...................
...................
NARTLAR: ADİGE YİĞİTLİK DESTANI  -4

HADEĞAL Asker  (ХЬАДЭГЪАЛ1Э Аскэр)
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

                         
...................
...................
VII

Adige destanı “Nartlar”da anaerkil ve ataerkil aile görüntülerine de rastlanır. Kadının sözünün önde ve egemen olduğu, kadının kendi başına karar aldığı, serbest hareket ettiği, bilinen tek bir eşinin (kocasının) olmadığı ve büyük bir saygı gördüğü anaerkil aile dönemine ait motifler, Adige Nart destanında çok belirgin bir biçimde görülebilmektedir.

Tembot K’eraş
, Nart türkülerini (пщыналъ) incelerken, Setenay’a ilişkin tekstleri ele alıp bu tekstlerin anaerkil yönlerini göstermektedir:

“Şabatınıko’nun (Pşı-Batinoko) geldiğini gören Setenay-guaşe şöyle der:

“Yey, ar Şebatnıqua,                “Hey, o Şabatınıko’dur,
Lvıxhu kopq xetxınba!”              Ondan bir erkek kalça kemiği kapalım”

Burada “Erkek kalça kemiği” (Lvıxhu kopq/Л1ыхъу копкъ)  sözleriyle söylenmek istenen şey, güçlü bir erkek çocuk edinme isteğidir. Bunu da Setenay guaşenin Şabatınıko’yu karşılayış biçimi gibi, güzel Akuanda’yı (Акуандэ-дахэ) öne sürüp onu elde etmeye çalışmasından, Setenay guaşenin kendisinin de “beyaz kolları, diri göğüsleri ve kar beyazı bacaklarıyla” onu etkilemeye kalkışmasından anlıyoruz:


“Üzüm suyu fıçımız,
Doldu taşıyor,
Gelin odamız
Çoktandır boş,
Bak, güzel Akuanda’ya,
Okşattıralım başını sana”
(47).

Dahası Setenay-guaşe, Savsırıko’yu bilinen bir erkekten (kocadan) doğurmuş olmadığından ötürü utanmıyor. Bunu da at ahırına gittiğinde, oğlunun atı Thojıy’ı çekiştirirken söylediği şu sözlerinden anlayabiliyoruz:

“Thojıy, seni gidi koca köpek dişli seni, vo-voreda
Hiçbir atın kendisine yetişemediği, vo-voreda
Sanki yedi oğlum varmış da taşıyormuşsun, vo-voreda
Sanki kocam varmış da taşıyormuşsun, vo-voreda
Bahtsız doğan bir tanemin
(48), vo-voreda
Ne diye lafını ettirirsin?”


Sonraları Setenay-guaşenin bilinen bir kocası olduğunu ve onun Nart Meclisi “H’ase”ye (Xase/Хасэ) katıldığını da görebiliyoruz. Ancak Setenay’ın kocası Jemadıvıj (başka anlatılarda Verzemeg) üzerinde güçlü bir otoritesinin bulunduğunu da anlıyoruz (Bkz. Yaşlı Jemadıv’ın öldürülüşü, internet).

Nart Jemadıvıj (Jemadıuızh/Жэмадыужъ) öyküsünden anladığımız kadarıyla, Nart topluluğu içinde en yerinde karar verebilen kişi Setenay guaşedir. Anlatıya göre Setenay, “kocamış yaşlıların öldürüldüğü Aleg’in büyük evine, öldürülmesi için kocası Jemadıvıj’ın gitmesini sağlar”, ama ardından evinin bodrum katında (чlыунэ) büyüttüğü oğlu Savsırıko’yu,  ne yapması gerektiğini söyleyerek Aleglerin evinde yapılacak Ölüm Kurultayı'na (Жъыук1 Xaсэ) gönderir. Gelenek gereği, toplantıda öldürülecekler arasında Setenay’ın kocası Verzemeg (Jemadıvıj) de vardır.

Savsırıko ölüm kurultayına gidip Verzemeg’i kurtarır.

Döndüklerinde Setenay, Verzemeg’e şöyle sorar:

“ Karşındaki bu delikanlıyı
Oğlun olarak mı
Yoksa kardeşin olarak mı görmek istersin?”

“Oğlum olarak görmek isterim” der Verzemeg de.

“Kardeşim olarak görmek isterim deseydin, seni ona öldürtüp, onu da erkeğim yapardım. Yendin beni ihtiyar delikanlım”, diyerek sözlerine son verir Setenay guaşe.

