...................
...................
NARTLAR: ADİGE YİĞİTLİK DESTANI  -5

HADEĞAL Asker  (ХЬАДЭГЪАЛ1Э Аскэр)
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

                         
...................
...................

I.  SETENAY

Bu kadın adı,  Adige kadın adları olan “Goşhuray”,  “Vınay”, köy adları olan “Hatiquay”, “Neşükuay” (Necuıquay/Нэшхукъуай) ve “Cambeçıy” (Djambeçıy/Джамбэчый) gibi, süjenin (o şeyin) kime ait olduğunu gösteren “-ay” ve  “-ıy” gibi bir sonek almıştır. Bu Nart kadın adını parçalarına ayırarak  inceleyelim:

Se-ten-ay

Se” (kılıç) ya da “seşh’o” (seşxo/сэшхо)-kılıç ya da “sejıy”(sezhıy/сэжъый)- bıçak, satır anlamlarını verir, bir başka anlamda  -“aşe/ащэ” (silah) anlamı içerir.

“Ten” (vermek), “yettın” – veririz gibi bir anlam içerir.

Ay”,  aidiyet belirten ve belirli bir adın sonuna eklenen bir sonektir.

Böylece “Setenay” adı “Se zıtıre/Сэ зытырэ” (kılıç sunan, kılıç veren) ya da “Setı/Сэты” (kılıç veren) anlamı içerir. Başka bir anlatımla “eşetı/1эщэты”, “aşetı/ащэты” (silah veren) anlamındadır ve özellikle savaşçı  biri için aranır bir eş adıdır.

Adigeler bu kadın adını daha çok saygı ifade eden “guaşe/гуащэ” (hanımefendi) sözcüğünü ekleyerek kullanırlar. Buradaki “guaşe” sözcüğü “pşı”nın (beyin) eşi anlamı taşımaz, toplumsal bir statü (ünvan) değildir.

“Setenay” adının Adigece olması, çok eski dönem insanları arasında “se/сэ” ya da “seşh’o/сэшхо”nun (kılıç) egemenliği temsil ettiğini, yani “kılıç dönemini” (sem yıtlexhan/сэм илъэхъан) yansıtmaktadır. Dolayısıyla “silah sahibinin daha güçlü olması” ve silah sahibinin üstünlük sağlaması çok normaldir. Bu nedenle:“Tınır-tını, au ser tınıme yatınızh!/Тыныр-тны, ау сэр тынымэ ятыныжъ!”(Hediye-hediyedir, ama kılıç hediyelerin en eskisidir!) deyimi eski bir Adige Nart vecizesi olmuştur. Kılıç vermek,  insan katında büyük bir değer taşıyordu.

Düşünce-ide yönünden “Setenay” sözcüğü, destanın içinde farklı bir anlam da içeriyordu: Setenay, düşünce (mecaz) anlamında,  savaşçılara karşılık ve silah veren biri olduğu gibi, Nart kahramanlarına yol gösteren, akıl veren ve çözümler getiren biriydi ayrıca.

Böylesine bir uyum ve birliktelik, Setenay sözcüğünün içerdiği anlam ile Setenay’ın  kendi statüsü arasında da görülmektedir.

Setenay, ayrıca bir güzellik simgesidir de. Adigeler bir güzel kız gördüklerinde:“Onu Nartların Setenay-guaşe’si yerine koysan olur!” derlerdi. Bu nedenle, Setenay sözcüğü, Adige Nart destanında simgesel (mecazi) anlamda, sık sık  “güzel kız” karşılığı olarak da kullanılmaktadır. Bunu destekleyen bir deyiş de vardır:Setenay’ın Nart destanında bulunuş biçiminde olduğu gibi, Çerkes adının Kafkasya’daki halkların dillerinde, yani her birinin dilinde “çerkeşenka-simbol krasotı” (57) (Çerkes güzellik simgesi) biçiminde yer almış olmasıdır.

Adigelerin bu adı daha sonraları güzel bir kır çiçeğinin adı olarak da kullandıklarını  görürüz. Bu çiçek, hala günümüz yaşlıları tarafından bilinmektedir.

