KİTAP OKUMAK NEDEN ÖNEMLİ?
Ayşe Yalçınkaya
egitimportali.com
                         
...................
...................
Ülkemiz ekonomik, sosyal ve siyasal alanda önemli gelişmeler olmasına rağmen kitap, dergi, gazete okuma ve önemi konusunda hala problemlerimiz devam etmektedir.

Bu sorunu çözecek olan kişiler ise sadece ve sadece kitap okuma alışkanlığını kazanan gençler olacaktır. Ünlü alman dergisi Bild Der Wissenschaft dergisindeki geleceğin dünyası konusunda tahminler oldukça ilginç ve önemlidir;

• Yıl 2009 Şeker hastalığının nedeni bulunacak.
• Yıl 2010 ABD. Semalarında Uçan otomobiller görünecek.
• Yıl 2012 Elektronik tercümanlar anında bire bir çeviri yapacak.
• Yıl 2015 Kan tahlilleri damarların içinde yüzen küçük aletlerle yapılacak.
• Yıl 2016 Mars Gezegenine ilk insan ayakları basacak.
• Yıl 2019 Alzheimer Hastalığının tedavisi bulunacak.
• Yıl 2025 Ayrıntılı protez el-ayak yapılacak.
• Yıl 2040 Robotların aklı ve şuuru olacak.
• Yıl 2050 Atom çekirdeğini eriten ilk santral kurulacak.

Dünyada hızla meydana gelen bu değişmeler ve gelişmelere ulaşmanın ve bu yarışta ülkemizin geri kalmamasının en önemli yolu hiç kuşkusuz okumaktır.

James Hawel; “dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kağıttır” sözüyle okumanın önemini çok iyi anlatmaktadır. İnsanın doğasında bir meslek seçip bu mesleğin gerektiği şekilde çalışmak vardır. Hızlı değişen ve gelişen toplumumuzda meslek sahibi olmak yetmemekte, o meslekte bir numara olmak önem kazanmaktadır. Hayatta olduğu gibi meslekte de bir numara olmanın, arayan değil aranan kişi olmanın en önemli yolu mesleki bilgileri, günlük bilgileri ve pratik bilgileri edinmektir. Bunları edinmenin tek yolu da okumaktır.

Başarılı olmanın, daha önce yapılan hataların tekrar yapılmamasının ve bir çalışmanın sürdürülebilmesi için onun geçmişini bilmek çok önemlidir. O araştırmaları yapmış kişilerin tecrübelerinden yararlanmak eğitim ve bilim açısından sürekliliğin sağlanması konusunda çok önemlidir. Bu tecrübeleri edinmenin tek yolu da okumaktır.

İnsanlar bir toplum yani sosyal çevre içerisinde yaşamaktadır. Bizler yaşamımızı, meslek hayatımızı, öğretim hayatımızı sürdüreceğiz, iletişimde bulunacağız. Bizim başarımızın ölçüsü toplumun onun beğenmesiyle ölçülecektir. Bu nedenle sosyal çevrenin tanınması ve beklentilerinin bilinmesi başarılı olmamızı etkileyecektir. Sosyal çevreyi ve insanları tanımanın en kısa yolu okumaktır.

Okuma alışkanlığı sizi mezara kadar bırakmayacaktır. Siz çok zengin olabilirisiniz, çok güzel bir işiniz ve aileniz olabilir. Bunlar elinizden uçup gidebilir. Okumanın size kazandırdığı itibar, bilgi ise sizi hiçbir zaman size bırakmayacaktır.

Kitap okumanın en önemli faydası hiç kuşkusuz insanın kendini tanımasını sağlamasıdır. Okuyan insan hangi alanda başarılı olacağını, hangi alanın onun kişilik yapısına uygun olduğunu tespit edebilir. Dünyanın en zeki insanı olarak kabul edilen ve Nobel ödülü Sahibi olan Einstein üniversite mezunu değildi. Onu başarılı yapan okuma alışkanlığıydı. Kendimizi tanıyarak Hayatta başarılı olabilmenin en önemli yolu okumaktır.
Bilgiye ulaşmanın bir çok yolu vardır. Konferans, seminer, televizyon gibi. Ancak en kalıcı olanı beyni yorumlamaya ve analiz etmeye sevk eden tek yol ise sadece okumaktır. İnternetin çok yaygınlaştığı toplumlarda kitap alışkanlığında bir azalmanın medya gelmemesi bunu göstermektedir. . Çiçero’nun dediği gibi : “Kitapsız bir ev ruhsuz bir cesede benzer”
Her kötülüğün başı cahilliktir. Cahillikten kurtulup düşünen insan olmanın yolu da hiç kuşkusuz okumaktan geçmektedir.

Kitap okuma alışkanlığı olan kişilerin boş zamanı olmaz. Çünkü onlar kitap okuma alışkanlığını kazanmış kişilerdir. Bu nedenle “boş zamanında ne yaparsın ?” sorusuna cevap vermekten kurtulmuş olurlar.

Hangi Kitaplar Okunmalı

Hangi kitabın okunacağı, hangi kitabın kaç yaşında okunacağı çok önemlidir. Seçtiğiniz kitaplar size okumayı sevdireceği gibi okumaktan da nefret ettirebilir. İnsanlarda okuyacağı kitapları mutlaka seçmelidir. Okuma alışkanlığı olmayan bir kişinin okumaya romanla başlaması çok önemlidir. Roman insanı okumaya zorlar. Televizyona bağımlı olmanın İlk yolunun pembe dizler olduğu gibi. Okuduğunuz kitaplar maddi manevi yönden sizi tatmin etmeli. İlgi alanınıza yönelik kitaplar okumaya çalışın. Sizi başarıya götürecek, karamsarlık değil motivasyon, kişisel gelişim sağlayan kitaplar okumaya çalışın.

Japonya ikinci dünya savaşında ABD tarafından atılan atom bombasıyla yer bir olmuştu. 1945 yılında hiçbir şeyi olmayan bir ülkeydi Japonya. Türkiye ise o yıllarda 22. yılını yaşayan bir ülkeydi. Durumu Japonya dan çok daha iyiydi. Günümüzde ise Japonya Amerikan ekonomisiyle oynayabilen bir mücadele edebilir haline gelmiştir. Ekonomi, teknoloji ve milli gelir açısından ise Türkiye´yi çoktan gerilerde bırakmıştır. Bunun değişik sebepleri olabilir bunun en önemli nedeni ise hiç kuşkusuz okumamamızdır. Japonya da bir gazetenin tirajı 11 milyon iken bizim ülkemizde promosyonlara rağmen 1 milyonu dahi bulmaktadır.
Komünist Rusya’nın kurucu olan Lenin Sibirya sürgününde Marksın kitabını o dondurucu soğukta 1000 kez okumuştu. Bizler ise okumamak için mazeret bulmaya çalışıyoruz.

Diğer ülkeleri incelememize gerek yok diyarsanız mirasçısı olduğumuz Osmanlıya bir bakın. Bir çok padişahın şiir kitapları mevcuttu. İlim adamına büyük önem veriliyordu. Fatih sultan Mehmet İstanbul’u fethine yardımcı olan topçu ustasını Bizans´ın hapishanelerinden kaçırtmıştı. Yavuz sultan selim tüm kütüphanesini develere yüklenmiş bir şekilde sürekli yanında götürürdü. Günlük uykusunu ise şehzade olduğu yıllarda 3 saate düşürmüştü. Günde 8 saat ise kitap okurdu.