Sürgünün 139.
yılı nedeniyle düzenlenen anma etkinlikleri çerçevesinde Kafkas
Derneği Genel Merkezi tarafından yapılan çağrı üzerine 16-19 Mayıs
2003 tarihlerinde Ankara'da "Anadil ve Alfabe Konferansı"
aşağıdaki şekilde gerçekleştirilmiş ve sonuçlandırılmıştır.
16 Mayıs 2003 akşamı dinleyicilerin de katıldığı açılış oturumunda
konferansın önemi vurgulanmış, amaç ve çerçevesi ortaya konmuştur.
Buna göre konferansın başlıca amaçları şöyle özetlenebilir:
Diaspora ülkelerinde, özellikle Türkiye'de içinde bulunulan
koşullarda anadil ciddi biçimde unutulma tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Bu tehlikeye karşı kısmen de olsa direnebilmek,
anadilin unutulmamasına, yeniden öğrenilip geliştirilmesine
katkıda bulunabilecek araçlardan biri de alfabedir. Adigece ve
Abazaca 1930'lu yıllardan beri Kiril esaslı alfabelerle yazılıp
okunmaktadır. Bu alfabelerle basılmış 7 milyondan çok yayın
bulunmaktadır. Bu kaynaklara doğrudan ulaşmak ve diaspora ile
anavatanın ilişkilerini geliştirmek için bugün kullanılmakta olan
Kiril esaslı Adige ve Abaza alfabelerini öğrenmek gerektiği
açıktır. Bu konferansın amacı mevcut Kiril esaslı alfabelerin
yerine bir Latin alfabesi önermek değil, diasporada yaşayan
Çerkeslerin anadillerini öğrenmelerini kolaylaştıracak,
birbirinden farklı Adigey, Kabardey Abhaz ve Abaza
(Asuwa-Aşharuwa) alfabelerini ortak hale getirecek ve yazımda
standart sağlayacak Latin esaslı bir yazı sisteminin
oluşturulmasıdır. Bunun internette ve bilgisayarda da anadil
öğrenimini ve kullanımını kolaylaştırılacağı düşünülmektedir.
Avrupa Birliği adaylığı sürecinde Türkiye Cumhuriyeti
yurttaşlarının anadillerini öğrenme biçim ve koşullarına ilişkin
yasal düzenlemelerin yapıldığı bu dönemde, yetkili bazı
bürokratların devlet adına yaptığı "anadil öğreniminde yalnızca
Latin harflerinin kullanılabileceğine" ilişkin açıklamalar son
derece yadırganmıştır. Her dilin kendi alfabesiyle öğrenilmesi
gerektiği açıktır. Hiçbir uygar ülkenin bunun aksine bir tutum
içinde olması düşünülemez Dünya ülkeleri içinde daha saygın ve
etkin konumda görmek istediğimiz Türkiye'nin anadil öğrenimi
konusunda bu tür dayatmalar içinde olabileceğine inanmak
istemiyoruz. Aksine anadil öğrenimini kolaylaştırıcı düzenlemeler
yapmasını umuyor ve bekliyoruz.
Konferansın ikinci günü, konferans sonuç bildirgesi hazırlama
komisyonu ve alfabe komisyonu seçilerek çalışmalara başlandı.
Anayurt Çerkesya'daki anadil öğretimi çalışmaları, Adigece’nin ve
Abazaca'nın ikinci dil olarak öğretilmesi deneyimleri ortaya kondu
ve değerlendirildi.
Adigey Cumhuriyeti'nden BLAĞOJ Zulkarin; Karaçay-Çerkes
Cumhuriyeti'nden BAKU Hanceriy ve PAZ Sergey; Kabardey-Balkar
Cumhuriyeti'nden BJO Boris Anayurttaki anadil eğitimine ve
yabancılara Adigece ve Abazaca'nın ikinci dil olarak öğretilmesine
ilişkin çalışmalar hakkında bilgi verdiler. Hollanda'dan HATKO
Fethi Recep, Suriye'den VAROKO Samara ve Ürdün'de Adigece
öğretmenlik yapmış olan NETABJE Cankat Devrim ve Türkiye'den Fahri
HUVAJ diasporada anadili ve okuma-yazma öğretimine ilişkin çabalar
ve deneyimler hakkında değerlendirmede bulundular. Hatko Mine
Bağ'da uzmanların çağdaş dil öğretim teknikleri hakkında görüş ve
tavsiyelerini sundu.
