|
|
................... |
|
................... |
“MİZAN-ÜL AKL”
VEYA “AKLIN ÖLÇÜSÜ”
|
Alev Alatlı
24
Haziran 2008
|
|
|
................... |
|
................... |
MANTIK
Düşüncenin olmazsa olmazı, tuğlası, demiri, çimentosu, harcı, dil;
Türkçe. Akıl yürütmenin olmazsa olmazı mizan-ül akl yani mantık.
Mantığın olmazsa olmazı Türkçe’nin doğru kullanımı. Doğru düşünmek
için “akıl” yeterli değil, “akıllı” olmak da yeterli değil; “aklın
ölçüsü” şart.
Kadim dostum Mehmet Sayım Karacan hocanın koordinasyon ve
editörlüğünde 2001 yılında hazırlanan LÂF OLA BERİ GELE
üstbaşlıklı SAFSATA KILAVUZU isimli kitabın (bkz.: www.safsatakilavuzu.com
) kapağında “Bu kitap, düşünmenin, akıl yürütmenin ‘yöntem’ olarak
öğrenilebilir olduğuna dikkat çekmek için hazırlandı... düşüncenin
yanlış akıl yürütmelerle ortaya konulmasındaki hatalar incelendi”
diye yazar, ve şöyle sürdürür, “Kendi düşüncelerimizi geçerli
olarak ifade etmemizi, başkalarının düşüncelerini ise doğru
anlamamamızı sağlayan, akıl yürütme, muhakeme, düşünme, ispat ve
çıkarım yapma yöntemine mantık diyoruz. Mantık hataları yada
hatalı çıkarımlar sonucu ortaya çıkan boş, temelsiz, asılsız
ahkâma ise safsata.
Safsatalar, insanlararası iletişimin önündeki en önemli engelleri
teşkil ederler. Düşünürken ya da konuşurken... yeterince tartmadan
atılmak, çok genel ifadeler kullanmak... ünlü kişilerin sözlerini
kendi iddialarımızın doğruluğunu kanıtlamak amacıyla kullanmak,
fikrimizi kabul ettirmek için karşımızdakini aşağılamak, baskı
altına almak, statümüzü veya popülaritemizi ileri sürmek, bir
başkasının fikrini layıkıyla anlamadan savunmaya geçmek veya
saldırmak... türden davranışlarımız, tartışmalarımızı yetersiz,
tutarsız sonuçlara yani safsatalara götürür ve iletişimi imkânsız
hale getirir.”
“AKLIN ÖLÇÜSÜ” ya da MANTIK nedir?
MERAKLISINA: Türkçe, “mantık” Osmanlıca, “mizan-ül akl”
İngilizce, “logic” Latince ,“logic”
Günlük hayatta çok sayıda iddia veya ahkâm (“hükümler”) duyar veya
okuruz. Ancak bunların çoğu mantık örgüsünden yoksun olduğu için
hem iddia sahiplerinin meramını anlatmaktan uzaktırlar, hem de
muhataplarını yok yere yanlış anlamalara, hatta öfkeye
sürüklerler. Zaman zaman kavgalara neden oldukları bile olur. Bir
insanın, günlük hayatında başkalarıyla iletişimi sırasında
okuduklarından ya da dinlediklerinden doğru sonuçlar çıkarabilmesi
için, mantık bilimi uzmanı olması gerekmez elbette; ama geçerli
bir tez, bir argüman oluşturmak, meramını daha anlaşılır
kılabilmesi için mantık bilgisi şarttır.
Hemen belirtelim ki, hatalı çıkarsama her zaman bilgisizlik ya da
dikkatsizlik sonucu oluşmaz. İnsanlar, karşılarındakileri
yanıltmak için konuşmalarında veya yazılarında bilerek isteyerek
hatalı çıkarsama yapabilirler. Meramlarını net olarak anlatmaktan
kaçındıkları zamanlarda da hatalı çıkarımlara başvurabilirler.
Böyle durumlarda, doğru ve geçerli akıl yürütme kurallarının tümü
olarak adlandırılan mantık, yazılı veya sözlü ifadeleri doğru
eğerlendirmemizi, nutuklar, söylemler, metinler hakkında doğru
yargılara varmamızı sağlar. Mantık, akıl yürütme, muhakeme,
düşünme, ispat ve çıkarım yapma bilimidir.
Bir tezin, bir argümanın geçerli olup olmadığını saptayabilmek
için bilinmesi gereken bazı temel kavramlar şunlardır:
Önerme
MERAKLISINA: Türkçe, “önerme” Osmanlıca, “kaziye”
İngilizce, “proposition” Latince ,“propsito”
Türkçe’nin söz dizimine uygun olarak ifade edilen hüküm
cümlelerine, önerme adı verilir. Önerme, bir saptamanın, bir
verinin, bir yargının ya da inancın Türk dilinin kurallarına uygun
olarak ifadesidir. Aşağıdaki cümlelerden ilki doğru önermeye,
ikincisi ise yanlış önermeye örnek olarak verilmiştir:
-Ankara, Türkiye’nin başkentidir.
-Alev Alatlı’nın kitabı “Schrödinger’in Kedisi,” kedilerin
davranışlarını anlatır.
