|
|
................... |
|
................... |
ELEŞTİREL
YAKLAŞIMLAR |
Yusuf Taymaz
|
|
|
|
................... |
|
................... |
Seteney, derneğimizde yapılan "Gençlik
Toplantıları'nın ürünlerinden biri; on beş günlük duvar gazetesi.
Seteney'in bu dönem çıkan son sayısında dernek çalışmaları samimi
olarak değerlendirildi. Eleştirilerden gelecek dönem daha güzel,
daha sağlıklı çalışmaların yapılmasına katkıda bulunmak
amaçlanıyordu. Fakat hiçbir eleştiri sonuna kadar götürülemedi. Eleştirilerde yapılan çalışmaların başarılı veya başarısız
yönlerinin aktarılmasıyla sınırlı kalındı ve başarısızlıkların
nedenleri (ki, nedenler belirlenirse çözümleri de önerilebilir)
irdelenemedi.
Seteney'in eleştirisindeki eksiklik dernek çalışmalarına yapılan
diğer eleştirilerle bir benzerlik taşıyor. Yapılan eleştiriler
neden derinleştirilemiyor, neden başarısızlıkların nedenleri,
başarılı çalışmaların temelleri irdelenip örneklendirilemiyor?
Sanırım bunun en temel nedeni tarihsel bir perspektife sahip
olunamayışı, olguların süreç içinde değerlendirilemeyişi.
Zorlu ve acılı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemin en büyük
özelliği ise toplumsal ilişkilerin, yapay olarak tarihten
dıştalanmaya çalışılmış olmasıdır. Yıllarca toplumsal kurum ve
kuruluşlar tarihsel köklerinden koparılmaya çalışıldı. Yıllarca
tarih dışı, geçmiş ve gelecek kavramlarından kopuk toplumsal
ilişkiler kurulmaya çalışıldı. Somutta "tarih dışına çıkmak"
istemi tarihi yapan toplumsal dinamiklere öncülük edenlerin,
toplumun nabzını tutanların ezilmesi, sindirilmesi, yıldırılma-sıyla
gerçekleşebilirdi. Acılı günler yaşandı ve yaşanıyor.
Bu dönemin etkileri derneklerimizde de göründü. Uzun bir aradan
sonra dernek çalışmalarına katılanların büyük bir kısmı yenilendi.
Bu yenilenme, süreç içinde gerçekleşemediğinden, yeni kuşaklar
köksüz, temelsiz, deneyimsiz ve her şeyi ile "yeni" kaldı.
Böylesi günlerde yapılması gereken tarihi dıştalayan "güncelin"
aşılarak, tarihsel bir perspektifin kazanılması,
kazandırılmasıydı. Kafdağı ikinci sayısında bu tespiti
vurgulamıştı; "her tarihsel dönem» geçmişten farklı pratik
sorunları geleceğe aktarır. Artık geçmişi» pratik çalışmalarının
birikimi, alışkanlıkları, teorik çözümlemeleri yeniye (eleştirel
bir süzgeçten geçirilmedikçe) uygulanamaz hale gelir. Tarihsel
dönem, gündeme getirdiği sorunları aşacak pratik çalışmaları ve bu
pratik çalışmalara ışık tutacak teorik çalışmaları gerekli kılar."
Geçmişin eleştirel bir süzgeçten geçirilerek, birikimleri derleyip
değerlendirerek, pratiğe ışık tutacak yeni teorik çalışmaları
temellendirmek ise zor, uzun »e sabırlı bir çalışmayı
gerektirmektedir. Kafdağı bugüne kadar bu yaptığı tespit
doğrultusunda yayınını sürdürdü.
"Güncel'in sınırlarına hapsolmadan bir dergi çıkarmak, özelikle
K.K.K. Dernekleri için çok zordu. Dergiye birçok mektup ve sözlü
değerlendirme geldi. Derginin çizgisini benimseyerek teşekkür
edenler olduğu gibi eleştirenler de oldu. Eleştiriler "sağ" ve
"sol" kanatlardan gelmekle birlikte eleştirilen çizgide
birleşiliyordu. İki kanatın eleştiri biçimleri farklı olsa da
özünde "popülist" eğilimleri savunmaktaydılar. Eleştirenlerin
birleştiği nokta "halk'a seslenilemediğiydi. "Sağ" konuların
değiştirilmesini, derginin haber ağırlıklı olmasını, "halk"ın
günlük ilişkilerinden söz edilmesini isterken, "sol" konuların
sunuluşunun değiştirilmesini, bilimsel yazıların azaltılmasını,
ajitatif yazıların ağırlık kazanmasını öneriyordu. Kısacası
Kafdağı'nın yazıları-konuları "ağır" gelmişti. Halk bunları
anlamaz deniyordu. İstenilen "halk'ın Kafdağı'nı okuyup
tartışmasıydı.
Kafdağı ise süreç içerisinde kendi yerini belirleyerek popülizmi
reddetti. Birinci yılın sonunda dergi yazan ve çalışanlarının
tamamının davet edildiği ve büyük bir kısmının katıldığı
toplantıda çizgisini netleştirdi.
Toplantıda benimsenen ilkeler:
1) Kafdağı K.K.K. Derneği'nin yayın organıdır. Bu nedenle
yayın amacı olan "geleneksel kültür değerlerimizin derlenerek
evrensel kültürle uyumlu biçimde geliştirilerek korunması ve
yaşama geçirilmesi", dernek tüzüğündeki amaç maddesinden
kaynaklanmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek kültürel-bilimsel
çalışmaların yapılmasını, yayınlanmasını zorunlu kılar.
