Bu olay çok eski bir tarihte oldu. O zamanlar
ülkemizde Nartlar yaşamaktaydılar. Çok
sayıdaki mezarları halen Vıbın Irmağı
ötesindedir. Karadeniz kıyısında oturan Nartlar
balıkçıydılar, balık ağı atarlardı, usta şarap
yapımcılarıydılar, toprağı da işlerlerdi.
-
Tlepş! dediler Natlar.
- Ne var?
- Tarladan ürünü kaldırmamız için bize bir alet yap,
elimizle yolmaktan usandık, yol yol bitmiyor bu iş.
- Nasıl bir şey bu yapmamı istediğiniz, diye sordu Tlepş.
- Bilmiyoruz ama bir elimizle tutacak ve ürünü almamızı
sağlayacak bir şey olsun, dediler.
- Öyleyse, dedi Tlepş, gidip Thağelıg'ın
karısına bir danışın.
- Olur, diyerek Thağelıg'ın karısının yanına gittiler.
Nart kadını yanıt olarak;
- Olsa olsa, bunu İsp-guaşe bilir, diyerek İsp-guaşe'yi
çağırttı.
İsp-guaşe Peterez'in annesiydi, telaşeli biriydi.
Çok geçmeden de yetişti. Bahçe kapısını atlayıp geçmek
istedi ama kapı ona göre yüksek olduğundan çarpıp düştü.
Thağelıg'ın hanımı şakacı, biraz da sivri dillinin
biriydi:
‘’Ooo, hoş geldin
Hoş geldin
Sevdiğimiz İsp-guaşe
Bize gelmeden yuvarlanıverdin anlaşılan’’ dediğini,
biraz da dokundurarak (anlatan gülümsüyor) dediğini
anlatıyorlar.
İsp-guaşe bu sözlere içinden gücendi ama yaşlı kadından
ve yanındakilerden utanıp yutkundu.
- Senden sormak istediğim şu, diyerek, Thağelıg'ın
hanımı neyi istediklerini söyledi.
İsp-guaşe bir yanıt vermeden, özene bezene geri döndü,
bahçe kapısından atlayarak geçti! (anlatan bıyığını
burarak gülümsüyor).
- İyi bir şey yaptıysan karşılığını bulursun!
Thağelıg'ın hanımı uyanık biriydi, İsp-guaşe'nin huyunu
iyi bilirdi:
- Biriniz peşinden gidin, dinlesin, bakarsın bir şeyler
söyler, dedi Natlara.
Dinlemesi için en gençlerini kadının peşinden
gönderdiler.
İsp-guaşe gidiyor, delikanlı da onu izliyordu. Kendi
kendine kızgın kızgın konuştuğunu duydu:
"Size söylemem,
Siz de asla öğrenemezsiniz!
Horoz kuyruğu gibi kıvıracaksın,
Yılan yavrusunun dişi gibi keskinleştireceksin!
Size söylemem
Siz de asla öğrenemezsiniz!"
Nart delikanlısı İsp-guşe'nin dediklerini yeniden iyice
dinledi.
"Horoz kuyruğu gibi kıvıracaksın,
Yılan yavrusunun dişi gibi keskinleştireceksin!
Size söylemem, Siz de asla öğrenemezsiniz!" diyerek,
"rap-rap" yürüyerek, başını sallayarak dönüyordu.
- Hııı, şimdi anladık-gülüp seviniyorlar-aletin nasıl
yapılacağını.
Nartlar Tlepş'in yanına varıp:
- Horoz kuyruğu gibi bükeceksin. Yavru yılan dişi gibi
inceltip keskinleştireceksin, dediler.
Tlepş, eşi bulunmaz bir demirci piriydi! Bir söylemek
yeterdi, aynısını yapıp verirdi. Genç horoz kuyruğu gibi
yuvarlak, yılan yavrusu dişleri gibi keskinleştirilmiş,
ekinleri biçen güzel bir orak yaptı:
- Alın, Nartlar, bunun biçeceğinden eksik kalmayın,
çalışın, yiyin, dedi.
Tlepş'in dediği gibi, Nartlar yaşamları boyunca biçecek
bulmakta zorluk çekmediler, Tlepş'in yaptığı bu orağın
köreldiğini de görmediler.
Tlepş'in elinden çıkma orak böylesine bir ustalık
ürünüydü!
(*)
Bu Shapsugh teksti 30 Ağustos 1958'de Adigey’in
Afıpsıpe köyünden Ali Şhalaho tarafından
Asker Hadeğal'a yazdırıldı.
|