“Setenay” adlı çalı cinsinden bir ağaççık (гъуй-ğuy) vardır, diyor ünlü Bjeduğ öykü anlatıcısı Ahmed Lıbzıv (Lvıbzıu/Л1ыбзыу Ахьмэд). Ona  “hırko dikeni” de (хъыркъо пан-xhırqo pan) diyorlar. Çayırlık alanlarda öbekler halinde bulunur ve her biri çok sayıda çiçek açar (58).

Tanınmış öykü anlatcısı  İsmail K’uay (Klyaй Иcмахьил;Kvuay İsmahil), Adigelerin “Setenay” adını verdikleri çiçeği (къэгъагъ;qeğağ) iyi bilmektedir:“Haç görünümlü küçük bir çalıdır, dibinde çok sayıda sürgün bulunur, çiçekleri savrulmuş görünümlüdür, yani açılmış süpürge otuna benzer; “Setenay”, bu çalının ve çiçeğinin adıdır (59).

Adige köylüleri “Setenay” adlı çiçeği tanır, onu çift sürme mevsiminde bir takvim yerine de kullanırlardı. Örneğin bu ad Adige deyişlerine şöyle girmişti:

“Setenayer chetlağeu
Zhuoğe ğunem yımıxıj”.

Ya da Kabardeyce olarak:

“Seteneyır chetlaue
Wağe ğunem yomıxıj!”

Bu sözlerin anlamı “Setenay” başak bağladıktan sonra, artık geç kaldın, ilkbahar çift işlerinde fırsatı kaçırdın, demektir.

Adige arı yetiştiricilerinin eski bir deyişleri de vardır: “Setenayer chatleme, bjem tyetlhe femıcvıj”, yani “Setenay başak bağladıktan sonra, kovana üstlük koyma”, yani arı artık bal yapmaz, demek isterlerdi. 

“Setenay” adının içerdiği anlam Adigelerce iyi bilinmekte ve ona ilişkin öyküler de bulunmaktadır.

Kültürel ilişkilerin bir gereği olarak, Adige destanının şarkı ve öykülerinin süjeleri (kişileri), Adigelere komşu olan halklar arasında da giderek yayılıyordu. Buna bağlı olarak Adige  söylentilerindeki kişilerin adları da yayılıyor ve benimseniyordu. Böylesine öyküleri benimseyen bir halkın söylentileri gibi, o öykülerdeki Adigece adlar da “benimseniyor” ve sanki  girdiği yerin  öz malına dönüşmüş gibi oluyordu. Ancak, böylesine söylentilerin çıkış yeri ve izlediği yol, süjelerinin (kişilerinin) özelliklerinden ayrıştırılarak,  bu öykülerdeki adlardan izlenme yolu başlatıldığında, bilimsel yoldan bütün bu adların (süjelerin)  kökenine inilebilmekte ve asıl köken (kaynak/ad) belirlenebilmektedir.  

İncelemeye aldığımız Nart adlarının bulunduğu küçük tablo, “Setenay” guaşenin izlediği yolu belirlememizi sağlamaktadır (Bkz. Topluluklara göre Nart adları bölümü).

Örneğin, Kabardeylere komşu olan Osetler, Setenay adını “Ş’etana” (шъэтана) biçiminde söylüyorlar. Osetçede keskin “S”-“C” sesi yoktur, sözcükteki “S” sesini Osetler “Ş’”-“шъ” biçiminde söylüyorlar. Bu kural gereğince,  Adigecedeki “Setenay” (Cэтэнай) adı, Osetçede “шъэтана” (Ş'etana) oluyor. Bu arada şöyle bir soru da sorulabilir: “Adigelerce kullanılan Setenay adı, Osetlerden Adigelere geçmiş olamaz mı?” Bu soruya “Hayır, olamaz” karşılığını verebiliriz. Çünkü Adigecede “Ş’”-“шъ” sesi vardır. Sonuç olarak, “Ş’etana” sözcüğü Osetçeden gelme bir sözcük olsaydı, Adigeceye de “Ş’etana” biçiminde geçerdi, ama değil. Bu konuda belirlediğimiz şey de şudur:Adige Nart kadını “Setenay”ın koordinatları, bu sözcüğün Adigelerden çıkıp Osetlere doğru gittiği  biçimindedir.


