Saat 11’de beni
çağırdılar.. ‘’İki sakallı arkadaş gelmiş,
bize sorular soruyorlar, gelir misin?’’
dediler, gittim. Hoş beş ettik. ‘’Vaktimiz
yok, arada bir didişiyoruz biliyorsunuz. Size
bir iki soru soracağız. Cevaplamazsanız
İslam’a davet ediyoruz’’ dediler. Buyrun
sorun dedik, sordular... ‘’Mantığınız
nereden gelir ve nasıl oluşur?’’ dedi.
Düşündüm ki sağlam gelmişler! Bu konu ile
ilgili bir kaç kitap okumuştum. Cevap verdim.
- Mantık, doğru düşünmemizi sağlayan bilimdir.
- Peki mantık nasıl oluşur? - Fiziksel
ve kimyasal olayların kesin düzenlenmesinden
oluşur.
- Siz, insan mantığının ve
beyninin, fiziksel ve kimyasal durumlardan
evrimleşerek geldiğini mi düşünüyorsunuz? Yani
Allah’ın, beynimiz ve mantığımzı yarattığının
aksine. Evrim teorisine mi inanıyorsunuz? -
Evet! Ben, beynin ve mantığın evrimleşerek bu
güne kavuştuğunu düşünüyorum ve evet, evrim
bilimine inanıyorum. Hiç kimse de evrim
bilimini çürütemez!
- Evrime
inanıyorsunuz ve şu koca evrenin arkasında hiç
bir zekanın olmadığını düşünüyorsunuz öyle mi?
Eğer bu dediğiniz doğruysa ve şayet beyniniz
ve mantığınız Tanrı tarafından kusursuz olarak
tasarlanmamışsa, mantığınız mükemmel olmaz ki!
Dolayısıyla da sizi evrime inandıran
mantığınıza güvenmemeniz gerekir. Sizin
mantığınız ve beyniniz tasarlanarak
yapılmamışsa, güvenilmez demektir. Bu
durumda sizin, ‘’Allah bizi yaratmadı’’
demeniz de mantıksızdır ve doğru değildir. Bu da demektir ki, mantığın doğruluğu
ancak Allah’ın tasarlamış olmasıyla mümkündür.
Yani, eğer ki Allah yoksa doğru bir mantık da
yoktur. Buna karşılık bir argümanınız var mı?
- Elbette; eğer aklı ve mantığı Tanrı
verseydi, Kuran’daki yaratılış hikayesinde de
söylendiği gibi, Tanrı insanı mükkemmel ve
tasarlayarak yapmış olsaydı, o zaman ilk
insanlar bizim kadar akıllı olurlardı. Ve,
eğer ki, insan beyni milyonlarca yıl boyunca
evrimleşmeden gelmiş olsaydı, insanlar on bin
yıl önce elektrik üretir ve şu elindeki akıllı
telefonu on bin yıl önce yaparlardı. İnsan
mantığı evreleşerek ve deneyimler kazanarak
geldi!
