VII
Adige destanı “Nartlar”da anaerkil ve ataerkil aile
görüntülerine de rastlanır. Kadının sözünün önde ve egemen olduğu,
kadının kendi başına karar aldığı, serbest hareket ettiği, bilinen
tek bir eşinin (kocasının) olmadığı ve büyük bir saygı gördüğü
anaerkil aile dönemine ait motifler, Adige Nart destanında çok
belirgin bir biçimde görülebilmektedir.
Tembot K’eraş, Nart türkülerini (пщыналъ) incelerken,
Setenay’a ilişkin tekstleri ele alıp bu tekstlerin anaerkil
yönlerini göstermektedir:
“Şabatınıko’nun (Pşı-Batinoko) geldiğini gören Setenay-guaşe şöyle
der:
“Yey, ar Şebatnıqua, “Hey, o Şabatınıko’dur,
Lvıxhu kopq xetxınba!” Ondan bir erkek kalça kemiği
kapalım”
Burada “Erkek kalça kemiği” (Lvıxhu kopq/Л1ыхъу копкъ)
sözleriyle söylenmek istenen şey, güçlü bir erkek çocuk edinme
isteğidir. Bunu da Setenay guaşenin Şabatınıko’yu karşılayış
biçimi gibi, güzel Akuanda’yı (Акуандэ-дахэ) öne sürüp onu elde
etmeye çalışmasından, Setenay guaşenin kendisinin de “beyaz
kolları, diri göğüsleri ve kar beyazı bacaklarıyla” onu etkilemeye
kalkışmasından anlıyoruz:
“Üzüm suyu fıçımız,
Doldu taşıyor,
Gelin odamız
Çoktandır boş,
Bak, güzel Akuanda’ya,
Okşattıralım başını sana”
(47).
Dahası Setenay-guaşe, Savsırıko’yu bilinen bir erkekten (kocadan)
doğurmuş olmadığından ötürü utanmıyor. Bunu da at ahırına
gittiğinde, oğlunun atı Thojıy’ı çekiştirirken söylediği şu
sözlerinden anlayabiliyoruz:
“Thojıy, seni gidi koca köpek dişli seni, vo-voreda
Hiçbir atın kendisine yetişemediği, vo-voreda
Sanki yedi oğlum varmış da taşıyormuşsun, vo-voreda
Sanki kocam varmış da taşıyormuşsun, vo-voreda
Bahtsız doğan bir tanemin
(48), vo-voreda
Ne diye lafını ettirirsin?”
Sonraları Setenay-guaşenin bilinen bir kocası olduğunu ve onun
Nart Meclisi “H’ase”ye (Xase/Хасэ) katıldığını da
görebiliyoruz. Ancak Setenay’ın kocası Jemadıvıj (başka
anlatılarda Verzemeg) üzerinde güçlü bir otoritesinin bulunduğunu
da anlıyoruz (Bkz. Yaşlı Jemadıv’ın öldürülüşü, internet).
Nart Jemadıvıj (Jemadıuızh/Жэмадыужъ) öyküsünden anladığımız
kadarıyla, Nart topluluğu içinde en yerinde karar verebilen kişi
Setenay guaşedir. Anlatıya göre Setenay, “kocamış yaşlıların
öldürüldüğü Aleg’in büyük evine, öldürülmesi için kocası
Jemadıvıj’ın gitmesini sağlar”, ama ardından evinin bodrum katında
(чlыунэ) büyüttüğü oğlu Savsırıko’yu, ne yapması gerektiğini
söyleyerek Aleglerin evinde yapılacak Ölüm Kurultayı'na (Жъыук1
Xaсэ) gönderir. Gelenek gereği, toplantıda öldürülecekler arasında
Setenay’ın kocası Verzemeg (Jemadıvıj) de vardır.
Savsırıko ölüm kurultayına gidip Verzemeg’i kurtarır.
Döndüklerinde Setenay, Verzemeg’e şöyle sorar:
“ Karşındaki bu delikanlıyı
Oğlun olarak mı
Yoksa kardeşin olarak mı görmek istersin?”
“Oğlum olarak görmek isterim” der Verzemeg de.
“Kardeşim olarak görmek isterim deseydin, seni ona öldürtüp, onu
da erkeğim yapardım. Yendin beni ihtiyar delikanlım”, diyerek
sözlerine son verir Setenay guaşe.
Eskiden Nart ailesinde egemenliğin kadına ait olduğunu bu
karşılıklı konuşmadan da anlayabiliyoruz.