II.  “ŞEBATINIKO” (BADINOKO)

Şebatınıko adı değişik Adige topluluklarınca farklı biçimlerde söylenir. Shapsughca “Şşebatınıko/Щэбатыныкъо”, Bjeduğ-K’emguy lehçelerinde “Şebatınıko/Шэбатыныкъо”, Kabardey-Besleney lehçelerinde “Pşı-Badınoko/Пщы-Бадынокъо” ve “Badınoko/Бадынокъо” biçimlerinde söylenir.

Akademisyen İ. A. Cavahişvili’nin belirlemesine göre, “Pşı-Badınoko” adı Karadeniz’in kuzey doğusunda bulunan epigrafik anıtlarda  (mezar yazıtlarında) yazılıdır (İ. A. Cavahişvili. Problemı istorii Gruzii, Kavkaza i Blıjnego vostoka, “Vestnik drevey istorii”, No. 4, 1939, s. 34). Prof. G. V. Rogava’nın görüşüne göre, bu çok heceli  Adigece sözcük, yani “Pşı-Badınoko” adı, kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde “Milat öncesi bir dönemde yazılmıştır”. (G. V. Rogava. K voprosu o strukture immenix osnov i kategoriyax grammatiçeskix klassov v adıgeskix (çerkesskix) yazıkax, Tbilisi, 1956, s. 128)

Şebatınıko adı bolluk-bereket içeren bitişken (zexetl; çok parçalı)  adlardan olup Shapsughca söylenişi esasına dayanmaktadır.

İlk olarak, bir Nart erkek adı olarak “Şebatınıko”, “şe beu zıtırer/щэ бэу зытырэр” (çok ok veren kişi) anlamını vermektedir. Dolayısıyla bu ad, silah olarak ok ve yay kullanan bir kahraman için ideal bir addır.

 “Ko” (qo/къо),  “yıko” (yıqo/икъо) takıları, burada çok sayıda ok verenin oğlu anlamında değil, Adigece dil kuralına göre, sadece bir sonektir. Bu biçim bir kuruluşu bulunan Adige adı Adigecede çoktur:“K’ışoko” (Kvışoqo/К1ыщокъуэ), “Alegıko” (Aledjıqo/Алэджыкъо),  “Vıtsujıko” (Уцужьыкъо),   “Ğubcıko” (Гъубджыкъо) gibi.

Şebatınıko’daki Shapsughca “Şş” (щ), günümüz Adige yazı dilinde “Ş”(ш) biçimine dönüşmektedir:щы-шы (şı-‘at’);aщэ-aшэ (aşe-‘silah’) gibi.

Şebatınıko (Şebatın) sözcüğünün etimolojisini incelerken karşılaştığımız ilginç şey, eski Adigecede bulunan “be/бэ” (çok) elementinin, artık Kabardiya’daki Adigeler arasında pek kullanılmamasına karşın (‘be’ yerine ‘kod/код’ kullanılıyor-ç. n. ), Kabardeycedeki söyleniş biçiminde halen yaşıyor olmasıdır. Bu durum, uzak bir geçmişte Karadeniz, Kerç Boğazı (Xı Tvuale/Хы Т1уалэ), Kuban (Pşıze/Пщызэ) ve Don (Tyen/Тен) boylarında bir arada yaşamış olan o zamanki Adigelerin “be/бэ” (çok) sözcüğünü hep birlikte kullandıkları bir dönemde, “Şebatınıko” adı da doğmuş olmalıdır.

Yukarıda sunduğumuz küçük tabloya baktığımızda, “Şebatınıko” adının Hak’uç’ların (Hakvutsu/Хьак1уцу) komşusu olan Abhazlar arasında fazla bir değişikliğe uğramadığını görürüz:Hak’uç’- “Nat Şebatıneko”, Abhaz- “Na Şbatakva”.

