Artık anlaşılıyor ki ülkeme
demokrasinin geldiğini göremeden
ayrılacağım bu dünyadan.
Torunlarımıza bırakmayı hayal
ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir
hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i
maksuda ulaşılamasa da çok yol
katettik.
Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için
harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir
iki adıma yardımcı olmak için de
harcanır.
Yaralı bir devi ayaklarının üstüne
koyabilmek için kuşak kuşak o devi
sırtımızda taşıdık. Yaralarının
iyileşeceğine, o devin ayaklarının
üstünde duracağına olan inancımı hiç
kaybetmedim. Bir gün bu ülke
ayaklarının üstünde duracak. O zaman
da, masaldaki gibi “sihirli kedinin
çizmelerini” giyerek amacına doğru
uçarak gidecek.
Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi
bırakamıyoruz.
Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden
vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken
“torunlarımıza istediğimiz ülkeyi
bırakıyoruz” deme mutluluğunu siz
tadabilirsiniz.
Hayallerinizden, ümitlerinizden,
mücadelenizden vazgeçmeyin.
Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı
gelecek kuşaklara devretseniz de,
kozmosla son hesaplaşmanızda, “daha
iyi bir dünya için biz de fena
mücadele etmedik” diyebilirsiniz.
Bu da az şey değildir. Buruk da olsa,
yorgun gözlerinizde bir tebessüm
yaratır.
O tebessümlerin çoğalması da elbet bir
gün kurtarır bu ülkeyi.
Enseyi karartmayın.
|