MUKADDİME
İlm-i lisanın kavanini umumiyesi Adigece'nin
Kavaidi mahsusası ve Elsine-i saire ile münasebeti nazarı itibare
alınarak tertib edilmiş olan bu elifba tedrisi değil tahlili ve
ilmidir. Bizim gibi henüz lisanını zapt ve tesbit ile uğraşan bir
millet için hepsinden evvel lazım olan şey ancak budur. Şimdiye
kadar Rus, Arabi, Latin hurufatı ile bir
çok Adigece elifbalar tertib ve tab edilmiş ise
de kanaatımca bunların hiçbirisi ilm-i lisan noktai nazarından
matlub evsaf ve şeraite haiz değildir.
Bundan başka bazı esaslı hataları da vardır.
1) Adige lisanında mevcut sadaların enva-i ve mahiyeti
iyice tayin edilmemiş ve bu sebeple bazıları, hakikat halde
mürekkep olanları, basit eşkal ile zapta kalkışarak, adeti
hurufunu hiç bir elifbada misli görülmemiş derecede çoğaltmış,
muvafık ve mütecanis eşkal bulunamamıştır.
2) Bazılarıda Adigece'de mevcut mürekkep harfleri (ts,dz)
gibi mahdut bir iki daneden ibaret zannetmiş, halbuki
Adigece'de, kaide-i umumiyesine tevfikan
birleşen harflerin, tabiatına göre hafifce bir surette, veya
şiddetle ittihad ve imtizaç eden samiteler pek çoktur.
3) Diğer bazıları ise mürekkep hiç bir harf olmadığına kail
olmuş ve bunun neticesi olarak derecati hecayi tehecci kaide-i
umumiyesine mugayir yanlış tayin etmiştir.
4) Esvatın, şiveden şiveye geçerken vukua gelen tahavvül ve
tekemülü layıkı vechile nazarı dikkate alınmamış ve mesala en
mütekamil bir şive olan Kaberdey lehçesinin atmış olduğu bazı
iptidai ve kaba esvatı zapt için beyhude uğraşılmıştır.
5) Bazı saitelerin ve samitelerin üzerine veya altına
arabinin noktalarına muşabi-i ve birbirinin aynı eşkali seda
nokta-i nazarından tefrik etmek üzere bir çok mahsurlu işaretler
kabul edilmiştir.
6) Adigece'nin umumi kaidelerine nüfuz edilememiş ve
binaenaleyh tertib edilen elifbalar sathi ve esassız olmuştur.[1]
Müphem bir surette fark olunan sadalara birer şekil uydurmak
maksadı temin eder zannedilmiş halbuki bu kanaatin doğru
olmadığını onların Adigeceyi zapt hususunda gösterdikleri acz
bedahet derecesinde ispat etmiştir.
İlmi lisan hakkındaki vukuf ve malumatıma ve on senelik tetebbu ve
tecrübeme istinaden diyebilirim ki,
tarafımdan tertib edilen bu elifba diğerlerinin ihtiva ettiği
nevakısı ve muhazileri kamilen bertaraf etmiş olmakla beraber
yeryüzündeki elifbalarında en ilmisidir. Filhakika öteden beri
Müteamil olmakla beraber ilmi lisanın nazariyat ahiresine gayrı
muvafık (ebced) tertibi yıkılmış onun yerine harflerin mahrec
yakınlığı ve imtizac kaidei umumiyesi nazarı itibare alınarak
büsbütün yeni ve ilmi bir tarzda tedvin edilmiştir. Bazı
müsteşriklerin Adigece'yi hiçbir elifbanın
zapt edemeyeceği hakkındaki kanaati sakimesi hilafına olarak
Fransızca'nın ve daha doğrusu Latince'nin
yirmibeş harfi kafi gelmiştir. Hariçten başka eşkal ilavesine
lüzum görülmemiş vakti ile tıpkı latinlerin yaptığı gibi bazı
harfleri kalp süretiyle ve basit şekiller ile Adigece'ye
mahsus sadalar ifade olunmuş esvat arasındaki münasebet ve
imtizaclardan bil istifade mütekamil Adige Şivelerine mahsus
muzaaf veya mürekkep sadaların zaptı ciheti temin edilmiştir.
Hulasa Latin hurufatının sadeliğine ve
tenasübüne hiçbir halel getirilmeksizin Adigece'nin zaptına
muvaffakiyet hasıl olmuştur. Fazla bir meziyyet varsa o da bu
elifba ile Adigece'nin nasıl okunuyorsa öylece harikulade bir
suhuletle yazılabilmesidir.
۞
Bu eşkal bize pek
yabancı değildir. Bunların bir kısmı vakti ile cihan şumul bir
medeniyyet tesis etmiş olan ecdadımız Hattilerin (Hittite) hiyoroglif yazılarında mevcuttur. Bundan başka müsteşrik şehir Sayce'in tetebbuatına nazaran finikeliler vasıtası ile Hattilerden alınarak
Avrupa'ya tamim edilmiş olan bu şekillerden bir çokları el’an
Adige ailelerinin arması bulunuyor.[2]
Arma olarak kullanılmasında beis görülmeyen bu eşkali nuru
maarifin bir vasıtai neşri olan lisanın zaptı hususunda istimal
etmekte dinen neden bir mahsur görülsün!
Bilakis şer’an kabulüne lüzum ve zaruret vardır. Zira hangi
harfler ile yazı yazmak lazım geldiğine dair hiç bir ayet veya bir
hadis olmadığı ve olmayacağı gibi insanların saadetine hadim bir
şeriatin kabul edeceği vasıta; tabii
en makul ve kolay olandır.
Din ve lisan büsbütün ayrı şeyler olmakla beraber din hiçbir vakit
usri ‘zorluğu’ değil ancak yusri ‘kolaylığı’ emreder. Bahusus ki,
mücadele-i hayatta muvaffak olmak için o vasıtanın düşmandan bile
alınmasını tecviz eden bir din... Esasen Arapça
ve Türkçe ile hiçbir münasebeti olmayan ve
esvatı nispete çok olan lisanımızı ancak eşkali dar ve mahdut
olmayan Latin hurufatı ile zapt etmek
mümkündür.