Eskiden Nart ailesinde egemenliğin kadına ait olduğunu bu karşılıklı konuşmadan da anlayabiliyoruz.

“Oçerki istorii Adıgei”
(Adigey Tarihi Üzerine Bir İnceleme) adlı yapıtın yazarları, Adige destanı Nartlarda, eskiden Adigeler arasında bulunan anaerkil ilişkilerin sergilendiğini yazmaktadırlar.

“Adige Nart (Yiğitlik) destanında kadının yeri önemlidir, büyük bir saygı gören ve halk destanının “anamız” diye andığı Setenay örneği, anaerkil ilişkilerin varlığını açıkça göstermektedir. Bu kanıyı Nart destanındaki daha başka kadınlar da (Adıyıf, vb) desteklemektedir. Işık saçan Adıyıf, kendisinden saçılan ışığı ile,  seferden ganimetlerle dönen Nartların yolunu aydınlatıyordu”
(49).

Ancak anaerkil görüntüler yanında, ataerkil görüntülerin de giderek çoğaldığı, sonunda Nart şarkı ve türkülerinde anaerkil ve ataerkil görüntülerin karma bir biçim aldığı görülmektedir.

Sözgelişi Setenay-guaşe, genç oğlu Savsırıko’yu  ilk  kez Nart  Meclisi “H’ase”ye (Xase) götürdüğünde: “Analara saygımız sonsuz, ama kadınlar istiyor diye her yeni yetme Nartı, H’ase’ye kabul etme gibi bir geleneğimiz yoktur” sözleriyle karşılanıyor.

Hemen ardından bir başka örnek de verebiliriz. Savsırıko, Nart Meclisi’nden dönüşünde kendisini karşılayan Setenay’ın:

“Oğlum, Meclis’te neler görüşüldü bugün” biçimindeki sorusuna,

“Nart erkeklerinin işi, kadınları ilgilendirmez”
yanıtını aldı.

Böylece, giderek ataerkil özellikler destanda ağırlık kazanmaya başladı. Bununla birlikte kadına saygı ve değer verilmiyor da değildi. Nartlar kadına karşı kaba davranışlardan kaçınıyorlardı. Eski geleneklere ilişkin anlatı ve sözcükler yanında, günümüz insanlarının söylentilerinde de kadına verilen değeri gösteren yeterince kanıt vardır. Sözgelişi şöyle deniyordu:


“Kadın bulunan yerde
Kılıç çekilmez”
(Atasözü).

İki kişi boğuşurken, araya bir kadın girip saçlarını çözdüğünde, boğuşanlardan biri:


“Sen olmasaydın,
Ben ona ne yapacağımı bilirdim!”
der ve dururdu.

Bu gösterdiğimiz anaerkil ve ataerkil özellikler, eskiden Adigeler arasında bulunan ilişkilerin tarihsel bir temele dayandığını kanıtlamaktadır. Bu bakımdan destanın Adige tarihi açısından da büyük bir önem taşıdığını anlıyoruz.

Bir Adige destan-epopesi olan Nartların kapsadığı her şey, -insanların çetin doğa koşulları ve düşmanlarla mücadele ederek yaşamlarını sürdürmeleri, sürekli adalet peşinde koşmaları, merhametli olmaları, yiğitliği, yürekliliği, canını esirgememeyi, düşman karşısında acımasız olmayı, iyilik yapmayı, alçak gönüllü, akıllı ve zeki olmayı, kardeşliğe önem vermeyi, bu özelliklerle koşut olarak Prometheus ve Tantalos gibi, yeryüzü mitolojisindeki motifleri de içermeleri- bütün bunlar,  bu çalışma içerisinde,  genişliğince ve yeterince ortaya konuluyor değildir. Ancak bir çalışma, bir etüt boyutu çerçevesinde bunlardan da kısaca söz edilecektir.



VIII


Adige Nart destanı motifleri üzerine Tembot K’eraş, Dmitriy Kestan, Askerbi Şorten ve Haçım Tevne’nin yukarıda değindiğimiz çalışmalarını ve söylediklerini dikkate alarak ama üzerlerinde fazlaca da durmayarak,  Rus, Oset ve diğer ülkelerden Nartologların 19’uncu yüzyıldan bu yana söylediklerini göz önünde tutarak, “Nart” teriminin ve Nart adlarının etimolojisini kısaca ele alabiliriz.

