|
|
................... |
|
................... |
KAZANAN, BARIŞ VE
DEMOKRASİ OLSUN |
Halit Kakınç
İstanbul
Bilgi Üniversitesi Dekanı
Kitabın adı: Abhazya’nın Bağımsızlığı ve Kafkasya’nın Geleceği
Editör: Sezai Babakuş
Abhazya’nın Dostları Beşiktaş Belediyesi ve İstanbul Bilgi
Üniversite’sinin 30-31 Mayıs 2009 tarihinde İstanbul’da
ortaklaşa düzenlediği uluslararası konferans konuşmaları |
|
|
................... |
|
................... |
Bize aynen sözcük anlamındaki
canlarımız kadar yakın - Canlar Ülkesi'nin - Abhazya'nın
geleceğinin tartışılacağı bu çok önemli toplantıya şeref verdiniz.
Hepinizi Bilgi Üniversitesi adına yürekten selamlıyorum.
Hoşgeldiniz.
Konu gerçekten Türkiye için de çok ama
çok önemli. Onlarca yıldır bu ülkede yaşayan 500 bin Abhaz ile 3
milyon Adige...yine Kafkasya / Gürcistan kökenli Acaralar...
Türkiye'nin Kafkaslar ile olan tarihsel bağlantısından doğan
sorumluluklar... Görevler.... Yararlar.... Türkiye'nin doğal
misyonu... Gürcistan Devleti ile olan ilişkileri....
Beklentiler... Eksikler... Tutulması gereken yollar... Hepsi iki
gün boyunca birer birer ele alınacak.
Dahası diasporada - en ağırlıklı olarak Türkiye'de yaşamakta olan
Abhaz kökenli insanlarımızın, Bağımsız Abhazya için gerekli
özverilerde bulunup bulunmadıkları da sorgulanacak. Yeri
geldiğinde, bu konuda bir ilgisizlik var ise eleştirilecek de...
Eski Doğu Bloku ile Avrupa / Atlantik arasındaki kırmızı çizgi
irdelenecek. Türkiye'nin hızla değişen dünyada yeni politikalar
üretip üretmediği - üretiyorsa, bu politikaların yeterli ve
sağlıklı olup olmadığı gibi tereddütler masaya yatırılacak.
Sanırım, en fazla da şu sorulara cevap aranacak: 1. Olanca
zorluklara rağmen yaşatılan bu çiçeği burnundaki devletin statüsü,
tüm tarafların kabul edebileceği bir çözüme nasıl
kavuşturulacak?.. 2. Statü belirsizliği yüzünden bu ülkeye
uzanmakta psikolojik engeller yaşayan yatırımcıların önlerindeki
engeller nasıl ve ne zaman kaldırılacak? 3. Türkiye, genel olarak
olaya Gürcistan'ın tezleriyle yaklaştığı şeklindeki suçlamalara
karşı, kendisinden beklenen ulaşım- yatırım - sivil oluşumlar gibi
işbirliklerine bundan böyle hız verecek mi?
Kafkasya'nın güneybatısında ortaya çıkan yeni durumun Türkiye
tarafından nasıl okunacağı önemli. Bize göre, Türkiye daha da
gecikmeden Kafkasya'daki tarihten bağlı olduğu yakınlarının
geleceğini rahatlatmaya ve güvence altına almaya yarayacak yeni
politikalar üretmelidir.
Bölgesel Barış Programı, kağıt üzerinde dönemsel mecburiyetler
yüzünden dillendirilen hoşça sözcüklerden ibarettir. Tek başına
yetmez. Bölgesel Kalkınma Programı, Abhazya öncelikli olarak
başlatılmalı...Ve bu programın her aşamasında Türkiye başı
çekmeli, öncü görevi üstlenmelidir.
Abhazya, arada geçen zaman içersinde devlet olabileceğini
kanıtlamıştır. Arada tek tük aksamalar olsa da, Abhazya artık bir
devlettir. Herkesçe tanınması, sadece bir süreçten ibarettir. Esas
mücadelesi, insanlık ailesinin kalkınmış onurlu bir üyesi olma
uğraşı ise şimdi başlamıştır. Ve kendisine inanan tüm dostlarından
el vermelerini beklemektedir.