Bir cümleyi oluşturan kelimelerin sadece yerleri değiştirilerek
elde edilen yeni bir cümle, aynı anlamı veriyorsa, farklı bir
önerme olarak kabul edilemez. Aşağıdaki iki cümle, aynı önermenin
iki farklı şekilde ifadesidir
-Burada, ikiden büyük çift sayılar bulunmaktadır.
-İkiden büyük çift sayılar, burada bulunmaktadır
Argüman
MERAKLISINA: Türkçe, “argüman” Osmanlıca, “…”
İngilizce, “argument” Latince ,“argumentum”
Bir iddiayı, bir tezi, bir görüşü ya da hipotezi desteklemek,
doğrulamak veya güçlendirmek amacıyla, bir ya da daha fazla sayıda
öncül ya da kabulden belli bir sonucun çıkarsandığı kanıtlama
tarzı ya da formuna argüman denir. Argüman, “bir önerme veya bir
görüş ileri sürmek için oluşturulan birbirine bağlı bir dizi
ifade” olarak tanımlandığından, bileşenleri itibariyle
değerlendirilir. Bir argüman öncülleri (premises), çıkarımı (deduction)
ve sonucu (conclusion). Olmak üzere üç bileşeni olmak üzere üç
bileşenden meydana gelir. Geçerli olup olmaması, bileşenlerinin
tutarlılıkları ile ölçülür. Şimdi bu bileşenleri gözden geçirelim.
Öncül
MERAKLISINA: Türkçe, “öncül” Osmanlıca, “mebde’den (temel,esas)
mukaddem” İngilizce, “premise” Latince ,“praemissus”
Akıl yürütmeyi belli bir sonuca ulaştırmada temel alınan veya bir
çıkarım için esas alınan önermeye öncül adı verilir. Bir argümanın
sonuca varabilmek için, genellikle birden çok öncüle gereksinimi
olur. Bu önermelerin/öncüllerin, argümanın sonucuna mantık
kurallarına uygun olarak varılmasını sağlayacak açıklıkta olması
istenir çünkü, öncülleri ifade etmedeki başarısızlık, argümanın
kuşku ile karşılanmasına neden olur ve kabul edilmesini
güçleştirir. Öte yandan, bir argümanda öncül görevi gören bir
önerme, bir başka argümanda sonuç yerine geçebilir.
Çıkarım
MERAKLISINA: Türkçe, “çıkarım” Osmanlıca, “…” İngilizce,
“deduction” Latince ,“deductio”
Çıkarım, gerçeğe uygun oldukları kabul edilen öncüllerden elde
edilen sonuçtur. Bir veya daha çok ifade, hüküm yada önermeden
başka bir ifade hüküm ya da önermenin çıkarsanması işlemine
çıkarım denir. Çıkarım tek bir öncülle olabileceği gibi birden
fazla öncülle de olabilir. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi, tek bir
öncülden sonuca gidilen yani bir öncül ve bir sonuç önermesinden
oluşan argümana doğrudan çıkarım denir;
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Kaynayan suya giren el yanar.
En az iki öncül ve bir sonuç önermesinden kurulan yani en az üç
önermeden oluşana ise, dolaylı çıkarım..
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Tenceredeki su kaynamıştır.
-Tenceredeki suya elini sokarsan yanarsın.
Çıkarımda bulunmak için kabul edilmiş bir veya daha fazla öncül
gerekir. Yukarda belirttiğimiz gibi bir çıkarım yeni bir önerme
oluşturmakta kullanılabilir. Argüman ilerledikçe çıkarım için
gerekli ifade sayısı artar. Şöyle:
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Tenceredeki su kaynamıştır.
-Elini sokarsan yanarsın.
-Kaynayan suya elini sokmamalısın.
Vb.vb.
Argüman daha da uzayabilir.
Vargı
MERAKLISINA: Türkçe, “sonuç, vargı” Osmanlıca, “matlup” İngilizce,
“conclusion” Latince ,“conclusio”
Vargı, bir argümanı oluşturan öncüllerden doğru bir akıl yürütme
ile çıkarsanan sonuçtur. Bir argümanın son önermesi olan vargı,
genel olarak , “o halde,” “öyleyse,” “sonuç olarak,” “bundan
dolayı,” “bu nedenle” gibi bağlaçlarla başlar. Bir argümandaki son
çıkarım olarak, ispatlamaya çalışılan iddiayı içerir. Yukarıdaki
kaynar su argümanında görüldüğü gibi, bir argümandaki vargı
(kaynayan suya sokulan elin yanacağı iddiası) başka bir argümanda
(kaynayan suya elin sokulmaması gerektiği iddiası) öncül olabilir.
Çıkarsama
MERAKLISINA: Türkçe, “çıkarsama” Osmanlıca, “istintaç” İngilizce,
“inference” Latince ,“illatio”
Çıkarsama, bir düşünceden diğer bir düşünceye, ya da bir inançtan
ya da önermeden diğer bir inanç ya da önermeye geçiş sürecini
anlatır. Tek tek olgulardan genel bir sonuca gitme veya
gözlemlenen araştırılan olaylar arasında kurallar yada sistem
bulmaya çalışan akıl yürütmeye tümevarımsal çıkarsama denir. Genel
hallerden elde edilmiş kural ve sonuçları özel hallere yada
örneklere uygulamak şeklinde oluşan akıl yürütme türü ise
tümdengelimsel çıkarsama olarak bilinir. |
|
|
|
|
|
|
|