Binaenaleyh lisanımızı arabi ve bazı mutaassıpların yanlış
tabirince İslam hurufatı ile zapt
edemiyoruz diye ilelebet kör ve cahil kalmağa ne vicdan ve nede
‘İlim tahsili kadın ve erkek her müslümana farzdır’ diyen
bir din razı olur! Arabi hurufatının
lisanımızı zapt hususundaki kabiliyetsizliği bir çok tecrübeler
ile tebeyyün etmiştir. Filhakika bu hurufatın ilmi lisan nokta-i
nazarından şu mahsurları vardır:
a) Eşkali pek mahdut. Bu
sebeple ancak 28 sadaya haiz bulunan Arabi-i mükemmel surette zapt
edemiyor. Bu sadalar ifade edilebilmek için birbirinin aynı
şekillerin üzerine veya altına bir ve nihayet üçe kadar işaretler
(noktalar) koymak lazım geliyor.
b) Eşkalin darlığı ve ademi kifayeti sebebi ile hem
hareke-i harfiye ve hemde hareke-i resmiye kabul edilmiş fakat
hareke-i resmiyelerin her vakit gösterilmesi mümkün olmadığından
avamil ve irab gibi vasıtalar ile karineye tabi tutulmuştur.
c) Bu eşkal değişmeksizin birleşmek istidadını haiz
değildir. Binaenaleyh başta, ortada, nihayette mücerred
bulunduğuna göre muhtelif suretler iktisab ediyor. Bazıları
mahzurlu olarak birleşiyor bazıları ise hiç birleşemiyor.
d) Bu eşkalde tenasüp intizam ve insicam yoktur.
Binaenaleyh munfasıl tertip edilemez. Daktilografia ve
stenografiyaya iyi gelmez.
Görülüyorki Arabi
gibi esasen telaffuz itibari ile epey güç bir lisan bu hurufatın
kabiliyetsizliği yüzünden daha müşkül bir vaziyette kalıyor
ve adeta kıraat ve imlası bir hiyeroglif yazısının
halli derecesinde müşkülat tevlid ediyor. ‘Say-i
ekal’ kanununun hakim olduğu bir asırda bu kadar fena ve mahsurlu
bir vasıtayı kabul ederek suubet içinde çırpınıp durmağa ve kendi
terakki ve tekamülümüze bir kayd, bir engel koymağa hiçbir sebep
yoktur.[3]
Bu işe aklı ermeyenlerin gösterdikleri cahilane taassup dincede
merduttur. Binaenaleyh ittibaa şayan değildir.
۞
Latin hurufatının
fevaidi ve muhsinatı arabi hurufatına rüçhanı bütün lisaiyyunca
kabul edilmiş bir hakikatttir. İlmi lisan nokta-i nazarından en
muvafık elifba mümkün mertebe işaretlerden mücerret ve ittisal
kabiliyetini haiz sade
منحنى
şekillerden mürekkep olandır. Hali hazırda mevcut elifbalar
arasında en ziyade bu evsafı haiz bulunanı latin elifbasıdır. Bu
sebeple Yunan, Gotik, Ermeni harfleri günden güne Latin eşkaline
yaklaştırılmakta veya büsbütün kalb edilmektedir.
Birde bizim gibi maarif ve medeniyette pek geri kalmış olan bir
kavmin garbın zayiinden ulum ve funundan istiğna hasıl edemeyeceği
tabiidir. Bu ise ancak avrupa lisanlarına vukuf ile mümkündür.
İşte o vasıtaları elde etmek için bu eşkalinde bir yardımı
olacaktır.
Tsey Ağomıko Tenbolet
4 Kanunisani 1921 İstanbul
İLAVE: Bu hurufatı kabul
etmekle Kuran'ı okumak için bir müşkülat karşısında kalınması varid
hatır değildir: Zira hepimiz biliyoruz ki, çocukluğumuzda yalnız
yirmisekiz harfi harekat ve sekenata ait bazı kavaidi öğrenerek-
hiç anlamadan okuduk.Yine Kuran’ı o suretle
okuruz. Fakat hakayıkınada Adigece tercümesi ve tefsiri sayesinde
daha iyi vakıf oluruz. Ulumu diniyyeyi
arabi gibi güç ve yabancı bir lisanı senelerce çalışıp elde
ettikten sonra değil, fakat kendi öz anadilimizle doğrudan doğruya
öğreniriz.
ADIGE ELIFBASI
Adige Txibze
a e i u o
v
p b f m n l l r t
d s z y ç j c q g
g x h ч k
۸
w ss jj
tç dj ts dz t۸
ts۸ ...
Şehri halin on ikinci Cuma
günü Beşiktaş'ta Adige Numune
Mektebi'nde bilictima Tsey Ağumıko
Tenbolet beyin yeniden ilmi bir tarzda tertip ettiği ‘Adıge
Elifbası’nın sureti balada muharrer eşkali tetkik
olunmuştur. Evvelce tab ve neşr olunan elifbaya nisbetle pek mühm
ve esaslı bir farkı tekamül meşhud olunduğundan bilumum alakadaran
tarafından muttefikan kabulüne karar verilmiştir.