Kafkasya'da Yakovlev tarafından hazırlanan Latin esaslı Adige ve
Abaza alfabeleri ile diasporada hazırlanan Latin esaslı başlıca
alfabeler (Blenaw Batekhue Harun, Kube Şaban, Butbe Mustafa, Slava
Çirikba, George Hewitt, Monika Höhlig) Murat Papşu tarafından
tanıtıldı. Hatko Fethi Recep, Yemuz Yılmaz ve Fahri Huvaj
alfabelerini kendileri tanıttılar.
Alfabeler karşılaştırılarak değerlendirildi ve bu değerlendirmeler
ışığında Slava Çirikba'nın hazırladığı alfabe önerisi esas
alınarak, Kiril esaslı Adige (Adigey ve Kabardey) ve Abaza (Apsuwa
ve Aşuwa-Aşharuwa) alfabelerindeki harflerin Latin karşılıkları
müzakere sonucu kabul edildi.
Anadil öğreniminin zor olduğu diaspora koşullarında, anadil
öğrenimini ve okuma-yazmayı kolaylaştırmak amacıyla birbirine çok
yakın bazı seslerin Latin karşılıklarının aynı harflerle yazılması
ilkesi benimsendi. Hazırlanan bu ortak Latin Adige-Abaza alfabesi
önerisinin değerlendirilmek üzere 27 Haziran 2003 tarihinde
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde yapılacak Dünya Çerkes Birliği
toplantısına sunulmasına karar verildi.
Konferans boyunca dile getirilen diğer hususlar ve yapılan
çağrılar şöyle özetlenebilir.
Diasporada yaşayan Çerkesler olarak hepimiz için temel dayanak ve
rehber anayurt Çerkesya'dır. Orada üretilen bilimsel, kültürel,
sanatsal ürünler diaspora Çerkesleri için de ulusal onur ve gurur
kaynağıdır.
Anayurtta kullanılan farklı alfabelerin birleştirilerek tek bir
ortak alfabenin, hiç değilse bir Adige ve bir Abaza alfabesinin
benimsenmesi konusunda, başta cumhuriyetlerimizin başkan ve
yöneticileri olmak üzere, ilgili bütün kurumları ve bilim
adamlarını ilgi ve çabalarını yoğunlaştırmaya davet ediyoruz.
'Anadili' kelimesinin de işaret ettiği üzere dil öncelikle anneden
öğrenilir. Bundan hareketle, bütün Çerkes annelerini ve geleceğin
anne adaylarını çocuklarına anadillerini öğretme konusunda daha
duyarlı ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Ulusal varoluş
mücadelesinde kadınların da en az erkekler kadar aktif biçimde yer
alması gerektiğini, aksi takdirde anadilini kaybetme tehlikesinin
önlenemeyeceğini önemle vurgulamak isteriz.
Katılımcılar olarak Anayurttaki cumhuriyetlerimizden, eğitim ve
kültür kurumlarımızdan diasporaya daha etkin biçimde el
uzatmalarını bekliyoruz. Diasporadaki bütün dernek ve vakıf
yöneticilerini anadil öğretimine ve kullanımına daha çok önem
vermeye davet ediyoruz.
Yine katılımcılar olarak, bu konferansta varılan sonuçların,
özellikle anadillerimizi ortak bir alfabeyle yazma iradesinde
uzlaşmış olmanın tarihsel önem taşıdığını, bu uzlaşmanın gelişerek
devam edeceğine ilişkin umutlarımızı ve bu konudaki kararlığımızı
ifade etmek isteriz.
Konferans katılımcıları adına görevli komisyon üyeleri olarak
ilgililere ve kamuoyuna duyururuz.
Özdemir Özbay, Fahri Huvaj, Murat Papşu, M.Emin Kaynar |