...................
...................
ADİGE DİLİ VE EDEBİYATI     -8
HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................

...................
FOLKLORUN BAZI SORUNLARI

Folklorun bir yanı da Adige sanatçılarının okumamış ve çağdaş eğitim almamış kişilerin yaratıları olmasıydı. Sanatçı,  toplumun o anki koşullarına göre hareket etmek ya da toplumu bir ölçüde farklı yönde etkilemek dışında öncü görevler üstlenemiyordu.

Sanatçı modern anlamda bir bilinçten de yoksundu. Kuşkusuz çok güçlü ve toplumu etkileyen sanatçılar da yetişmiştir, ama ölçü çağdaş (modern) sanat anlayışı düzeyine çıkmadığı sürece, toplumun sanatsal algılayışında büyük bir değişim oluşamazdı. Halk sanatçılarının sanat ve yapıtları, çağdaş anlamıyla, gelenekçi (gerici) ve tutucuydu. Toplum yaşamında oluşacak olan büyük değişimlere ayak uyduracak, belirecek büyük sorunlara yanıt verecek ve toplumu yönlendirecek bir özellikte değildi. Örneğin 20'nci yüzyılda, emperyalist çağda ya da günümüzün küreselleşme (globalizm) koşullarında, halk sanatçılarının (dans müziği dışında) direnişi, son sanatçı kuşağının ölmesiyle birlikte sessizliğe bürünmüştür, ama modern sanatta kurumlaşma, kendini yenileme ve süreklilik vardır.

Geleneksel dönemin toplumu çağdaş anlamda bilinçsiz ve yazılı yaşamdan yoksun durumdaydı. Ortada sadece bir köylü halk beğenisi vardı. Yığınlar bilinçsiz ve tutucu halk beğenisi ile yetindiklerinden, yazı dilinin gerekliliği gibi çağdaş bilinç örneklerine gereksinim duyulmuyordu. Bu doğrultuda yapılan ya da yapılacak çalışmalara karşı bir duyarsızlık vardı. Bu nedenle halk beğenisi sanatsal açıdan bir çağdaş ölçü olarak kabul edilemez. Çünkü çağdaş anlamda eğitimsiz ve zamanlarının çoğunu çalışmaya, pek azını da sanata ayıran geleneksel çağın emekçi kitleleri basit ve kolay beğenilerle, eğlenmekle de yetinebiliyorlardı. Sanatın ve sanatsal estetiğin büyük gelişmeleri, uzun süreli, yüzyılları bulan bir eğitim ve bilinçlenme sonucu oluşmuştur. Örneğin İtalya'da başlayan klasik sanat, edebiyat, müzik, vb, İtalya'dan Avusturya'ya, oradan Almanya, Macaristan, Polonya ve Rusya'ya doğru yayılmıştır. Bu ülkeler birbiriyle şu ya da bu biçimde bağlantılıydı. Sanat oralardan Avrupa ve Amerika tamamına yayılmış, Çerkesya'yı ve Kafkasya’yı ise ıskalamıştır.

Toplum uzun süreli ve planlı çalışmalar sonucu üstün estetik beğeni düzeyine eriştirilebilir. Sovyetler döneminde Adigeler, diğer Sovyet halkları gibi bazı sanatsal başarılara da, kuşkusuz imzalar attılar, sözgelişi Tembot K’eraş’ın 1948’de Sovyetler Birliği Devlet Ödülü’nü kazanan Mutluluk Yolu (Насыпым игъогу) gibi.  Ancak yapılanların, daha doğrusu ortaya konan ürünlerin ideolojik bir kalıp ile çerçeveli olduğu, güdümlü kaldığı ve gerçek anlamda bir özgürlüğü yansıtmadığı da unutulmamalıdır.

Yukarıda değindiğimiz gibi, folklor, ne denli zengin ve çeşitli olursa olsun, modern bir tiyatronun,  operanın, bale ve edebiyatın yerini tutamaz, o tür çağdaş gereksinmeleri karşılayamaz. Sonuç olarak, Adige folklorundaki yaratıcılık, gelişimin bir noktasında takılı kalmış gibidir. Osmanlıların Divan Edebiyatı gibi kalıpçıdır ve kendisini yineleyip duran bir şey ya da kırık bir plak gibidir. Folklor bir yönüyle çok güzeldir, ama "zamanımızın da çok gerisindedir". Onunla yetinmek, "mimarlara taş örme tek gözlü ev yapmayı öğretmek, çimento kullanmayı ve betonarmeyi öğretmemek gibidir" ya da globalizm ve teknoloji çağında gelişime ayak bağı olmak demektir.

