gelini' demek.
İşte böyle hoş şeyler öğreniyorum araştırdıkça.
* Büyükannelerin, dedelerin dizinin
dibinde dinlenen eski dönem hikayeleri vardır. Hatırladığınız
böyle hikayeler var mı?
Çok küçük yaşlarda annemle babam ayrıldığı için ben
biraz baba tarafına uzak kaldım. Kardeşim babamın ailesiyle oldu.
Ne kadarı doğru bilmiyorum ama büyükanne saraya gidermiş, müzik
öğretmeniymiş.
* Filmlerinizde
hiç Çerkes kızını canlandırdınız mı? Malum, pek çok kez çingene
kızı oldunuz.
Hiç Çerkes kızı olmadım filmlerimde. Ama birçok kez
çingene kızını severek oynadım. O filmlerim çok başarılı oldu; o
filmlerde çok sevildim. Zaten Roman kardeşlerimizi çok seviyorum.
O kadar renkli ve sevimli insanlar ki... Dünya görüşleri, hayata
güzel bakışları, müzikle iç içe yaşamaları çok hoş.
* Mustafa Aksu'nun 'Türkiye'de Çingene
Olmak' adlı kitabında çingene olduğunuz iddia edilmişti...
Kitabı okudum... Romanların kimlik savaşı
verdiklerini anlatıyor. Mücadelelerine saygı duydum. Ve evet benim
adım da geçmiş. Oynadığım çingene kızı rolleriyle o kadar sevildim
ki; beni kendilerinden görüyorlar. Bu çok güzel bir şey ama
n'apiiim, ben Çerkes'im... (Gülüyor) Hem zaten Çerkes'i,
Rum'u, Kürt'ü, Laz'ı hepimiz bir bütünüz. Aynı topraklarda
yaşıyoruz, herkes eşit.
KARAGÜMRÜK ÖYKÜSÜ...
* Bu yanılsamanın sebebi sadece
oynadığınız çingene kızı rolleri mi?
Sanırım. Bir de tabii bana Karagümrüklü denir hep.
(Gülüyor) Yıllardır böyle bu. Oysa ben Eyüp kütüğüne
kayıtlıyım.
* Peki nereden kaynaklanıyor bu yanlış
kanı?
Bir yıl Karagümrük'te oturduk. Çünkü annem ile
babam ayrıldı ve Fatih'te oturan dedeme yakın olmak için annem
Karagümrük'ten ev tuttu. O zaman daha 13 yaşındayım. Cumartesi ve
pazar günleri annemin yanına gidiyordum, diğer günler dedemin
yanındaydım ve Fatih Kız Lisesi'ne devam ediyordum. Annemin ev
sahibinin kızı, Emel Yıldız da filmlerde yer alıyordu. Bir gün
beni sete götürdü ve ondan sonra ben artist oldum. Ne oldu? Ben
Karagümrük'ten artist çıktım gibi oldu. Karagümrük'e Roman kızı
rolleri de eklenince bu yanılsama oldu sanırım. Ama dediğim gibi,
ben Çerkes'im, gerçek bu!
* Peki, diğer aile büyükleriniz kimler?
Büyükbabam, milli mücadele yıllarında İstanbul Rami
Kışlası'nda yüzbaşı olarak görev yapmış bir subay; Atatürk'ün
askerlerindendi. Halam Nadire Varlı öğretmen emeklisi, amcam
Rıdvan Şoray Eyüp Halk Partisi Gençlik Kolları Başkanı'ydı. Diğer
amcam Adil Şoray, emniyet amirliği yaptı. Babam Mirat Halit Şoray
da emniyet mensubuydu.
Sorun Gelir Dengesizliği
* Sizce ülkemizdeki en
önemli sorunlar neler?
Ülkenin bugün benim için en önemli sorunu; gelir
dengesizliği. Bir tarafta çocuğuna okul çantası alamayanlar diğer
tarafta jetleri olanlar. Orta sınıf kayboldu. Uçaklardaki sınıf
ayırımları bile beni nasıl rahatsız ediyor bilseniz...
* Kökeninde askerliği meslek edinmiş aile
üyeleri bulunan birisiniz. Ve zaman zaman ne yazık ki şehit
cenazelerimiz var, patlayan mayınlar var. Ne söylemek istersiniz?
Ülkenin acı gerçekleri... Her şeyin diyalogla
çözülebileceğine inanıyorum. Güneydoğu'da olanların diyalog
kurulamamasının neticesi olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir anne
olarak onların acısı benim yüreğime bir kor gibi oturuyor.
Seyredemiyorum bile bu haberleri.
* Yakın geçmişe ışık tutan, sosyal
sorunlara eğilen bir filmde yer almak ister misiniz?
Döneme tanıklık eden filmlerde oynamak isterim.
Çünkü geleceği güzel kılmak için tarihimizi, geçmişimizi bilmek
çok önemli. Ve de bunun en önemli anlatım aracı sinema. Özellikle
ülkemde yakın tarihte yaşananlar, darbeler vs. beni çok
ilgilendiriyor. Bu konuda sürekli okuyorum.
Keşke Sihirli Değneğim Olsa
* Ailenizde siyasetle ilgilenen kişiler
var. Sizin ilginiz ne düzeyde?
Ülkesini seven her insan gibi -ülkemi ve insanları
çok seviyorum- sorunlara duyarlı olmamam mümkün değil. Evimde,
sırça köşkümde oturup 'Amaan, bu dünyanın dışındakinden bana ne?'
diye hiçbir zaman düşünmedim; düşünemem de. Her gün haberleri
izliyorum, gazeteleri takip ediyorum. Gerçekten içim acıyor.
Ülkenin iç politikası, dış politikası, hükümetin ne yaptığı,
ekonomik durum beni ilgilendirir. Keşke politikaya girsem de,
sihirli değneğim olsa da, her şeyi istediğim gibi değiştirebilsem.
Ama bu bir ütopya. Ülkem adına üstüme düşen bir görev olursa
yaparım. Ama bu nasıl olur? Sivil toplum örgütleri olabilir. Her
demokratik hareketin içinde olmak isterim. Ama politikaya
girdiğiniz zaman... (duruyor)
* Evet...
Keşke, kadınlar girse politikaya. Kadınlar
ağırlıkta olsa politikada... Bir kadın olarak bunu çok istiyorum.
Çünkü kadın dünyaya daha güzel bakar, kadın daha uzlaştırıcıdır,
kadın akıllıdır. Eminim ki birçok şey çok daha güzel
halledilebilir. En azından daha güzel diyalog kurulur.
* Politikaya kadın eli değmesi mi
gerekiyor sizce?
Evet. Politika ne içindir? Politikacı ne için
vardır? Politika o ülkede yaşayan insanlara güzel bir dünya sunmak
içindir. Politikacı da buna aracıdır. Kadınların sorunların
diyalog kurularak çözülmesinde, daha iyi sonuçlar alacağına
inanıyorum. Aslında bizim mesleğimizde de aynı şey var. Biz de
insanlara güzel bir dünya vaat ediyoruz.
* Sizin sihirli değneğiniz de oyuncu ve
yönetmen kimliğinizdir belki... Çektiğiniz filmlerle, rollerinizle
söylemek istediklerinizi ifade edebilirsiniz.
Evet, sanatın böyle bir silahı var. Özellikle de
sinemanın. Tabii mesaj vermek gibi değil de olayları göstermekte,
durumu anlatmakta... |