12
Mayıs
1922 İstanbul
Puh Adige Mektebi
Adigece Muallimi
Tıme Seza Jankat
Lami
Huseyn Şem’i
Hit
Maan
Tevfik Tel’at
Ömer Mithat
I
HARFLERİN ADETİ VE TASNİFİ
Adıge Elifbası esasen otuz basit harf ile
dört işaretten mürekkeptir. Harflerden her biri başlı başına bir
mahrece tekabül eder. Bu basit harflerin tekerrüründen mahrecleri
muadil muhtelif şekillerin imtizacından diğer bir takım muzaaf
veya mürekkep harfler husule gelir. Şu halde Adıge Elifbası'nı
teşkil eden harfleri Üçe ayırabiliriz: Basit, muzaaf mürekkep
Mürekkep harfler de beş suretle terrekküp eder:
İki basit harfin
imtizacı. Ts,dz,ps
Bir basit harfin bir muzaaf
ile imtizacı: bjj,ssh
Bir basit harf ile bir
mürekkebin imtizacı: pts
İki basit harfin bir muzaaf
ile imtizacı: tss۸
İki basit harfin bir mürekkep
ile imtizacı: pts۸
Adıge harflerini diğer
Hindu-Avrupa-i lisanlarında olduğu gibi vazifeleri itibariyla da
ikiye ayırmak mümkündür: Saite, samite. Saitelerin muzaafı
olmadığı halde samitelerin her üç nev’i de vardır.
II
SAİTELER (HAREKE-İ
HARFİYELER)
Adigece'de iki türlü saite
vardır: Basit, mürekkep
Basit saiteler
şunlardır: a,e,i,u,o
Mürekkep saitelerde
şunlardır: ui,
ue, ua
Basit saitelerin birincisi olan (a) harfi Fransızca
kelimelerin ortasına gelen (a) harfine muadildir.Yalnız
başına veya Kelimelerin iptidasında olduğu zaman bir samite
hükmündedir. Müstakil olarak heceleri teşkil eder. Ortada
samitelerin hafifçe yukarıya çekilmesine kelimelerinde lafzan veya
resmen vasıl suretiyle irtibatına yarar.Nihayette nadiren tesadüf
olunur: El manasına gelen (â) kelimesine ve
istifham edatına mahsus ve münhasır gibidir.
İkinci, üçüncü saiteler
arabinin (fetha, kesre) tesmiye edilen hareke-i resmiyelerine
temamen muadildir. Dördüncü saite Adigeceye mahsus (u) zammesi
olup hareke ile sukun arasında mütereddit ve maksur bir ses verir:
guinegu komşu kelimesinde olduğu gibi. Bu üç türlü saitede
kelimelerin ortasına ve nihayetine gelerek heceleri vücuda
getirir.
K’ahe (câxe) şivesince (yi)
zamirinin muhaffefi olan (i) harfi müstesna olmak üzere diğer
ikisinin başta ve münferit birer hece teşkil ettiğigörülmemiştir.
(o) Harfine gelince:
Fransızca'da kelimelerin ortasına ve nihayetine gelen (o) zamme-i
mepsutasına muadildir. Ortada hecelerin teşkili, nihayette aynı
vazife ile beraber kelimeleri ve cümlenin kısımlarını birbirine
rapt ederek suhuleti ve ahengi temin hususunda büyük bir hizmeti
vardır.
Mürekkep saitelerden (ue):
Zamme ile fethanın hafifçe imtizacından mütevellit bir ses verir:
gue-sarı kelimesinde olduğu gibi.
(ua) mürekkebi ise zamme ile
fetha-i memdude veya sakilenin hafifçe imtizacından mütevellid,
Fransızca (oi) mürekkep saitesinin sadasına yakın bir ses
verir.(guaze- rehber, keşşaf) kelimesinde olduğu gibi.
(ui): zamme ile kesrenin
hafifçe imtizacından mütevellid bir ses verir. (Guise- arkadaş)
kelimesinde olduğu gibi.
Mürekkep saitelerin hepside
yalnız ortaya ve nihayete gelir, heceleri teşkil eder.İstifham
hali müstesna olmak üzere ua mürekkep saitesi nihayette gelmez.
Tenbih
1) Adigece'de (y)
harfi saiteden madut değildir.
2) Saitelerin hepsi de kısa
ve hafiftir.
3) Binaenaleyh Adigece'de uzun heceli kelimeler yoktur.
1.Şeklen ve lafzen basit
harflere mahsus cetvel
Harflerin |
Açıklama ve Bazı
Örnekler |
|
|
Matbaa Yazısı |
El Yazısı |
Değerleri |
|
İsimleri |
Manaları |
Küçük |
Büyük |
Küçük |
Büyük |
|
- |
- |
a |
A |
a |
A |
elif fethen sekile |
Fethe-i vusl veya
memdude psape |
- |
- |
e |
E |
e |
E |
fethe |
pse |
- |
- |
i |
I |
i |
I |
kesre |
psi |
- |
- |
u |
U |
u |
U |
maksur zamme |
psevegu |
- |
- |
o |
O |
o |
O |
mebsud zamme |
Domesar |
ve |
feza |
v |
V |
v |
V |
و |
|
pe |
burun |
p |
P |
p |
P |
پ |
|
be |
çok |
b |
B |
b |
B |
ب |
|
fe |
damar |
f |
F |
f |
F |
ۉ |
|
mi |
elma |
m |
M |
m |
M |
م |
|
ni |
ana |
n |
N |
n |
N |
ن |
|
|i |
kan |
| |
ד |
l |
Л |
. |
Adigeceye mahsusdur |
li |
et |
l |
L |
l |
L |
ل |
|
ri |
. |
r |
R |
r |
R |
ر |
|
ti |
baba |
t |
T |
t |
T |
ت |
|
de |
ceviz |
d |
D |
d |
D |
د |
|
se |
çakı |
s |
S |
s |
S |
س |
|
zi |
bir |
z |
Z |
z |
Z |
ز |
|
yi |
sekiz |
y |
Y |
y |
Y |
ى |
|
çi |
üç |
ç |
Ç |
ç |
Ç |
ش |
|
ji |
hava |
j |
J |
j |
J |
ڎ |
|
cui |
araba |
c |
C |
c |
C |
arabi
ك |
|
qui |
kalp |
q |
Q |
q |
Q |
farsi
ك |
|
xi |
deniz |
x |
X |
x |
X |
Yunanca x veya almanca ch |
|
he |
köpek |
h |
H |
h |
H |
ح |
|
чi |
şapka |
ч |
Ч |
|
|
خ |
|
i |
. |
|
|
|
g |
barut gini |
|
ge |
sene |
g |
G |
g |
|
غ |
|
ke |
mezar |
k |
K |
k |
K |
ق |
|
â |
el |
â |
Ă |
â |
Ă |
ء |
nihayete gelen sakin
hemze |
2.Lafzen basit şeklen
mzaaf harfler
Harflerin |
Açıklama ve Bazı
Örnekler |
|
|
Matbaa Yazısı |
El Yazısı |
Değerleri |
|
İsimleri |
Manaları |
Küçük |
Büyük |
Küçük |
Büyük |
|
wi |
Öküz |
w |
W |
w |
W |
fera v |
|
ssi |
At |
ss |
Ss |
ss |
Ss |
. |
Adigeceye mahsus bir
sestir |
jji |
Eski |
jj |
Jj |
jj |
Jj |
. |
Adigeceye mahsus bir
sestir |
|
Harflerin |
Açıklama ve Bazı
Örnekler |
|
|
Matbaa Yazısı |
El Yazısı |
Değerleri |
|
İsimleri |
Manaları |
Küçük |
Büyük |
Küçük |
Büyük |
|
tçe |
Dalak |
tç |
Tç |
tç |
Tç |
چ |
|
dje |
Çağır |
dj |
Dj |
dj |
Dj |
ج |
|
III
İŞARETLER
’ ^ ' "
(’) İşareti Fransızca'nın
apostrofuna tamamen muadil olup bir araya geldiğinde hazf olunan
harekeyi gösterir mücerret kalan samiteyi kendisinden sonraki
kelimeye vasl eder.