“Oçerki istorii Adıgei” (Adigey Tarihi Üzerine Bir İnceleme)
adlı yapıtın yazarları, Adige destanı Nartlarda, eskiden Adigeler
arasında bulunan anaerkil ilişkilerin sergilendiğini
yazmaktadırlar.
“Adige Nart (Yiğitlik) destanında kadının yeri önemlidir, büyük
bir saygı gören ve halk destanının “anamız” diye andığı Setenay
örneği, anaerkil ilişkilerin varlığını açıkça göstermektedir. Bu
kanıyı Nart destanındaki daha başka kadınlar da (Adıyıf, vb)
desteklemektedir. Işık saçan Adıyıf, kendisinden saçılan ışığı
ile, seferden ganimetlerle dönen Nartların yolunu aydınlatıyordu”
(49).
Ancak anaerkil görüntüler yanında, ataerkil görüntülerin de
giderek çoğaldığı, sonunda Nart şarkı ve türkülerinde anaerkil ve
ataerkil görüntülerin karma bir biçim aldığı görülmektedir.
Sözgelişi Setenay-guaşe, genç oğlu Savsırıko’yu ilk
kez Nart Meclisi “H’ase”ye (Xase) götürdüğünde: “Analara
saygımız sonsuz, ama kadınlar istiyor diye her yeni yetme Nartı,
H’ase’ye kabul etme gibi bir geleneğimiz yoktur” sözleriyle
karşılanıyor.
Hemen ardından bir başka örnek de verebiliriz. Savsırıko, Nart
Meclisi’nden dönüşünde kendisini karşılayan Setenay’ın:
“Oğlum, Meclis’te neler görüşüldü bugün” biçimindeki sorusuna,
“Nart erkeklerinin işi, kadınları ilgilendirmez” yanıtını
aldı.
Böylece, giderek ataerkil özellikler destanda ağırlık kazanmaya
başladı. Bununla birlikte kadına saygı ve değer verilmiyor da
değildi. Nartlar kadına karşı kaba davranışlardan kaçınıyorlardı.
Eski geleneklere ilişkin anlatı ve sözcükler yanında, günümüz
insanlarının söylentilerinde de kadına verilen değeri gösteren
yeterince kanıt vardır. Sözgelişi şöyle deniyordu:
“Kadın bulunan yerde
Kılıç çekilmez”
(Atasözü).
İki kişi boğuşurken, araya bir kadın girip saçlarını çözdüğünde,
boğuşanlardan biri:
“Sen olmasaydın,
Ben ona ne yapacağımı bilirdim!”
der ve dururdu.
Bu gösterdiğimiz anaerkil ve ataerkil özellikler, eskiden Adigeler
arasında bulunan ilişkilerin tarihsel bir temele dayandığını
kanıtlamaktadır. Bu bakımdan destanın Adige tarihi açısından da
büyük bir önem taşıdığını anlıyoruz.
Bir Adige destan-epopesi olan Nartların kapsadığı her şey,
-insanların çetin doğa koşulları ve düşmanlarla mücadele ederek
yaşamlarını sürdürmeleri, sürekli adalet peşinde koşmaları,
merhametli olmaları, yiğitliği, yürekliliği, canını esirgememeyi,
düşman karşısında acımasız olmayı, iyilik yapmayı, alçak gönüllü,
akıllı ve zeki olmayı, kardeşliğe önem vermeyi, bu özelliklerle
koşut olarak Prometheus ve Tantalos gibi, yeryüzü
mitolojisindeki motifleri de içermeleri- bütün bunlar, bu çalışma
içerisinde, genişliğince ve yeterince ortaya konuluyor değildir.
Ancak bir çalışma, bir etüt boyutu çerçevesinde bunlardan da
kısaca söz edilecektir.
VIII
Adige Nart destanı motifleri üzerine Tembot K’eraş, Dmitriy
Kestan, Askerbi Şorten ve Haçım Tevne’nin yukarıda
değindiğimiz çalışmalarını ve söylediklerini dikkate alarak ama
üzerlerinde fazlaca da durmayarak, Rus, Oset ve diğer ülkelerden
Nartologların 19’uncu yüzyıldan bu yana söylediklerini göz önünde
tutarak, “Nart” teriminin ve Nart adlarının etimolojisini kısaca
ele alabiliriz.