Çünkü, tüm canlılar ortak bir canlıdan
gelirlerken, mantığını ilerleterek
gelebilenler ve yok olup gidenler oldu. Bu da
gösteriyor ki, doğru olduğu için mantığımız
bizi bu güne getirebildi. Ayrıca
dikkatlerinize iki alternatifli olan,
tercihinize bağlı mantıklar sunayım. 1)
Eğer, Tanrı varsa ve Kuran’da anlatıldığı gibi
insanı ve mantığı tasarlayarak yaratmışsa ve
bu mantık yanılmaz mükemmellikte bir mantıksa,
o zaman bu Tanrı tasarımı olan mantığın
kusursuz olması lazımdı ve beni Tanrı’nın
yokluğuna götürmemesi gerekirdi. Tanrı’nın
yarattığı bu mantık, beni Tanrı’nın varlığına
götürmüyorsa,bu durumda, demek ki mantık
kullanarak ateizme temel bulmak daha da
kolaydır… Çünkü Tanrı mantığı yarattıysa bile
ve o Tanrı tasarımı olan mantık ateizmi doğru
buluyorsa ne diyeceksiniz? 2) Varsayalım,
siz dediniz ki, Tanrı mantığımızı yanılabilir
bir mantık olarak yarattı. Böyle bir
itirazınız olduğunu düşünelim. O zaman da,
mantığımız yanılabilir ve gördüklerimiz doğru
olmayabilir... Bu durumda da dışardaki hiçbir
şeyden emin olamayız ve mantığımı yanılabilir
olarak yarattıysa, beni bir takım fiillerimden
dolayı da cezalandırmaması gerekir. Ayrıca,
mantığım her an beni yanıltabilir olduğu için,
beni sizin dininize yöneltecek olan mantığa da
güvenemem. O zaman da sizin dininize nasıl
inanayım! Yani insanları sizin dininize
getiren mantık da yanılgıdadır, dininizi
yaratan mantık da yanılgıda demektir...
Genç olanı, ıık mıkkk bir şeyler
soracaktı, diğeri dürttü, ‘’gidelim’’ dedi.
Ayağa kalktılar, araya girdim... ‘’Allah
aşkına oturur musunuz’’ dedim...
Oturdular!
- Ben size bu kadar ağır
olmayan çok basit ve ilkokul çocuklarının bile
bileceği iki soru sormak istiyorum. Bu
sorular öyle bilim milim, mantık muntuk sorusu
değil! Ben tarih hastasıyım ve değişemeyecek
bir tarih sorayım! - Buyrun… - Tanrı,
Kuran’ı, okuması yazması olmayan bir
peygambere gönderdi değil mi? - Evet. -
Kuran kaç yılda göderildi? - Yirmi üç yılda
tamamlandı. - Muhammet öldüğünde okuma
yazması var mıydı? - Yoktu. - Kuran’ın
ilk ayeti ne emreder? - Kuran’ın ilk ayeti
''oku'' diye emreder! - Peki, Kuran’ın ilk
emri oku iken, Muhammet bizzat kendisi öldüğü
güne kadar 23 yıl boyunca neden tek satır
okuyup yazmadı? Kuran’ın ilk emrini
Muahmmet’in kendisi bile yapmadı, geri kalan
emirlerini ben neden yapayım? Mantığınızı
Allah tasarlayarak yapmışsa, cevap verir
misiniz?
İkinci sorum da şu: İbrahim
peygamber Kabe’yi Allah’ın evi olarak yaptı
değil mi? - Evet.
-
İbrahim ile Muhammet arasında 2 bin 600 yılda
binlerce peygamber geldi, İsa ve Musa da
dahil olmak üzere! Neden tek bir peygamber
bile Allah’ın evi olan Kabe’yi ziyarete
gitmedi?
Birbirlerine baktılar… ‘’Kabe’ye giden
peygamber yok mu? Giden olmamış mı?’’ diye
birbirlerine sordular. Araya girip cevap
verdim. - Kimse gitmedi! Gitselerdi
Tevrat’ta, İncil’de ve Kuran’da anlatılırdı!
Tevrat’ta da İncil’de de Kabe’den
bahsedilmiyor!
Tekrar birbirlerine
baktılar. Yaşça büyük olanı öbürüne
mırıldandı: ‘’Hadi gidelim, buraya neden
gönderiyorlar ki ya! Bu psikopatla ne
uğraşıyoruz ki, imanımız zedelenir
maazallah!’’
Arkalarından seslendim..
- Kabe’yi İbrahim yapmadı. İbrahim Arabistan’a
hiç gitmedi. Araplar İbrahim’den 2 bin yıl
sonra, Kabe’yi put evi olarak yaptılar.
Bunu da, dayanak sunarak hemen burada
kanıtlayabilirim! Konuyu konuşmamızı ister
misiniz?
Bakmadılar bile.
Arkalarından bakakaldım.
|