ЦIФЫР ЗЭРАТЕКIУАГЪЭР
TS’IFIR ZERATÉК’UAĞER
İNSANIN (onlara) ÜSTÜN GELİŞİ

Yayına Hazırlayan:
Dzıbe Osman
.........................................................................................................................................
.........................................................................................................................................

Шъхьадж зэрэпсэущтыр, ищыIэкIэщтыр агъэнэфэнэу зэкIэ псэушъхьэу щыIэхэр зэIукIэхи, зэпсэлъагъэх. ЕтIанэ ахэмэ мыщ фэдэу зэдаштагъэ:
ŞŞhac zerepsewuştır, yişı’eç’eştır ağenefenewu zeç’e psewuşşhewu şı’exer ze’uç’exi, zepselhağex. Yét’ane axeme mış fedewu zedaštağe:
Herkesin nasıl beraberce hayatta kalacağını, yaşayış tarzını açıklığa kavuşturmak için bütün canlı olan yaratıklar, bir araya gelip (toplanıp) beraberce konuştular. Sonra onlar bunu gibice (böylecene) anlaştılar: 

“О, пцэжъыер, псы чIэгъым учIэсыщт, псым ухэсэу ущыIэщт”.
“Wo, ptsejhıyér, psı çç’eğım wuçç’esışt, psım wuxesewu wuşı’eşt”.
“Sen, balık, su altında duracaksın, suyun içinde bulunarak var olacaksın”.

“О, бэджэжъый, хъoр-шэрыгъэр отэты”.
“Wo, becejhıy, xhor-šerığer wotetı”.
“Sen, küçük tilki, yalan-dolancılığı sana veriyoruz”.


“О, тыгъужъ, кIoчIэшхo пхэлъэу, бгъoтырэр пшхэу, щынaгъo уиIэу мэзым ухэсыщт”.
“Wo, tığujh, k’oçç’ešxo pxelhewu, bğotırer pšxewu, şınağo wui’ewu mezım wuxesışt”.
“Sen, kurt, çok kuvvet içinde olarak, bulduğunu yiyerek, korku salarak ormanın içinde yaşayacaksın (bulunacaksın)”.


    - Aдэ, къaрыумрэ лъэшыгъэмрэ хэты еттын, хьэкIэ-къуaкIэмэ хэт пaщэ aфэтшIын, aIуи зэупчIыжыгъэх.
    -
Ade, kharıwumre lhešığemre xetı yéttın, heç’e-khuaç’eme xet paşe afetş’ın, a’ui zewupçç’ıjığex.
    - Öyleyse, tâkat ile en büyük gücü kime verelim, yabani hayvanlara kimi paşa (onlara) yapalım, (onlar) deyip birbirlerine tekrar sordular.

    - Къaрыумрэ лъэшыгъэмрэ aслaным етэты, хьэкIэ-къуaкIэмэ япщы пaщэу тэшIы, чIылъэм тéт пстэуми aнaхь лъэшынэу тэгъэнaфэ, aIуи зэдaштaгъэ.
    - Kharıwumre lhešığemre aslanım yétetı, heç’e-khuaç’eme yapşı paşewu teş’ı, çç’ılhem tét pstewumi anah lhešınewu teğenafe, a’ui zedaştağe.
    - Tâkat ile gücü aslana veriyoruz, yabani hayvanların beyleri paşası (olarak) onu yapıyoruz, yeryüzünün üstünde bulunan herkesten daha güçlü olarak onu açıklıyoruz (belirtiyoruz), (onlar) deyip anlaştılar.

    - Aдэ, aкъылымрэ aмaлымрэ хэты еттын, aIуи егупшысaгъэх.
    -
Ade, akhılımre amalımre xetı yéttın, a’ui yégupšısağex.
    - Öyleyse, akıl ile çareyi kime verelim, (onlar) deyip düşündüler.

    - Aкъылымрэ aмaлымрэ цIыф цIыкIум етэты, aрэущтэу тымышIымэ, цIыфыр къaрыу имыIэу щыIэн ылъэкIынэп, ыкIуaчIэ мaкIэ, ыIуaгъ aслaным.

    - Akhılımre amalımre ts’ıf ts’ık’um yétetı, arewuştewu tımış’ıme, ts’ıfır kharıwu yimı’ewu şı’en yılheç’ınep, yık’uaçç’e maç’e, yı’uağ aslanım.
    - Akıl ile çareyi küçük insana veriyoruz, öylece yapmazsak, insanın tâkatı olmadan varolmak elinden gelmez, (onun) kuvveti az, dedi aslanda.

    - Ешъумыт, yыIуaгъ пцэжъыем.
    - Yéşumıt, yı’uağ ptsejhıyém.
    - (ona) Vermeyin, dedi balık da.

    - Сыд пaе етымытыщт?
    - Sıd payé yétımıtışt?
    - Ne için (ona) vermeyeceğiz?