Nart terimi ile Nart erkek adlarının anlamlarını açıklamak için
birkaç sorunu çözmek gerekiyor, bunu da birkaç bilimsel teorik
sorunu çözümlemeden yerine getiremeyiz.
Sözcüklerin ve terimlerin “dilinin” en çok yansıttığı
şeylerin ilki - o sözcüğün hangi halka ait olduğu, o terimi ve adı
verenin kendisi; ikincisi- bu sözcükleri kullanan halkın, bu
sözcüğün sahibi olan halkla bir kültürel ilişkisi bulunduğu ve
bunlara dayalı sorunların hepsini ele alma gereğidir.
Sözcüklerin etimolojik analizi, eski milliyetçi ya da ona yakın
eğilimdeki çok eski dönemlerden gelme tarihsel açıklamaların
yanlışlığını ve bunların nerelerden kaynaklandığını yeterince
açığa çıkarmaktır.
Çok eski zamanlardan beri Kafkasya’da yaşayan, orada türeyen, dil
ve gelenekleri yerli yerine oturmuş, kahramanlığıyla ünlenmiş olan
(50) Adigelerin elbette komşuları olmuştur. Sözgelişi Abhazlar
Adigelerin, her zaman için komşuları olmuşlardır. Abhazlarla
Adigelerin ortak bir dil ve soy kökeni vardır (51). Adigeler
Karaçay, Balkar, Oset, Çeçen ve daha başka halklarla da
komşuydular ve aralarında dostluk ilişkileri bulunuyordu.
Adigelerde bulunan şarkı, türkü ve öykü gibi Nart söylentilerinin
süjeleri çok eski dönemlerden başlayarak komşu halklara da
geçmiştir. Bu halklar, bu süjeleri kendi algılayış (duyuş)
biçimlerine ve kendi dil özelliklerine uydurarak benimsediler,
Nart erkek ve kadın adlarını da kendi söyleyiş biçimlerine
dönüştürerek kullandılar. Bu komşular Adige Nart şarkılarını çoğu
kez açıklama gereği duyuyorlardı. Kendileri farkında olmasalar da
Kafkasya’da yaşayan çok sayıda halk topluluğunun, aynı görüş, aynı
gelenek ve karakterleri benimsemesinde ve yakınlaşmasında, Nart
destanının büyük bir rolü olmuştur.
Sonuç olarak, Nart destanının yayılma alanı genişlemiş oldu.
Şimdi bilim adamları, çok eski dönemlerden günümüze erişmiş
bulunan Nart destanının ilk sahibinin ve asıl yaratıcısının hangi
Kafkas halkı olduğunu araştırmaktadırlar? Sorulan başlıca soru da
budur. Önde gelen Nart kahramanlarına ad veren halk nasıl bir
halktır?
Bilim adamları bu konularda hayli çalıştılar ve görüşlerini de
açıkladılar.
Akademisyen Vsevold Miller “Oset Etütleri” adı altında
1881-1887’de Moskova’da yayınladığı kitapların önsözünde, Oset
öykülerinin çoğunun Adigeler (Kabardeyler) ve Çeçenler arasında da
bilindiğini, birkaçı dışında, Oset Nart adlarının Adigece
(Kabardeyce) olduğunu ya da yabancı özellikler taşıdıklarını
belirtmektedir (s. 3-4).
Oset bilim adamı Prof. V. İ. Abayev’in “Problemı
Nartskogo Eposa” (Nart Destanının Sorunları) adlı
çalışmasında ve “Nartskiy epos” (Nart Destanı) adıyla
1957’de Vladikavkaz’da yayınladığı yapıtta Nart adlarına ilişkin
olarak şunlar söylenmektedir: “Satana, Setenay, Sataney”
adlarının anlamını (ne içerdiğini) Osetçe olarak ya da bir Kafkas
diliyle açıklayamıyoruz (s. 35). Savsırıko’dan (Sosrıko) söz
ederek, “Sosr” sözcüğünün içerdiği anlamı açıklayabilseydik, Nart
araştırmacıları çok sevinmiş olurlardı. Osetçe söylenişiyle
Sozrıko sözcüğü kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde Adigece’den
gelmektedir (s. 36).
Oset yazarı D. G. Jantiyev’in “O geroiçeskom epose
gortsev Severnogo Kavkaza” (Kuzey Kafkasya Dağlılarının
Kahramanlık Destanı Üzerine) adlı yazısında, “Nart” sözcüğünün ne
anlama hiçbir Kuzey Kafkas dilinde açıklanamamaktadır (52),
biçiminde kendi görüşlerini belirtmektedir.