T’ari, m’ari, q’ari, t’Adig,
y’ane
S’ape siyt....
(^)
Arabi'nin hemze (ء)
sine ermenicenin ( ) harfine
muadil olup bütün saitelerin üzerine konulur.vazife:iş: ssêni,
hisse: âh, munis: sakin: âs, git:cûe, İyi (k. Fi) ssûi, Adam,
erkek :1î, Sabır, çiâg
Tenbih 1: bu işarete haiz
saitelerin kaaffesi ss,c,ts,t,p,f,1,tç,ç: harfleri ile birleşerek
aynı cinsten fakat daha ağır ve hemzeden mürekkep bir savt husule
gelir:
Kuyruk (k.cê) tçê, Dalak
(k.ce) tçe, yeni çê, سود,
kurşun çe, vazife ssêni, ahlak: sseni, burun: pe, iyi fi, darı fî,
erkek 1î,kan 1i, diş: tse, koç (ab. tîpse) tî, baba: ti yatak:
pê,İnsan: tsîfi
Tenbih 2: Bu işareti haiz
bulunan saiteler kelime nihayetlerinde bazen hazf olunarak hemze
yalnız başta kalır. O zaman: quiçi۸,
çi۸
kelimelerinde olduğu üzere. Hemze ‘harfe’ munkalib olur.
(') Hemzenin ağır bir nevidir
. K’ahe şivesine mahsustur. Kaberdey şivesinde yoktur. Fakat
vuzuh ve selaseti temin ettiği için hemzenin bu nevinide kabul
etmek lazımdır: yYapmak: ssên, keramet ssèni ,İş ssèni,
Mühlet: pà1e, bilgi ssènig,
bilmek: ssèn, oğulluk:pùir.
(") Bu hemzenin daha hafif ,مطن
ve memdud bir nev’idir. Bu da k’ahe abzah şivesine mahsustur. Ve
bir tekamül neticesidir.[4]
Fransızca (noёl), (haïr) kelimelerinde olduğu gibi okunur. Ve
mutlaka mahzuf ç harfinin yerine kaim olur.
1 (Aslı: çâle k. ssâle) çocuk
äle
2 (Aslı: çâs k. ssâs) heves,
arzu äs
3 (Aslı: âçêt
k. âssêt) معيت âёt
4 (Aslı: çîb k. ssîb )
arka ïb
5 (Aslı:
çêçagu) ثوهوس
ёçagu
6 (Aslı: çiçag)
İhtiyaç çiäg
Mulahaza: Hemzenin Adige
lisanında büyük bir ehemmiyeti vardır. Manaları büsbütün ayrı olan
bazı kelimeler arasında fark yalnız bir hemzedir.
Kuyruk cê, dalak ce, yatak
pê, burun pe, İsim tsê, diş tse, yeni çê,
سود-Kurşun çê, bilmek ssèn, yapmak ssên,
koşmak ssen.
Esasen bu
Adigece'nin bir
hususiyetidir. Diğer bir çok kelimelerde variddirki manaları başka
başka olduğu halde lafız itibariyle fark yalnız bir harf veya
harekedir:
Ön taraf quip, takım cuip,
kalb qui, araba cui, su psi, ruh pse…
Tenbih 1: Usuli tenkit
(noktalama usulü) diğer
hindu-avrupai lisanlarında olduğu gibi Kabul edilmiştir.
Tenbih 2: Rakamlar da diğer hindu-avrupai lisanlarında
olduğu gibi Kabul edilmiştir.
IV
HECELER
Adigece'de en
basit heceyi yalnız (a,i) saiteleri vücuda getirir.İkinci
derecedeki heceler bir samite ile bir saiteden teşekkül eder.
Hecelerin başlıca beş
derecesi vardır:
1) a, i
2) pe, be, fe, mi,
ne, ti, tse, dze.
3) ar, aç, apc.
4) ari, ade, ape.
5) san, çan, tin,
din, чuin,
Bu esaslı beş derecenin
tekerrürü ve tedahülü ile onüç derece daha husule gelir
6-1) sape, pase, vase,
xase, vafe, vaye, vefi, psape, quape.
7-2) 1eчan, leguip,
çigin, mejaq,
8-3) çevhe, sessuxue,
1чance
9-4) ansips.
10-5) Adige.
11-6) adesses, ademit,
axedjaqu.