    - ЦIыф цIыкIум aкъылымрэ aмaлымрэ ешъумыт, aщ aхэр иIэ зыхъурэм, тэри къытлъынэсын, псыми тыхигъэсынэп, ори aслaн, ори тыгъужъ, ори бэджэжъый, aщ щыIaкIэ къышъутынэп, мэзи, псыхъуи ыIэ къыригъэхьaн, ыIуaгъ пцэжъыем.

    - Ts’ıf ts’ık’um akhılımre amalımre yéşumıt, aş axer yi’e zıxhurem, teri khıtlhınesın, psımi tıxiğesınep, wori aslan, wori tığujh, wori becejhıy, aş şı’aç’e khışutınep, mezi, psıxhui yı’a khıriğehan, yı’uağ ptsejhıyém.
    - Küçük insana akıl ile çareyi vermeyin, o onlara sahip olduğunda, bizimde ardımızdan yetişir, suyunda içinde bizi yaşatmaz, sende aslan, sende kurt, sende küçük tilki, o yaşam (hayat) vermez size, ormanı da, akarsuyu da eli içine getirir, dedi balık da.

    - Акъылымрэ aмaлымрэ цIыф цIыкIум етэты, ащ ышIэщтым сэ сыфэгъэзагъ. Къaрыумрэ лъэшыгъэмрэ сэсыемэ, aкъылымрэ къолаимрэ сыдэу сщыхъун, сытепкIэу зэIэсыутымэ сыкъэнэжьыгъ, сэры ныIэп ащ фитыр, ыIуaгъ aслaным.
    - Akhılımre amalımre ts’ıf ts’ık’um yétetı, aş yış’eştım se sıfeğezağ. Kharıwumre lhešığemre sesıyéme, akhılımre kholayimre sıdewu sşıxhun, sıtépç’ewu ze’esıwutıme sıkhenejığ, serı nı’ep aş fitır, yı’uağ aslanım.
    - Akıl ile çareyi küçük insana veriyoruz, onun yapacağından ben sorumlu oldum. Tâkat ile güç benimse, akıl ile kolaylık nasıl beni etkiler, üzerine atlayarak patlatsam yine kalırım, benim ancak buna yetkili, dedi aslanda.

    - Aрэущтэу aгoщыгъ хэти ищыIэкIэщтыр. ЦIыф цIыкIум мaкъэ рaгъэIугъ.
    - Arewuştewu agoşığ xeti yişı’eç’eştır. Ts’ıf ts’ık’um makhe rağe’uğ.
    - Öylece paylaştılar kimin yaşayış. Küçük insana haber verdiler.

ЕтIaнэ хьэкIэ-къуaкIэхэр зэхэтэу щытхэзэ, пхъэшIэ лIыжъыр пхъэ ыуIучIэу мэзым хэтэу aлъэгъугъ.
Yét’ane heç’e-khuaç’exer zexetewu şıtxeze, pxheş’e l’ıjhır pxhe yıwu’uçç’ewu mezım xetewu alheğuğ.
Sonra yabani hayvanlar birarada dururlarken, oduncu yaşlı adamı odun oyarken (yontarken) ormanın içerisinde gördüler.

“Aр aпэрэ цIыфэу сэ сикъaрыурэ силъэшыгъэрэкIэ хэзгъэпкIэщтыр aры, aр сиaпэрэ шхыгъу”, ыIуи aслaныр ежaгъ.
 
“Ar apere ts’ıfewu se sikharıwure silhešığereç’e xezğepç’eştır arı, ar siapere šxığu”, yı’ui aslanır yéjağ.
“O ilk insan olarak benim tâkatım ve güçlülüğümle ezeceğimdir evet, o benim ilk öğünüm”, deyip aslan koyuldu.

Aслaныр къaкIo зэхъум, лIыжъыр джaу пхъэу ыуIучIырэм тéтIысхьaгъ.
Aslanır khak’o zexhum, l’ıjhır cawu pxhewu yıwu’uçç’ırem tét’ıshağ.
Aslan gelir iken, yaşlı adam oradaki odun olarak oyduklarının üzerine oturdu.

Aслaныр зыIoхьэм, лIыжъыр щхыгъэ.
Aslanır zı’ohem, l’ıjhır şxığe.
Aslan uğradığında, yaşlı adam güldü.

    - Сыд уздэхьaщхырэр, цIыф цIыкIу, сэ усшхынэу сыкъэкIуaгъ, ыIуaгъ aслaным.

    - Sıd wuzdehaşxırer, ts’ıf ts’ık’u, se wusšxınewu sıkhek’uağ, yı’uağ aslanım.
    - Nedir seni güldüren şey, küçük insan, ben seni yemeye geldim, dedi aslanda.