Nart terimi ile Nart erkek adlarının anlamlarını açıklamak için birkaç sorunu çözmek gerekiyor, bunu da birkaç bilimsel teorik sorunu çözümlemeden yerine getiremeyiz.


Sözcüklerin ve terimlerin  “dilinin”  en çok yansıttığı şeylerin ilki - o sözcüğün hangi halka ait olduğu, o terimi ve adı verenin kendisi; ikincisi- bu sözcükleri kullanan halkın, bu sözcüğün sahibi olan halkla bir kültürel ilişkisi bulunduğu ve bunlara dayalı sorunların hepsini ele alma gereğidir.
Sözcüklerin etimolojik analizi, eski milliyetçi ya da ona yakın eğilimdeki çok eski dönemlerden gelme tarihsel açıklamaların yanlışlığını ve bunların nerelerden kaynaklandığını yeterince açığa çıkarmaktır.

Çok eski zamanlardan beri Kafkasya’da yaşayan, orada türeyen, dil ve gelenekleri yerli yerine oturmuş, kahramanlığıyla ünlenmiş olan (50) Adigelerin elbette komşuları olmuştur. Sözgelişi Abhazlar Adigelerin, her zaman için komşuları olmuşlardır. Abhazlarla Adigelerin ortak bir dil ve soy kökeni vardır (51).  Adigeler Karaçay, Balkar, Oset, Çeçen ve daha başka halklarla da komşuydular ve aralarında dostluk ilişkileri bulunuyordu.

Adigelerde bulunan şarkı, türkü ve öykü gibi Nart söylentilerinin süjeleri çok eski dönemlerden başlayarak komşu halklara da geçmiştir. Bu halklar, bu süjeleri kendi algılayış (duyuş) biçimlerine ve kendi dil özelliklerine uydurarak benimsediler, Nart erkek ve kadın adlarını da kendi söyleyiş biçimlerine dönüştürerek kullandılar. Bu komşular Adige Nart şarkılarını çoğu kez açıklama gereği duyuyorlardı. Kendileri farkında olmasalar da Kafkasya’da yaşayan çok sayıda halk topluluğunun, aynı görüş, aynı gelenek ve karakterleri benimsemesinde ve yakınlaşmasında, Nart destanının büyük bir rolü olmuştur.

Sonuç olarak,  Nart destanının yayılma alanı genişlemiş oldu. Şimdi bilim adamları,  çok eski dönemlerden günümüze erişmiş bulunan Nart destanının ilk sahibinin ve asıl yaratıcısının hangi Kafkas halkı olduğunu araştırmaktadırlar? Sorulan başlıca soru da budur.  Önde gelen Nart kahramanlarına ad veren halk nasıl bir halktır?

Bilim adamları bu konularda hayli çalıştılar ve görüşlerini de açıkladılar.

Akademisyen Vsevold Miller “Oset Etütleri” adı altında 1881-1887’de Moskova’da yayınladığı kitapların önsözünde, Oset öykülerinin çoğunun Adigeler (Kabardeyler) ve Çeçenler arasında da bilindiğini, birkaçı dışında, Oset Nart adlarının Adigece  (Kabardeyce) olduğunu ya da yabancı özellikler taşıdıklarını belirtmektedir (s. 3-4).

Oset bilim adamı Prof. V. İ.  Abayev’in  “Problemı Nartskogo Eposa”  (Nart Destanının Sorunları) adlı çalışmasında ve “Nartskiy epos” (Nart Destanı) adıyla 1957’de Vladikavkaz’da yayınladığı yapıtta Nart adlarına ilişkin olarak şunlar söylenmektedir: “Satana, Setenay, Sataney” adlarının anlamını (ne içerdiğini) Osetçe olarak ya da bir Kafkas diliyle açıklayamıyoruz (s. 35). Savsırıko’dan (Sosrıko) söz ederek,  “Sosr” sözcüğünün içerdiği anlamı açıklayabilseydik, Nart araştırmacıları çok sevinmiş olurlardı. Osetçe söylenişiyle Sozrıko sözcüğü kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde Adigece’den gelmektedir (s. 36).

Oset yazarı D. G. Jantiyev’in “O geroiçeskom epose gortsev Severnogo Kavkaza” (Kuzey Kafkasya Dağlılarının Kahramanlık Destanı Üzerine) adlı yazısında, “Nart” sözcüğünün ne anlama hiçbir Kuzey Kafkas dilinde açıklanamamaktadır (52), biçiminde kendi görüşlerini belirtmektedir.