Prof. L. P. Semenov “Nartskie Pamyatniki v Folklore İnguşey i
Osetii” başlığıyla 1930’da Vladikavkaz’da yayınlanan
kitabında:“Günümüzde “Nart” sözcüğü ile Nart destanının doğduğu,
kaynaklandığı yer henüz yeterince aydınlatılamamıştır” demektedir
(s. 4).
Nart adlarının anlamları açıklanamayınca, bilim adamlarından biri
Moğol ya da Alanca (V. İ. Abayev), ikincisi bir İran dili (M. V.
Rklitskiy), üçüncüsü de Pers, Ermeni ya da Svanca (L. Lopatinskiy)
kökenli olmalıdır, dediler ve konuyu değişik yönlere çektiler.
Ancak ne yaptılarsa da, kökü çok eskilere uzanan bu adları
kilitleyen “kilidi” açmayı başaramadılar. Kilitli kalan bu adların
anlamlarını günümüze değin açıklayamadılar.
Adige destanı “Nartlar”daki kişi adlarını, yani Setenay, Savsırıko
(Sosrıko), Şebatınıko (Badınoko), Nesren, Hımış, Bışe K’eç’,
Peterez (Beterez), Kanc (Къандж), Nebgırıye (Nerıbgey), Ş'evay,
Adıyıf, Akuand, Nart Set (Setımıko), Nart Bevık’, Nart Ğojak,
Dzeğaşt, Yerışeko, Arıkş'av, Temenş'av, Tlegutsu-jak’
(Tlegutsu-jakv), Temenşu, T’et’raş (Tvetvraş) (Totreş), Bedah’
(Bedax), Çelehset, Koles, Ş'evak’ (Cevakv-Шъэуакl), Tlepş, Debeç
ve daha başkalarının, bu arada “Nart” teriminin anlamlarını Adige
dili geleneklerine (kurallarına) dayanarak gösterebiliriz. Yani
Adigece anahtarı ile bu sözcüklerin “kilidini” açabiliyor,
bunların esrarını (gizemini) çözebiliyoruz.
Etimolojisini inceleyeceğimiz bir adlar kümesini ele alalım.
Kafkasyalı bir insan topluluğu olan Adigelerin komşularının bu
adları hangi biçimlerde kullandıklarını öncelikle bir görelim.
Sunduğumuz Nart adlarına ilişkin bölümler “Nartlar” destanının
özünü oluşturur.
Bu adların etimolojik analizini yapmak için, ilkin, Adige dili
içinde, Adige toplulukları arasında bulunan dil (lehçe)
özelliklerini bilmek; ardından, çok heceli (bitişken;
zexetl/зэхэлъ) sözcükleri ve eski dönemlerde Adigelerin bu adları
nasıl verdiklerini kavramak gerek. Ardından, son olarak bu adları
açıklamak için eski dönemlerde, diyalektik olarak, bu adların
verildiği dönemlerde varolan düşünce esaslarına dayanarak ve
Adigelerin geleneklerine değinerek, konuya tarihsel bir yaklaşımda
bulunmak gerekmektedir.
“Toponomi ve omnastiğin (özel kişi ve yer adları biliminin)
gösterdiğine göre, ayrıca Grekçe, Latince, Gürcüce ve Rusça
etnik adların kanıtladığına göre günümüzde olduğu gibi çok eski
dönemlerde, karanlık bir geçmişte de bitişken sözcükler,
Adigece’de yer almış olan bir özellikti”
diyor Prof. G. V. Rogava (54). Buna ek olarak akademisyen
İ. A. Cavahişvili Karadeniz kıyılarında rastlanan epigrafik
yazıtlarda (mezar yazılarında) çok heceli (bitişken) Adigece
adların saptandığını (55) G. V. Rogava’dan alıntılayarak
göstermektedir. Ayrıca S. N. Canaşiya da, Milat öncesinde
Adigece’den Gürcü-Svan diline geçen sözcüklerin çok sözcüklü
(bitişken) olduğunun aydınlatıldığını belirtmektedir (56).