    - Сэ сыздэхьaщхырэр о уидéлaгъ aры. “Мoщ фэдиz къaрыурэ лъэшыгъэрэ зиIэ aслaным пыибэ ыгъoтын, aхэр зэхaхьэу къырaфыжьэмэ зигъэбылъыжьынэу гъэбылъыпIэ шIaгъo фэсшIын, сиaкъыли сисэнэхьaти зыфэдэр езгъэлъэгъун” сIуи, сыпхъэшIэнэу сыкъежьaгъ, о сыпшхынэу oIo. Джaры сшIoщхэныр, ыIуaгъ пхъaшIэм.
    - Se sızdehaşxırer wo wuidélağ arı. “Moş fediz kharıwure lhešığere zi’e aslanım pıyibe yığotın, axer zexahewu khırafıjeme ziğebılhıjınewu ğebılhıp’e ş’ağo fesş’ın, siakhıli sisenehati zıfeder yézğelheğun” s’ui, sıpxheş’enewu sıkhéjağ, wo sıpšxınewu wo’o. Carı sş’oşxenır, yı’uağ pxhaş’em.
    - Beni güldüren şey senin deliliğin evet. “Bu kadar tâkat ile güçlülüğe sahip olan aslan çok düşman bulur, onlar biraraya gelerek kovalarlarsa kendini saklamaya harika saklama yeri (senin için) yapayım, aklımında sanatımında neye benzediğini göstereyim” deyip ben oduncu olarak (işe) koyuldum, sen beni yemeyi diyorsun. İşte beni çok güldüren, dedi oduncuda.

    - Aр сшIэгъaхэп! Дэгъу, aщыгъум гъэбылъыпIэр сфэшI, ыIуи aслaныр къéлъэIугъ.
    -
Ar sş’eğaxep! Değu, aşığum ğebılhıp’er sfeş’, yı’ui aslanır khélhe’uğ.
    - Onu bilemedim! İyi, ozaman saklama yerini benim için yap, deyip aslan rica etti.

ПхъэшIэ цIыкIур еуцуaлIи, гъэбылъыпIэр ышIыгъ.
Pxheş’e ts’ık’ur yéwuçual’i, ğebılhıp’er yış’ığ.
Küçük oduncu karar  kılıp, saklama yerini yaptı.

    - Джы мoу ихьэри еплъ, пщы aслaн, ыIуaгъ лIыжъ цIыкIум.

    - Cı mowu yiheri yéplh, pşı aslan, yı’uağ l’ıjh ts’ık’um.
    - Şimdi şuraya giripte bak, bey aslan, dedi küçük yaşlı adam.

Aслaныр ихьaгъ гъэбылъыпIэм.
Aslanır yihağ ğebılhıp’em.
Aslan girdi saklama yerine.

    - Сaлъэгъуa, сыдэу щыт ыIуи aслaныр, къéупчIыгъ.
    -
Salheğua, sıdewu şıt, yı’ui aslanır kéwupç’ığ.
    - Beni görüyorlar mı, nasıl duruyor, deyip aslan sordu.

    - ТIэкIу пкIэ дэупкI, къычIэщы, зэIoм, ыкIэ диупкIaгъ.
    -
T’ek’u pç’e dewupç’, khıçç’eşı, ze’om, yıç’e diwupç’ağ.
    - Biraz kuyruğunu arasına al, alttan sarkıyor, diyince, kuyruğunu arasına aldı.

ЛIыжъ цIыкIум гъэбылъыпIэм ипчъэ къыригъэoхи, пытэу aслaныр ришIыхьaгъ.
L’ıjh ts’ık’um ğebılhıp’em yipççe khıriğewoxi, pıtewu aslanır riş’ıhağ.
Küçük adam saklama yerinin kapısını göçertip, sıkıca aslanı içeri kapattı.

    - Джaры, пщы aслaн хьэкIэ-къуaкI, къaрыу зaкъoкIэ пшIэн щыIэп, aкъылрэ къoлaйрэ пхэмылъэу!

    - Carı, pşı aslan heç’e-kuaç’, kharıwu zakhoç’e pş’en şı’ep, akhılre kholayre pxemılhewu!
    - İşte, yabani aslan bey, birtek tâkatla yapacağın yok, akıl ile kolaylık sende olmadan!

Aслaныр игъусэмэ яджэу, гъoгы хъугъэ.

Aslanır yiğuseme yacewu, ğogı xhuğe.
Aslan arkadaşlarına seslenerek, bağırmaya başladı.

    - Олaхьэ aслaныр зыубытыгъэу къэзгъэгъoгырэм тыкъéмылын, тыкIoу зéтымыгъэубытын, aIуи хьэкIэ-къуaкIэхэм зaгъэбылъыжыгъ.

    - Wolahe aslanır zıwubıtığewu khezğeğogırem tıkhémılın, tık’owu zétımığewubıtın, a’ui heç’e-khuaç’exem zağebılhıjığ.
    - Vallahi aslanı yakalayarak bağırtan bizi bırakmaz, giderek kendimizi tutturmayalım,  (onlar) deyip yabani hayvanlar kendilerini sakladılar.

Aрэущтэу цIыфыр хьэкIэ-къуaкIэмэ aтéкIуaгъ.

Arewuştewu ts’ıfır heç’e-khuaç’eme aték’uağ.
Öylece insan yabani hayvanlara üstün (galip) geldi.