Prof. L. P. Semenov “Nartskie Pamyatniki v Folklore İnguşey i Osetii” başlığıyla 1930’da Vladikavkaz’da yayınlanan kitabında:“Günümüzde  “Nart” sözcüğü ile Nart destanının doğduğu, kaynaklandığı yer henüz yeterince aydınlatılamamıştır” demektedir (s. 4).

Nart adlarının anlamları açıklanamayınca, bilim adamlarından biri Moğol ya da Alanca (V. İ. Abayev), ikincisi bir İran dili (M. V. Rklitskiy), üçüncüsü de Pers, Ermeni ya da Svanca (L. Lopatinskiy) kökenli olmalıdır, dediler ve konuyu değişik yönlere çektiler. Ancak ne yaptılarsa da, kökü çok eskilere uzanan bu adları kilitleyen “kilidi” açmayı başaramadılar. Kilitli kalan bu adların anlamlarını günümüze değin açıklayamadılar.

Adige destanı “Nartlar”daki kişi adlarını, yani Setenay, Savsırıko (Sosrıko), Şebatınıko (Badınoko), Nesren, Hımış, Bışe K’eç’, Peterez (Beterez), Kanc (Къандж), Nebgırıye (Nerıbgey), Ş'evay, Adıyıf, Akuand, Nart Set (Setımıko), Nart Bevık’, Nart Ğojak, Dzeğaşt, Yerışeko, Arıkş'av, Temenş'av, Tlegutsu-jak’ (Tlegutsu-jakv), Temenşu, T’et’raş (Tvetvraş) (Totreş), Bedah’ (Bedax), Çelehset, Koles, Ş'evak’ (Cevakv-Шъэуакl), Tlepş, Debeç ve daha başkalarının, bu arada “Nart” teriminin anlamlarını Adige dili geleneklerine (kurallarına) dayanarak gösterebiliriz. Yani Adigece anahtarı ile bu sözcüklerin “kilidini” açabiliyor, bunların esrarını (gizemini) çözebiliyoruz.

Etimolojisini inceleyeceğimiz bir adlar kümesini ele alalım. Kafkasyalı bir insan topluluğu olan Adigelerin komşularının bu adları hangi biçimlerde kullandıklarını öncelikle bir görelim.

Sunduğumuz Nart adlarına ilişkin bölümler “Nartlar” destanının özünü oluşturur.

Bu adların etimolojik analizini yapmak için, ilkin, Adige dili içinde, Adige toplulukları arasında bulunan dil (lehçe) özelliklerini bilmek; ardından, çok heceli (bitişken; zexetl/зэхэлъ) sözcükleri ve eski dönemlerde Adigelerin bu adları nasıl verdiklerini kavramak gerek. Ardından, son olarak bu adları açıklamak için eski dönemlerde, diyalektik olarak, bu adların verildiği dönemlerde varolan düşünce esaslarına dayanarak ve Adigelerin geleneklerine değinerek, konuya tarihsel bir yaklaşımda bulunmak gerekmektedir.


“Toponomi ve omnastiğin (özel kişi ve yer adları biliminin) gösterdiğine göre, ayrıca  Grekçe, Latince, Gürcüce ve Rusça etnik adların kanıtladığına göre günümüzde olduğu gibi çok eski dönemlerde, karanlık bir geçmişte de bitişken sözcükler, Adigece’de yer almış olan bir özellikti”
diyor Prof. G. V. Rogava (54). Buna ek olarak akademisyen İ. A. Cavahişvili Karadeniz kıyılarında rastlanan epigrafik yazıtlarda (mezar yazılarında) çok heceli (bitişken) Adigece adların saptandığını (55) G. V. Rogava’dan alıntılayarak göstermektedir. Ayrıca S. N. Canaşiya da, Milat öncesinde Adigece’den Gürcü-Svan diline geçen sözcüklerin çok sözcüklü (bitişken) olduğunun aydınlatıldığını belirtmektedir (56).

