Günümüzde,
ulusal kültürleri canlandırma konusu bütün cumhuriyetlerde önem
kazanmaya başladı. Durum, Rusya Federasyonu'nda da farklı değil.
SSCB Yüksek Sovyet üyesi olan Vladikavkaz'lı öğretmen V.T.Bazırova'nın
bu yakınlarda anlattığı acı bir olay günümüzde herkes için
geçerli. Bazırova, sınıfındaki öğrencileri, Oset ulusal
edebiyatının kurucusu Kosta Hetagkatı'nın müzeye çevrilmiş olan
evini ziyarete götürmüştü. Eserleri birçok dile çevrilerek
yayınlanmış olan Kosta, yalnız ülkemizde değil, yabancı ülkelerde
de tanınmakta ve Osetler onunla öğünmektedirler. Öğrencilerde
kendilerine anlatılanları ilgiyle dinlediler ve birçok sorular
sordular. Fakat kendilerinden Hetagkatı'nın şiirlerinden birini
okumaları istenince, aralarında onu ana diliyle okuyabilen tek bir
kişi çıkmadı.
Kuzey Osetya
Cumhuriyeti'nde son zamanlarda yapılan sosyolojik araştırmaların
gösterdiğine göre, Oset gençleri anadillerini Rusça kadar iyi
bilmiyorlar. Geçmişlerine, edebiyat, sanat ve yaşam tarzlarına
olan ilgileri daha zayıf. Bir keresinde Viladikavkaz'da 1860
öğrenci arasında soruşturma yapılmıştı. Bunlar arasında Osetçe
konuşabilenlerin sayısı sadece 530 kişiydi. Onlarda doğru dürüst
yazmayı bilmiyor ve güçlükle okuyorlardı. 790 tanesi anadillerini
sadece anlıyorlardı. 540 tanesinin ise anadillerinden bildikleri
sadece birkaç kelimeydi. Köy okullarında okuyanların çoğunluğu ise
iyi konuşuyorlar, ancak kötü okuyor ve yazarken zorlanıyorlardı.
Bu
araştırmanın sonucu çoğu kimseyi şaşırtmadı. Çünkü geçen yıla
kadar burada Osetçe eğitim yapılan okullar yoktu. Anadil ihtiyari
olarak okutuluyordu.
Öğrencilerin
ana-babalarıyla konuşulduğunda anlattıklarına göre, onların Osetçe
eğitimine karşı tutumları ilginçti. Bazı Oset ana-babalar
öğretmenlerden, çocuklarına Osetçe öğretilmemesini istiyorlardı.
Daha ilginci bu gibi ana-babaların arasında öğretmen olanlarda
vardı. Bunun nedeni ortadaydı. Kültüre yeterince değer vermiyor,
anadili gereksiz görüyorlardı. Rusça, yöredeki halkların
ilişkilerinde ve anlaşmalarında tek dil haline gelmiş,
anadillerini önce resmi işlerde, sonrada kişisel ilişkilerde geri
plana bırakmışlardı. Bundan en çok etkilenenler ise sayıca küçük
halklar olmuştu.
Ülkenin dil
zenginliğinin yok olması gibi korkulacak bir durum meydana
gelmişti. Bunun içindir ki bugün aydınlar ve en başta da yazarlar
ve kültür emekçileri, ulusal kültürleri, dilleri ve gelenekleri
canlandırmak ve korumak için mücadele veriyorlar. Cumhuriyetler
anadillere devlet dili statüsü tanıyan yasalar kabul ettiler.
Böyle yasalar Rusya Federatif Cumhuriyeti'ne bağlı bir sıra özerk
cumhuriyetlerde de kabul edildi. Örneğin, Kuzey Osetya'da SBKP'nin
ülke komitesi ve bakanlar kurulu "Oset dilinin ve edebiyatının
cumhuriyette daha iyi öğretilmesine dair" bir karar aldı. Okullar
Oset dilini daha iyi öğretmeye yönelik planlarla eğitim vermeye
başladılar. Cumhuriyette oluşturulan "Adamon Tsadis" (Halk
Cephesi) ulusal kültür ve geleneklerin ve tüm halkların ulusal
dillerinin korunmasına önem veriyor.
Ulusal
kültürlerini korumaya yönelik bu gibi kımıldanışlar, Rusya
Federasyonu'nun başka özerk cumhuriyetlerinde, özerk yöre ve
Okruglarında da görülmeye başladı. 1990 yılının Haziran ayı
ortalarında Moskova'da Tüm Rusya'nın Dil ve Kültürünü Sevenler
Birliği "Edinenniye" oluşturuldu. "Birlik"in gayeleri arasında
Rusya Dil Akademisi'nin kurulması da var. Rusya Federasyonu
Halklarının Dilleri Enstitüsü de bu akademi bünyesinde yer alacak.
Enstitünün ilk
görevleri arasında Cumhuriyetteki tüm halkların dillerinde yeni
sözcükler yayınlamak yer alıyor. Birlik, özerk cumhuriyet ve
yörelerin, okrugların ve böyle bir kuruluşu bulunmayan halkların
dillerinde dergi ve gazeteler yayınlanması için edebiyatçılara ve
kültür emekçilerine yardımcı olacak. Rusya Federasyonu'ndaki
halkların dil ve sanatları için Leningrad veya Moskova'da ulusal
günler, Rusya'ya ve tüm dünyaya yönelik konkurslar, sempozyumlar
ve benzeri etkinlikler düzenlenecek. Birlik tarafından "Soglasiye"
(Muvafakat) adıyla bir edebiyat, sanat, kültür ve politika dergisi
çıkarılması, merkezi televizyonda "Rusya'dan Konuşmalara ve
Görüntüler" adıyla özel bir kanal sağlanması da düşünülüyor.
Birlik kurucularının düşüncesine göre bu ve benzeri önlemler,
çeşitli halkların yaşadığı Rusya'yı uygun bir görünüme ulaştıracak
ve farklı dillerin de konuşulmasını sağlayabilecektir. |