Marksizm’in bilimsel temelini kuran düşünürlerin görüşlerini
dikkate aldığımızda, yukarıda değindiğimiz eski insanların düşünce
düzeyleri (biçimleri), amaçları ve kendi dönemlere ilişkin yaşam
anlayışları şöyle belirlenebilir:
I. Bolluk-bereket;
II. Yiğitlik;
III. Korku salmak (korkutmak).
Eski dönemler insanı, çocuğu doğduğunda, şimdilerde de yapıldığı
gibi, kendi döneminin anlayışına uygun olarak, çocuğunun bahtı
açık, uzun ömürlü, “bolluk-bereket içinde”, düşmana “korku salan”,
çok güçlü ve “yiğit biri” olmasını isterdi. İşte destanımız, eski
insanlara özgü olan bu özellikler üzerine kurulmuştur. Bunun en
inandırıcı kanıtları da Nartların adlarının kendileridir.
I. Bolluk-Bereket görüşü
( idesi ) üzerine, “ten” ya da “tın” (vermek)
elementlerini içeren Nart adları:Setenay,
Şebatınıko (Badınıko), Çelehsten, Set (Setımıko)
ve başkaları.
II. Üstün
Kahramanlık (Yiğitlik) ve Korku Salma
üzerine Nart adları: Nebgırıye, Ş'evay, Bevık’, Dzeğaşt, Yaşe,
Aşemez ve başkaları.
III. Destanda
yüz-burun ya da el-ayak özelliklerine (görüntülerine)
göre verilmiş olan adlara da rastlanmaktadır:Ğojak, Bışe-k’eç’(Быщэ
– кlэкl ), Peterez, vb.
IV. Doğuş
biçimine ya da taşıdığı özelliğe ve karaktere uygun
adlar arasında “Savsırıko”, “Ş'evefıj”, “Nesren”, “Adıyıf” vb
sayılabilir.
“Nart” terimi ve önde gelen Nart adları, oluşumları bakımından iki
kümeye ayrılır:
1) Eski insanın silah ve kuşamından (sem, şem, aşem)
kaynaklananlar ki, “Setenay”, “Savsırıko” ve “Aşemez” gibi;
2) Kişinin yüz-göz-burun hatlarını yansıtanlar:“Peterez”,
“Nart” gibi.
Adige Nart adları, anlaşılabilecek ve belli bir sisteme (geleneğe)
uygun olacak biçimde konulmuştur.
Nart adları ne gibi anlamlar içermektedirler? Bu adlar hangi
ulusun (halk topluluğunun) diliyle verilmiştir?
TOPLULUKLARA GÖRE BAZI NART ADLARI (*)
1) Setenay guaş
(Adigey, Shapsughya), Seteney guaşe (Kabardey), Setenay, Setenay
guaşa, Seteney (Wubıh), Sataney, Sataney guaşa (Abazin), Sataney,
Seteni guaşa, Seteney guaşa (Abhaz), Ş'etena (Шъэтэна) (Oset),
Satanay (Balkar), Setenay biyçe (Karaçay), Setiy Han (Сэтий-Хъан),
Sata (Çeçen), Siela-Sata, Seli Sata (İnguş).
2) Setenayko
Savsırıko,
Sevesırıko, Саосырырыкъу, Savserıko, Sausırıqu, Sovsırıko,
Sosırıko, Sasrıko, К1оц1рых (Adigey, Shapsughya, KBC, KÇC),
Sosırıkua (Wubıh), Savsırıkua (Abazin), Sasrıkua (Sasrıkva,
Abhaz), Шъожъырыкъо (Ş'oj'ırıko;Oset-İron), Sozrıko (Oset-Digor),
Sosrıko (53) (Oset), Sosruk, Sosrıko (Balkar), Sasrıko, Sosruko,
Sosurkua, Sosurka (Karaçay), Сьéска-Солса, Соьска (Çeçen), Seska-Solsı,
Сьексы Солсы (İnguş).
3) Nart
(Adige), Nat, Nate (Shapsughya), Nart (Wubıh, Abazin, Abhaz, Oset,
Balkar, Karaçay, Dağıstan), Ньарт (Çeçen), Нярт (İnguş).
4) Hımışıko
Peterez,
Peterez (Adige), Beterez, Betraz, (Kabardey), П1этэрэз (P'eterez;
Besleneyce), Bataraz (Abazin), Patraz, Patara (Abhaz), Батражъ,
Batıraz, Batıradz (Oset), Batraz (Balkar), Batraz (Karaçay),
Petrez, Pataraz (Çeçen), Petrez, Хъымчи, Pataraz, Patıraz, Patrij
(İnguş), Patrij, Хамчи (Dağıstan).