Marksizm’in bilimsel temelini kuran düşünürlerin görüşlerini dikkate aldığımızda, yukarıda değindiğimiz eski insanların düşünce düzeyleri (biçimleri), amaçları ve kendi dönemlere ilişkin yaşam anlayışları şöyle belirlenebilir:

I. Bolluk-bereket;
II. Yiğitlik;
III. Korku salmak (korkutmak).


Eski dönemler insanı,  çocuğu doğduğunda, şimdilerde de yapıldığı gibi, kendi döneminin anlayışına uygun olarak, çocuğunun bahtı açık, uzun ömürlü, “bolluk-bereket içinde”, düşmana “korku salan”,  çok güçlü ve “yiğit biri” olmasını isterdi. İşte destanımız, eski insanlara özgü olan bu özellikler üzerine kurulmuştur. Bunun en inandırıcı kanıtları da Nartların adlarının kendileridir.


I. Bolluk-Bereket görüşü
( idesi ) üzerine, “ten” ya da “tın” (vermek) elementlerini içeren Nart adları:Setenay, Şebatınıko (Badınıko), Çelehsten, Set (Setımıko) ve başkaları.

II. Üstün Kahramanlık (Yiğitlik) ve Korku Salma
  üzerine Nart  adları: Nebgırıye,  Ş'evay, Bevık’, Dzeğaşt, Yaşe, Aşemez ve başkaları.

III. Destanda yüz-burun ya da el-ayak özelliklerine (görüntülerine) göre verilmiş olan adlara da rastlanmaktadır:Ğojak, Bışe-k’eç’(Быщэ – кlэкl ), Peterez, vb.

IV. Doğuş biçimine ya da taşıdığı özelliğe ve karaktere uygun adlar arasında “Savsırıko”, “Ş'evefıj”, “Nesren”, “Adıyıf” vb sayılabilir.

“Nart” terimi ve önde gelen Nart adları, oluşumları bakımından iki kümeye ayrılır:

1) Eski insanın silah ve kuşamından (sem, şem, aşem) kaynaklananlar ki,  “Setenay”, “Savsırıko” ve “Aşemez” gibi;
2) Kişinin yüz-göz-burun hatlarını yansıtanlar:“Peterez”, “Nart” gibi.

Adige Nart adları, anlaşılabilecek ve belli bir sisteme (geleneğe) uygun olacak biçimde konulmuştur.

Nart adları ne gibi anlamlar içermektedirler? Bu adlar hangi ulusun (halk topluluğunun) diliyle verilmiştir?



TOPLULUKLARA GÖRE BAZI NART ADLARI (*)

1) Setenay guaş
(Adigey, Shapsughya), Seteney guaşe (Kabardey), Setenay, Setenay guaşa, Seteney (Wubıh), Sataney, Sataney guaşa (Abazin), Sataney, Seteni guaşa, Seteney guaşa (Abhaz), Ş'etena (Шъэтэна) (Oset), Satanay (Balkar), Setenay biyçe (Karaçay), Setiy Han (Сэтий-Хъан), Sata (Çeçen), Siela-Sata, Seli Sata (İnguş).

2) Setenayko Savsırıko, Sevesırıko, Саосырырыкъу, Savserıko, Sausırıqu, Sovsırıko, Sosırıko,  Sasrıko, К1оц1рых (Adigey, Shapsughya, KBC, KÇC), Sosırıkua (Wubıh), Savsırıkua (Abazin), Sasrıkua (Sasrıkva, Abhaz), Шъожъырыкъо (Ş'oj'ırıko;Oset-İron), Sozrıko (Oset-Digor), Sosrıko (53) (Oset), Sosruk, Sosrıko (Balkar), Sasrıko, Sosruko, Sosurkua, Sosurka (Karaçay), Сьéска-Солса, Соьска (Çeçen), Seska-Solsı, Сьексы Солсы (İnguş).

3) Nart (Adige), Nat, Nate (Shapsughya), Nart (Wubıh, Abazin, Abhaz, Oset, Balkar, Karaçay, Dağıstan), Ньарт (Çeçen),  Нярт (İnguş).

4) Hımışıko Peterez, Peterez (Adige), Beterez, Betraz,  (Kabardey), П1этэрэз (P'eterez; Besleneyce), Bataraz (Abazin), Patraz, Patara (Abhaz), Батражъ, Batıraz, Batıradz (Oset), Batraz (Balkar), Batraz (Karaçay), Petrez, Pataraz (Çeçen), Petrez, Хъымчи, Pataraz, Patıraz, Patrij (İnguş), Patrij, Хамчи (Dağıstan).