12-7) afemiguet.
13-8) haçpek, bzivtsif,
thavtsix.
14-9) vinafe, sevage,
ssevgui, vetegui.
15-10) cenasiv.
16-11) tijnassê.
17-12) kuindisiv.
18-13) kuelebaste
V
KELİMELER
1) Kelimelerin adeti hecesi
- Adigece'de tek heceli kelimeler pek çoktur. Bununla beraber
müteaddit heceli kelimelerde az değildir. Bir veya iki heceli
جذرى
kelimeler birleşerek müteaddit heceli kelimeleri meydana
getirirler.
1 ve, pe, be, fe, mi, ni, ti,
psi,
2 vase, pase, xase, daxe,
xabze, 1îge, xime, piyi, guine, guequi, psape, quape.
3 vinague, vinage, jeguegui,
themate, pçerihe
4 vinчuie, themetague.
Kelimelerin adeti hecesi
kadime dahile ve lahikaları ile nihayet ikiye kadar çıkabilir.
5 zedeâpiâg
6 zedeâpiâgex
7 zedeâpiâgexiy
8 zedeâpiâgfgexiy
9 zedeâpiâgagexeyba!
10 zedeâpiâgagequiçeyba!
11 zedeâpiâgagequiçexeyba!
12 zedemiâpiâgagequiçeyxeyme!
2) kelimelerin
envaı-Adigece'de kelimeler menşeleri itibariyle iki nev’idir:
Semai, kıyasi.
Semai: hiç bir kaideye tabii
olmayarak teşekkül eden, doğrudan doğruya kulak ile işitilip
öğrenilen kelimelerdir.
Ni, ti, li, 1i, 1î cui, qui,
bze...
Kıyasi: Kaide ile teşekkül
eden kelimelerdir. Bunlarda başlıca üç suretle meydana gelir.
A) Bazı mastarların edatı
mastarını hazf etmek sureti ile
Ölümden 1ên den 1ê, dans kafe
den kefen, oyun qequ den qequin.
B) Bazı mastarların
nihayetini harekelendirmek suretiyle: Yapmak ssên, vazife ssêni,
akmak-koşmak ssen,tabiat-huy sseni.
C) Kadime, dahile,lahika
denilen edatlardan birinin veya bir kaçının ilavesi ile:
Pe, laje: pelaj- perit (aslı
peyit) - sshe, pe: sshape - cuên : kecuên, kecuêjin – psevin:
psevacûe, lejen, lejacûe – viblen: çipevible.
Kelimeler şekilleri
itibariyle iki türlüdür: Basit, mürekkep. Semai olan , kıyasi olan
doğrudan doğruya bir mefhuma delalet eden cezri kelimelere basit
denilir
Ve, pe, be, mi, ti, xi, psi,
pse, tse, dze, sseni, psape, quape.
Basit kelimeler birleşerek
mürekkep kelimeleri vücuda getirir.Bunlarda iki surette teşekkül
eder.
1) İki ve daha ziyade basit
kelimenin resmen ittihadı (kelimeler cinsen aynı, muhtelif veya
muhtelit olabilir.)
Quipse, quibzig, tчuep1i,
ûfssê, vezague, pkifel, fague, kuess, ssherчuen, therûe.
2) Basit veya mürekkep iki
kelimenin yan yana gelerek muayyen bir mefhuma delalet etmek üzere
terkibi.
Tige-gaze, hede-qade,
dene-hamliv, ssigue-qan, kuess-1êss, teyчuen- ё1in, 1ege-pa1
Kelimeler mefhumları yani
delalet ettikleri man itibari ile yedi kısımdır: İsim,
zamir,sıfat,fiil,edat,zarf,nida. Biz burada ‘İlmi sarf’ ın mevzu-ı
asliyesini teşkil eden bu kısımlar hakkında izahata girişecek
değiliz. Ancak bütün kelimelere şamil olan umumi kaideleri tesbit
ile iktifa edeceğiz.
VI
UMUMİ KAİDELER
1
Adigece nasıl yazılırsa öyle
okunur, nasıl okunuyorsa öyle yazılır.
2
Adigece'de harfler daima
sadalarını muhafaza ederler.
3
Ayni harfin tekerrüründen
muzaaf harfler husule gelir.
4
Muzaaf harfler esas
harflerinden daha ağır okunur.
5
Mahrecleri muadil harfler
birleşerek mürekkep harfler husule gelir.
6
Mürekkep harfler kendisini
terkip eden esaslar bir sadalı imiş gibi -harflerin tabiatına
göre- hafifçe veya şiddetle mezc olunarak okunur.
7
Mürekkep harflerde son harfin
sadası vurgu kaidesi mucibince daha kuvvetli ve mahsus okunur.
8
Adigece'de ağır ve kaba
mahreçli samiteler harekenin envaını kabul ederlersede hafif
samiteler zamme-i maksureyi yani(u) saitesi ile
مركياتنى
almazlar.
Netice demekki samiteler
kabiliyeti harekiyyeleri nokta-i nazarından ‘tam’ ve nakıs olmak
üzere ikiye taksim olunabilir.
9
Mutabakatı esvat kaidesi
Samiteler kendilerini takip
eden saiteler ile mutabakat eder.Yani hafif saiteler önündeki
samiteler hafif, ve bilakis ağır saitelerin önündeki samiteler ise
ağır okunur
Qa, qe, qi, qui... gibi
10
Tehecci kaidesi
Her kelimenin adeti hecesi
ihtiva ettiği basit veya mürekkep saitelerin adetine müsavidir.
Yani bir kelimede kaç tane basit veya mürekkep hareke-i harfiyye
varsa o kadarda hece var demektir.
Xi, xase, xabze, themate,
thematague.
11
Vurgu kaidesi
Adigece'de kaç heceli olursa
olsun kelimelerin son hecesi vurguludur.Yani son hece
diğerlerinden daha kuvvetli ve keskin okunur.
