Türkan Şoray 1960’larla beraber adını
duyurdu. Geniş kitlelerce benimsenip aranan bir oyuncu oldu. Türk
sinemasının en önemli kadın oyuncuları arasında yer aldı. Toplumun birçok
kesimine seslenen, değişik türlerdeki filmlerinde canlandırdığı
kadın tiplemeleriyle sinemadaki ününü yaygın kıldı. Sürekli
izlenen, aranan bir sine oyuncusu durumuna geldi.
O üzüldüğünde
izleyici de üzülür, o mutlu olduğunda izleyici de mutlu olurdu. Bu
efsane kadın halkın arasından geliyordu. Oda konaklarda
büyümemişti. Bu yüzden halka daha yakın ve daha sıcaktı. Önce
“kara kız” olarak gönüllere yerleşti. Giderek bu yer sağlamlaştı
“kara kız” Türkan Sultana dönüştü ve yeni kentlilerin gönlünde
yaşamını sürdürdü. Hala da adından söz ettiren, bunca yıl
geçmesine rağmen ender9 sanatçılardan biri oldu. Filmleriyle
devamı olarak kendini yenileyen, Şoray seyirciyle diyalog kuran
ender oyunculardan biri oldu. Bunca yıl geçmesine rağmen hala
adından söz ettiren, filmleriyle devamlı olarak kendini yenileyen,
seyirciye diyalog kuran ender sanatçılardan biridir.
1945-60’lı
yıllarda Şoray
Türkan Şoray 28 Haziran 1945 İstanbul’da doğdu.
Babası Halit Şoray devlet demir yollarında memurdu, annesi Meliha
Şoray ev hanımıydı. Maddi imkanlar son derece kısıtlı ve
geçimsizliğini fazlaca olduğu bir ailede dünyaya geldi. Öğrenimine
Rami Taş mektebinde başlamış fakat sürekli mahalle
değiştirdiklerinden, eğitimi 1956’da Feriköy ilkokulunda
tamamladı.
Şoray’ın babası
bir süre sonra işini bırakıp polis memuru olacak, anne de lastik
fabrikasında çalışmaya başlayacaktır. Bu yüzden evle ilgilenmek
ona düşecektir. Bu arada sürekli göç ederler (Zincirli Kuyu,
Feriköy, Fatih gibi) 1954’te aileye ikinci çocukları Nazan Şoray
katılır. Aile içi geçimsizlikte iyice şiddetlenmiştir ve
kaçınılmaz son gerçekleşir Meliha ve Halit Şoray çifti
boşanırlar. Çocuklar annede kalır. (İlk Yeşilçam’a adım attığında
Meliha Şoray ikinci beyin olarak Şoray’ı idare edecektir.) Şoray
artık lise çağına gelmiştir. yine taşınmak zorunda kalırlar ve
Karagümrük Sarmaşık Sokak’a taşınırlar. Burası Türkan’ın hayatında
en büyük dönüm noktası yaşayacağı yer olacaktır. Çünkü burada ev
sahiplerinin kızı Emel Yıldızla tanışacak, onun sayesinde de
Yeşilçam’a adım atacaktır. Emel Yıldız bir “film artistidir.
Herkes tarafından da tanınmaktadır. Bir gün onunla beraber film
setine gider ve böylece Halk filmi Pesen film, Tual, film, Yakut
film gibi yapımevlerinin yazıhanelerinin kuşattığı ve o yıllarda
sinemaya hevesli kişilerin hayallerine giren ünlü “Yeşilçam
Sokağı”na adımını atmış olur.
Şoray o dönemde
on beş yaşında olup, Şadi Çadırcı adında bir geçle de nişanlıdır.
Emel Yıldız, o sıra “Köyde Bir Kız Sevdim” adlı filmin başrolünde
oynayacaktır. Bir gün filmin setine Şoray’ı da götürür. Kenarda
bir yerde otururken Türker İnanoğlu’nun dikkatini çeker o sıralara
İnanoğlu yönetmen Nisan Haper’in asistanıdır. Şoray’la
tanıştırılır. Set hemen tatil edilir filmde bir değişiklik
yapılacaktır. “köyde Bir Kız Sevdim” adlı filmin başrolünde Emel
Yıldız oynayacakken, bir değişiklik yapılmış, İnanoğlu başrol için
Türkan Şoray’ın daha uygun olacağına karar vermiştir. Bütün
itirazlarına rağmen anne Şoray da ikna edilmiş (maddi şartlarının
kötü olması kabul etmesindeki en büyük nedendir) ve filmin
çekimine başlanmıştır. Şoray’ın Yeşilçam’a girişi de böylece
gerçekleşmiştir. |