|
|
................... |
|
................... |
SEZER'DEN
KURTULMAYA
4 GÜN FALAN KALDI |
Yılmaz Özdil
Hürriyet Gazetesi, 25 Ağustos 2007 |
|
|
................... |
|
................... |
SAAT.
Halı.
Kilim.
Kalem seti.
Gümüş tepsi.
Takı.
Şifoniyer.
Kaftan.
Vazo.
Madalyon.
Heykel.
Biblo.
Tablo.
Hepsini bırakmış Ahmet Necdet Sezer... Kendisine verilen
1243 parça hediyenin, 1243’ünü de bırakmış...
Götürmemiş.
Bu benim cumhurbaşkanım olamaz...
Zaten, kırmızı ışıkta durmasından belliydi... Kimse durmuyor ki, o
niye duruyor?
İsveç mi burası?
Bakıyorum gazetelere... 94 parça gümüş, 22 vazo, 9 takı, 27 hatıra
para, 4 tabanca, 83 parça değerli süs eşyası, 55 tablo, 86
porselen, 7 madalyon, 4 saat... İnsanın içi gidiyor!
Al, götür di mi...
Bırakmış, gidiyor.
Üstelik, liste eksik...
Kendisine tahsis edilen "kafana göre harca" denilen ödeneği
de harcamadı.
Hediyeleri bıraktığı gibi...
Papelleri de bıraktı.
46 trilyon liracık!
Ye, yemedi... Gez, gezmedi.
O zaman bırak biz yiyelim...
Ona da izin vermedi.
"Yetim hakkıdır" dedi, görevi boyunca tasarruf ettiği 46
trilyonu, Maliye’ye iade etti...
Kemal Abi’ye.
Çocukları hálá memur... First Lady desen... Bi Atıl Kutoğlu’nu
bile tanımıyor... Belediyeler, bizim paramızla simitçilere Cemil
İpekçi’den köstüm hazırlattı; o hálá kendi cebinden giyiniyor.
Aşçıyı, garsonu azalttı. "Suyla çalışmıyor bunlar" dedi, 14
makam aracını geri verdi. Okluk’taki yazlık köşke hiç gitmedi.
Oğlunu evlendirdi, elektrik parasına kadar cebinden ödedi. Eşi
düştü, bileğini kırdı; hastaneye sivil araçla götürdü, röntgen
için kuyruğa girdi, sıra bekledi. Annesi vefat etti, gene sivil
plakayla gitti; flap flap flap, fors yapmadı... Resmi yemekler
hariç, kimseye davet vermedi. Mutfakta yerli ürün kullandırttı.
Şatafattan uzak durdu.
Yeminini tuttu...
Hukuku üstün kıldı.
E haliyle...
Sevilmedi. Sevilmez |
|
|
|
|
|
|
|
|
|