Tenbih 1: Kaberdey şivesi bu
kaideye biraz bir istisna teşkil eder.İki ve daha ziyade heceli
kelimelerde vurgu sondan ikinci heceye geçer.ve bu sebeple diğer
bir kelimeye lahik olduğu vakit hali üzere kalır.Halbuki K’ahe
(câxe) şivesinde nihayetteki hareke-i harfiyye ile beraber bir
hece düşerek sakin okunur
Adige, bze: Adigebz, k.
Adigebze
Tenbih 2: Bilakis K’ahe
(câxe) şivesinde iki heceli ve nihayeti harekeli kelimeler
kaberdey şivesinde bir heceli ve sakindir.
Çeçi, k. jeç, çemi k.jem:
vessûi k. vef۸
Tenbih 3: Nihayeti Sakin ve
bir heceli kelimelerde vurguyu her iki şivedede son harf alır.
siy۸,
kiyn ...
Tenbih 4: Aslen sakin ve bir
heceli kelimelerde vurgu her iki şiveye görede nihayete gelir.
Tçev, k. cev.
Tenbih 5: filasıl zamme-i
sakineli kelimelerde her iki şiveye nazaran da vurguyu son hece
alır.
Djegu k. Qequ: guinegu k.
Guinegu.
2- Harflerin sureti
mübadelesini gösterir cedvel |
1- SAİTELER |
2- SAMİTELER |
Değişen
harfler |
Misaller |
Değişen
harfler |
Misaller |
a,e |
dane, hamliv: dene hamliv |
v,p,b |
ptiçtep (aslı vitiçtept)
bgecûedige |
t,f |
çe,bze: çabz.Nefen: nafe |
p,b |
peto, beto |
i,e |
vesi,psi: veseps.
|
t, d |
tin, k.din |
1î,blane: 1êblan |
s, t |
tçefin (aslı s'çefin) |
e,i |
ziteyter, ziteytir |
s, z |
segecûedi, zgecûedige |
i,a |
ssin, ssapчe |
s, ss |
k. Se, c. Ssejjiy |
e
}O
i |
be, bo daxe.mi, mo kacûe |
ss,f |
ssuiz, k. Fiz |
y, ç |
ay, aç |
ue
}O
uı |
gue: mo çemigo p1eguire se siy |
ç, ss |
çi k. Ssi |
cui: co s1eguiger degui |
y, j |
ay dey, aç dej |
ue
}O
ui |
nikue, feniku. Ёçagu,
fёçagu. |
j, jj |
ji k.jji, jje k.je |
djequ, djequequ. Qui,
feziqu. |
z, jj |
bzivtsif, ab bjjivtsif |
ssevegui, siy ssevegu. |
j, dj, q |
kuaj, kuadj, kuaq |
xecu, xecuijj. |
tç,c |
tçe k.ce, tçê k.cê |
ui, ue, ua |
guequi, guequegu,
guequaku |
ç, tç, ss |
çâs, tças, ssâs |
u, ue, ua |
sshefiytigu, sshefiytigue,
sshefiytguadj |
jj,w |
jjuague k.wague |
ui, i |
ssuiz, k. fiz |
tç, tss, w |
tçui, tssui, wi |
ue, e |
ssue k. fe |
|
|
uf, f |
ssuate k. fade |
|
|
12
Mubadele kaidesi
Kelimelerin iştikak (türemek)
terkibi ve tasrifi esnasında mahrecleri yakın ve muadil saiteler
birbiriyle değişir mesala i,e,a, saiteleri kolaylıkla birbirinin
yerine geçer ve yine O zamme-i mebsutası u zammei sakinesi ve
mürekkebatı ile tebeddül eder.
|
(saitelerin sureti tahavvül ve terkibini gösterir şekil) |
A,e,i saiteleri ile
mütenazırları olan u mürekkebatı yani ui,ue,ua, mürekkeb saiteleri
aynı şive dahilinde birbirinin yerine geçemez muhtelif esaslı iki
şivede(K’ahe ve kaberdey şivelerinde) bunlar arasındada bir
mubadele vukua gelir fakat mahrec itibariyle uzak ve gayri muadil
olduğu için a saitesi hiç bir vakit o veya u saiteleri ile
değişmez.
Tenbih 1: Samiteler de bu
kaideye tabiidir.Yani terkib ve tasrif esnasında veya kelimeler
şiveden şiveye geçerken mahreçleri birbirine yakın ve muadil olan
samiteler bir biri ile değişir.
13
Hazf kaidesi
Kelimelerin terkibi ve
tasrifi esnasında surat ve suhuleti temin bazen kelimelerin
nihayetindeki saiteler hazf olunur. Adigece'de hazf bir kaç yerde
vaki olur.
1) Nihayetleri müteharrik
birer heceli kelimeler, nihayetleri müteharrik bir veya iki heceli
kelimeler ile terekküb ettiği zaman vurgu kaidesi mucibince ikinci
kelimenin hareke-i harfiyyesi düşerek birinci kelime ile ittihat
eder.
Dze, pçi: depç. Dze, 1î :
dze1î. Zeycûe, the: zeycûeith gibi.
2) Nihayete müteharrik iki
heceli bir kelime nihayeti harekeli bir heceli diğer bir kelimeye
lahak olduğu zaman ikinci kelimenin harekesi düşer, ittihat etmez
fakat hafifçe mevsul okunur:
Dze, paçe: dze paç. Dze
quaçe: dze quaç. Si âsse: ssi âss.
3) Nihayeti müteharrik iki
heceli bir kelime nihayeti müteharrik iki heceli bir diğer
kelimenin nihayetindeki hareke harfi düşürsede ittihat etmez:
Ssigue, qane: ssigue qan.
Disse, paûe: disse paû.
4)
بعضاده iki ve
ikiden ziyade heceli kelimelerin nihayetlerindeki saineler düşer
ve sakin okunur.
Çeçi, qane: çeç qan. Çeçi,
mezaxe: çeç mezax. Ssivi, paçe: ssiv paç. Haçê, mafe: haç۸
maf.