Ancak Adige halkının folklor dışı olanakları bulunmadığı sürece, bundan başkası da yapılamazdı.  Dolayısıyla her şeyi kendi bütünlüğü ve yapısı içinde, yer, zaman ve mekana göre değerlendirdiğimizde, Adige sanatçısını suçlamak da bir haksızlık olacaktır.

Adige folkloru Adige ruhunu ve Adige karakterini yansıtmaktadır
. Çağdaş sanatçıya düşen görev, bu ruh ve karakter temelinde folklor ürünlerini yeniden yoğurmak, onlardan çağdaş normlara uygun yeni ürünler yaratmak olmalıdır. Örneğin 21 Haziran 2008'de Bursa ili Mustafa Kemal Paşa ilçesi Karaorman köyünde sahne alan ve 5 bin kişinin üstünde bir seyirci kitlesi tarafından beğeniyle izlenen Bandırma Kuzey Kafkasya Kültür Derneği'nin değişik Jöğobzıy (Жъогъобзый) ekipleri Adige çocuk oyunlarını ve Nart savaş danslarını özel giysilerini de hazırlayarak büyük bir başarıyla çağdaş anlamda yorumlamayı başarmış ve büyük bir beğeni ile karşılanmışlardır. Böylece Sovyet kalıpçılığı ve gericiliği diasporada başarılı bir biçimde aşılmış oldu.



ADİGE FOLKLORUNUN KAYNAĞI VE DEĞİŞİK ÜRÜNLERİ

Adige folklorunun kaynağı, mitolojik inançlar ve bunlarla içiçe geçmiş olan halk yaşamıdır. Bu yaşam içinde doğmuş olan ilk ürünler, büyük bir olasılıkla iş türküleridir (1оф орэдхэр). Bu türküler yapılan işin içinden doğmuşlardır, türkülerin işlevi de yapılan işi kolaylaştırmaktır. Bu türküler bu yakın yıllara değin Düzce ve Çarşamba köylerindeki mısır çapalarında Adige emekçi köylüleri tarafından, korolar eşliğinde, ikili ya da daha çok gruplar tarafından, çok sesli olmak üzere söylenirdi. Mitolojik görüntüler taşıyan bu türküleri, yine büyük bir olasılıkla düğün (нысащэ) ve gelinalma (нысэ къащэ) türküleri izlemiştir. Bu türküler de, amaca uygun olarak, birden çok grup tarafından çok sesli olarak söylenirdi. Şimdi Düzce'de bunun bozulmuş-çirkin taklitleri yapılmakta ve yeniden canlandırılmasına çalışılmaktadır. Ancak bunun için uzman sanatçı ve eğitimcilere, disiplinli çalışmalara gereksinim vardır, amatörlerin bu tür işleri başarmaları çok zordur.

Adige folkloruna konu olan dünya, deyim yerindeyse mitolojik bir boyuttadır. Bu dünyada insanlar ve bilinen canlılar dışında, birçok mitik ve mitolojik (fantastik) yaratıkların da yaşadığına inanılmaktadır: Değişik tanrılar, mitik (söylence) hayvanlar, devler (иныжъ), cüce insanlar (исп), göğsü kılıçlı yarı orman adamları (мэзл1ыныкъо), ejderhalar (благъо, шэгьыблэ), büyücüler (уды, нэгъуч1ыц), cadılar (джадэ), hortlaklar (хьадэджад), cin (джынэ) ve periler (тхьэ1офыд), vb.

Gökle yerin birleştiği bir boyuttaki bütün kara parçaları, denizler ve sular, yeraltı, su altı ya da deniz dibi, gökyüzünde tanrıların yaşadığı yerler, ölüler ülkesi (хьадрыхэ), vb Adige mitolojik dünyasını oluşturmaktadır. Böylesine bir dünyada gerçekleşmekte olduğuna inanılan  olaylar ve her şey folklorun  ve Adige söylentisinin  (1оры1уатэ) konusudur.

 
1.Bölüm      2.Bölüm      3.Bölüm      4.Bölüm      5.Bölüm      6.Bölüm
7.Bölüm      8.Bölüm      9.Bölüm      10.Bölüm      11.Bölüm      12.Bölüm