|
|
................... |
|
................... |
NART
YERIŞE H'AFE'NİN (Ерыщэ Хафэ) ÖLÜMÜ |
İsmail Kuşü
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız |
|
|
................... |
|
................... |
Verzemeg oğlu Yerışeko,
henüz bir bebek iken babasını yitirmişti, kendisini
Setenay guaşe büyüttü. Setenay guaşenin yedi erkek
kardeşi vardı.
Onlar kendisinden yedi günlük uzakta bir yerde
yaşıyorlardı. Kardeşlerin yanında tek kız kardeşleri
Akonde dah’e (Акондэ-Дахэ) de bulunuyordu.
Nart Yerışeko, biraz büyüyüp ayağı üzengiye ulaşan bir
delikanlı olunca, Setenay-guaşe çocuğa babasının
elbiselerini ve atını verdi:
- Şimdi kardeşlerimin yanına gidebilir, orada
kalabilirsin, diyerek koyverdi çocuğu. Ancak dikkatli
ol, kardeşlerimin her biri sert birer kişidir, karşı
gelip de kızdırmaya kalkışma onları, diyerek uyarıda
bulunmayı da ihmal etmedi.
Yerışeko yola koyuldu ve yedi günde Setenay guaşenin
kardeşlerinin yanına vardı.
Karşılandı. Görünümüyle onun Verzemeg’in oğlu olduğunu
anlamışlardı. Kız kardeşlerinin büyüttüğü bir çocuk
olduğunu bildiklerinden kendisini sevinerek
karşılamışlardı.
Delikanlı giderek, mertliği, dürüstlüğü ve yeteneği ile
dayılarını geride bırakmaya başlayınca:
- Bu böyle olmaz, bunun yanında saygınlık diye bir
şeyimiz kalmayacak.
Bunu geldiği yere geri gönderelim, dediler dayıları.
Bir bahane uydurup artık Setenay guaşenin yanına dönmesi
gerektiğini söylediler:
- Yerışeko –h’af, bu gece kız kardeşimiz rüyamıza girdi,
seni çok özlemiş olmalı, dediler. Oyalanmadan yanına bir
gitsen iyi olacak…
- Peki, gideyim, dedi Yerışeko da. Ancak yalnız gidemem.
Akuande’yi de birlikte götürüp gideyim.
Dayıların Yerışeko’yu kararından döndürecek güçleri
yoktu.
Kızın durumunu anlattılar:
- Kız sözlü, avıj’ı (1эуж;söz yüzüğü) alınmış durumda.
Bugün yarın Ğerışeko’nun (Гъэрыщэкъо) gelinalma alayının
gelmesini bekliyoruz, dediler.
Yerışeko-h’afe bildiğinden geri kalmadı, kızı atına aldı
ve üzerine de bir örtü örtüp “Hoşça kalın!” diyerek
ayrıldı. Altı gün yol aldı.
Yoluna devam ederken, Ğerışeko’nun gelinalma alayı ile
karşılaştı.
- Hayırlı yolculuklar, dedi Yerışeko-h’afe. Kimin için
gidiyorsunuz, diye sordu.
Akonde dah’e için gittiklerini söyledi Ğerışeko.
- Öyleyse dönün geriye, dedi. Akonde dah’e artık evinde
değil.
Ğerışeko, Yeşerıko-h’afe’nin sözünü ciddiye almak
istemeyince:
- Kızın yüzüğünü görürsen tanır mısın, diye sordu.
- Tanırım, dedi öteki de.
Kızın bir elini örtünün altından çıkarıp parmağındaki
yüzüğü gösterdi.
- Kuvoğuibl (кууогъуибл;yedi ses mesafesi) uzakta
bulunsam da tanırım yüzüğü, dedi Ğerışeko. Evet, aynen
dediğin gibi!
- Öyleyse birbirimizi çiğneyip geçemeyiz, kim kazanırsa
kızı o alsın, dedi Yerışeko.
Çarpışmaya başladılar, üç gün üç gece boğuştular, üst
başları dökülene değin didiştiler.
Bu arada giderek de Setenay guaşenin evine yaklaşmış
oldular. Setenay guaşe de onları gördü. Her ikisinin de
birbirini öldürecek gücü kalmamıştı. Bunu gören Setenay
guaşe, üçünün de taşa dönüşmesi için Tha’ya (Тхьэ,
Tanrı) yalvardı. Yerışeko-h’afe, Ğerışeko ve Akonde
dah’e taşa dönüştüler.
Dağa çıkanların hala onları görebildiği anlatılır.
Her üçü de taşa dönüşerek yok olmuştu.
Setenay guaşenin kendi doğurmadığı bu oğlu üzerine
düzenlenen ğıbzeler (ağıt) akşamları evlerin
haç’eşlerinde (konuk evi) söylenirdi, bu ağıtları çok
kez dinlemişliğim vardır:
Küçücüktün geldiğinde bana
Okşayıp dururdum saçlarını,
A benim Yerışekom, diyordu (Setenay guaşe)
Ne diye gönderdim seni (kardeşlerimin yanına),
Ne diye öyle kötü bir duruma düştün,
A benim Yerışekom, diyordu,
Akonde uğruna canından oldun,
Soysuz sopsuz bıraktın beni,
A benim Yerışekom, diyordu.
Setenay guaşe, başına gelen bu felakete yerinerek, üvey
oğlunun taşa dönüşmüş heykelinin yanında ağlayıp
kendinden geçti, son teline değin saçını başını yoldu,
ardından da, o yerde can verdi diye anlatırlar.
(*)
Bu Bjedugh teksti 1884 yılında Adigey’in Veçepşıy
köyünde doğan İsmail Kuşü (Кушъу Исмахьил) tarafından,
10 Ekim 1948’de Asker Hadeğal’a yazdırıldı. -HCY |
|
|
|
|
|
|
|