Okuyup-anlamak için de en azından o alanda bilgilenmek istemi
gereklidir. Yani Kafdağı aktüalite-magazin dergisi değil kültür
dergisidir.
2) Kafdağı kültürel-bilimsel çalışmaların yanısıra kültürün
aktarımı ve yeniden üretimine de önem vermektedir. Bu ilke temel
alınarak dergide bilimsel yazılarla birlikte destan, masal, şiir,
hikaye, anı, vb.leri ile sanata da ağırlık verildi. Çünkü Kafdağı
sanat dergisiydi. Böylece Kafdağı'nın çocuktan yetişkine kadar
geniş bir yaş kuşağına ve ilgi alanları farklı kitlelere
seslenebilmesinin yolları açıldı.
3) İki aylık periyotlarla yayınlanan Kafdağı'nda haber
yazılarının, toplumsal olaylar ve dernek çalışmalarının
duyurulması olabileceği düşünülerek derginin haber anlayışı
oluşturuldu. Ve Kafkağı'nın kültür, sanat ve haber anlayışının ana
çizgileri belirlendi.
Derginin ilkeleri böyle belirlendikten sonra bir adım daha
atılarak, ikinci yayın yılında, her sayıda bir konuya ağırlık
verilmesine karar verildi. Birinci sayıda "Kültür ve Asimilasyon",
ikinci sayıda "Tarih" ve bu sayıda da "Kuzey Kafkasya" konularına
ağırlık verildi. Gelecek sayılar içinse sırasıyla "Kafkasya'da
Sanat ve Edebiyat", "Ulusal Kurtuluş Savaşları ve 1864 Mücadelesi"
ve son olarak "Ekonomi" konuları ağırlıklı konular olarak seçildi.
Ağırlıklı konu seçiminde amaçlanan geçmişin birikimini tekrar
düzenleyerek, eleştiri süzgecinden geçirerek, süreç içinde elde
edilen bilgileri ekleyerek, belirlenen konularda bilgi birikimini
sağlamaktı. Bu bilgilenme, bilgi aktarma süreci ile, pratiğe ışvk
tutacak, teorik çalışmaların temellendirilmesi düşünüldü.
Önümüzdeki süreç, tarihsel perspektif içinde etkinlikleri
programlamak (teorik çalışma) ve yaşama geçirmektir (pratik
çalışma).
Kafdağı'nın amacı "teorik çalışmaları temellendirmek" olunca
okuyucu kitlesi soyut "halk" olmaktan çıkmakta ve okuyucu ve
okuyuculara da bir misyon yüklenmektedir. Bu misyon potansiyel
aydın, aydın olma misyonudur. Böylece okuyuculardan yazı kuruluna
düşünsel, yazınsal alanlarda katılma, dergiyi ortak platforma
dönüştürmenin yanı sıra birlikte üretilenlerin somut halka
aktarılması ve ona önderlik edilmesi de beklenmektedir.
Kafdağı'nın üstlendiği görevleri başarabilmesi için iki önemli
engeli aşması gerekmektedir:
a) K. Kafkasya tarihi, kültürü, vb. konularında bilgili,
toplumsal çalışmalara katılmış olan "eski kuşakları" üretime daha
aktif biçimde katmak, onları hareketlendirmek,
b) "Günceli" en yoğun biçimde yaşayan ve/fakat bilgi
birikimi ve deneyimleri bulunmayan "yeni" kuşaklara bilgi ve
deneyim birikimini aktarmak. Bu engeller aşıldığı oranda derginin
gelecekteki yayın programı daha da gelişerek "güncelleşebilecek"tir.
Yeri gelmişken bir olgu daha vurgulanmalı; ne Kafdağı siyasi bir
dergi, ne de K.K.K. Derneği siyasi bir örgütlenmedir. Daha da
açmak gerekirse Derneğimiz siyasi iktidara alternatif olmadığı
veya olan bir siyasi hareketi desteklemediği gibi dergisi de
derneğe bağlıdır. (Siyasi iktidara yönelen örgütlenmeler
partilerdir.) Fakat bu olgu dernek üyelerinin siyasetsiz
olmalarını gerekli kılmaz. Aynı zamanda üyelerin siyasetsiz
olmalarını övünç kaynağı haline getirmez. Aksine derneğimizin
üyelerinin de siyasi tercihlerinin olması övünç kaynağı olmalı ve
desteklenmelidir. Çünkü K. Kafkasyalıların siyasetle
ilgilenmemelerini istemek, onların demokratik cumhuriyetlerde en
doğal olan devlet yönetimine katılma, yönetimi belirleme haklarını
ellerinden almak, halkın taleplerini dile getirme yollarının önünü
tıkamak demektir. Dernek üyeleri "siyasi" olmalı ve/ fakat
birbirlerinin siyasetlerine de saygı duymalıdır. Eğer bu önermeler
doğru ise, siyasetin dernek çalışmalarına ve yayınına yansıyışı
"kaba politika" yaparak değil, bilimsel, sanatsal, kültürel
çalışmalara yaklaşım ve katılımla olabilecektir. Ancak bu
yaklaşım, değişik sınıf-katmanları ve onların siyasi görüşlerini
benimseyen üyelerini bir araya getirerek, derneğimizi demokratik
kitle örgütü yapabilir. |
|
|
|
|
|
|
|