Bu Adige sözcüğünün elementlerinin Na-ş-ba-ta-kva biçiminde, Abhazca'da da aynen korunmuş olduğunu görürüz. Adige söylenişine uygun bir biçimde Abhazlar da bu adı kullanmayı sürdürüyorlar.

Bugünkü Adigey (AC) ve Kıyıboyu Shapsughya (Karadeniz kıyısı) yörelerinde “Şebatın”-“Şebatınıko” denirken, Şerces (KÇC) ve Kabardey (KBC) yörelerinde “Şebadıneko”-“Badınoko” denmektedir. Sözcükte bulunan “t” ünsüzü, Adigece (Kabardeyce) ses değişim kuralına göre, Kabardeyce’de “d”  oluyor. Bu düzenleniş kuralını daha iyi anlatmak için birkaç örnek gösterelim: t
iğuse-diğuse (yanımızdaki, arkadaşımız);uıbıt-uıbıd-убыд (tut); thamate-thamade (yaşlı, başkan). Bu kuruluş ve düzenlenişe, bu analojiye (benzeşmeye) uygun olarak, bu adların ve terimlerin anlamı düşünülmeden,  bu sözcükler kullanılmaya başlandığında, bu sözcüklerde bulunan bazı seslerde değişiklikler gerçekleşebilmektedir. Böylece Kabardeyce söylenişiyle “Badınoko”, onların komşusu Osetlere Kabardeyce söylenişiyle geçiyor:Kabardey- “Badınoko”;Oset-“Badan”-“Badan”(-ag).

Yazıya geçirilmediği, kulaktan duyma, bellekte “taşıma” ve birbirine anlatılma gibi nedenlerle, bu adların büyük değişiklikler geçirmiş olmaları, fazlaca yadırganması gereken bir şey değildir. Durum buysa da, belli olan şey, bu Nart yiğidinin adı Adigey ve Kıyıboyu Shapsughya (Ş’açe/Soçi ve Tuapse) yöreleri ile Abhazya’daki söyleniş (telaffuz) biçiminden farklı olarak, Adige-Kabardeylerin söyleyişi biçiminde, Kabardeylerin komşuları olan Osetler tarafından da söylendiği, Osetçe soneki ile sözcüğün “Badanag”-“Badzanag” şeklini aldığıdır. Böylece sözcüğün Adigece'den Osetçe'ye doğru izlediği yol  ortaya çıkmaktadır: Adigece -“Şebatınıko”-“Pşı Badınoko”; Osetçe’de -“Badan (ag)”, “Badzanag” olmaktadır.

Sonuç olarak “Şebat”-“Şebatınıko”-“Badınoko” sözcüğünün anlamı Adige dili yoluyla kolayca anlaşılmaktadır. Milat öncesine ait eski Grek yazılarında bu Adige adına rastlanmaktadır. Bu arada Adigece'nin sözünü ettiğimiz değişik linguistik karakteristik özellikleri de bu yazılarda görülmektedir. Bu nedenle bu Nart adı, kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde, sıradan bir eski Adige adıdır.



DİPNOTLAR:
54)
G. V. Rogava.  “K voprosu  o  strukture imennıx osnov  i  kategoriyax grammatiçeskix klassov  v  adıgeyskix (çerkesskix) yazıkax”, İzd. AN Gruzin SSR, Tbilisi, 1956, s. 127.
55) İ. A. Cavaxişvili. Problemı istorii Gruzii, Kavkaza  i  blijnego Vostoka, Vestnik istorii, 1939, No. 4, s. 34.
56) S. N. Canaşiya. Svansko-adıgeyskie (çerkesskie) vstreçi. Gruzino-adıgeyskie parallelı. İzvestiya İnsti- tuta yazıka, istorii  i  mat. kulturı, XII, s. 256.
57) Prof. K. A. Sixarulidze. Gruzinı  o  çerksax, ANİİ fondu, No. 1, ed. xr. 51
58) ANİİ fondunda, NO. 1, T. 51.
59) anii, No. 1, ed. xr. 51, ”Setenay” adlısı.