www.circassiancenter.com






     
 
SİZİN ÖYKÜLERİNİZ   YAZARLARIN ÖYKÜLERİ
MODİ   KARDA KAYBOLAN KENT
YORGİ   KÖPRÜ BAŞINDA
RİLTER   GÜMÜŞ SAAT
KONUŞMAYAN PRENSES   AY ile NYAK
ASLAN KRAL   SNAĞRİT BABA
KÜÇÜK CİMİ'NİN YOLCULUĞU   KAMYON
SELİ'NİN KAYIĞI  
 
     
 

KÜÇÜK CİMİ'NİN YOLCULUĞU
Feran  (15 yaşında), İZMİR

Çok çok eski zamanlarda, minicik ve sevimli mi sevimli yaratıklar varmış. Bu yaratık türünün adı 'Boolo'ymuş. Boololar, ağzından alevler çıkaran ejderhaların küçük dilinde yaşarlarmış. Alevlerden korunmak için her birinin etrafında bir çeşit ateşe dayanıklı şeffaf balon varmış.

Ejderha nadiren ağzını açıp da alevler çıkardığında, bu Boololar için gezi anlamına gelirmiş. Çünkü o zamanlarda ejderhanın ağzından çıkabilir ve dışarıda gezebilirlermiş.

Bir gün Cimi adında bir Boolo çocuk da böyle dışarı çıkmış.

Cimi'nin kocaman kıpkırmızı bir göbeği, patlak mavi gözleri, turuncu kısa saçları vardı. O, ejderhanın ağzından çıkmayı hep hayal eden, macera tutkunu bir Boolo´ydu ve en nihayet dışarı çıkıp türlü çılgınlıklar için kendini hazır hissediyordu.

Tam aklına bir şeyler gelmişken durdu ve tekrar düşündü; dışarıda yapayalnızdı oysa o hep en yakın dostu Ross'u da katardı hayallerine. Fakat Ross Cimiden çok uzun aylar önce dışarı çıkmıştı ve bu durumda Cimi önce Ross'u bulmak zorundaydı. Cimi harekete geçme zamanının geldiğini anladı.

Her Boolo'da olduğu gibi dışarı çıktıklarında içinde olduğu balon patladı ve yerine siyah, üzerinde kahverengi benekleri olan bir çift kanat çıktı. Cimi masmavi gökyüzünde süzülürken hem heyecanlı ve mutlu, hem de telaşlıydı. Biricik dostu acaba nerelerdeydi. Onu bu uçsuz bucaksız yerde nasıl bulacaktı. Cimi havada saatlerce uçmaya devam etti. Çok yorgundu ve çok aç. Alçaldı ve bir çiçeğin içne düştü. Boololar o kadar küçüklerdi ki, bir insanın serçe parmağından daha kısa boyları vardı. Çiçeğin balından yedi ve içinde uyuya kaldı. Ertesi sabah tekrar yola koyulacağı sırada çiçeğin etrafında bir sürü kanatlı hayvan gördü.

Bunların hepsi balarısıydı ve daha önce hiç biri bir Boolo görmemişti. Bizim Cimi de balarısı görmemişti tabii. Arılar Cimi'yi yaşayan en yaşlı balarısı olan bilge arıya götürdü. Bilge Booloyu görünce çok şaşırdı. Bundan çok uzun yıllar önce, kendi gençliğinde rastlamıştı bir Booloya ve o günden sonra bir daha hiç rastlamamıştı. Cimi ona kendisinden ve arkadaşı Ross'u aradığından bahsetti. Onun çok uzun yıllar önce dışarı çıktığını söyledi.

Aradan günler geçti ve bir akşam Cimi bilge arının söylediklerini birden anımsadı acaba bilgenin gördüğü Booloyla, Ross aynı kişi miydi? Bunu öğrenmek için geri döndü ve balarılarının yuvasının yolunu tuttu...

Bilge arının gençliği bundan yıllar önceydi ve Ross da Cimi gibi bir çocuktu.

Cimi karamsarlık içinde uçarken, gözü birden ileride yardım isteyen zavallı küçük böceğe takıldı. Ne olduğunu anlamak için hemen onun yanına doğru uçmaya başladı.

Küçük böceğin yanına yaklaştığında Cimi gözlerine inanamadı çünkü bu zavallı yardım isteyen böcek onun en yakın arkadaşı Ross'du. Hemen heyecan içinde Ross'a yardım etti. Cimi, hem mutluydu hem de biraz buruktu; arkadaşına kavuşmuştu ama arkadaşının kanadında küçük bir yara vardı.

Bir kaç gün uçamayan Ross sonunda iyileşti ve Cimi ile birlikte bir daha ayrılmamak üzere mutlu yuvalarına, ejderhanın ağzına doğru uçtular...