5) i, ye kaddimesi ile
ibtida eden fiillerin tasrifi esnasında veya i hareke harfiyeleri
düşer ve y harfi zamir ile ittihad eder.
Seyve, seyhe, sayne yahut
seyne gibi.
6) Nihayeti müteharrik bir
heceli kelimeler ibtidası müteharrik kelimeler ile birleşdiğinde
hareke düşer: Yalnız kalan samite Fransızcada olduğu üzere bir
apostrof (’) ile diğer kelimeden tefrik olunur.
Q’api, e’ane, s’ape vimicû.
Gibi.
7) Tasrif esnasında fiil ile
birleşmek için imtizaç kaidesi neticesi mahrecleri yakın ve
muaddil harfler birbirleriye değiştiğinde zamir fiillerin
harekeleri düşer:
Te dgecûedige, ve ptiçtep, se
zdeçtep.
Tenbih: Kelime veya terkib
nihayetindeki mahzuflar fiilin mütematından bir kelime veya bir
adet ilhak olduğu zaman avdet eder.
14
İkame kaidesi
Sukun ile nihayet bulan bir
kelime diğer bir kelimeye dahil olarak telaffuzca muşkülata tasdif
edildiği zaman (i) saitesinin ikamesiyle müşkülata zail olur.
Bilim, pse: bilimips k.
Bilimipse. Ssuiz (k. fiz), çe: ssuiziç k. fiziçe. Fiyt, gue:
fiytigue.
Müstesna: Adetleri birbiri
ve mfdutları ile bir (y) harfi fazlasıyla birleşir.
Sse, bli: ssiybl.
yi1es, sse: yi1esiess.
Txi1, xi: Txi1iyx.
15
Vusl kaidesi
Nihayeti samiteli bir
kelimeden sonra saite ile başlayan bir kelime gelecek olursa
ahenk ve selaseti temin için iki kelime bir imiş gibi vusl
olunarak okunur.[5]
Mir~ ari,
girtsijj ~ al gibi.
Tenbih: Bu kaidenin akside
doğrudur yani nihayeti saiteli bir kelimeden sonra samite ile
başlayan bir kelime gelirse aşağıda gösterilen şeraat dahilinde
lafzen veya resmen vusl olunur.
a) Nihayetleri müteharrik
bir heceli kelimeler nihayetleri müteharrik iki heceli kelimeler
ile nerkib ettiği zaman resmen mutassıl yazılır, lafzen mevsul
okunur:
dze, hçi: dzepç. zeycûe, 1î: zeycûe, 1^. zeycûe, the,:zeycûith.
e) Kaç heceli olursa olsun
birinci kelimenin nihayetinde mübadele gibi bir tehvil vukuunda
resmen mutassıl yazılır, lafzen mevsul okunur.
Adige, bze:
adigabz.
Vesi, psi.
Veseps.
i) İki kelimenin saiteleri
arasında takdim ve tehir gibi bir tehvil vukuunda resmen mutassıl
ve lafzen mevsul okunur.
Sayne (aslı siy ane)
u) Hiç bir tehvil vaki olmaz
ise yalnız lafzen hafifçe vusl olunur. Se secûe, vesi psi.
o) Fethe memdudeli bir
kelime diğer bir kelimeye dahil olacak olursa fethe memdude fethe
hafifeye tebdil eder münfasıl yazılır, hafifçe mevsul okunur:
dene- hamliv,
hede-qade, psesse- quaçe, themete-maf gibi.
v) İkame vukuunda daima
resmen mutassıl yazılır ve lafzen mevsul okunur:bilimips gibi.
Tenbih 1: Birinci kelimede
hazf vaki olursa resmen ve lafzen vusl olunmaz.(Çünkü sakine vusla
manidir) mamafi yine suraatle okunur: haç۸
maf,e gibi
Tenbih 2: Fiili zamirelerde
tekrar eden zamirelerden birincilerini daima münfasıl ikincilerini
ise mutassıl yazmak lazımdır.
Se sessê, ve veûe gibi
VII
NETİCELER
Buraya kadar sard edilen mebuselerden şu neticeler çıkar:
1) Adigece Ari veya
hindu-avrupai lisanlarının bütün esvatına camidir.Fazla olarak
kendisine mahsus bazı saddeleride vardır. Şark lisanlarında
bulunan (ﻉ
, ﻫ)
saddelerinden birincisi yalnız Abazeh lehçesinde mevcut olup
ikincisi hiç yoktur.
Hulasa: Adigece kabliyeti savtiye nokta-i nazarından
dünyanın en zengin bir lisanıdır. Bundanda Adigelerin vaktiyle
pek mütemeddin, ve müterakki bir kavmi necip olduğu anlaşılır.
2) Urğu (vurgu), mubadele,
hazf, ikame, vusl gibi umumi kaidelere bakılacak olursa
Adigece
pek sarii, suhulet ve selset ile akıp giden bir lisandır.
Binaenaleyh şimdiye kadar zaht edilmiş olan Adigece, hars
itibariyle fakir isede tabiyyeten pek mütekamildir.
3) Umumiyet itibariyle imla
ve kıraat kaideleri pek kolaydır. Zira mahdut ve basittir.
Fransızca ve diğer bazı lisanlarda olduğu gibi Kemiyyet ve kifayet
takdii nazarından mutabakat yoktur.
4) kavaidi gayet sade ve
muin, şivesi son derece selis ve vazıh olmakla bereber telaffuzu
epi güçtür. Bu da:
g,1 gibi diğer lisanlarda pek
tesadüf edilmeyen bağzı ريحى
ve taklidi basit.
e- jj, ss gibi bağzı kaba ve
taklidi muzaaf.
i- Bir çok mürekkeb hususiyle
hemzeden mürekkeb harflerin bulunması gibi bir takım tabii
sebebelerden neş’et etmiştir.