5) Aşemıko
Aşemez
(1ащэмыкъо 1ащэмэз), Yaşemıko Aşmez (Adige, Kabardey), Aşmez
(1ащмэз; Shapsughya), Кятэуэн (Kyateven; Shapsugh, özel ad),
Aşmez (1ащмэз; Wubıh, Abazin), Кятауан (Kyatavan), Кетуан (Ketvan;Abhaz),
Ацэмэжъ (Oset-İron), Ацэмэз (Oset-Digor), Açemez (Balkar), Açey,
Açemez (Karaçay), Açımız, Açamaz (Çeçen), Açamza, Açmaz (İnguş).
6) Verzemegıko
Şebatınıko
(Орзмэджыкъо Щэбатыныкъо), Щэбатын (Shapsugh), Nart Şebatınıqu,
Nart Şebatınıko (Adigey), Bedınoko (Kabardey-Besleney), Badinoko
(Kabardey), Бэрдэнэкъуа (Berdenekua; Wubıh), Badanıkua (Abazin),
На-Шбатаква (Na-Şbatakva;Abhaz), Beden, Bedeneg (Oset), Bödene
(Balkar), Bödene, Badinoko (Karaçay), Batkiy, Şirtka, Batkiyiy,
Batoko-Şertuka (Çeçen), Batoko-Şertuko, Batoko-Şirtta (İnguş).
7) Kancımıko
Ş'evey
(Къанджымыкъо Шъ эуей), Nebgırıyeko Ş'evay, Sacemıko Ş'evay (Саджэмыкъо
Шъэуай), Ş'evey (Adigey, Kabardiya), Шъэуай (К1андза /Ç’andza
oğlu; Oset), Karaşavay, Şavay (Balkar), Şavay (Karaçay).
DİPNOTLAR
47)
K’eraş Tembot. Adıghe ueredızhxer, Mıyequape, s. 11-12.
48)
İlginç şey. Setenay guaşenin yüz oğlu bulunduğunu, babasının Xnıc
(Хнышъ;Khnış') olduğunu Abhazlar söylüyorlar: “Nartların annesi
Setenay guaşe erkeklerden daha ünlü biriydi. Nartlar dahil herkes
ona danışıyordu. Bu nedenle de Nart anası Setenay guaşeyi altın
değerindeki güzel-kraliçemiz diye çağırıyorlardı. (Abx. Nİİ
arşivi, Abhaz Nartları, III tekst, ”Seteni-guaca”, s. 8)
49)
Oçerki istorii Adıgei, t. I, Maykop, 1957, s. 28.
50)
Massudi 943’te Adigelere ilişkin olarak şunları yazmıştır:
”Birlikte hareket edebilseler, Alanlar içlerinde olmak üzere,
hiçbir saldırgan komşuları, onları rahatsız edemez ve onlar
üzerinde asla bir baskı kurmayı bile göze alamaz. Onlar hem
kalabalık ve hem de savaşçıdırlar; onlarla baş etmek, sıradan
halklara göre çok daha zordur” (Rukovodstvo k poznaniyu Kavkaza,
1850, s. 37).
51)
Yevg. Kovalevski’nin yazdığına göre, akademisyen Güldeşted
Adigelerle Abhazların dil, tip ve gelenek bakımından benzer
olduklarını belirtmektedir:”Her iki halkın Adigelerle Abhazların
aynı köke dayanan dilleri vardır, fakat bu dilleri o denli
lehçelere bölünmüştür ki, belli bir ilişkileri olmadığı sürece
birbirlerini anlayamazlar (Oçerki istorii etnografii Kavkaza, j.
”Vestnik Yevropı”, t. III, otd. I, s. 94-95).
52)
”Zapiski” SKKGNİİ, t. II, Rostov na-Donu, 1929, s. 333.
53) Bu
ad Osetlerdeki söyleniş biçimine göre 19. yüzyılda şöyle
yazılmıştı: "Sosrıko", "Sosırıko". Bak. Sb. Svedeniy o Kavkazskix
Gortsax, Tiflis, 1871, vıp. V;aynı "Sbornik" (Dergi), vıp. VII.
(*) Bu tablo Asker Hadeğal’ın “Лъэпкъым иш1эжь, адыгэ нарт
эпосым лъапсэу и1эр”/Ulusun Hafızası, Adige Nart Destanının
Kökeni” adıyla 2002 yılında Maykop’ta yayınlanan kitabının eki
olarak verilen ve 100 adı içeren tablodan alınmıştır. -HCY |