www.circassiancenter.com






Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci günü öğretmenine sordu:
- "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?"
- "Olur mu evladım?", dedi öğretmen. "Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu?"
- "Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum.."
 
 

Temel üniversite sınavına girmiş. Her soruda yazı tura atarak cevapları vermiş. İki saat sonra öğrencilerin çoğu sınav kağıdını verip salonu terk etmiş, Temel hala yazı tura atıyor. Öğretmen gelip başına dikilmiş:
- "Temel hepsini yazı tura atıyorsun, hala bitiremedin mi?"
Temel:
- "Hocam bir saat önce bitirdim ama cevaplarımı kontrol ediyorum!"
 
 

Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı. "Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..." Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle "fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum" dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..." Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?"

Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; "bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi. "Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..." Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin, anne?" dedi.

Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam etti: "İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."
 
 
Türkçe dersinde öğretmen sordu:
- "Ben güzelim, dediğim zaman bu hangi zaman formundadır?"
- "Geçmiş zaman öğretmenim."
 
 

Bir gün deliler hastanesinde doktor, delilerin iyileşip iyileşmediğini anlamak için duvara bir kapı çizmiş Deliler bu kapıyı açmaya çalışıyorlarmış.Delilerden biri kıs kıs gülüyormuş.Doktor ,bir delinin iyileştiğini sanarak sevinç ile yanına gitmiş.

Deliye sormuş; "Sen neden gülüyorsun ?" O da " Onlar o kapıyı açamazlar , çünkü kapının anahtarı bende" demiş.
 

 

Boğaz Köprüsü'nü Türk,Alman ve Japonlardan oluşan bir heyet yapmış. Fıkra bu ya .. Köprünün açılışı yapılırken , büyük bir gürültüyle köprü çökmüş.

Japon " gitti bütün emeklerim.Mahvoldu kumlarım" diyerek harakiri yapmış.

Alman , " Gitti çeliklerim ,tonlarca çeliğim mahvoldu " diyerek silahıyla intihar etmiş. Tüm bu olanları şaşkınlıkla izleyen müteahhit Temel ise derin bir " ohhh " çekerek,yandakilere " çok şükür " demiş:

- İyi ki çimento koymamışım ! Yoksa ben de bunlar gibi mahvolurdum !..
 

 
Bir İngiliz, bir Fransız, ve Temel, gemiye kaçak binmişler. Üçü de, ambarda buldukları çuvalın içine saklanmışlar. Gümrük polisi gelip çuvallara teker teker süngü sokmaya başlamış.

İngiliz " miyav, miyav" diye ses çıkarınca, polis çuvaldakini "kedi" sanıp öteki çuvala geçmiş.

Fransız da " hav, hav " diye ses çıkarınca, onu da köpek sanmış.

Polis üçüncü çuvala süngü batırınca, bu kez Temel ses vermiş :

- Patates, Patates !..
 

 
   
Çocuk, okuldan bir gözü şiş olarak dönünce, annesi telaşlanır:
- "Oğlum ne oldu gözüne? Düştün mü yoksa?"
- "Hayır düşmedim. Arkadaşım Orhan'la dövüştük. Ben de yarın onun gözünü şişireceğim!"

Annesi oğlunu yatıştırmaya çalışır:
- "Sakın ha! Dövüşmek iyi birşey değil. Ben sana yarın pasta çörek vereyim. Arkadaşına da ver, barışın. Güzel güzel oynayın olmaz mı?"
- "Olur anneciğim, barışırız."

Ertesi gün, çocuk öteki gözü de şişmiş olarak döndü. Annesi merakla sordu:
- "Yine ne oldu?"
- "Arkadaşım yaptı; daha çok pasta, çörek istiyor!"
 
 
Tarih dersinde öğretmen birini tahtaya kaldırmış ve sormuş:
- "Oğlum Kadeş savaşını kim yaptı?"

Çocuk hemen yanıtlamış:
- "Hocam vallahi billahi ben yapmadım."

Hoca çıldıracak... sinirle dışarıya çıkmış, koridorda Matematik öğretmenini görmüş ve durumu Matematik öğretmenine anlatmış:
- "Hocahanım bu öğrenciler beni çıldırtacak; Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, vallahi billahi ben yapmadım diye yanıt veriyorlar, çıldıracağım..."
- "Hocam üzülmeyin çocuktur bunlar, hem yaparlar hem de yapmadım derler..."

Tarihçinin sinirleri iyice tepesine çıkmış ve soluğu müdür beyin odasında almış.
- "Müdür bey bu nasıl bir okul, ne öğrencisinde hayır var ne de öğretmeninde; öğrenciye Kadeş savaşını kim yaptı diye soruyorum, ben yapmadım diyor, öğretmene durumu anlatıyorum bunlar çocuktur hem yaparlar hem de yapmadım derler diyor, kafayı yiyeceğim."

Müdür:
- "Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam bunda merak edilecek bir şey yok, şimdi Bakanlığa bir yazı yazar ve Kadeş savaşını kimin yaptığını sorarız..."

Tarih öğretmeni aldığı yanıt ile oracığa yığılıp kalmış ve müdürden bir hafta izin almış.

Bir hafta sonra Bakanlıktan bir yazı: "Bu yıl ödenek olmadığı için Kadeş savaşı yapılamayacaktır. Bilginize..."
 
 


Öğretmen,öğrencisine sordu.
- Su kaç derecede kaynar?
- Doksan derecede...

Bu söz üzerine arka sıralardan Ali, ayağa kalkarak bağırdı.

- Doğru değil öğretmenim, doksan derecede kaynayan dik açıdır
 

 
İngilizce dersinde öğretmeni çocuğa sordu,
- Oğlum, sana Türkçe bir cümle vereceğim, sen bunu İngilizce'ye çevireceksin...
Çevireceğin cümle, "Çocuk, koştu koştu, denize düştü, boğuldu..."
Öğrenci yanıt verdi,
- The boy tıkıdık, tıkıdık, culup, glu, glu...
 
 

Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde      öğrencilere ilginç
bir çağrıda bulunmuş:
- Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın...
Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:
- Sen kendini geri zekalı mi hissediyorsun?
- Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı
olmadı da...
 
 


Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde gelir.  Annesi bu mutluluğunun belli
bir nedeni olup olmadığını öğrenmek ister ve;
- Okulda neler yaptınız anlat bakalım, çok  neşeli görünüyorsun...
- Patlayıcı madde imal ettik.
- Peki yarın ne yapacaksınız okulda?
- Hangi okulda?..
 

 

Adamın biri bir gün trenle seyahate çıkar ve geri döndüğünde istasyonda arkadaşını görür.
- Yaaa Selim trende tersine gittim miğdem bulandı başım ağrıdı.
- E kardeşim insan karşısındakiyle yer değiştirmez mi?
- Onu bende düşündüm. Ama kimse yoktu ki karşımda...