Nartlar çok merhametli kimseler idiler. Güçsüz ve zayıf
olanlara sataşmaz ve onları rahatsız etmezlerdi.
Yispler’le de savaşmaz, tam aksine onları
korurlardı.
Yisp-guaşe'nin
kocası Hımışıj (Хъымыщыжъ) ölüp oğlu Peterez
de kayıplara karşınca, Nart Khasesi (Хасэ; Meclis)
toplanıp artık kocamış olan Yisp-guaşe'nin
korunması sorununu ele aldı.
Sonunda Khase kararını açıkladı:
“Yisp-guaşe saygın bir gelinimiz idi. Bize hep değer
verdi, yaşamımıza güzellikler kattı; Nartlara saygı
gösterdi, hizmet etti. Bize verdiği değerin karşılığını
bulmalıdır. Bu nedenle yaşadığı sürece Yisp-guaşe'ye
saygı göstermek ve ona bakmakla yükümlüyüz. Kalbini
kıran biri çıkarsa, bu kişiyi yüz psek’od
(псэк1од; suç, günah) işlemiş sayılacak ve ona göre
cezalandırılacak”
Khase bu kararı verip dağıldı.
Ancak çok geçmeden Nartların uzaklaşmış olmalarını
fırsat bilen Yınıj Şhabğo (Иныжъ Шъхьабгъо), Yısp-guaşenin
evini bastı, her şeyi yağmaladı. Yağmaladıklarını
birbirine bağlayıp sırtına vurdu. Yısp-guaşe yalvardı
Yınıj Şhabğo'ya:
- A
evladım, ömrümün bu son günlerinde niye yapıyorsun bana
böyle, diyerek.
Yınıj Şhabğo aldırmadı.
Bir süre sonra Nartlar döndüler ve olup biteni gördüler.
Nart Tlepş’in oğlunu çağırıp ondan Yınıj
Şhabğo’yu getirmesini istediler.
Yınıj Şhabğo, ayağı yere değdiği sürece bir Nart’ı
yenmenin olanaksız olduğunu biliyordu. Bu nedenle
Tlepş'in oğlunu yakalayıp havaya kaldırdı. Amacı
uçurumdan atıp öldürmekti.
Ama iş beklediği gibi çıkmadı. Havaya kaldırılınca
Tlepş'in oğlu kolunu Yınıj Şhabğo’nun boynunu dolayıp
sıktı ve onu yere çökertti.
Bağladı, sürükleyip Nartların önüne attı. Nartlar
toplanmış bekliyorlardı. Hemen oracıkta yargıladılar
Yınıj Şhabğo’yu.
Verilen ceza gereği, Yınıj Şhabğo’yu dağa götürdüler,
dik bir yamaca, yedi demir zincirle bağladılar.
Önüne biraz p’aste (п1астэ;kaçamak) konuldu ama
yetmiyor ve doymuyor, p’astenin yediği kadarı geceleyin
yerine geliyordu. Sonsuz bir çile çekiyor, bir türlü
yeterince doyamıyordu. Önünden bir derenin akıp
geçtiğini görüyor, ama suyun bir damlasını içemiyordu.
Gündüzleri yüzü sıcaktan kavruluyor, iliklerine değin
her yeri kuruyor, can çekişecek duruma düşüyor, ama
geceleyin düşen çiy taneleriyle yeniden kendine
geliyordu.
Görüldüğü gibi Nartlar, her zaman söz ve kararlarına
sadık kalan ciddi kişiler idiler. Adige yaşlıları onları
böyle anlatırlar.
(*) Bu Hak’uç teksti 1924 yılında Kıyıboyu
Shapsughya’nın Thağepş köyünde doğan Halid
L’ıf (Л1ыф Хъалид) tarafından, 3 Ağustos 1959’da
Psışuape'de (Псыш1уапэ; Lazarevsk) Asker
Hadeğal’a yazdırıldı. -HCY
|