5) Aşemıko Aşemez (1ащэмыкъо 1ащэмэз), Yaşemıko Aşmez (Adige, Kabardey), Aşmez (1ащмэз;  Shapsughya), Кятэуэн (Kyateven; Shapsugh, özel ad), Aşmez (1ащмэз; Wubıh, Abazin), Кятауан (Kyatavan), Кетуан (Ketvan;Abhaz), Ацэмэжъ (Oset-İron), Ацэмэз (Oset-Digor), Açemez (Balkar), Açey, Açemez (Karaçay), Açımız, Açamaz (Çeçen), Açamza, Açmaz (İnguş).

6) Verzemegıko Şebatınıko (Орзмэджыкъо Щэбатыныкъо), Щэбатын (Shapsugh), Nart Şebatınıqu, Nart Şebatınıko (Adigey), Bedınoko (Kabardey-Besleney), Badinoko (Kabardey), Бэрдэнэкъуа (Berdenekua; Wubıh), Badanıkua (Abazin), На-Шбатаква (Na-Şbatakva;Abhaz), Beden, Bedeneg (Oset), Bödene (Balkar), Bödene, Badinoko (Karaçay), Batkiy, Şirtka, Batkiyiy, Batoko-Şertuka (Çeçen), Batoko-Şertuko, Batoko-Şirtta (İnguş).  

7) Kancımıko Ş'evey (Къанджымыкъо Шъ эуей), Nebgırıyeko Ş'evay, Sacemıko Ş'evay (Саджэмыкъо Шъэуай), Ş'evey (Adigey, Kabardiya), Шъэуай (К1андза /Ç’andza oğlu; Oset), Karaşavay, Şavay (Balkar), Şavay (Karaçay).


DİPNOTLAR
47)
K’eraş Tembot. Adıghe ueredızhxer, Mıyequape, s. 11-12.
48)
İlginç şey. Setenay guaşenin yüz oğlu bulunduğunu, babasının Xnıc (Хнышъ;Khnış') olduğunu Abhazlar söylüyorlar: “Nartların annesi Setenay guaşe erkeklerden daha ünlü biriydi. Nartlar dahil herkes ona danışıyordu. Bu nedenle de Nart anası Setenay guaşeyi altın değerindeki güzel-kraliçemiz diye çağırıyorlardı. (Abx. Nİİ arşivi, Abhaz Nartları, III tekst, ”Seteni-guaca”, s. 8)
49)
Oçerki istorii Adıgei, t. I, Maykop, 1957, s. 28.
50)
Massudi 943’te Adigelere ilişkin olarak şunları yazmıştır: ”Birlikte hareket edebilseler, Alanlar içlerinde olmak üzere, hiçbir saldırgan komşuları, onları rahatsız edemez ve onlar üzerinde asla bir baskı kurmayı bile göze alamaz. Onlar hem kalabalık ve hem de savaşçıdırlar; onlarla baş etmek, sıradan halklara göre çok daha zordur” (Rukovodstvo  k  poznaniyu Kavkaza, 1850, s. 37).
51)
Yevg. Kovalevski’nin yazdığına göre, akademisyen Güldeşted Adigelerle Abhazların dil, tip ve gelenek bakımından benzer olduklarını belirtmektedir:”Her iki halkın Adigelerle Abhazların aynı köke dayanan dilleri vardır, fakat bu dilleri o denli lehçelere bölünmüştür ki, belli bir ilişkileri olmadığı sürece birbirlerini anlayamazlar (Oçerki istorii etnografii Kavkaza, j. ”Vestnik Yevropı”, t. III, otd. I, s. 94-95).
52)
”Zapiski” SKKGNİİ, t. II, Rostov  na-Donu, 1929, s. 333.
53)
Bu ad Osetlerdeki söyleniş biçimine göre 19. yüzyılda şöyle yazılmıştı: "Sosrıko", "Sosırıko". Bak. Sb. Svedeniy o Kavkazskix Gortsax, Tiflis, 1871, vıp. V;aynı "Sbornik" (Dergi), vıp. VII.

(*)
Bu tablo Asker Hadeğal’ın “Лъэпкъым иш1эжь, адыгэ нарт эпосым лъапсэу и1эр”/Ulusun Hafızası, Adige Nart Destanının Kökeni” adıyla 2002 yılında Maykop’ta yayınlanan kitabının eki olarak verilen ve 100 adı içeren tablodan alınmıştır. -HCY