Türkiye'deki Abhaz-Adige işadamlarına, müteahhitlere,
girişimcilere seslenmek istiyorum... Orta Asya'ya, Azerbaycan'a,
Tataristan'a, Başkurdistan'a gidiyorsunuz- biraz da ilgi
oklarınızı Abhazya'ya çevirin...Yapacak çok iş var ve bu işleri
üstlenmek sizlere düşer. Abhazya, inanılmaz bir coğrafyada
inanılmaz bir turizm cennetidir. Karadeniz'deki Akdeniz'dir.
Turizmi canlandırmak Abhazya'nın ekonomisini canlandırır ve bu
işler de yine Türkiyeli yatırımcıları beklemektedir. İklimi ve
toprağı ile turizmin yanısıra tarım cenneti olmaya da aday bir
ülke olan Abhazya ile bu konuda da en geniş bir işbirliğine
gidilmelidir.
2014 Sochi Olimpiyatları, büyük bir fırsattır. Bu büyük
organizasyonda Türkiyeli yatırımcılar yerini almalıdır. Sohum
Havaalanı'nın onarılıp çağdaş bir duruma getirilmesi de Türkiye
kökenli bir sermayenin işi olmak gerekir.
Ve çuvaldızı sahiplerine batırıyorum: Diaspora... Ey Diaspora...
Türkiye'de yaşayan Abhazlar ve Adigeler... Sizlere sesleniyorum.
Ben demiyorum ki, hepiniz hemen yaşamakta olduğunuz ülkeyi terk
edip geri dönün. Ama bir kısmınız bunu yapabilir, çifte
vatandaşlıklar alınabilir, oralarda mülkler edinilebilir.
Yatırımlar yapılır. İşler kurulur. Demografik destek verilerek
nüfus azlığı konusundaki menfi propagandalara set çekilebilir.
Tabiatıyla, diaspora, TC üzerinde yoğun bir talep baskısı
yaratarak Türkiye-Abhazya arasında düzenli yolcu taşımacılığının
da kapılarını açabilir. Açmalıdır.
Dostlar...En açık ifadesiyle geleceğe yönelik sorun şudur:
Sıkıntılar giderilmezse, Abhazya, Rusya'nın kucağına zorla itilmiş
olur ya da yeniden Gürcistan tarafından yutulur. Ve bunca emek ,
bunca kan ve gözyaşı boşa gider. Yazık olur. Ve böyle bir fırsat
kimbilir bir daha ne zaman doğar. Allah bilir.
İki Abhaz özdeyişini hatırlatmak istiyorum. Birincisi, 'Milletin
işini millet çözmelidir' der. Mesaj, doğrudan Abhaz ve Adige
diasporasına yönelik gibidir. Türkiye'yi Abhazya konusunda
harekete geçirmekte birincil görev diasporanındır.
İkinci özdeyiş, biraz hüzünlü bir hatırlatmadır sanki: 'Ağaç
köküyle ayaktadır, insan ise akrabalarıyla' Abhazya'daki özverili
kahramanların soydaşları, sizlere sesleniyorum: Akrabalarınızın
ayakta kalabilmeleri için gün bugündür.... Gün bugün. Egoist davranılırsa,
yarın çok geç olabilir.
Abhaz-Adige diasporası , Şeyh Şamil nağmelerine alkış tutmak, 100
küsur yıl öncesinin anılarından dem vurmak ve masalarını Çerkes /
Abhaz tavuğu ile süslemek dışında somut bir baskı unsuru olabilme
işlevini üstlenebilecek mi?
Bu toplantının, konferansın, sempozyumun -adı her ne olursa olsun-
öncelikle Kafkas diasporasını harekete geçirici olacağını umut
etmek istiyorum. Ve sözlerimi çok ama çok eski bir Abhaz özdeyişi
ile bitirmek istiyorum : Ölü'ye yaramayan diri'yi de bitirir!
Sevgili Canlar... Bağımsız Abhazya'nın dostları.... Ölüler hayırla
yad edilsin ama, Dirilerin de bitmemesi için artık elele
verilsin.... Bağımsız Abhazya 'ya destek olunsun. Kazanan, barış
ve demokrasi olsun...
Bu anlamlı toplantının bu yolda yararlı olmasını dilerim. |
|
|
|
|
|
|
|