5) Terkib ve tasrif, Eştekak
esnasında kelimelerde pek çok tahvileler vukua gelir. Bundanda
anlaşılırki Adigece bazılarının zanettiği gibi ellisani
التصاقيه
den değil ellisani
انعكاسيه
veya tasrifiyedendir. Türkçe ve diğer
ellisanişarkiyye ile hiçbir münasebeti yoktur. Adigece doğrudan
doğruya Ari veya hindu-avrupai ailesinden
پهﻻژ
yahud غرۃقوlatin
şubesindendir. Adigece'nin Vurgu, mübadele, hazf vusl gibi
kavaide-i umumisinin tamamıyle latin elsenesi kavaidine mutabık
olması bu iddiayı teeyid eden bir delil-i maddi mahiyetindendir.
Sa 10 Kanunievvel
Sani 1921, İstanbul
SON
ZİL
HEMZE HAKKINDA BAZI
MÜLAHAZALAR
Adigece'nin zaptı
hususunda en ziyade müşkülat tevliden hemzedir.چرنكه
bu sada ariyen lisanlarda pek nadir ve ancak başa ve ortaya gelen
bazı saitelerde mahsus olduğu halde Adigece'de başlı başına
müstakil bir samitedir. Ve pek çok mustaamildir. Bunun için latin
harflerine uygun harf bulmak müşküldür.Arabiyede olduğu gibi
işaret halinde de mahzur vardır.Çünkü daima saite ile beraber
bulunmuyor, Bazen kelime nihayetlerinde saiteler düşerek hemze
yalnız başına sakin kalıyor.O zaman işaret halinde ibkas vatbuaca
o kadar bir mahzuru sail olmas isede yazıca biraz müşkülat
tevellüd ediyor. (٨)
İşaretinin hemze olarak kabulünde bir isabet vardır. Çünkü bu
işaret Fransızca bütün saitelerin üzerine geliyor. Yalnız sakin
olarak nihayete geldiğinde ٨
suretinde sabitei müşebehet takdi-i nazarından muvaffık isede
diğer harfler ile uygun değil ve biçimsizdir. Binaenaleyh matbuada
٨ va
yazıda ' işaretlerinin hemze olarak kabulü daha münasibdir. Çünkü
aynı sadayı hem işaret hemde harf ile sabit etmek pek mecburiyet
olmadığı takdirde, muvaffık değildir.
Herhalde şu muhakkakki bunların ikiside şimali kafkas cemiyetinin
tasdik ve neşr ettiği elifbada E şeklinde daha basit ve daha
muvaffıktır.hulasa bu meselenin tamamiyle tekrar etmesi zaman ve
bir akademinin himmetine metvukfdur.
HATA SEVAP CETVELİ
(orjinal metinde iki sahife
halinde tercümesine gerek görmedik.Kitaptaki baskı hatalarının
düzeltilmesinden ibaret.)
Kitabın tab’ı
rahatsızlığıma tesadüf etmesi sebebiyle yapılan itinaya rağmen
bazı hatalar ve سهولر
bilahere naarı dikkati celp etmiştir. Maazeretime binaen kusurumun
affına karilerden rica ederim.
A.Tenbolet
5- Samitelerin kabiliyeti
harekesine gösterir hece cetveli |
|
v |
p |
b |
f |
m |
n |
│ |
l |
r |
t |
d |
s |
z |
y |
ç |
a |
va |
pa |
ba |
fa |
ma |
na |
│a |
la |
ra |
ta |
da |
sa |
za |
ya |
ça |
e |
ve |
pe |
be |
fe |
me |
ne |
│e |
le |
re |
te |
de |
se |
ze |
ye |
çe |
i |
vi |
pi |
bi |
fi |
mi |
ni |
│i |
li |
ri |
ti |
di |
si |
zi |
yi |
çi |
u |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
o |
|
po |
bo |
fo |
mo |
no |
│o |
lo |
ro |
to |
do |
so |
zo |
yo |
ço |
ue |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ua |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ui |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
j |
c |
q |
x |
h |
ч |
k |
g |
g |
^ |
w |
ss |
jj |
|
|
a |
ja |
ca |
qa |
xa |
ha |
чa |
ka |
ga |
ga |
â |
wa |
ssa |
jja |
|
|
e |
je |
ce |
qe |
xe |
he |
чe |
ke |
ge |
ge |
ê |
we |
sse |
jje |
|
|
i |
ji |
ci |
qi |
xi |
hi |
чi |
ki |
gi |
gi |
î |
wi |
ssi |
jji |
|
|
u |
|
cu |
qu |
xu |
|
чu |
ku |
|
gu |
û |
wu |
ssu |
jju |
|
|
o |
jo |
co |
qo |
xo |
ho |
чo |
ko |
go |
go |
ô |
wo |
sso |
jjo |
|
|
ue |
|
cue |
que |
xue |
|
чue |
kue |
|
gue |
ûe |
wue |
ssue (c.) |
jjue |
|
|
ua |
|
cua |
qua |
xua |
|
чua |
kua |
|
gua |
ûa |
wua |
ssua (c.) |
jjua |
|
|
ui |
|
cui |
qui |
xui |
|
чui |
kui |
|
gui |
ûi |
wui |
ssui |
jjui |
|
|
Mesala Blenaw Batıkonın Şimali Kafkas maarif encümenince
musaddak Adige elifbasında Fransızca'dan aynen iktibas
edilerek samitelerin hepside harekenin envai ile
harekelenmiştir. Halbuki Adigece'de Bazı Samiteler harekenin
tamamını kabul etmezler.
Adigeler bu armalara Thıpha Txipчe diyorlarki yazı altı yani
harf demektir.
Son zamanlarda Türk münevverleri, hatta mebusları arasında
arabi hurufatının tebdili hakkında husule gelen cereyan göz
önüne getirilsin!
Bu tarz tekamül Fransızca'da bir çok kelimelerde (s) harfi
düşerek saitenin üzerine (^) işaretinin
gelmesine benzer.
Bu kaide Fransızca vusl liaison kaidesinin aynıdır.
|